İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun aileleri parçalıyor!

Aileyi parçalayan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun’un çerçevesinde yürürlüğe giren uygulamalar, kadına şiddet hadiselerini önleyemeyip daha da körüklerken, şiddet olaylarında eşler arasında arabuluculuk sisteminin yasaklanmasının onarılamaz sonuçlar doğuracağı belirtiliyor.

Ailede şiddet hadiselerini cezai tedbirlerle önleme girişimleri ailelerde daha büyük buhranlara yol açarken, 6284 sayılı kanun dolayısıyla evinden uzaklaştırılan erkeklerin eşleriyle bir araya getirilerek uzlaştırılması ülkemizde yasak. Kadına yönelik şiddetle mücadele amacıyla 5 bakanlıkla Diyanet arasında imzalanan 75 maddelik protokol ile şiddet hadiselerinde taraflar arasında uzlaşma aranmasının önü tamamen kapatıldı. Aile uzmanları, erkeklerin şiddet delili olmaksızın evinden 6 ay süreyle atılması yanlışının üzerine uzlaşmanın da önünün kapatılmasının yuvaların dağılması, şiddet vakalarının körüklenmesine neden olacağını söylüyor.

AİLENİN YOK EDİLMESİ DEMEK

Babalar ve Çocuklar Derneği Başkan Yardımcısı Ramazan Tan, şu değerlendirmede bulundu: “Evinde ufak tefek de olsa tartışma olmayan aile yoktur, olamaz da. 6284’e göre ise sadece darp değil en ufak şey de şiddettir. Gecenin 2’sinde kadının dışarı çıkmak istemesi eşinin ‘bu saatte çıkma başına bir şey gelir’ demesi de bir şiddettir. Bu sözü ‘psikolojik şiddet’ olarak kabul edip şikayet halinde erkeğe uzaklaştırma kararı veriliyor. Bu da yetmiyor ‘Ekonomik Şiddet’ diye bir menem var yine. Kadın eğer telefonunun son model olmasını istiyor ve bu talebini eşine iletiyorsa o da ‘hayır bu telefonu alamayız, almayacağız’ derse bu 6284’e göre Ekonomik Şiddet oluyor. Evde TV izlemek için kumanda tartışması yaşanırsa bu da buna giriyor. Ayrıca ‘Cinsel Şiddet’ diye bir şey de var. Her şey kadının tek telefonuna bakıyor. Tüm bunlar olurken uzlaştırma olmasın demek ne demek oluyor?"

BOŞANMALARI KÖRÜKLER

"Siz bu vakalarda, sinirlerin yatıştığı birkaç gün sonrasında çiftleri bir araya getirip ailenin devamını sağlamak için uzlaşmanın önünü kapatırsanız bu çiftlere ‘uzatmayın boşanın’ demiş olmaz mısınız? Şiddet diyerek kadını bir tarafa erkeği bir tarafa atmak hem boşanmaları artırır hem de öfkeleri tırmandırarak şiddet olaylarını körükler.”

Babasız Bırakılan Çocuklar ve Çocuk Hakları Derneği Başkanı Ali Selman Işık da şunları dile getirdi: “Şiddet uzaklaştırma ile değil uzlaşma ile biter. Neden uzlaşma ortadan kaldırıyor, uzlaştırmadan yuvayı nasıl ayakta tutmayı planlıyorlar? Nedenleri ortadan kaldırmadan sonuç odaklı çalışmak tıpkı zamanında yapılan 6284 hatası gibi yeni bir hata doğuracaktır."

İFTİRANIN ÖNÜ AÇILIR

"Şiddetin yüzde 80’i niçin sabıkasız insanlardan oluşuyor. Peki neden bu insanlar suça sürükleniyor? Tek taraflı pozitif ayrımcılık yapılması, adaletin çiftler arasında tesis edilememesi bu sonuçları doğurmaktadır. Kadın da hata yapabilir, yalan söyleyebilir. Beyan esası ile diğer tarafa kelepçe takmak evinden uzaklaştırmak, uzlaştırmayı da yasaklamak, iftiraların önünü açıp daha feci sonuçlar doğuracaktır.”

KUR'AN TAVSİYE EDİYOR

Yazar Ahmet Hakan Çakıcı ise şunları dile getirdi: “Dinimizin ana kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz Nisa Suresi’nde ‘Karıyla kocanın arasında bir ayrılık olacağından korkarsanız koca tarafından bir hakem, kadın tarafından da bir hakem gönderin’ diye buyuruyor. Uzaklaştırma cezası, çiftleri ayrılığa götüren en önemli husus iken arabuluculuk ne zaman yapılacak? Diyanet teşkilatı bu konu üzerinde yeterince düşünmüş gibi görünmüyor. Çünkü İslam toplumu aile üzerine inşa edilmiş bir toplumdur.”

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.