2 Ekim 2009

[anadoluhaber:35512] CUMHURBAŞKANINI DİNLERKEN

 

Cumhurbaşkanımızın TBMM deki konuşmasını izleyen bir yazarın izlenimleri ve CB’nın konuşmasını değerlendirmesini dikkatlere sunmak istiyorum. Çünkü sürekli negatif yorumlar yapmak da kendilerini görevli zannedenlerin yorumlarının pek de sağlıklı yorumlar olmadığını artık o yorumları yapanların kendileri de dâhil hepimiz biliyoruz. Buradaki yorumun negatif yorum sahiplerinin hoşlarına gitmese de daha objektif olduğunu görüyorum.

Saygılarımla

A.D.Şimşek

 

http://aktueldergi.de/index.php?option=com_content&view=article&id=253:cigdem-altnoez-cumhurbakanini-dnlerken&catid=19:turkey&Itemid=34

CUMHURBAŞKANINI DİNLERKEN

 

Cuma, 02 Ekim 2009 07:31

 
Türkiye Büyük Millet Meclisi 23.dönem 4.Yasama yılının açılışı yapıldı.

Vekillerimiz tatilden dönüp sıralarına oturmuşlardı.
Tamamı orada mıydı bilemiyorum ama salon dolu gözüküyordu.

Cumhurbaşkanı salona girdiğinde ne acıdır ki CHP'liler ayağa kalkma tenezzülünde bulunmadılar.
Bu davranışları evvelce aralarında konuşup anlaştıklarını gösteriyor.
Yaptığı çeşitli atraksiyonlarla (367 olayı gibi) , cumhurbaşkanı seçiminde istediği sonuca ulaşamayan, bir anlamda hüsrana uğrayan ve pek çok söyleminde cumhurbaşkanını" içine sindiremediğini" ifadelendiren Baykal, demek ki vekillerine emrederek ayağa kalkmamalarını sağlamış.

CHP'li vekiller böyle davranarak ne elde ettiler?

Parti başkanlarına şirin gözükmek mi önemli idi, yoksa ülkemizin en üst kurumu olan cumhurbaşkanlığı makamına saygı duymaları mı daha önemliydi ?

Portekiz cumhurbaşkanı gelince ayağa kalkıyorsunuz da kendi ülkenizinkine neden aynı saygıyı gösteremiyorsunuz?

Maaşlarını hepimizden kesilen vergilerle ceplerine indirmeyi iyi bilen bu vekiller, acaba oturdukları yerde "oh, seni adam yerine koymuyoruz işte, bak hiç kıymet vermedik, ayağa kalkma gereği duymadık, sana bu müstahaktır " diye mi düşündüler ve mutlu mu oldular ?

Bence bu sınavın kaybedeni olmuşlardır.
Kula kulluk edenler kaybetmeye mahkumdur.

Gül, 23. dönem 4. Yasama yılının açılışı dolayısıyla TBMM Genel Kuruluna hitap etti.
Konuşmasında ülkesinin tüm sorunlarından haberdar olan bir başkan olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi.
Olmazsa olmaz denecek her konuda net, anlaşılır mesajlar verdi.
Açıkça söylemem gerekirse ben konuşmanın tamamını beğendim.
Bir yerim de kanamadı…
Oysa CHP liderinin yüreğini kanatmış cumhurbaşkanının konuşması…

Baykal, yaptığı kısa açıklamada "Konuşmasının başı Kürt açılımıydı. Toplumu kutuplaşmaya götüren bir politikayı, hükümeti savunmayı amaçlayan bir konuşma yaptı , Cumhurbaşkanı konuşmasında, Türkiye’ye dayatılan bir projeden söz etti. ‘Eğer bu sorunu biz çözmezsek birileri çözerifadesini kullandı. Bu ifade bir Cumhurbaşkanı’na asla yakışmıyor. Bu konuşma yüreğimi kanattı" dedi.

Baykal kendine göre yorumluyordu…
Esasen Sayın Gül " Kendi sorunlarını kendi iradeleriyle çözemeyen devletler, başkalarının istismarına açıktır. Siyasi aklı güçlü bir devlet buna izin vermez; sorunlarını başkalarına fırsat vermeden kendi iradesiyle çözer" demişti..

