[anadoluhaber] Kur'an-ı Kerim Arapça Okunur!

KUR’AN-I KERİM ARAPÇA OKUNUR!

 

 

 

 

             Yapmış olduğum araştırmalar sonucunda; “Kur’an-ı Kerim hiçbir dile, hatta Arabçaya dahi tercüme edilemez” Kur’an-ı Kerim’in manasını yalnız Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed (Aleyhissalatu Vesselam) anlamış ve Hadis-i Şerifleriyle bize bildirmiştir. Kur’an-ı Kerim’i tefsir eden odur. Doğru Tefsir Kitabı da, onun Hadis-i Şerifleridir. Kur’an-ı Kerim tercümeleri Kur’an’ın manasından bambaşka bir şey olmaktadır. Kur’an-ı Kerim’in hakiki manasını anlamak, öğrenmek isteyen bir kimse, din  alimlerinin kelam ve fıkıh ve ahlak kitaplarını okumalıdır. Bu kitapların hepsi, Kur’anı-ı Kerim’den ve Hadis-i Şeriflerden alınmış ve yazılmıştır. Kur’an tercümesi diye yazılan kitaplar, doğru mana veremez. Okuyanları, bunları yazanların fikirlerini, düşüncelerine ve maksadlarına esir eder ve dinden ayrılmalarına sebep olur.

 

            Kur’an-ı Kerim’in, Latin harfleri ile yazılmasına da imkan yoktur. Çünkü bu harflerde, Kur’an-ı Kerim harflerinin hepsinin karşılığı yoktur. Bunun için mana da bozulmaktadır. Okunanın Kur’an olmayıp, manasız bir ses yığını olacağı 1986  baskılı (El-Muallim) dergisinde uzun  yazılıdır. Mesela, “ehad” yerine “ehat” derse, namaz fasid olmaktadır. Bugün çok kimsenin böyle bozuk tercümeleri ve Latin harfi ile yazılmış, ne olduğu belirsiz kitapları  (Türkçe Kur’an) diye gençliğin önüne sürdükleri, köylere dağıttıkları görülüyor. (Arapça Kur’an-ı Kerim yabancı dildir, onu okumayın! Öz dilimizle bunu okuyun) diyorlar. Böyle söyleyenlere dikkat edilmelidir. Bu kişiler din cahili aynı zamanda İslam’ın düşmanı olan kişilerdir. Eski tefsirlerin ışığı altında verilen manalara da tercüme değil, meal demek uygundur. Çünkü Arapça Kur’an-ı Kerim’in hiçbir zaman başka bir dile çevrildiğinde asla gerçek  manası verilemez. Bu her dilde böyledir. Kur’an’ın yalnız manasını ifade eden sözleri, Kur’an hükmünde tutmak, namazda okumak ve aslına hakkıyla vakıf olunmadan ahkam çıkarmak caiz olmaz. Hiçbir tercüme, aslının yerini tutamaz.  Kur’anı Kerim’de muhtelif manalara gelen lafızlar vardır. Böyle bir lafzı tercüme etmek, çeşitli manalarını bire indirmek olur ki, verilen mananın  İlahi olduğu bilinemez. Bunun için, Kur’an türcemesi demeğe cesaret edilemez. Bir dilden başka bir dile yapılan tercümelerde, her iki dilin hususiyetlerini hakkiyle belirtmeğe imkan yoktur.

 

            “Allahü Teala, Kur’an-ı Kerim, (Benim dilim Arabidir) diyor. (Muhammed Mustafa’ya , bu Kur’anı Arabi dil ile indirdim) buyuruyor.  O halde, Allahü Teala’nın melek ile indirdiği kelimelerin, harflerin ve manaların toplamı Kur’an-ı Kerim’dir. Böyle olmayan kitaplara, Kur’anı-ı Kerim denmez. Bu kitaplara Kur’an diyen Müslümanlıktan çıkar. Kafir olur. Başka dile, hatta Arabi’ye çevrilirse yine de Kur’an açıklaması denir. Asla yine de Kur’an yani aslı olmaz. Hatta hiçbir harfi değişmeden , okunmasında ufak değişiklik yapılırsa, Kur’an denemez. Kur’anı Kerim’in başka dillere yapılan çevirilerine (Türkçe dahil) Kur’an denmez. Bunlara, Kur’an-ı Kerimin meali, yani açıklaması denir. Bunlar Kur’an diye okunmaz. Müslümanlar Kur’an-ı Kerim’i yüce Allah (c.c.) hazretlerinin indirdiği gibi okumalıdır. (Yani Arapça olarak, üstelik cennet ehlinin dilidir.)

 

            Mesela; Irak, Hicaz, Fas Arapçaları birbirine benzemiyor. Kur’an-ı Kerim bunlardan hangisinin dili ile açıklanacak? Kur’an-ı Kerim’i anlak için şimdiki Arapçayı değil, Kureyş dilini bilmek azımdır. Kur’anı anlamak için yıllarca çalışmış olmak lazımdır. Gençlerimizin önüne Kur’an tercümelerini sürerek öz Türkçe Kur’an okuyunuz, yabancı dil olan Kur’an-ı okumayanız demek, Müslümanların dinsiz yetişmesini isteyen İslam düşmanlarının yeni bir taktiği, hilesidir. O zaman Kur’an indirildiğinde Araplara indirilmişti. Hatta o zamanın Kureyş dilinde fasih Arapça olarak indirilmişti. Yoldan çıkmış olan cahiliye adetlerine iyice kaptırmış olan Araplara bizzat kendi dillerinde indirilmişti. Başka bir dille indirilmesi düşünülemezdi. Herkes kendi dilinde Kur’an okursa hangisi doğru olacak? Herkes Ayet-i Kerimelere kendi anladıklarına göre mana verecek, böylece Kur’an’ın esas manası bozulacaktır. Şu anki yüce Allah’tan indirildiği şekliyle Kur’an bütünlüğü sağlamaktadır. Tüm dünyada Kur’an’lar aynıdır. Aralarında bir harf bile değişiklik yoktur. Doğrusu da budur. Zaten Yüce Allah kıyamete kadar kitabını koruyacağını vaat etmiş, Ayet-i Kerimeler de bu belirtilmiştir. Başta Türkçe olmak üzere orijinal Kur’anı Kerim’e asla kendi asıl manası verilemez. Ancak meal dediğimiz satılan Kur’an meallerini alıp okuyabiliriz. Her Kur’an mealleri de okunmaz. Size tavsiyem; “Elmalılı Hamdi YAZIR” ın meallerini okumanız daha sıhhatlidir.

 

Selam, saygı ve dualarımla.

 

Yakup MUSA

 

10.04.2011

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.