İnönü'den hilafet savunması ve çark
İnönü'den hilafet savunması ve çark Albay Rawlins, 1920'de Kazım Karabekir'e saltanatı ilga edip hilafeti hükümetten ayırma teklifinde bulunur. İnebolu'da Refet Paşa ile görüşen BinbaşıHenry'nin raporuna göre de Ankara hükümeti Mezopotamya'yı işgal ve Panislamizm politikası niyetinde değildir. Lozan Barış Konferansı öncesi Lord Curzon lordlar kamarasında İngilizlerin hedefiniaçıklar, Türklerin varolması için Batı ile ilişki kurmasını ister: "Ey Türkler geri dönünüz. Geleceği Moskova, İran ve Afganistan'da aramanızın sizin için iyi olmadığını görmüyor musunuz?" der.Lord Curzon'un bu tehdidine karşı İsmet İnönü'nün verdiği cevap bugün çoğumuz için oldukça şaşırtıcı gelebilecek bir niteliktedir. İsmet İnönü Lozan görüşmeleri öncesi 17 Kasım 1920'de Hindistan menşeli The Muslim Standart Gazetesi'ne verdiği demeçte "Hilafet hukuku masundur (korunan), onun müdafaası için bütün Türk milleti kanını dökmeye hazırdır" demektedir. Lozan görüşmeleri sırasında hilafet konusunun doğrudan görüşülmediği iddia edilir. Ancak 1917'de Fahrettin Paşa'nın Medine'den çekilirken yanına aldığı kutsal emanetlerin geri verilmesi istenir. İsmet Paşa buisteği "Halife hazretlerinin Mekke ve Medine gibi kutsal kentlerle bağları ve ilişkileri daha çok din alanına girmektedir ve bunlar yabancı hükümetleri hiç ilgilendirmeyen konulardır" diyerekreddeder. Ancak Lozan görüşmelerine ara verildikten sonra işlerin hiç de söylendiği gibi olmadığını gösteren gelişmeler yaşanmaya başlanır. Başvekil Rauf Bey'e göre ülkeye dönen İnönü, MustafaKemal'e halifeliğin kaldırılması teklifini getirir. Karabekir Paşa'ya göre de Lozan'dan sonra rejim İslam aleyhine icraatlara başlamıştır. Türk tarafı Lozan'ı imzalamasına rağmen İngiltereimzayı hilafetin kaldırılmasından sonra atacaktır. İsmet İnönü, bu durumu "Reformların nasıl hazmedildiğinin bilinmesini istediler" diyerek açıklar.
Mustafa Kemal: "Cumhuriyet şeriata uygundur"
1 Kasım'da saltanatın kaldırılmasından sonra sürgüne gönderilen Osmanlılar cumhuriyet fikrine karşı çıkmazlar. Ancak meclisin seçtiği Halife Abdülmecid'in ne olacağı netlik kazanmamıştır.Halifenin meclisin başkanı olduğunu savunanları Mustafa Kemal "mürteci hizip" olarak tasvir edip milletin temsilcisinin meclis olduğunu belirtmektedir. Mustafa Kemal, halifelik kurumuna karşı çıkarken, Cumhuriyet fikrini Hz. Muhammed'in görüşleriyle temellendirir. Hz. Muhammed'in "Benden 30 sene sonra krallıklar olacak" hadisini hatırlatır. Hz. Muhammed'in vefatından sonra "hilafet namı altında vuku bulan teşekkülün emirlik ve bir hükümetten ibaret olduğunu" söyler, adaletle yönetimin şeriata uygun bir hükümet olduğunu da ekler. Kendi tasavvurundaki rejimini inşa etmeye başlayan Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı'nda yardım istediği Müslüman dünyaya artık başka türlü seslenmeye başlar: "Hilafetten dolayı bana merbut olma. 70 milyonu kurtarmak için sekiz milyonu mahva teşebbüs etme... Hilafet milletimize baş belasıdır. Osmanlı hilafeti almadan evvel devrin en parlak safhasını yapmıştır" der.
Yeni rejim hilafet kurumun ilgası için düğmeye basmıştır. Ankara hükümeti Kazım Karabekir, Rauf Bey, Adnan Adıvar, Refet Bele'nin İstanbul'daki halifeyle görüşmelerinden rahatsız olur. Hilafet yanlılarının kendilerine karşı komplo içinde olmalarından da korkmaktadırlar. Ancak İngiliz raporlarına göre Abdülmecid saltanatsız halifeliği siyasetten uzak durmak için kabul etmiştir. 29 Ekim'de rejimin cumhuriyet olduğu ilan edilir ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal olur. Mustafa Kemal'i ilk tebrik edenler arasında Halife Abdülmecid de vardır.
