Türkiye’nin en karanlık dönemi olan 90’lı yılların derin operasyonu Madımak olayı sebebiyle cezaevine doldurulan mazlumlar da helalleşmeyi beklerken, hukukçular, 28 yıldır süren zulmün bir an önce bitmesini istiyor.
Çeyrek asrı aşan zulüm
Sünni-Alevi kavgası oluşturmak üzere ateist Aziz Nesin’in kışkırtmasıyla meydana gelen karanlık hadisenin esas failleri bulunamazken, otel yangınıyla ilgili aleyhinde hiçbir somut delil olmayan onlarca mazlum zindanlarda çile dolduruyor. Hukuk tarihine geçen skandal yargılamalar neticesinde 28 Şubat sürecinde karara bağlanan Sivas davasında müebbet hapse mahkum edilen masumların yeniden yargılanması çağrıları yapılıyor. Hukukçular; davanın hukuk sistemi açısından yüz karası olduğunu, yargılamaların usule aykırı yapıldığını, kararda 28 Şubat’ın brifingli hakimlerinin imzasının bulunduğunu, sanıkların somut delillerle değil, hukuka aykırı tanık beyanlarıyla dosyaya eklendiğine dikkat çekiyor.
İntikam hesaplaşması davası
Sivas olayları ve davasının karanlık olduğunu belirten Avukat Mehmet Ali Başaran, şunları dile getirdi: “Sözde kovuşturmalar sağlıklı olmamıştır. Yargıtay safhası da sıkıntılı. Kamuoyu baskısını ortadan kaldırmaya matuf olarak insanlar apar topar toplanıp yargılandılar. Suç ve günah bunların üzerine yıkıldı. 28 Şubat 1997’deki darbe ortamını hazırlayan tahriklerin ve galeyanların bir örneği de Sivas olaylarıdır. Yargılanma aşamasında şüpheler aydınlatılamadı. 100’e yakın insan yargılandı, 3 ila 20 yıl hapis cezası alanların yanı sıra 33 kişiye idam cezası verildi. Dönemin muktedirleri Madımak’ta 33 kurban almış, buna karşılık diğer taraftan da 33 kurban oluşturmuş. Bu resmen intikam hesaplaşmasıdır.”
Adalet istiyoruz
Sivas davası sanıklarının masum olduğunun devlet raporlarına dahi yansıdığına işaret eden Başaran şöyle devam etti: “Soru şu: Madımak otelini bu 33 insan mı yaktı? Raporlara ve yargılamalara baktığımızda ‘hayır’ cevabı alıyoruz. 2014 yılındaki Devlet Denetleme Kurulu’nun raporuna baktığımızda, olayın oluş aşaması ve yargılama safhasında devletin kusurlu olduğu sabittir. 2013’teki Mazlumder Sivas Davası Raporu’nda da faillere adil yargılanma hakkı tanınmadığı kayıt altına alınmıştır. Bir müslüman avukat olarak bu vaziyetten utanıyorum. Bu insanların eşleri, anneleri, babaları vicdan azabı çekiyor. Bu dehşet verici zulüm karşısında mazlumların sesine ses olmamız gerekiyor. Allah bize soracaktır; hangi günahtan ötürü bu insanlar diri diri kabristanlara gömülmüş durumda? Biz adalet istiyoruz. Sivas davası dosyası yeniden açılmalı, yeniden yargılama yapılmalı ve bütün yargılamalar tutuksuz devam etmelidir.”
Mazlumlarla helalleşilmeli
Hukukçular Derneği Temsilcisi Avukat Latif Cem Baran da şunları ifade etti: “Sivas davası maalesef kamuoyunun bir kısmının hiç ilgilenmediği, ölmeden ölmüş gibi muamele gören, hakkında delil olmadan mağdur olan insanların davasıdır. İnsan haklarını gözeten, kul hakkına riayet eden, içerisinde en ufak insan sevgisi olan fertlerin mutlaka bu haksızlıklara duyarlı olması gerekir. Sivas mazlumları bir nevi Yusufi Medresesi’nin talebeleri. Cenab-ı Allah ecirlerini kabul etsin. Elbetteki yargı, suçu işleyen ve Türkiye’yi kaosa sürükleyenleri tespit edip en ağır şekilde cezalandırmalıdır. Ancak delil olmaksızın cezaevlerine konulan bu insanların yeniden yargılanması gerekmektedir. Esas helallik alınması gereken kişiler, 28 yıldır cezaevinde tutulan bu insanlardır.”
Hukuk bu yanlışı düzeltmeli
Yeniden yargılama çağrısı yapan Baran, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu davanın 28 Şubat sürecinde karara bağlandığı unutulmamalıdır. 28 Şubat’a giden süreçte Sivas olayları ve davası gibi birçok karanlık olay oldu. O dönem AK Parti iktidarıyla bitmiştir. Günümüzdeki demokratikleşme ve hukukun üstünlüğünün sağlandığı dönemde eski dönemin yanlışlarının da düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sivas davasıyla ilgili gerekli hukuki eylemlerin bir an önce hayata geçirilmesini arzu ediyoruz.”
Yeni Akit
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.