Öfke güzeldir, kızgınlığın çatı katıdır öfke. Öyle kızgınlık ya da düşmanlık değil anlatmak istediğim; öfke. Hangi kıyıya vurursanız vurun sizi kıyılardan toplayan Rahmana karşı duranlara karşı silahımdır öfke.
Ateşten bir ırmağı çıplak ayakla geçmeyi göze aldırandır öfke. Kelimelerini sırtına yüklemiş bir dilsizin konuştuklarıdır öfke.
Neye öfkelendiğiniz de imanınızla doğru orantılıdır. Ben öfkeli halimi seviyorum. Neyi giymeye talipseniz onun ilk düğmesidir. Hayretinizin şarjıdır Öfke. Şaşırmamaya başladığınızda öfkeniz sizi yeniden başlatır.
İnsan kendisiyle soru cevap gitmeyi seven canlıdır. Soru cevap gittiğimde en temiz sınav kağıdını Allaha teslim etmeyi düşündüren şeyin adıdır öfke.
Düşünsene bir coğrafya var ve o coğrafyadaki bütün çocukların üzerindeki anne kokusu yakılmış.
Düşünsene bir coğrafyada Fatihası taze mezar taşları, köpeklerce deşilmiş.
Düşünsene dünlerini biriktirip güzel bir gün almayı hayal eden bir çocuğun cenazesine çevrilmiş her yer. Orası İdlip.
Şebbihalar var , Esed’in tasmasında döllenmiş cellat çocukları. Hani en vahşi hayvanı koysan karşılarına midelerini tutacaklar o derece. İdlip’te ciğerlerimize tutunup her adımımıza değen çocuk kefenlerinin arasından geçip gidiyoruz. Peki Cihangir Taburelerinde edebi salvolarıyla mabad yayan beyaz türk ya da cerahat kafilesi ne diyor bu acıya.
Mesela ben Zülfü denilen şarkılı organizmayı, neden bu zamanlarda yangın körüğü olarak görüyorum.
O ölen çocukları, o evlatlarının çığlıklarını boyunlarına dolamış anneleri radikal dinciler diyerek dışlıyor diyor ki “ Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, bugün Suriye’de radikal dinciler için şehit verdiğimizi görseler ne hissederlerdi”
Böyle söylüyor, Zülfü. Kibrinin gölgesinde her rüzgarın mağduriyetini çıkaran ışıltılı faşist böyle söylüyor.
Raf ömrü tükenince bunlara bir şey oluyor demiştim al işte olmuş.
Sen güneş topla zülfü, güneşsiz çocukları vuran zalimlerin leşlerini kahraman yiğitler toplar.
Sen işine bak Zülfü. Git Türkiye’yi beyaz türk adasından ibaret sanan, cihana hükmeden görkemli tarihin cahilleriyle eğlen zülfü, onların düğünlerinde Güneş topla zülfü.
Çanakkale Savaşında mezar taşlarında neden İdlip yazıyor Zülfü, ona bak sen. İnşaatlarda keşfedeceğin blues seslerin peşine değil, kaybettiğin hafızanın peşine düş Zülfü.
Allahım bunlar göğe bakınca ne görüyor, bunlar battaniyeleri üstlerinden çekilmiş o körpe kıyılı üşüyen çocuklara bakınca ne hissediyor.
Bunlara duyduğum öfkemle gurur duyuyorum. Bunlarla kavgalı olmanın şerefini hiçbir şeye değişmem .
Bunlarla aynı gemide olmaktansa, o mazlum yetimlerle aynı tabutta olurum daha onurlu, daha izzetli..
İdlip’ten gelen her mazluma eli kanlı terörist diyen CHP şeysine de söyleyin Kudüs atkısı taktığı boynu bu vebalden kurtulamaz!! Kurtulamayacak !
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.