MHP lideri Devlet Bahçeli, ise konuşmayı dikkatle dinlemiş olduğunu belirterek "Gül başka ülkenin konuk Cumhurbaşkanı gibi konuştu" yorumunu yaptı.

Konuşmayı ben de sonuna dek pür dikkat izledim.
Bana ise Bahçeli'nin tam aksine, yabancı biri gibi değil, çok da "bizden" geldi…
İçimizde yaşayan, yoğrulan,( hatta bazılarından çok daha fazla) acıları damıtmış insanlara has tevazu ve olgunluk içerisinde , ülkesini seven, doğruları sakin, yumuşak ama etkili bir üslupla anlatan akil bir insan gördüm ekranda…
Yerini dolduran bir cumhurbaşkanı gördüm…

Özenle hazırlanmış, her cümlesinde ülkesinin daha ileriye gitmesini arzulayan,hedefleri gösteren, uyarıcı, her cümlesi dikkatle incelenmesi gereken bir konuşmaydı.
Ahmet Necdet Sezer gibi "mutlu, gönençli , ve kutlu olsun" gibi sözlerle bitirmedi konuşmasını.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül "Yüce Meclisin milletimiz ve devletimiz için çok değerli çalışmalara imza atacağına olan inancımla sözlerime son veriyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Yüce Meclis'in milletimize hizmet etmiş tüm mensuplarını minnet ve saygıyla anıyorum. Önümüzdeki dönemin milletimiz ve devletimiz için hayırlar getirmesini Cenabı Allah'tan diliyorum'' diyerek sözlerini tamamladı.
İçime de, sindi gurur da duydum…
Çiğdem Altınöz

 

CUMHURBAŞKANINI DİNLERKEN
Cuma, 02 Ekim 2009 07:31

 
Türkiye Büyük Millet Meclisi 23.dönem 4.Yasama yılının açılışı yapıldı.

Vekillerimiz tatilden dönüp sıralarına oturmuşlardı.
Tamamı orada mıydı bilemiyorum ama salon dolu gözüküyordu.

Cumhurbaşkanı salona girdiğinde ne acıdır ki CHP'liler ayağa kalkma tenezzülünde bulunmadılar.
Bu davranışları evvelce aralarında konuşup anlaştıklarını gösteriyor.
Yaptığı çeşitli atraksiyonlarla (367 olayı gibi) , cumhurbaşkanı seçiminde istediği sonuca ulaşamayan, bir anlamda hüsrana uğrayan ve pek çok söyleminde cumhurbaşkanını" içine sindiremediğini" ifadelendiren Baykal, demek ki vekillerine emrederek ayağa kalkmamalarını sağlamış.

CHP'li vekiller böyle davranarak ne elde ettiler?

Parti başkanlarına şirin gözükmek mi önemli idi, yoksa ülkemizin en üst kurumu olan cumhurbaşkanlığı makamına saygı duymaları mı daha önemliydi ?

Portekiz cumhurbaşkanı gelince ayağa kalkıyorsunuz da kendi ülkenizinkine neden aynı saygıyı gösteremiyorsunuz?

Maaşlarını hepimizden kesilen vergilerle ceplerine indirmeyi iyi bilen bu vekiller, acaba oturdukları yerde "oh, seni adam yerine koymuyoruz işte, bak hiç kıymet vermedik, ayağa kalkma gereği duymadık, sana bu müstahaktır " diye mi düşündüler ve mutlu mu oldular ?

Bence bu sınavın kaybedeni olmuşlardır.
Kula kulluk edenler kaybetmeye mahkumdur.

Gül, 23. dönem 4. Yasama yılının açılışı dolayısıyla TBMM Genel Kuruluna hitap etti.
Konuşmasında ülkesinin tüm sorunlarından haberdar olan bir başkan olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi.
Olmazsa olmaz denecek her konuda net, anlaşılır mesajlar verdi.
Açıkça söylemem gerekirse ben konuşmanın tamamını beğendim.
Bir yerim de kanamadı…
Oysa CHP liderinin yüreğini kanatmış cumhurbaşkanının konuşması…

Baykal, yaptığı kısa açıklamada "Konuşmasının başı Kürt açılımıydı. Toplumu kutuplaşmaya götüren bir politikayı, hükümeti savunmayı amaçlayan bir konuşma yaptı , Cumhurbaşkanı konuşmasında, Türkiye’ye dayatılan bir projeden söz etti. ‘Eğer bu sorunu biz çözmezsek birileri çözerifadesini kullandı. Bu ifade bir Cumhurbaşkanı’na asla yakışmıyor. Bu konuşma yüreğimi kanattı" dedi.

