Katar Ekonomi ve Ticaret Bakanı Ahmed bin Casim bin Muhammed Al Sani, ülkesinin Haziran 2017`den bu yana bazı Arap ülkeleri tarafından uygulanan ablukanın üstesinden gelmeyi başardığını söyledi.
Katar Ekonomi ve Ticaret Bakanı Ahmed bin Casim bin Muhammed Al Sani, AA muhabirine verdiği mülakatta, bölgesel ve küresel zorluklara rağmen “ekonomiyi çeşitlendirme” planıyla desteklenen “kendi kendine yeterliliğin” 2030’da bölge ekonomileri arasında Katar’ın alametifarikası olacağını belirtti.
Katar’ın yerel ekonomik göstergelerinin şekillenmesinde doğal kaynakların katkısı olduğuna işaret eden Al Sani, petrol dışı sektörleri desteklemek için bu doğal kaynaklardan yararlanmaya çalıştıklarını ifade etti.
Al Sani, ablukacı ülkelerin kara, hava ve deniz trafiğini Katar şirketlerine kapatması ve her türlü engelleme girişimlerine rağmen Katar’ın doğal gaza talebin yükseldiği bir ortamda bunu dünya piyasalarına ihraç etmeyi başardığını ve en önemli doğal gaz ihracatçılarından biri olduğunu dile getirdi.
Katarlı Bakan ayrıca ülkesinin, dünyanın farklı noktalarına uzanan en büyük sıvılaştırılmış doğal gaz boru hattına sahip olduğunun altını çizdi.
“KATAR, ABLUKANIN ÜSTESİNDEN GELDİ”
Al Sani, “Katar, Hamed Limanı ve Uluslararası Hamed Havalimanı sayesinde ablukanın yansımalarının üstesinden geldi.” diyerek söz konusu liman ve havalimanının bölgedeki en büyükler arasında yer aldığını söyledi.
Bakan, hâlihazırda yılda 30 milyonun üstünde yolcu ağırlayan Uluslararası Hamed Havalimanı’nın gelecek dönemde genişletilmesiyle yılda ortalama 50 milyon yolcu ağırlayacak kapasiteye ulaşacağını aktardı.
KATAR’DA BANKACILIK SİSTEMİ, RİSKLERE KARŞI GÜÇLÜ
Al Sani, “Bankacılık sistemimiz, uzun süredir uyguladığımız politikalar sayesinde risklere karşı güçlü ve güçlendirilmiş bir yapıda.” diye konuştu.
Güçlü milli ekonomi, Merkez Bankası’nın döviz rezervi ve Katar Varlık Fonu sayesinde Katar riyalinin on yıllardır en istikrarlı ve güvenilir para birimleri arasında yer aldığını ifade eden Al Sani, Katar Varlık Fonu’nun yaklaşık 300 milyar dolara ulaştığını kaydetti.
Ülkesinin birçok engele rağmen dengeli büyüme oranını sürdürdüğünü, GSMH’yı 2016’daki 218 milyar dolar seviyesinden 2017’de 222 milyar dolara yükselttiğini aktaran Al Sani, 2017’de GSMH’ya petrol ve doğal gazın katkısının yüzde 48, bu ikisi dışındaki sektörlerin katkısının ise yüzde 52 olduğuna işaret etti.
Al Sani ayrıca ticaret denge fazlasında yüzde 49,9 büyüme olduğuna değindi.
KATAR EN BÜYÜK EKONOMİLERDEN BİRİNE SAHİP
Katar Ekonomi ve Ticaret Bakanı, ülkesinin birçok uluslararası rapora göre dünyadaki en büyük ekonomilerden birine sahip olduğunu vurguladı.
Katar’ın belirlediği en önemli önceliklerden birinin, kendi kaynaklarına güvenmek ve ulusal şirketleri stratejik sektörlerde üretim ve yatırım yapmaya teşvik etmek olduğunun altını çizen Al Sani, şunları kaydetti:
“Ulusal şirketleri desteklemeye, yerel mal akışını kolaylaştırmaya ve Katar ürünlerinin uluslararası pazarlara girmesini sağlamaya çalışıyoruz.”
Doha’nın ekonomik ablukanın ardından alternatif hava ve deniz yolları açma çabasına ilişkin ise Al Sani, ülkesinin yerel piyasaya mal ve ürün tedarikini hızlandırmak için ülkelerle yeni ticaret hatları oluşturmaya ve mevcut kanalları güçlendirmeye yöneldiğini ifade etti.
Bakan Al Sani, bu ülkelerin başında Türkiye, Umman, Kuveyt, Azerbaycan, Hindistan, Pakistan, Fas ve Cezayir’in geldiğini söyledi.
TÜRKİYE- KATAR İLİŞKİLERİ
Bölgesel zorlukların Türkiye ile Katar arasındaki ilişkileri güçlendirmede ve yeni stratejik ortaklıklar aracılığıyla bu ilişkileri daha yüksek seviyelere taşımada önemli rol oynadığını dile getiren Al Sani “İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2017’de 1,3 milyar dolara ulaştı. Ticaret hacminde 917 milyon dolar olan 2016 ile karşılaştırıldığında yüzde 46’lık bir büyüme yaşandığı görülüyor.” dedi.
İran, Katar ve Türk mallarının taşımacılığı ve transit geçişini kolaylaştıran mutabakat zaptının yanı sıra son dönemde imzalanan bir dizi anlaşmalar sayesinde ticaret hacminin geliştiğine dikkati çeken Bakan Al Sani, Doha ile Ankara arasındaki işbirliğinin yeni pazarlar açılmasını sağlayacak stratejik ekonomik ortaklık yaratmayı hedeflediğini ifade etti.
KATAR VE TÜRKİYE MENŞELİ ÜRÜNLERE ÖNCELİK
Şu anda Türkiye ile Katar arasında ekonomik işbirliği anlaşmasına yönelik bir çalışma olduğunu belirten Al Sani, bu anlaşmayla Türkiye’de Katar meşeli ürünlere, Katar’da da Türkiye menşeli ürünlere öncelik verilmesinin hedeflediğini söyledi.
Katar’daki Türk şirketlerinin sayısında sürekli bir artış olduğunu aktaran Al Sani, abluka öncesinde yaklaşık 400 olan bu şirketlere abluka sonrası 40 yeni şirketin daha eklendiği bilgisini verdi.
Ekonomi ve Ticaret Bakanı Ahmed bin Casim bin Muhammed Al Sani, son olarak Katar’ın yabancı yatırımcılara sunduğu kolaylıklara ve yatırım konusundaki cazibesine dikkati çekti.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Mısır yönetimlerinin, 5 Haziran 2017’de Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kesmeleri ve ekonomik abluka uygulamaları Körfez bölgesinde krize yol açmıştı.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.