SKY Türk'te Prof. Dr. Kerem Alkin ve Prof. Dr. Emre Alkin'in sunduğu "Her şey ekonomi değil" programına katılan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Türkiye ve dünya gündemine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Siyasetin 1970'li yıllardan bu yana çok ciddi değişimler geçirdiğini söyleyen Kurtulmuş, "2009 yılına geldiğimizde tek kutuplu dünya sistemi bir düzen ortaya koymadı. Dünya şu anda bir düzensizlik, dengesizlik içindedir. Bu, dünyadaki küresel denkleme yansıyor dolayısıyla dünyada siyasete yönelik konuştuğumuz kavramların pek karşılığı kalmadı mesela sağ, sol, liberalizm, muhafazakarlık gibi bir çok kavramın çok ciddi bir şekilde içerisi boşaldı. Bu siyasal yapılanma Türkiye'ye de yansıdı" dedi.
Milli Görüş'ün 150 yıllık bir fikri geçmişi var
Asıl üzerinde durulması gereken noktanın emperyalizm olduğunu belirten Kurtulmuş, dünyayı yöneten güçlerin kendi politikalarını yeni kılıflar altında uygulamaya soktuğunun altını çizdi. Milli Görüş hareketi üzerine de konuşan Kurtulmuş, "Türkiye'de milli olan, yerli olan, kendi kökü üzerinde yükselen, bu topraklarda asırlarca yoğrulmuş medeniyet değerleri perspektifi ile çağını yorumlayan bir siyaset tarzına ihtiyaç var ki biz, Milli Görüş olarak bunu yapmaya çalışıyoruz. Milli Görüş her ne kadar 70'li yıllarda siyaset sahnesine çıkıp ete kemiğe bürünse de bu topraklarda aslında yüz elli yıllık fikri geçmişi vardır" ifadelerini kullandı.
12 Eylül Anayasası'nı değiştirin
Son günlerde Türkiye'nin gündemini meşgul eden konulara değinen Kurtulmuş, özellikle "Kürt Açılımı" çerçevesinde siyasilerin birbirlerini eleştirirken ortaya koydukları üslubun oldukça yanlış olduğunu belirtti. Siyasilerinin bu tavrının milleti kutuplaştırmaya yönelik olduğunu söyleyen Kurtulmuş, bu durumun çok ciddi sonuçlar doğuracağını ifade etti. Türkiye'de yaşayan bütün etnik kökenlerden insanın aynı medeniyetin çocukları olduğunun altını çizen Kurtulmuş, "Yapılması gerekenin hak ve özgürlükler prensibinde Türkiye'de yeni bir siyasi ve hukuki reform sürecinin başlatılması olduğuna inanıyoruz. Önce anayasanın zihniyetini, felsefesini değiştirerek 12 Eylül Anayasası yerine toplumun bütün kesimlerin onayından geçmiş bir anayasayı milletimize hediye etmeliyiz" şeklinde konuştu.
"One minute"nin gereği yapılmadı
Başbakan'ı "one minute" çıkışının ardından ilk tebrik edenin Saadet Partisi olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, "Hepimiz biliyoruz ki özellikle 1967'den beri İsrail'in en büyük gücü ne ekonomisi ne de silahlı kuvvetleridir. İsrail'in en büyük dayanağı uluslararası diplomatik gücü ve aleyhinde alınacak kararları bu gücü ile engelliyor olmasıdır. İşte böyle bir fırsat geçtiğimiz hafta Türkiye'nin önüne geldi. BM'ye bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun, İsrail'in nükleer kapasitesinin tartışılması ile ilgili bir gündemi vardı. Gündeme alınsın mı, alınmasın mı tartışmaları sırasında Türkiye Hükümeti temsilcisi salonun dışına kaçtı, alınmasıyla ilgili oylama yapıldı ve maalesef Türkiye çekimser kaldı. 51 ülkenin oyuyla İsrail'in nükleer kapasitesinin olduğu kabul edildi ancak Türkiye bu ülkeler arasında yer almadı. 'One Minute' diyorsan burada da Türkiye'nin İsrail'in nükleer silahlanması konusunda görüşünü ortaya koyacaksın. Eğer sen ona One minute diyorsan ben de buna 'One mınute, the end' derim. Film bitti. One minute diyerek insanlardan oy almak kolay, One minute demenin gereğini yerine getireceksin, İsrail'in zulmüne karşı oluşacak uluslararası diplomatik atakların öncüsü olacaksın" dedi.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.