Baykal kendine göre yorumluyordu…
Esasen Sayın Gül " Kendi sorunlarını kendi iradeleriyle çözemeyen devletler, başkalarının istismarına açıktır. Siyasi aklı güçlü bir devlet buna izin vermez; sorunlarını başkalarına fırsat vermeden kendi iradesiyle çözer" demişti..

MHP lideri Devlet Bahçeli, ise konuşmayı dikkatle dinlemiş olduğunu belirterek "Gül başka ülkenin konuk Cumhurbaşkanı gibi konuştu" yorumunu yaptı.

Konuşmayı ben de sonuna dek pür dikkat izledim.
Bana ise Bahçeli'nin tam aksine, yabancı biri gibi değil, çok da "bizden" geldi…
İçimizde yaşayan, yoğrulan,( hatta bazılarından çok daha fazla) acıları damıtmış insanlara has tevazu ve olgunluk içerisinde , ülkesini seven, doğruları sakin, yumuşak ama etkili bir üslupla anlatan akil bir insan gördüm ekranda…
Yerini dolduran bir cumhurbaşkanı gördüm…

Özenle hazırlanmış, her cümlesinde ülkesinin daha ileriye gitmesini arzulayan, hedefleri gösteren, uyarıcı, her cümlesi dikkatle incelenmesi gereken bir konuşmaydı.

Ahmet Necdet Sezer gibi "mutlu, gönençli , ve kutlu olsun" gibi sözlerle bitirmedi konuşmasını.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül "Yüce Meclisin milletimiz ve devletimiz için çok değerli çalışmalara imza atacağına olan inancımla sözlerime son veriyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Yüce Meclis'in milletimize hizmet etmiş tüm mensuplarını minnet ve saygıyla anıyorum. Önümüzdeki dönemin milletimiz ve devletimiz için hayırlar getirmesini Cenabı Allah'tan diliyorum'' diyerek sözlerini tamamladı.

İçime de, sindi gurur da duydum…


Çiğdem Altınöz

CUMHURBAŞKANINI DİNLERKEN
Cuma, 02 Ekim 2009 07:31

 
Türkiye Büyük Millet Meclisi 23.dönem 4.Yasama yılının açılışı yapıldı.

Vekillerimiz tatilden dönüp sıralarına oturmuşlardı.
Tamamı orada mıydı bilemiyorum ama salon dolu gözüküyordu.

Cumhurbaşkanı salona girdiğinde ne acıdır ki CHP'liler ayağa kalkma tenezzülünde bulunmadılar.
Bu davranışları evvelce aralarında konuşup anlaştıklarını gösteriyor.
Yaptığı çeşitli atraksiyonlarla (367 olayı gibi) , cumhurbaşkanı seçiminde istediği sonuca ulaşamayan, bir anlamda hüsrana uğrayan ve pek çok söyleminde cumhurbaşkanını" içine sindiremediğini" ifadelendiren Baykal, demek ki vekillerine emrederek ayağa kalkmamalarını sağlamış.

CHP'li vekiller böyle davranarak ne elde ettiler?

Parti başkanlarına şirin gözükmek mi önemli idi, yoksa ülkemizin en üst kurumu olan cumhurbaşkanlığı makamına saygı duymaları mı daha önemliydi ?

Portekiz cumhurbaşkanı gelince ayağa kalkıyorsunuz da kendi ülkenizinkine neden aynı saygıyı gösteremiyorsunuz?

Maaşlarını hepimizden kesilen vergilerle ceplerine indirmeyi iyi bilen bu vekiller, acaba oturdukları yerde "oh, seni adam yerine koymuyoruz işte, bak hiç kıymet vermedik, ayağa kalkma gereği duymadık, sana bu müstahaktır " diye mi düşündüler ve mutlu mu oldular ?

Bence bu sınavın kaybedeni olmuşlardır.
Kula kulluk edenler kaybetmeye mahkumdur.

