Türk Arap Medya Derneği (TAM) Başkanı Turan Kışlakçı, 'Suudi Arabistan Başkonsolosluğu Cemal Kaşıkçı müzesi ve kabri olsun' kampanyası kapsamında yaklaşık 20 iş adamının araziyi satın almak için hazır olduğunu bildirdi.
Başkonsolosluk binasının Kaşıkçı'ya kabir olarak tahsis edilmesine ilişkin kampanya, Medine'de kabir önerisi ve uluslararası medyanın Kaşıkçı olayı ile ilgili tutumunu AA muhabirine değerlendiren Kışlakçı, Japonya'dan Latin Amerika'ya Güney Afrika'dan Avrupa'ya kadar tüm dünya medyasının cinayete büyük önem vererek takip ettiğini, Türkiye'nin de süreci çok iyi yönettiğini anlattı.
Türkiye'nin başından itibaren tüm bilgileri uluslararası medyayla paylaştığını vurgulayan Kışlakçı, böylece cinayetin dünyanın ana gündem maddesi olduğu, dünyanın en iyi gazetecilerinin olayı takip etmek için Türkiye'ye gelip Kaşıkçı'ya, gazeteciliğe sahip çıktıklarını kaydetti.
Çok az sayıda gazete ve medya kuruluşunun bu çabanın dışında kaldığını dile getiren Kışlakçı, "Suudi Arabistan'ın para verdiği birkaç gazete cinayetle ilgili yanlış bilgiler aktararak dezenformasyon yaptı. Halkın vicdanına oturmuş bu olayı maniple etmeye çalıştıkları daha sonra bariz bir şekilde ortaya çıktı zaten. Türk medyası da ilk başta olayı okuyamadı, fakat daha sonraki günler olayı çok iyi bir şekilde görmeye ve takip etmeye başladı." diye konuştu.
Uluslararası medya örgütlerinin olayı yeterince desteklemediğini hatta bu olay karşısında suskun kaldığına dikkati çeken Kışlakçı, "Uluslararası gazeteci örgütlerinin bu olaya çok büyük destek vermesi gerekiyordu, maalesef vermediler. Bunu hala anlamış değilim. Bunun tek açıklaması, Suudi Arabistan'ın bu kuruluşlara yüklü paralar aktarması olabilir. Ben bu sessizliği buna bağlıyorum doğrusu. Başka da bir açıklaması olmaz." ifadelerini kullandı.
ABD'de Washington Post ile New York Times dışında konuyla ilgili çok ciddi bir yayın yapılmadığını, sosyal medyanın daha aktif kullanıldığını kaydeden Kışlakçı, Suudi Arabistan'ın ABD medyasına da büyük paralar aktardığını ileri sürerek şöyle devam etti:
"Amerikan medyasının genelinde yüksek ses çıkmadı ama özellikle sosyal medya üzerinden olay en üst sesle gündemde tutuldu. Suudi Arabistan, imajını düzeltmek, olayı unutturmak için Amerikan medyasına çok büyük paralar aktarıyor. Fransız medyası da yüksek ses çıkarmadı, İngiltere medyası bu anlamda çok iyi habercilik yaptı. Dünyada bir kaç siyasi lider dışında çoğu lider bu vahşete sessiz kaldı. Bu çok yanlış bir davranış, Suudi Arabistan ile olan siyasi ve ticari ilişkilerini bozmamak için sessiz kaldılar. Tüm dünya liderlerinin seslerini çıkarması gerekiyordu çünkü, herkesin gözü önünde gerçekleşti... Bu olaya kim sessiz kalırsa göz yummuş olur. Çünkü olay çok büyük bir vahşet içeriyor, insan olarak bu olayı örtbas etmek doğru değil. Cemal'i öldürmüşler, öldürmekle kalmayıp cesedi parçalamışlar, parçalamakla kalmamış cesedi eritmişler. Vahşet içinde vahşet, barbarlık içinde barbarlık. Bu olay insanın tahammül edeceği bir şey değil."
