Murat Özer yazdı: 28 Şubat İttifakı


 Cumhur İttifakı bileşenleri söyleseydi, haksız bir ithamda bulunmuş olabilirlerdi. Oysa bu ismi kendileri seçtiler. ABD Başkanı Biden’ın canhıraş desteklediği, bu yüzden Sayın Bahçeli’nin deyimiyle millette değil “zillette” buluşan bu ittifaka bundan sonra “28 Şubat İttifakı” diyebiliriz.


Türk siyaseti daima sembol isim ve tarihleri önemsemiştir. Mesela 2023 tarihine bu kadar kıymet vermemizin sebebi Cumhuriyetimizin 100. yılı olması değil midir? Ülkemizi dünyada yeniden askeri ve siyasi bir güç haline getirmeyi hedeflediğimiz 2071 tarihinin önemi ise Anadolu’ya ayak bastığımız Malazgirt Zaferi’nin 1000. yılı olmasıdır. Düşmanlarımız için de semboller önemli.


TARİHLER ÖNEMLİ SEMBOLLERDİR


Mesela Yeni Zelanda’da cami basarak 51 Müslümanı namaz kıldıkları sırada şehit eden katiller silahlarına Miloş Obiliç yazmışlardı. Bu isim, Kosova Savaşı’nda Sultan Murat Hüdavendigar’ı şehit eden kişiydi ve Balkanları bir İslam yurdu haline getiren o zaferimize karşı 630 yıldır süren nefreti sembolize ediyordu.


Suriye’de bir terör devleti kurma girişimlerine karşı başlattığımız Fırat Kalkanı Harekâtı, Yavuz Sultan Selim’in Suriye’ye yönelik seferi olan Mercidabık Savaşı’nın 500. yılında ve aynı günde 24 Ağustos’ta başlamıştı. Hilafetin Yavuz’a geçtiği ve Türkleri asırlar boyu İslam dünyasının lideri yapan Mercidabık’ın gerçekleştiği ovada, 5 asır sonra Batı’nın örgütlediği sahte DEAŞ hilafeti Türk askerinin eliyle yok edildi.


Görüldüğü gibi tarihlerin sembolik anlamları vardır ve siyaset kurumu “taraf olma” ya da “karşıt olma” durumlarını muhatabına bu tarihler üzerinden mesaj olarak verir. Buna çok çarpıcı bir örnek 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasının önünü açan Anayasa değişikliği referandumunun 12 Eylül 2010 tarihinde yapılması olmuştu.


Türkiye’yi “güçlendirilmiş parlamenter sistem” adıyla eskiden olduğu gibi güçsüz ve bol koalisyonlu dönemlere “geri götürmeyi” vaat eden 6 partinin, ittifaklarını ilan edecekleri tarih için ülkemizi felakete sürükleyen 28 Şubat Darbesi’nin yıldönümünü seçmesi elbette bir tesadüf değil.


İSTEDİKLERİ KAOS VE GERİCİLİK


Darbecilerin tehdit, şantaj ve silah zoruyla yıktıkları Refah-Yol Hükümeti yerine kurdurulan ve ancak 17 ay sürebilen azınlık iktidarında koalisyonun 1. ortağı Mesut Yılmaz seçimlerde yüzde 19, ikinci ortağı Bülent Ecevit ise ancak yüzde 14 oy alabilmişti.  İşin daha da kötüsü Ecevit bu oyla 56. Hükümeti kurarak 1999 seçimlerine kadar ülkeyi tek başına idare etmişti. İşte özlem duydukları yönetim bu.


28 Şubat kararlarını uygulamakla övünen Akşener ile darbecilerin sembol isimlerinin milletvekili yapıldığı CHP’nin birlikte bu ittifakı kurmaları anlaşılır bir şey. Ya darbenin iktidardan devirdiği Milli Görüş’ün partisi olduğunu iddia eden Saadet’e ne oluyor? Onlar da 28 Şubat yargılamalarında “şikâyetçi olmayarak” konumlarını ilan etmediler mi?


Altı partinin 5,5 saat konuşup üzerinde anlaştıkları metinde Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normlarını çıkış yolu olarak göstermeleri ise nihai amaçlarını ortaya koyuyor. Demirtaş, Kavala hatta Öcalan’a tahliye yolunu açacak bu birlikteliğin içinde HDP’nin olmaması ise sadece bir göz boyama.


Darbenin özgürlüklere, azınlığın çoğunluğa galebe çaldığı bir anlayışı savunmak için kendilerine “28 Şubat İttifakı”ndan daha iyi bir isim bulamazlardı. En azından bunu başardılar.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.