Altı bin sayfadan 528’i yayımlanan rapordaki kan donduran yöntemler, Washington’un onlarca ülkede kurduğu kiralık hapishanelerde barbarlıkta sınır tanımadığını gösteriyor. BM “sorumlular hesap versin” derken sivil toplum örgütleri, “Açıklananlar sadece buzdağının görünen kısmı” tespitinde bulundu.
ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) 11 Eylül sonrası "terör" şüphelilerine uyguladığı işkence içeren gözaltı ve sorgulama tekniklerine dair Senato İstihbarat Komitesi raporu açıklandı. Her bir satırı işkence ve kötü muamele ifadeleriyle dou olan 6 bin sayfalık raporun 528 sayfalık özetinde, yakın dönem Amerikan “adaletine” dair de çarpıcı kanıtlar yer alıyor.
UTANCA DESTEK VERDİLER
Ortaya çıkan tablo, 2002-2008 yıllarını kapsayan ve dönemin ABD Başkanı George W. Bush’un “Yönetimim hiçbir insana işkence yapmaz. İstihbarat servisimiz, Amerikan halkını teröristlerin saldırılarından korumak için çalışır” sözlerini tamamiyle yalanlıyor.
Mevcut ABD Başkanı Barack Obama’nın, “geçmişte yaşanmış bir olay olarak gördüğü” ve üstü kapalı savunduğu işkence yöntemleri, CIA’in insanlık dışı muamelelerde sınırı ne kadar aştığını gösteriyor. ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin önde gelen isimlerinin “tarihi gerçeklerin çarptırılması” olarak yorumladığı rapor dünyada infiale yol açarken, yöntemleri savunan CIA Şefi John Brenan’sa, Senato raporundaki iddiaların aksine yöntemlerin istihbarat sağlamak anlamında verimli olduğunu savundu. Bush’un yardımcısı Dick Cheney ise “Yöntemler, tümüyle ve nihai olarak adildir” diyerek CIA’ye destek verdi. İnsan hakları örgütleriyse, ABD yönetimini raporun tamamını yayımlamaya çağırdı.
İşkenceye İsrail örnekli kılıf
İşkence programı hakkında çıkan rapora göre, CIA avukatlarının işkenceyi resmi yollarla haklı çıkarmak için İsrail Yüksek Mahkemesi tarafından uygulanan kuralları kullandığı da açıklandı. CIA yetkileri tarafından hazırlanan taslak bildiride işkencenin “tehlikeyi engellemek için başka yol bulunmadığından kişilere ciddi ve ani fiziksel saldırıların engellenmesi amacıyla” uygulandığı iddia edildi. İsrail Yüksek Ceza Mahkemesi 1987 yılında 2 Filistinlinin işkence sonunda öldürülmesinde “Landau Commission” isimli bir komisyonu görevlendirmiş, komisyon da yasak olmasına rağmen işkenceci İsraillileri “muhtemel terör saldırılarını engellemek için orta karar fiziksel şiddet uygulamak” bahanesiyle aklamıştı.
Vahşeti savundu
Raporla ilgili konuşan George W. Bush, “Bizim için CIA’de çalışan kadın ve erkekler bir şanstır. Bunlar vatansever insanlardır. Rapor ne derse desin bu insanların ülkeye katkısını azaltacak bir şeyse doğruluktan uzaktır” dedi. ABD Başkanı Barack Obama ise selefi Cumhuriyetçi Bush’u işaret ederek, “CIA raporu gösteriyor ki, Bush döneminde uygulanan sorgulama yöntemleri ABD’nin dünyadaki itibarına zarar vermiştir” dedi.
Skandalla ilgili açıklama yapan Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi kuruluşlar sorumlularının acilen cezalandırılmasını istedi. BM İnsan Hakları ve Terörle Mücadele Özel Raportörü Ben Emmerson ise “Raporda ortaya çıkarılan suçların sorumluları, yargı karşısına çıkarılmalı ve suçlarının ağırlığıyla orantılı cezalandırılmalı” dedi.
Tek suçlu skandalı ifşa eden CIA ajanı!
