Avrupa'dan Türkiye'ye peş peşe Osman Kavala tehdidi

 


Haber7 yazarı Taha Dağlı, Kavala'ya verilen ceza sonrası AB'den gelen açıklamalara "AB'nin Kavala tehdidi ne anlama geliyor?" adlı yazısında tepki göstererek, hukukun üstünlüğünü savunan Avrupa'nın yargıya nasıl müdahale ettiğini anlattı.

Avrupa Parlamentosu Osman Kavala konusunda Türkiye’yi bir kez daha tehdit etti.


Türk yargısı Kavala’yı hapse mahkum ediyor.

AİHM "serbest bırakın" diyor.

Türkiye, AİHM yerine kendi yargı kararına uyduğu için Avrupa Parlamentosu "Türkiye AB üyeliğini bilinçli olarak sonlandırıyor" diye yazılı bir metni oylayı, karar çıkardı.


AİHM’de bir çok Avrupa ülkesinin uygulamadığı binlerce dava var.

AİHM kararlarını hiçe sayan ülkeler sıralamasında Yunanistan ile İtalya en yukarıdalar.

Almanya ve Fransa’nın bile uymadığı AİHM kararları mevcut.

Bu ülkeler, AİHM kararlarını uygulamıyor diye AB üyeliğiyle tehdit edilmediler hiçbir zaman.


Avrupa "bağımsız yargı" der, "hukukun üstünlüğü" der.

Konuşunca, yazılıp çizilince, hoş ifadeler.

Ama bağımsız yargının limitleri vardır.

Hukukun üstünlüğünün bir el freni vardır.

Bundan hiçbir zaman bahsetmezler


En başta Macaristan.

AB üyesidir.

Ama Soros’u ülkesinden kovmuştur.

2018’de Macaristan’da "Soros’u durdur" adlı yasa çıkarılmıştır.


İngiltere.

AB içindeyken de AB’den ayrıldıktan sonra da Soros’u hiç sevmemiştir, sevmez.

Ekim ayında hatırlayın, Kavala için bildiri yayınlayan büyükelçiler vardı, Erdoğan’ın tepkisini görünce geri adım atmışlardı, mesela o ülkelerin arasında İngiliz büyükelçisi yoktu.

Çünkü İngiltere de Soros konusunda Türkiye ile aynı yerdedir.


Polonya mesela.

AB üyesidir.

Soros’a savaş açmıştır.


ABD mesela.

Trump döneminde Türkiye’nin Kavala ile ilgili herhangi bir kararı asla yankı bulmazdı.

Ama Biden döneminde bulabiliyor.

Neden?

Çünkü ABD’de demokratlar Soros’u severler, Cumhuriyetçilerin ise büyük çoğunluğu sevmez.


İsrail mesela.

Sorosçu kitleler olsa da genel olarak İsrail’de bile Soros kabul görmez.




Hangi ülke olursa olsun, Kavala ya da Soros, onlar için bir zihniyeti temsil eder.

Ulusalcı olan, muhafazakar olan, dindar olan, sağcı olan kim varsa, hangi ülkeden olursa olsun, Soros’u kabullenmez, Soros kapısına dayandıysa, onunla kavga eder, bu hep böyledir.

Çünkü Soros meselesi Batı için bir ulusalcı-küreselci kavgası demektir.


Bugün AB’nin tehditlerini görüyoruz.

Geçen hafta kınama kararı çıkaracaklardı.

Soros’tan nefret eden Macaristan, Kavala’nın aslında Soros olduğunu çok iyi bildiği için bu karara imza atmadı o sayede Türkiye’yi kınayamadı, Avrupa Birliği.


He kınasa ne olur?

Ya da AP’nin dediği gibi Türkiye için AB üyelik sürecinin sonu gelse, ne olur?

Veya Türkiye’yi ihlal prosedürü ile cezalandırdıkları Avrupa Konseyinden çıkarsalar, ne olur?


Elbette uluslararası ilişkilerde bu kurumlar önemli.

Ama mesele Soros’ken mesele ülke güvenliğiyken mesele milli egemenlikken onların tehdidine boyun eğip üyesi kalacağımız bir Avrupa Konseyi, Türkiye’nin ulusal çıkarlarına zaten başlı başına zarar demektir.


Kaldı ki bu tarz tehditleri yıllardır hep duyuyoruz.

Rusya-Ukrayna savaşı varken, bu savaşın çıkardığı sorunlar varken, başta güvenlik ve enerji konularında Türkiye’ye ihtiyaç duyan bir Avrupa, istediği kadar tehdit yağdırsın, bu tehditlerin büyük çoğunluğunun içi bomboştur.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.