YENİ PRENS ARAYIŞI
Uluslararası hukukun bir an önce olaya el atması gerektiğini belirten Turan Kışlakçı, uluslararası hukuk mahkemeleri ve Türkiye'nin olayı birlikte takip etmesi gerektiğini ifade ederek, aynı şekilde uluslararası ceza mahkemelerinin de olaya karışan, olayla ilişkisi olan herkesi yargılayıp cezalandırması gerektiğini vurguladı.
Cuma günü Fatih Camisinde Kaşıkçı için gıyabi cenaze namazı kılacaklarını da duyuran Kışlakçı, "Dünyadan birçok aydın ve entelektüelin yanı sıra basın mensupları ve Cemal'in dostlarının da bu törene katılmasını bekliyoruz. İnanıyoruz ki Suudi Arabistan halkı bu vahşete sessiz kalmayacaktır. Yeni veliaht prens arayışlarının başladığını da biliyoruz.'' diye konuştu.
"MEDİNE'YE DEFNEDİLMEK İSTERDİ"
Kışlakçı, başkonsolosluk binasının Kaşıkçı'ya kabir olarak tahsis edilmesi için düzenlenen kampanyaya şu ana kadar 20'ye yakın iş adamının destek verdiğini yineleyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"20'ye yakın iş adamı neye ve kaça mal olursa olsun konsolosluk arazisini satın almak için hazırda bekliyor. Konsolosluk, Cemal Kaşıkçı müzesi ve kabri olsun çünkü, Cemal orada öldürüldü ve cesedi orada eritildi. Başka bir konsolosun orada kalabileceğini düşünmüyoruz. Cemal'in sesi onları boğacaktır. Bu konuda kamuoyu oluşturuldu ve Suudilerin de konsolosluk arazisini ellerinden çıkaracaklarını düşünüyorum. Bir kampanyamız daha var o da Cemal'ın Medine'ye defnedilmesi. Medine'ye defnedilmek isterdi, hatta bu konuda vasiyeti bile var, 'Beni Medine'ye defnedin' dediği olmuştur, kendisi Medineli çünkü... Şu an için Suudi yetkililer buna izin vermeyeceklerdir ama yönetim değişirse izin verilme durumu olabilir.''
Başkonsolosluk binasının Kaşıkçı'ya kabir olarak tahsis edilmesine ilişkin kampanya, Medine'de kabir önerisi ve uluslararası medyanın Kaşıkçı olayı ile ilgili tutumunu AA muhabirine değerlendiren Kışlakçı, Japonya'dan Latin Amerika'ya Güney Afrika'dan Avrupa'ya kadar tüm dünya medyasının cinayete büyük önem vererek takip ettiğini, Türkiye'nin de süreci çok iyi yönettiğini anlattı.
Türkiye'nin başından itibaren tüm bilgileri uluslararası medyayla paylaştığını vurgulayan Kışlakçı, böylece cinayetin dünyanın ana gündem maddesi olduğu, dünyanın en iyi gazetecilerinin olayı takip etmek için Türkiye'ye gelip Kaşıkçı'ya, gazeteciliğe sahip çıktıklarını kaydetti.
Çok az sayıda gazete ve medya kuruluşunun bu çabanın dışında kaldığını dile getiren Kışlakçı, "Suudi Arabistan'ın para verdiği birkaç gazete cinayetle ilgili yanlış bilgiler aktararak dezenformasyon yaptı. Halkın vicdanına oturmuş bu olayı maniple etmeye çalıştıkları daha sonra bariz bir şekilde ortaya çıktı zaten. Türk medyası da ilk başta olayı okuyamadı, fakat daha sonraki günler olayı çok iyi bir şekilde görmeye ve takip etmeye başladı." diye konuştu.
Uluslararası medya örgütlerinin olayı yeterince desteklemediğini hatta bu olay karşısında suskun kaldığına dikkati çeken Kışlakçı, "Uluslararası gazeteci örgütlerinin bu olaya çok büyük destek vermesi gerekiyordu, maalesef vermediler. Bunu hala anlamış değilim. Bunun tek açıklaması, Suudi Arabistan'ın bu kuruluşlara yüklü paralar aktarması olabilir. Ben bu sessizliği buna bağlıyorum doğrusu. Başka da bir açıklaması olmaz." ifadelerini kullandı.
