28 Kasım 2009

[anadoluhaber:36301] KAFESÇİ DEMİREL'DEN KAFESÇİ KENAN'A: '11 Eylül günü akan kan 12 Eylül günü nasıl oldu da kesiliverdi?'

Bir 'Kafes'ten diğerine hayatımız

Süleyman Demirel’in 12 Eylül darbecilerine yönelik en esaslı eleştirisi bir soruydu:
‘11 Eylül günü akan kan 12 Eylül günü nasıl oldu da kesiliverdi?’
Hoş, sonraları Demirel bu soruda gizli eleştiriyi unuttu, 12 Eylül darbesiyle hesaplaşmak yerine ortama uymayı seçti ve sorusunu da bir daha hiç sormadı ama bence çok önemliydi soru: 11 Eylül günü akan kan 12 Eylül günü nasıl oldu da kesiliverdi?
Öyle ya, hukuk aynı hukuktu, sıkıyönetim aynı sıkıyönetimdi, ‘terörist’ler yakalansanlar yargılanacakları mahkemeler aynı mahkemelerdi, savcılar aynı savcılardı, ceza yasaları aynı ceza yasalarıydı, sıkıyönetim komutanları aynı komutanlardı.
***
Biliyorsunuz, bir ihbar üzerine İstanbul’da Boğaz’ın Karadeniz çıkışına yakın, Deniz Kuvvetleri’nin meşhur SAS-SAT komandolarının eğitim alanının neredeyse bitişiğinde bir arazide kazılar yapıldı, toprağa gömülmüş durumda dehşet verici saldırı silahları ve patlayıcılar bulundu.
Bu bulunan silah ve mühimmatla ilgili yapılan soruşturma geçenlerde ansızın hareketlendi, çok sayıda üniformalı asker sorgulandı, son olarak da bir yarbay ile iki albay hakkında tutuklama kararı verildi.
Soruşturma sırasında bir bilgisayar CD’sinde, elektronik anlamda ‘gizlenmiş’ bir dosya bulundu. Bu dosyada ‘Kafes’ adı verilen bir planın ayrıntıları vardı.
Ayrıntılar dehşet vericiydi. Gayrımüslim vatandaşlara yönelik saldırı planları, çoluk çocuğa yönelik saldırı planları, suikast planları vs.
Bu planlar, bazıları yüksek rütbeli asker kişilerce hazırlanmıştı iddiaya göre ve asker kişiler tarafından da uygulanacaktı. Ancak yapılacak terör saldırıları bir biçimde, en azından fikri düzeyde, başkalarının üzerine yıkılacaktı.
***
Bu ülkede, ülkeyi terör ortamına sokup istikrarsızlaştırmayı planlayacak kadar habisleşmiş ruhlar yaşıyor ve biz de şaşırmıyoruz, bu durumu öğrenince hep birlikte ayağa kalkıp ‘Ne oluyor’ demiyoruz.
Derilerimiz kalınlaşmış durumda maalesef; çünkü bu ülkede yaşadığımız hayat bir ‘kafes’ten diğerine yaptığımız yolculuktan ibaret.
12 Eylül öncesi olaylarından biri hâlâ tartışılıyor, meşhur 16 Mart katliamı.
Bu katliamdan önce geleceğin Susurlukçusu Abdullah Çatlı’nın İstanbul’da bir askeri birliği ziyaret ettiğini, buradan TNT kalıpları ve C4 patlayıcılar aldığını hepimiz biliyoruz, bu durum mahkeme kararıyla kesinleşmiş durumda. Buna da şaşırmamıştık.
Rahmetli Uğur Mumcu, 12 Eylül öncesinin sağ ve sol silahlı terör örgütlerine silahları aynı kaçakçıların, devlette bir biçimde işbirliği içinde temin ettiğini ortaya çıkardığında yine şaşıran olmamıştı.
***
Önce terör yarat veya teröre yol ver, arkadan darbe yapıp iktidara gel...
Bu basit tezgâha geçmişte kaç kere geldik, şimdi ‘Kafes’ planının ortaya çıkması, bana en azından gelecek için ümit veriyor.
Belki bundan sonra böyle şeyler olmayacak.

İSMET BERKAN

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.