Gül, 23. dönem 4. Yasama yılının açılışı dolayısıyla TBMM Genel Kuruluna hitap etti.
Konuşmasında ülkesinin tüm sorunlarından haberdar olan bir başkan olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi.
Olmazsa olmaz denecek her konuda net, anlaşılır mesajlar verdi.
Açıkça söylemem gerekirse ben konuşmanın tamamını beğendim.
Bir yerim de kanamadı…
Oysa CHP liderinin yüreğini kanatmış cumhurbaşkanının konuşması…

Baykal, yaptığı kısa açıklamada "Konuşmasının başı Kürt açılımıydı. Toplumu kutuplaşmaya götüren bir politikayı, hükümeti savunmayı amaçlayan bir konuşma yaptı , Cumhurbaşkanı konuşmasında, Türkiye’ye dayatılan bir projeden söz etti. ‘Eğer bu sorunu biz çözmezsek birileri çözerifadesini kullandı. Bu ifade bir Cumhurbaşkanı’na asla yakışmıyor. Bu konuşma yüreğimi kanattı" dedi.

Baykal kendine göre yorumluyordu…
Esasen Sayın Gül " Kendi sorunlarını kendi iradeleriyle çözemeyen devletler, başkalarının istismarına açıktır. Siyasi aklı güçlü bir devlet buna izin vermez; sorunlarını başkalarına fırsat vermeden kendi iradesiyle çözer" demişti..

MHP lideri Devlet Bahçeli, ise konuşmayı dikkatle dinlemiş olduğunu belirterek "Gül başka ülkenin konuk Cumhurbaşkanı gibi konuştu" yorumunu yaptı.

Konuşmayı ben de sonuna dek pür dikkat izledim.
Bana ise Bahçeli'nin tam aksine, yabancı biri gibi değil, çok da "bizden" geldi…
İçimizde yaşayan, yoğrulan,( hatta bazılarından çok daha fazla) acıları damıtmış insanlara has tevazu ve olgunluk içerisinde , ülkesini seven, doğruları sakin, yumuşak ama etkili bir üslupla anlatan akil bir insan gördüm ekranda…
Yerini dolduran bir cumhurbaşkanı gördüm…

Özenle hazırlanmış, her cümlesinde ülkesinin daha ileriye gitmesini arzulayan, hedefleri gösteren, uyarıcı, her cümlesi dikkatle incelenmesi gereken bir konuşmaydı.

Ahmet Necdet Sezer gibi "mutlu, gönençli , ve kutlu olsun" gibi sözlerle bitirmedi konuşmasını.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül "Yüce Meclisin milletimiz ve devletimiz için çok değerli çalışmalara imza atacağına olan inancımla sözlerime son veriyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Yüce Meclis'in milletimize hizmet etmiş tüm mensuplarını minnet ve saygıyla anıyorum. Önümüzdeki dönemin milletimiz ve devletimiz için hayırlar getirmesini Cenabı Allah'tan diliyorum'' diyerek sözlerini tamamladı.

İçime de, sindi gurur da duydum…


Çiğdem Altınöz

CUMHURBAŞKANINI DİNLERKEN
Cuma, 02 Ekim 2009 07:31

 
Türkiye Büyük Millet Meclisi 23.dönem 4.Yasama yılının açılışı yapıldı.

Vekillerimiz tatilden dönüp sıralarına oturmuşlardı.
Tamamı orada mıydı bilemiyorum ama salon dolu gözüküyordu.

Cumhurbaşkanı salona girdiğinde ne acıdır ki CHP'liler ayağa kalkma tenezzülünde bulunmadılar.
Bu davranışları evvelce aralarında konuşup anlaştıklarını gösteriyor.
Yaptığı çeşitli atraksiyonlarla (367 olayı gibi) , cumhurbaşkanı seçiminde istediği sonuca ulaşamayan, bir anlamda hüsrana uğrayan ve pek çok söyleminde cumhurbaşkanını" içine sindiremediğini" ifadelendiren Baykal, demek ki vekillerine emrederek ayağa kalkmamalarını sağlamış.

CHP'li vekiller böyle davranarak ne elde ettiler?

Parti başkanlarına şirin gözükmek mi önemli idi, yoksa ülkemizin en üst kurumu olan cumhurbaşkanlığı makamına saygı duymaları mı daha önemliydi ?

Portekiz cumhurbaşkanı gelince ayağa kalkıyorsunuz da kendi ülkenizinkine neden aynı saygıyı gösteremiyorsunuz?

