2 Ocak 2010

[anadoluhaber:37038] Hem İsrailci-Amerikancı hem ulusalcı olunmaz! - Kongar'ın kahvaltıları ve Selçuk'un mektupları (1)

Hem İsrailci-Amerikancı hem ulusalcı olunmaz!

Kongar’ın kahvaltıları ve Selçuk’un mektupları

Tayyip Erdoğan’ın Davos’taki şovundan sonra Türkiye’de omurgasızlığı ve ilkesizliği siyaset haline getiren ve bunu da usta stratejisyenlik adı altında meziyet gibi sunan bir kısım sözde ulusalcılar yine oltalara atlamaya başladılar.

Bu olta nedir? 2002 yılından itibaren her kritik dönemeçte Atatürkçü ve solcu saflarda bazı kesimler hep aynı masalı anlatmaya başlar: “Merak etmeyin! AKP’nin suyu ısındı. ABD ve Batı AKP’den artık bıktı. Yakında Tayyip gidici… Biraz sabredin…”

Bilindiği gibi özellikle 2007 Temmuz seçimlerinden önce bu olta ABD tarafından atılmış, CHP ve MHP başta olmak üzere tüm muhalif kesimler bu oltaya atlamış, seçimlerden sonra ABD destekli bir CHP-MHP koalisyonu hayalleri tüm ulusalcı saflara hakim olmuştu.

Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük halk hareketi olarak gelişen Cumhuriyet Mitingleri, böylesi bir kirli dezenformasyon ve pazarlık sonucu sonlandırılmış ve AKP’yi devirebilecek büyük halk muhalefeti ABD rotasına giren CHP ve MHP’nin seçim pazarlıkları için yok edilmişti.

Şimdi özellikle CHP ve Cumhuriyet gazetesi aynı oltaya atlamak konusunda öyle bir gayretkeşlik içindeler. Yeni tez şu; İsrail artık AKP’yi istemiyor. AKP Türkiye’yi Batı’dan koparıyor. Ortadoğu ve terör coğrafyasına hapsediyor. ABD, AB ve İsrail bunu gördü. Artık işler değişecek. Hatta sözde ulusalcı karanlık adam Perinçek bile Silivri’den sesleniyor: “Tayyip Erdoğan Davos’ta bizi rezil etti.”

İnsan ister istemez şunu düşünüyor. Acaba CHP, Cumhuriyet gazetesi ve bir kısım “ulusalcılar” oltaya mı atlıyor yoksa oltanın ta kendisi bunlar mı? Bu insanların ABD ile olan bağları ne? Niye ABD AKP’yi desteklemesine rağmen, her seferinde bu kesimleri kullanarak Atatürkçüleri frenleyebiliyor? Bu oyunu sadece siyasi saflığa yormak mümkün mü?

Cumhuriyet gazetesini takip eden herhangi bir okurun gözüne çarpacak ilk şey gazetenin iki ağır topu İlhan Selçuk ve Emre Kongar’ın ABD’yle kurdukları platonik ilişkidir. Arada sırada bu yazarlar nereden kafalarına eser bilinmez ama ya ABD başkanlarına seslenir, mektup yazarlar ya da ABD adına bazı hükümler verirler.

Emre Kongar’ın ABD büyükelçisiyle yaptığı kahvaltılar meşhurdur. Bu kahvaltıların hemen ertesinde birinci sayfada Cumhuriyet imzasıyla yayınlanan değerlendirmelerde ABD’ye akıl verilir.

İlhan Selçuk’un ise Bush’a ve Obama’ya yazdığı mektuplar klasiktir. 90’ınına merdiven dayamış olan İlhan “abi”ye söyleyebileceğimiz tek şey var:  Bari solcu ve devrimci anılarak öbür dünyaya git.

Ama İlhan Selçuk kendini tutamıyor. Halktan o kadar kopmuş ve ümidini yitirmiş ki, iki de bir ya Bush’a ya da Obama’ya mektup yazıyor. Bakın 18 Kasım 2006’da İlhan Selçuk Bush’a nasıl sesleniyor: “Artık çok iyi biliniyor ki dinci ya da takıyyeci AKP iktidarı Ortadoğu'da bir Amerikan marifeti... Ancak Bush ‘AKP operasyonu’ndan beklediğini alamadı!.. Amerika bugün terör örgütü PKK’yi Türkiye’ye karşı kullanıyor... Türkiye’de ‘huzursuzluk’ ve ‘istikrarsızlık’ doruğa tırmanıyor... Bush yönetimi ne yapmalı?.. Bir yandan Ilımlı İslam Devleti tasarımında dinci iktidarı, öte yandan terör örgütü PKK’yi kullanarak Türkiye’yi sıkıştıran Başkan Bush bu tutumundan vazgeçmelidir; zararın neresinden dönerse dönsün, kârdır... AKP’nin toplum temelinde oy desteği zayıflıyor, geriliyor; ülkede Amerika düşmanlığı yükseliyor, yoğunlaşıyor... ABD’nin Ortadoğu tasarımında ‘revizyon’a, Türkiye’de ise yeni bir iktidara gerek var!.. ”

Ne güzel di mi? Bush’a kısaca şunu diyor. PKK’yı destekleme, Kürdistan’ı kurma, BOP’tan vazgeç ya da en azından AKP’siz BOP uygula, Türkiye’yi bölme ama istersen başka iktidarla sömür.

Olmaz ama hani olsa… ABD Başkanı değil de, en azından orta düzeyde yetkili biri bu istekleri okusa ne der? “Paşa gönlün bilir İlhan Abi… İstersen Irak’tan da çekileyim. Hatta NATO’yu lağvedeyim. Emperyalizmi de bırakalım…” der mi acaba…



--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.
Türkiye, eğer Türkiye'nin omurgasını çökerten, elini kolunu bağlayan, tarihî yürüyüşünü sona erdiren ve sadece laik küresel sistemin çıkarlarını korumaktan başka hiçbir iş yapmayan bu hastalıklı, marazî, şirret, ilkel çetelenme yapılanmasını çökertemezse, tasfiye edemezse, Türkiye tasfiye edilmiş olacak. Leş kargaları kapıda bekliyor...
-------------------------------------
http://dava-vatan.blogspot.com/

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.