Ekonomist Salih Ünal’ın, Independent Türkçe’de 5 Nisan 2020 tarihinde çıkan, “Kızıl Kapitalizm!” başlıklı makalesinde, “Çin, dünyanın en büyük üretim süper gücüdür. Küresel dengeler artık tamamen değişiyor! ABD kapitalizmi çökerken yıldızı parlayan kızıl kapitalizmi?” dedi.
Ekonomist Salih Ünal'ın, Independent Türkçe'de 5 Nisan 2020 tarihinde çıkan, “Kızıl Kapitalizm!” başlıklı makalesinde, “Çin, dünyanın en büyük üretim süper gücüdür. Küresel dengeler artık tamamen değişiyor! ABD kapitalizmi çökerken yıldızı parlayan kızıl kapitalizmi?” dedi.
Salih Ünal'ın makalesinin tam metni şöyle:
Kızıl kapitalizme hazır mısınız?
M.S. 2020-2050
Kızıl kapitalizm, ilk olarak 2008 Dünya Finansal Krizi sonrası ortaya çıkmış bir deyim.
2010'lu yıllarda özellikle Carl Walter ve Fraser Howie'nin "Red Capitalism" isimli kitabı ile günyüzüne çıkan teorinin, aslında 1974'lere dayanan ilginç bir hikayesi var.
1974'te, geleceğin Çin Başbakanı Deng Xiaoping, New York'ta Birleşmiş Milletler'e büyük bir heyet götürdü.
Çinli yetkililer, pahalı yolculuğa hazırlanırken, sadece 38 bin dolarlık yabancı para toplayabileceğini keşfetti. O günlerde Çin'de Çin Halk Bankası dışında bir banka yoktu!
Bugün Çin'in döviz rezervleri hızla 3 trilyon dolara yaklaşıyor ve Çin bankaları dünyanın en değerli şirketleri arasında.
Bu kayda değer başarı öyküsü, hala endişeler olsa da, Çin'in finansal sisteminin istikrar konusunda büyük bir arka planının var olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Batı'da bankalar, Big Four'un (4 Büyük denetimi şirketi) kontrolü altındadır. Temel fonksiyonları, büyük yatırımcıları ve sermayedarları korumak ve planlanmış bir sistemle karlılık elde etmektir.
Çin'de bankacılık sisteminin batıdaki sistem ile alakası yoktur. Burada, bankalar devletin bir koludur!
Çin'de çoğu banka kredisi, uygun oranlarda, devlet tarafından kontrol edilen işletmelere verilir.
Komünist Parti Maliye Bakanlığı finansal alanda tek karar merciidir ve tüm bankalara, değerli devlet işletmelerine sınırsız sermaye sağlayan temel araçlar olarak davranmaktadır.
Big Four, Çin bankaları arasındaki kötü borçlar toplamının, kredilerin kabaca yüzde 40'ını oluşturduğunu raporlamıştı.
Batılı gözlemciler umutsuzdu ve Çin'in bankacılık sistemiyle ilgili problemlerinin, ekonomide ciddi sorunlara yol açacağını tahmin ettiler; ama yanlış oldukları ortaya çıktı!
Reformist Başbakan Zhu Rhongi, kötü kredileri yönetmek ve bu riskten kurtulmak için, ABD'li bankalarla ortak çalışmalar yaptı.
Wall Street'ten de destek alarak, kötü ve batık kredilerden hızla kurtulmanın yolunu buldu.
Wall Street'ten de destek alarak, kötü ve batık kredilerden hızla kurtulmanın yolunu buldu.
Gelecek günler daha aydınlıktı.
Çin Bankalarına güven arttıkça, Batı'da yeterli kazanç bulamayan batılı banka ve yatırımcılar, büyük işgücü olan ve gelecek vadeden Çin'e akın ettiler.
Pekin yönetimi, bankalardaki toksik kredileri devralmak üzere özel bir fon kurdu. Bankalara zaman tanıdı ve bankaları yüksek denetim altında tuttu.
Çin Maliye Bakanlığı, finansal piyasanın sorunlu kredilerini yöneterek, Çin bankalarının batılıların korktuğu risklerden korumuştur.
Peki, bu kötü kredilerin bedelini kim ödemiştir?!
Bildiniz, düşük faize mahkum edilen mevduat sahipleri yani paralarını bankalara düşük faizle yatıran insanlar!
Bankalar, düşük faizle topladıkları mevduatları, iyi bir marjla krediye çevirince, yüksek kar ederek güçlendiler.
2008'den bu yana Çin'in büyümesi, devlet tarafından desteklenen ve bankalar tarafından finanse edilen sabit kıymetli yatırımlardan kaynaklanmaktadır.
Dünyanın en büyük hızlı tren ağı ve yeni havalimanları olmak üzere projeler, yeni sorunlu krediler dağını oluşturmuş durumda.
Bununla birlikte geriye doğru bakıldığında muazzam bir büyüme hikayesidir Çin.
1989'dan bu yana büyümesi yüzde 1400'ü geçen tek ülke ve hatta tek yatırım aracıdır.
Türkiye'nin Çin'e ithalat bağımlılığı yüzde 30'un üzerinde!
Çin'in önünde, Maliye Bakanlığı kontrolündeki kötü krediler kadar önemli risk, ileride yaşayacağı enflasyon riskidir.
Her büyüme ve refah hikayesinin bir de perde arkası vardır.
Çin'in de benzer hikayesi, borçluluktur.
Çin'in de benzer hikayesi, borçluluktur.
Çin'in gayri safi hasılatına oranla borcu, yüzde 300'ü aşmış durumda!
Çin bankalarındaki Gölge Varlıklar hala ürkütücü seviyede yüksek düzeyde!
Tüm bunlarla birlikte Çin, dünyanın en büyük üretim süper gücüdür.
Küresel dengeler artık tamamen değişiyor!
Uzun oldu ama faydalı olmuştur umarım.
Şimdi anladınız mı ABD kapitalizmi çökerken yıldızı parlayan kızıl kapitalizmi?
https://www.independentturkish.com
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak verilmiştir. Bu makalede yer alan görüşler yazarına aittir.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.