Maaşlarını hepimizden kesilen vergilerle ceplerine indirmeyi iyi bilen bu vekiller, acaba oturdukları yerde "oh, seni adam yerine koymuyoruz işte, bak hiç kıymet vermedik, ayağa kalkma gereği duymadık, sana bu müstahaktır " diye mi düşündüler ve mutlu mu oldular ?

Bence bu sınavın kaybedeni olmuşlardır.
Kula kulluk edenler kaybetmeye mahkumdur.

Gül, 23. dönem 4. Yasama yılının açılışı dolayısıyla TBMM Genel Kuruluna hitap etti.
Konuşmasında ülkesinin tüm sorunlarından haberdar olan bir başkan olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi.
Olmazsa olmaz denecek her konuda net, anlaşılır mesajlar verdi.
Açıkça söylemem gerekirse ben konuşmanın tamamını beğendim.
Bir yerim de kanamadı…
Oysa CHP liderinin yüreğini kanatmış cumhurbaşkanının konuşması…

Baykal, yaptığı kısa açıklamada "Konuşmasının başı Kürt açılımıydı. Toplumu kutuplaşmaya götüren bir politikayı, hükümeti savunmayı amaçlayan bir konuşma yaptı , Cumhurbaşkanı konuşmasında, Türkiye’ye dayatılan bir projeden söz etti. ‘Eğer bu sorunu biz çözmezsek birileri çözerifadesini kullandı. Bu ifade bir Cumhurbaşkanı’na asla yakışmıyor. Bu konuşma yüreğimi kanattı" dedi.

Baykal kendine göre yorumluyordu…
Esasen Sayın Gül " Kendi sorunlarını kendi iradeleriyle çözemeyen devletler, başkalarının istismarına açıktır. Siyasi aklı güçlü bir devlet buna izin vermez; sorunlarını başkalarına fırsat vermeden kendi iradesiyle çözer" demişti..

MHP lideri Devlet Bahçeli, ise konuşmayı dikkatle dinlemiş olduğunu belirterek "Gül başka ülkenin konuk Cumhurbaşkanı gibi konuştu" yorumunu yaptı.

Konuşmayı ben de sonuna dek pür dikkat izledim.
Bana ise Bahçeli'nin tam aksine, yabancı biri gibi değil, çok da "bizden" geldi…
İçimizde yaşayan, yoğrulan,( hatta bazılarından çok daha fazla) acıları damıtmış insanlara has tevazu ve olgunluk içerisinde , ülkesini seven, doğruları sakin, yumuşak ama etkili bir üslupla anlatan akil bir insan gördüm ekranda…
Yerini dolduran bir cumhurbaşkanı gördüm…

Özenle hazırlanmış, her cümlesinde ülkesinin daha ileriye gitmesini arzulayan, hedefleri gösteren, uyarıcı, her cümlesi dikkatle incelenmesi gereken bir konuşmaydı.

Ahmet Necdet Sezer gibi "mutlu, gönençli , ve kutlu olsun" gibi sözlerle bitirmedi konuşmasını.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül "Yüce Meclisin milletimiz ve devletimiz için çok değerli çalışmalara imza atacağına olan inancımla sözlerime son veriyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Yüce Meclis'in milletimize hizmet etmiş tüm mensuplarını minnet ve saygıyla anıyorum. Önümüzdeki dönemin milletimiz ve devletimiz için hayırlar getirmesini Cenabı Allah'tan diliyorum'' diyerek sözlerini tamamladı.

İçime de, sindi gurur da duydum…


Çiğdem Altınöz

CUMHURBAŞKANINI DİNLERKEN
Cuma, 02 Ekim 2009 07:31

 
Türkiye Büyük Millet Meclisi 23.dönem 4.Yasama yılının açılışı yapıldı.

Vekillerimiz tatilden dönüp sıralarına oturmuşlardı.
Tamamı orada mıydı bilemiyorum ama salon dolu gözüküyordu.