Şu ana kadar cezaya çarptırılan tek kişinin işkenceleri ifşa eden eski CIA görevlisi John Kiriakou olması, son raporla ilgili soruşturma bekleyenleri hayal kırıklığına uğratıyor. CIA ve destekçileri, işkencelerin Bush döneminde Beyaz Saray ve Adalet Bakanlığı’nın resmi kontrolüyle yapıldığını belirtip topu üst makamlara atarken, Adalet Bakanlığı’nın da konuyla ilgili daha fazla araştırma yapma planının olmadığı ifade edildi. 2009 yılında “katı sorgulama tekniklerini” yasaklayan ABD Başkanı Barack Obama’nın “Eski tartışmaları tekrar açmaktansa umarım bugün ortaya çıkan rapor bu teknikleri yaşandığı zamanda yani geride bırakmamıza yardımcı olur” ifadesi ise gelecekte bir yaptırım olmayacağının sinyali olarak görülüyor.
Gitmo kapanmadı
Obama’nın, ilk kez başkan seçildiği 2008 seçimleri öncesi CIA’in Küba’daki işkence üssü Guantanamo’yu kapatma sözü vermişti. Ancak aradan geçen 6 yılda bu yönde bir adım atmadı.
RAPORDAN DETAYLAR
Waterboarding
Onlarca esire, suda boğulma hissi veren “waterboarding” adlı yöntemi başta olmak üzere, dikkati sabit bir noktaya tutma, duvarda durma, dar alanda hapis, stres pozisyonları, alt bezi kullanma, böcek kullanma, ölümle tehdit ve sahte defin gibi birçok işkence metodu uygulandı.
Esirlerle Rus ruleti oynadılar
Esirlerden bazıları 180 saat uykudan mahrum bırakıldı. Bazılarına saatlerce elleri başlarının üzerinden zincirlenmiş şekilde acı verici pozisyonlarda bekletildi. Açlık grevindeki esirler “rectal feeding” denilen bir yöntemle vücutlarının arkasından beslenmeye zorlandı. Bazı sorgu görevlileri, esirlerle “Rus ruleti” oynadı.
Matkaplı yöntem denemesi
Başlarına kukuleta geçirilen bazı esirlerin dışkılarını atmalarına izin verilmedi. Bu esirler dışkılarıyla birlikte aynı alanda yaşamaya zorlandılar. 2000 yılında USS Cole gemisine bombalı saldırı düzenlemekle itham edilen Abdurrahman el-Nasiri’ye matkapla işkence yapıldı.
Aileleriyle tehdit ettiler
Zihinsel engelli bir esir, bilgi vermemesi halinde ailesiyle tehdit edildi. Esirlerden biri sorgularda konuşmaması halinde çocuğuna zarar vermekle korkutuldu, bazılarına ise annelerine cinsel saldırıda bulunacağı ve kadınların boğazlarının kesileceği söylendi.
Yanıltıcı bilgi verdiler
CIA “genişletilmiş sorgu yöntemleri” ile sorguladıkları esir sayısını da çarpıttı. CIA’ye göre “100’den az esir” bu yöntemle sorgulandı ancak CIA belgelerini inceleyen Senato İstihbarat Komitesi, bu rakamın 119 olduğunu rapor etti.
'Şiddete devam' teminatı
İşkenceyi yapan personel olsa da CIA merkezlerinden “uygulamalara devam edilmesi” talimatı geldi. Esirleri işkenceden öldüren CIA çalışanlarının yaptıkları cezasız kaldı. CIA Direktörüne göre, yöntemler ABD’nin El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in yakalanmasına da yardımcı olmadı.
Yöntemlerin mimarı iki psikog
“Meşhur” işkence metotlarının mimarı psikologlara 2009’da 81 milyon dolar ödendi.
Medya CIA’nin reklamını yaptı
İnsanlık dışı muamelelerine taraftar bulmayı da ihmal etmeyen CIA, kendisine yakın medya kuruluşlarına, işkence programının “faydalı” olduğu yönünde haberler yaptırmak için bazı bilgileri bilinçli olarak sızdırdı.
Hollywood’un ilham kaynağı
ABD istihbarat servisi CIA’nın dünyanın bir çok ülkesinde kiralık hapishane olarak kullandığı binalar, uçak ve gemiler, Hollywood filmlerinin en büyük ilham kaynağı konumunda. Son olarak bu yılın başında gösterime giren Escape Plan (Kaçış Planı) filmi, bir gemide geçiyor. Başrollerinde Sylvester Stallone ve Arnold Schwarzenegger’in yer aldığı filmin sonunda, izleyici CIA denetimindeki korunaklı hapishanenin Fas açıklarında demirlemiş bir gemi içinde bulunduğunu anlıyor.
Yeni Şafak
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.