ABD'de Washington Post ile New York Times dışında konuyla ilgili çok ciddi bir yayın yapılmadığını, sosyal medyanın daha aktif kullanıldığını kaydeden Kışlakçı, Suudi Arabistan'ın ABD medyasına da büyük paralar aktardığını ileri sürerek şöyle devam etti:
"Amerikan medyasının genelinde yüksek ses çıkmadı ama özellikle sosyal medya üzerinden olay en üst sesle gündemde tutuldu. Suudi Arabistan, imajını düzeltmek, olayı unutturmak için Amerikan medyasına çok büyük paralar aktarıyor. Fransız medyası da yüksek ses çıkarmadı, İngiltere medyası bu anlamda çok iyi habercilik yaptı. Dünyada bir kaç siyasi lider dışında çoğu lider bu vahşete sessiz kaldı. Bu çok yanlış bir davranış, Suudi Arabistan ile olan siyasi ve ticari ilişkilerini bozmamak için sessiz kaldılar. Tüm dünya liderlerinin seslerini çıkarması gerekiyordu çünkü, herkesin gözü önünde gerçekleşti... Bu olaya kim sessiz kalırsa göz yummuş olur. Çünkü olay çok büyük bir vahşet içeriyor, insan olarak bu olayı örtbas etmek doğru değil. Cemal'i öldürmüşler, öldürmekle kalmayıp cesedi parçalamışlar, parçalamakla kalmamış cesedi eritmişler. Vahşet içinde vahşet, barbarlık içinde barbarlık. Bu olay insanın tahammül edeceği bir şey değil."
YENİ PRENS ARAYIŞI
Uluslararası hukukun bir an önce olaya el atması gerektiğini belirten Turan Kışlakçı, uluslararası hukuk mahkemeleri ve Türkiye'nin olayı birlikte takip etmesi gerektiğini ifade ederek, aynı şekilde uluslararası ceza mahkemelerinin de olaya karışan, olayla ilişkisi olan herkesi yargılayıp cezalandırması gerektiğini vurguladı.
Cuma günü Fatih Camisinde Kaşıkçı için gıyabi cenaze namazı kılacaklarını da duyuran Kışlakçı, "Dünyadan birçok aydın ve entelektüelin yanı sıra basın mensupları ve Cemal'in dostlarının da bu törene katılmasını bekliyoruz. İnanıyoruz ki Suudi Arabistan halkı bu vahşete sessiz kalmayacaktır. Yeni veliaht prens arayışlarının başladığını da biliyoruz.'' diye konuştu.
"MEDİNE'YE DEFNEDİLMEK İSTERDİ"
Kışlakçı, başkonsolosluk binasının Kaşıkçı'ya kabir olarak tahsis edilmesi için düzenlenen kampanyaya şu ana kadar 20'ye yakın iş adamının destek verdiğini yineleyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"20'ye yakın iş adamı neye ve kaça mal olursa olsun konsolosluk arazisini satın almak için hazırda bekliyor. Konsolosluk, Cemal Kaşıkçı müzesi ve kabri olsun çünkü, Cemal orada öldürüldü ve cesedi orada eritildi. Başka bir konsolosun orada kalabileceğini düşünmüyoruz. Cemal'in sesi onları boğacaktır. Bu konuda kamuoyu oluşturuldu ve Suudilerin de konsolosluk arazisini ellerinden çıkaracaklarını düşünüyorum. Bir kampanyamız daha var o da Cemal'ın Medine'ye defnedilmesi. Medine'ye defnedilmek isterdi, hatta bu konuda vasiyeti bile var, 'Beni Medine'ye defnedin' dediği olmuştur, kendisi Medineli çünkü... Şu an için Suudi yetkililer buna izin vermeyeceklerdir ama yönetim değişirse izin verilme durumu olabilir.''
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.