Cumhurbaşkanı salona girdiğinde ne acıdır ki CHP'liler ayağa kalkma tenezzülünde bulunmadılar.
Bu davranışları evvelce aralarında konuşup anlaştıklarını gösteriyor.
Yaptığı çeşitli atraksiyonlarla (367 olayı gibi) , cumhurbaşkanı seçiminde istediği sonuca ulaşamayan, bir anlamda hüsrana uğrayan ve pek çok söyleminde cumhurbaşkanını" içine sindiremediğini" ifadelendiren Baykal, demek ki vekillerine emrederek ayağa kalkmamalarını sağlamış.

CHP'li vekiller böyle davranarak ne elde ettiler?

Parti başkanlarına şirin gözükmek mi önemli idi, yoksa ülkemizin en üst kurumu olan cumhurbaşkanlığı makamına saygı duymaları mı daha önemliydi ?

Portekiz cumhurbaşkanı gelince ayağa kalkıyorsunuz da kendi ülkenizinkine neden aynı saygıyı gösteremiyorsunuz?

Maaşlarını hepimizden kesilen vergilerle ceplerine indirmeyi iyi bilen bu vekiller, acaba oturdukları yerde "oh, seni adam yerine koymuyoruz işte, bak hiç kıymet vermedik, ayağa kalkma gereği duymadık, sana bu müstahaktır " diye mi düşündüler ve mutlu mu oldular ?

Bence bu sınavın kaybedeni olmuşlardır.
Kula kulluk edenler kaybetmeye mahkumdur.

Gül, 23. dönem 4. Yasama yılının açılışı dolayısıyla TBMM Genel Kuruluna hitap etti.
Konuşmasında ülkesinin tüm sorunlarından haberdar olan bir başkan olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi.
Olmazsa olmaz denecek her konuda net, anlaşılır mesajlar verdi.
Açıkça söylemem gerekirse ben konuşmanın tamamını beğendim.
Bir yerim de kanamadı…
Oysa CHP liderinin yüreğini kanatmış cumhurbaşkanının konuşması…

Baykal, yaptığı kısa açıklamada "Konuşmasının başı Kürt açılımıydı. Toplumu kutuplaşmaya götüren bir politikayı, hükümeti savunmayı amaçlayan bir konuşma yaptı , Cumhurbaşkanı konuşmasında, Türkiye’ye dayatılan bir projeden söz etti. ‘Eğer bu sorunu biz çözmezsek birileri çözerifadesini kullandı. Bu ifade bir Cumhurbaşkanı’na asla yakışmıyor. Bu konuşma yüreğimi kanattı" dedi.

Baykal kendine göre yorumluyordu…
Esasen Sayın Gül " Kendi sorunlarını kendi iradeleriyle çözemeyen devletler, başkalarının istismarına açıktır. Siyasi aklı güçlü bir devlet buna izin vermez; sorunlarını başkalarına fırsat vermeden kendi iradesiyle çözer" demişti..

MHP lideri Devlet Bahçeli, ise konuşmayı dikkatle dinlemiş olduğunu belirterek "Gül başka ülkenin konuk Cumhurbaşkanı gibi konuştu" yorumunu yaptı.

Konuşmayı ben de sonuna dek pür dikkat izledim.
Bana ise Bahçeli'nin tam aksine, yabancı biri gibi değil, çok da "bizden" geldi…
İçimizde yaşayan, yoğrulan,( hatta bazılarından çok daha fazla) acıları damıtmış insanlara has tevazu ve olgunluk içerisinde , ülkesini seven, doğruları sakin, yumuşak ama etkili bir üslupla anlatan akil bir insan gördüm ekranda…
Yerini dolduran bir cumhurbaşkanı gördüm…

Özenle hazırlanmış, her cümlesinde ülkesinin daha ileriye gitmesini arzulayan, hedefleri gösteren, uyarıcı, her cümlesi dikkatle incelenmesi gereken bir konuşmaydı.

Ahmet Necdet Sezer gibi "mutlu, gönençli , ve kutlu olsun" gibi sözlerle bitirmedi konuşmasını.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül "Yüce Meclisin milletimiz ve devletimiz için çok değerli çalışmalara imza atacağına olan inancımla sözlerime son veriyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Yüce Meclis'in milletimize hizmet etmiş tüm mensuplarını minnet ve saygıyla anıyorum. Önümüzdeki dönemin milletimiz ve devletimiz için hayırlar getirmesini Cenabı Allah'tan diliyorum'' diyerek sözlerini tamamladı.

İçime de, sindi gurur da duydum…


Çiğdem Altınöz


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.