Takvimler 5 Temmuz 1993’ü gösterdiğinde Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en büyük sivil katliamlarından birini yaşadı. Erzincan kent merkezine 220 kilometre uzaklıktaki Başbağlar köyüne gelen terör örgütü PKK mensupları, köy halkını kurşuna dizerek ve yakarak katletti. Olayda 33 vatandaş vahşice katledildi..
Bir akşam vakti, ezan okunurken çok sayıda eli kanlı PKK’lı teröristin köyü basması, ezan okunduğu sırada camiye girerek cemaati zorla dışarı çıkarmasıyla başlamıştır. Dışarı çıkarılanlar ve seçilerek evlerinden alınıp köy meydanına getirilenler kadın, erkek, yaşlı, çocuk demeden kurşuna dizilmiş, daha sonra evleri ateşe verilmiş, bir köy haritadan silinmek istenmiştir. 214 ev, okul ve camii yakılıp yıkılmıştır. Bu vahşet, Müslüman Anadolu insanının vicdanında derin bir yara açmıştır.
Köy meydanında kurşuna dizdiler
Korkunç olay, 5 Temmuz akşamı yaşandı. Köyü basan teröristler mensupları, önce kadınları köy girişindeki Kuru Dere’de topladı. Ardından evleri yağmalayıp değerli eşyaları aldıktan sonra ateşe verdi.
Teröristler, karşı koymaya çalışan 5 kişiyi yakılan evlerde ateşe vererek öldürdü. Bununla da kalmayarak, akşam namazını kılıp camiden çıkan 28 erkeği köy meydanında topladılar. Bir süre örgüt propagandası yaptıktan sonra da kurşuna dizdiler.
Teröristler bütün köyü yaktı
Kadın ve çocukların gözleri önünde gerçekleştirilen katliamda, 200’e yakın ev, köyün çeşmeleri, kültür evi, cami ve ilkokulu teröristler tarafından yakıldı.
Katliamdan yaralı kurtulanlar, köylerine döndüklerinde gördüklerine inanamadı. Çünkü köy tamamen harap olmuştu. Olaydan sonra bölgeye gelen güvenlik güçleri yüzlerce boş kovan buldu.
Aradan 26 yıl geçse de Başbağlar Katilamı’nın acısı hiç dinmedi. Katliamdan sağ kurtulanların hafızasında o kara gece, ilk günkü tazeliğiyle yaşıyor.
Başbağlar köyünde saldırının ardından şehitler için anıtlar yapıldı. Olayda katledilenlerin eşyalarının da sergilendiği bir müze oluşturuldu. Başbağlar Katliamı’nda hayatını kaybedenler her yıl, 5 Temmuz’da anılıyor.
- "Başbağlar bir katliam değil planlı bir soykırım"
Başbağlar Köyü Muhtarı Ali Akarpınar, Katliamın üzerinden 27 yıl geçtiğini davanın kanuni olarak sonuçlandığını ama insanlık vicdanı ve kamuoyunun vicdanında sonuçlanmadığını belirterek "Çünkü adalet yerine gelmedi ki. Bizim amacımız o tetiği çeken el değil, Başbağlar'ı, Sivas'ı ve benzeri olan yerlerde gizli el kimse onun adalet önünde hesap vermesini istiyoruz." dedi.
- "Üzerimize kurşun yağdırdılar"
5 Temmuz 1993 akşam namazı sırasında teröristlerin köye gelerek 28 kişinin camiden çıkarılarak köy meydanında toplandığını anlatan Akarpınar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Toplantı yapacaklarını söyleyip propaganda yapıp şu an şehitlik anıtı olan bölgeye götürdüler. Ovacık istikametinden gelen teröristlerin tahminen 60-100 kişi olduğunu daha sonra öğrendik. Bizi alana toplarken bir kısmı kadınları farklı bir alanda toplamış, bundan bilgimiz yok. Aradan yarım saat belki biraz daha fazla bir zaman geçti. Köyden birkaç el silah sesi geldi. Ondan sonra üzerimize kurşun yağdırdılar. Kurşun yağdırırken sloganlar atıyorlardı. Tabii biz de yaralandık, sabaha kadar orada kaldık. Orada bir sürü vatandaşımız komşumuz akrabamız, katledilmişti. Emniyet güçlerinin ifadesiyle yüzlerce mermi kovanı toplanmış oradan. Başbağlar köyü birilerinin adına kurban kesildi ve bu kurbanın sonucunda 33 canımızı kaybettik. Evler büyük ve küçükbaş hayvanlar, altyapısı tarihi bunun yanında cami, okul köy odaları ve tarihi ile yok edilmeye çalışıldı."
Katliamı yaşayan yaralı olarak kurtulan Başbağlar Köyü Muhtarı Ali Akarpınar,"Başbağlar bir katliam değil bir soykırım. Çünkü burada 33 vatandaşın içinde 13 yaşında bir çocuk annesi ve 3 vatandaşımız evlerinde diri diri yakılmak suretiyle diğer 28 köylümüz kurşunlanmak suretiyle katledildi." dedi.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.