[anadoluhaber:37399] Ellerini Su Yerine Kanla Yıkayan İnsan Hakları Savunucuları ve Kale Kapısı yazan: Mersin İlinden Burak CANLI

ELLERİNİ SU YERİNE KANLA YIKAYAN İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI VE KALE KAPISI yazan: MERSİNDEN BURAK CANLI

 

Dışarısı dün de aynı şekildeydi. Bu gün için değişen nedir? Hiçbir şey. Teknoloji ilerlemiştir. Hepi topu bundan ibarettir. Ülke sorunlarına ilişkin elime kalem alayım dedim. Ben de bir şeyler yazayım dedim. Öncelikle sevdiklerim sevenlerim ( bir takım sanatçıların hitabı gibi oldu ama neyse) dostlarım tarafından eleştiri yağmuruna tutuldum. Benim eli kınalı olmayan anam dahi yazılarımdan birisini eline alınca “anacığım seni içeri atarlar” deyiverdi. İşte bu zihniyet! Ah anam ah! İçeri atılmaktan çok İÇERİ ATILMAK KORKUSU! İnsanlarımızın analarımızın, babalarımızın içine yerleştirilen korku! Sen kendinin iyimi olduğunu zannetmektesin? Hadi oradan! Hadi oradan! Nedir bu korku. Buna sen cevap bile veremezsin.

 

Sadece içeri atsalar oda bir şey değil. Son zamanlar da bana atılan mailler ilgili ilgisiz telefonlar yok öyle yok böyle derken sıkıştım kaldım. Darbe dönemlerinden çıkıp birileri ahkâm kesiyor. Kesin kesmeye devam edin. Yeter ki kestikleriniz den kan akmasın. Tarih sayfalarında şöyle geçer; kalenin kapısının önüne kadar gelinmiştir artık. Evet, fetih an meselesidir. Ama fetih kapının önünde olanlar için çokça zarar ve ziyanlı olacaktır. Fakat kale komutanıyla anlaşılır. Dışarıdakiler söz verir. Kan akıtmayacaklardır. İçeri girerler ve sözlerinde dururlar. Kan akıtmadan boğazlayarak öldürürler. Sözün de durmak işte çoğu kesim sözünde durma konusunda prensip sahibi bile değildir. Ama dışarıda ki kuvvetlerin komutanı sözünde durmuştur.

 

Netice de kale kapımızın önünde birileri beklemektedir. Çok yara almadan içeri girmek amaçları olurken bizlerin gene de alacağımız önlemlere göre ya kanımızı akıtacaklardır ya da kan akıtmadan canımızı alacaklardır. İşi sadece böyle özetlemekle de bu iş yeterli ölçüde açıklanamamaktadır. Zira kapının önünde bekleyenlerle işbirlikçi bir takım kişiler kapının diğer tarafında yani kalenin içine bakan tarafında bekleyenler vardır. Zaman bu zamandır.

 

Her türlü hedeflerine ulaşabilmek amacıyla dünde olduğu gibi bugünde tehditler, suikastlar, rüşvetler, ses susturucuları, şantajcılar, etrafta kol gezmektedir. Her türlüsünün nihai amacı kapıdır. Kapı meselesini, kapı fikrini, kapı düşüncesini, kapının varlığını, kapının mevcudiyetini ortadan kaldırmak amaçları olmuştur. Böylece kapının olmadığı bir düzlem de artık kalenin de bir önemi bulunmayacaktır.

 

Amaç budur. Gaye budur. Artık kapının gerçekten iş yapamaz bir hale geldiğini görenler bu iş için kollarını sıvamış ve kendiliklerinden görev başına geçmişlerdir. Ne var ki bunlar bir, bir kıstırılmış, ezilmiş, bezdirilmiş ve son olarak da yok edilmişlerdir.

 

Bana karşı bırakın hukuksal boyutu vicdani olarak yanlış yapanlar ben tek bir kişiyim. Durumu kendi gözlerimle artık görebilmiş ve içinde ki atmosferi keşfedebilmiş bulunmaktayım. Sizlerin tehditlerinizden, sizlerin Silivri’lerinizden, sizlerin Tokat Reşadiye Sazak Köyü civarlarınızda ki pusularınızdan, sizlerin hukuku tırıvırı olarak gören Hukukçularınızdan, talimatla hareket eden Maliyecilerinizden, kalemine fiyat biçen basınınızdan, çıkarları ne yöneyse hareket eden siyasetçilerinizden ve ellerini su yerine kanla yıkayan insan hakları savunucularınızdan, hiçbir zaman aklı hür fikri hür olmayı başaramamış bilim adamlarınızdan, tetikçiliğinizi yapan koruma görevlilerinden, ilimi bilimi yakalayamamış hayata dair tüm inanışlarınızdan korkuyorum. Evet, tüm bu saydıklarımdan benim ödüm patlıyor. Ama aynı zamanda da ödüm ölüyor. Tehditlerinizi anlamıyor gibi yapıp gülüp geçenleri aptal mı sanıyorsunuz. Bunlardan korkanları korktukları için korkak mı addettiniz. Yanlıştasınız. Hatalısınız. Gittiğiniz yolun hatalı bir yol dahi olmamasında olduğu gibi hatalısınız. Öyle bir yol hiçbir zaman olmadı. O yol, yol değil. İnsan merkezinden ayrılan sizler, insan kelimesini dahi tekelinize almışsınız. İyi strateji ama unutmayın artık bu dünyanın sadece insanı kaldı.

Bundan gayrı suya sabuna dokunmamaya çalışarak yazacağım. Ama bunları yaparken de korkak olduğum için değil KORKMAM GEREKTİĞİ İÇİN yapacağım. Çünkü bu şartlar altında insanlar, düşünmeye ve inandığı gibi yaşamaya ara vermek mecburiyetinde bırakılmaktadır.

 

                                                                                                   MERSİNDEN BURAK CANLI

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.