Sadece üç saat tartışıldı
29 Şubat'ta Ayasofya'da kılınan cuma namazında halifenin adına dua edilmez. Artık Halk Fırkası Grubu'nda hilafetin kaldırılmasıyla ilgili tartışılan gün gelmiştir. Tunalı Hilmi "Hilafet ilga edilmiyor. Hilafet burada" diyerek meclisi işaret eder. Tartışmaların sonunda tarihimizin en önemli kararlarından biri 3 saat 20 dakika içinde alınmış olunur. Hilafet makamının kaldırılışından sonra sıra kararın halifeye bildirilmesi ve halline gelmiştir. Saat on buçukta İstanbul'un bütün telefonları kesilir. Dolmabahçe etrafını polisler çevirir ve Vali Haydar Bey saraya girerekkararı Halifeye okur. Halife Abdülmecid kararı tanımadığını söyler. Zor durumda kalan vali durumu Ankara'ya bildirdiğini söyleyerek halifenin zorla çıkarılması yönünde "hayali" bir telgraf okur.Halife 20 dakika buhran geçirdikten sonra görevliler eşliğinde saraydan çıkarılır. Saraydan çıkarken bir gazeteciye "Ben vatan haini değilim. Yine bu millete dua edeceğim" der. Çatalca'dan trene bindirilen halifeye İsviçre vizesiyle birlikte bin 700 sterlin verilir. Grand Otel'e ulaştığında İsviçre bayrağının yanına Türk bayrağı asılır.
"Halifelik Vatikanlaştırılamadığı için kaldırıldı"
Tarihçi Arnold Toynbee, hilafetin kaldırılmasını Türk milliyetçilerinin sabırsızlığından, Ankara'nın halifeliği Vatikanlaştırmayı başaramamasından kaynaklandığını ileri sürdü. >> The Daily Telegraph, Türkiye'nin İslam milletleri liderliğinden üçüncü sınıf Tatar cumhuriyetine dönüştüğünü iddia ediyordu. Hilafetin kaldırılmasının arkasında Fransız-İtalyan-Selanik kaynaklı radikal localar olduğunu ileri sürüyordu. >> The Observer, Türkiye'nin batılılaşma uğruna "Doğu itibarı"nı terk ettiğini söylüyordu. >>Paris merkezli Le Journal, İstanbul'un dini saygınlığını yıkmaya çalışan İngilizlerin bu şansı hayal bile edemediğini yazıyordu.
"LOZAN'IN İMZALANMASI İÇİN HİLAFETİN KALDIRILMASI BEKLENDİ"
Mustafa Armağan (Araştırmacı yazar)
Biz 23 Ağustos 1923 günü meclisten geçirmiştik Lozan'ı ama üçüncü aşamaya, yani devlet başkanının onaylaması noktasına hilafetin kaldırılmasından sonra gelebilmiştik. Bir başka deyişle MustafaKemal Paşa Lozan'ı, hilafetin kaldırılmasından 28 gün sonra onaylamıştı. Yani bir tür satranç oynandığından emin olabilirsiniz. Önce Yunanistan onaylasın, sonra hilafeti kaldıralım, ardından bizonaylayalım, sonra da itilaf devletleri... Nitekim Yunanlılar bizden daha atik davranmışlar ve 11 Şubat 1924'te meclislerinde onaylamışlardı Lozan'ı. İtilaf devletleri başkanlarının ne zaman onayladıklarını biliyor musunuz? 6 Ağustos 1924 tarihinde. Peki, neyi beklemişlerdi bunca süre? Anlaşılan, önce Lozan'da verdiğimiz sözlerin yerine getirilip getirilmediği görülecek, sonra nihaionay verilecekti. O devrin Birleşmiş Milletler'i demek olan Cemiyet-i Akvam ise bir ay sonra, 5 Eylül'de Lozan Antlaşması'nı resmen tescil edecek ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması uluslararası garanti altına alınacaktı. Öte yandan Medeni Kanun'un hazırlanmasına bundan sadece altı gün sonra başlanmış olması size de yeterince anlamlı gelmiyor mu?
İNGİLİZLERİN BASKISIYLA HİLAFET KALDIRILDI
Artık İngiltere ve müttefiklerinin baskı ve zorlamaları yüzünden Hilafetin kaldırıldığını açıkça söyleyebilmeli, bunun çok isteniyorsa o günler için zorunlu olduğu, başka türlü bu devleti yaşatmayacakları itiraf edilmelidir ki, toplum da gerçekleri bilsin.
Central Florida Üniversitesi öğretim üyesi Hakan Özoğlu’nun ABD arşivlerinde bulduğu rapor, bir ABD diplomatının halifeliğin kaldıracağını Washington’a bizden önce öğrenip bildirdiğini ortaya koyuyor. Rapor Washington’a 25 Şubat 1924’te ulaşmıştı. Başka bir deyişle, Türkiye’deki insanların haberi olmadan bir hafta önce, Fransa ve ABD yetkilileri halifeliğin kalkacağını öğrenmişlerdi
KAYNAK : Sabah Gazetesi
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.