ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ |
- [anadoluhaber:35781] Çok işlemli laptop
- [anadoluhaber:35773] Kafkaslar'da güvenlik
- [anadoluhaber:35769] Aselsan'daki sır ölümlere bir yenisi daha eklendi.
- [anadoluhaber:35776] Toplantı Daveti - BİRİYLE GEL AÇILIMI
- [anadoluhaber:35770] Dur Yolcu Başörtülüsün...
- [anadoluhaber:35768] Şahdeniz'i kaybettik!..
- [anadoluhaber:35771] İsrail askeri anlaşmaları durdurdu
- [anadoluhaber:35775] Aydınlık Dergisi'nin Şok Ses Kayıtlarında Ne Var?
- [anadoluhaber:35778] DÜNYA YENİDEN DİZAYN EDİLİRKEN ÇEÇENİSTAN DİRENİYOR-MEDET ÜNLÜ
- [anadoluhaber:35772] BİRİYLE GEL AÇILIMI (TOPLANTIYA DAVET)
- [anadoluhaber:35774] GÜNÜN SÖZÜ
- [anadoluhaber:35780] Geliverdin Habersiz sesli slaytı
- [anadoluhaber:35767] WG: Gelistirilmemis Türkiye
- [anadoluhaber:35779] bAGISLAMAK E-Kartlar
- [anadoluhaber:35777] AFFEDİCİLİK
- [anadoluhaber:35765] Oğlum için Matematik
- [anadoluhaber:35764] AW: {Arena-siyaset} İhtilal suçtur. Hak arayan hukuku ıslaha çalışmalıdır.
- [anadoluhaber:35758] haber önerisi
- [anadoluhaber:35759] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ
- [anadoluhaber:35761] İhtilal suçtur. Hak arayan hukuku ıslaha çalışmalıdır.
- [anadoluhaber:35763] AW: {Arena-siyaset} Re: [Fetih] AKP ve suc ortagi MHP : AF ILAN ETMIS KIMSENIN HABERI YOK ?!"
- [anadoluhaber:35757] 20 ARALIK 2009 YILIN SİYASETÇİSİ SEÇİMİNDE YEREL SİYASETÇİ OLARAK ADAY GÖSTERİLEN MERSİN İLİNDEN BURAK CANLI
- [anadoluhaber:35762] 21.Ekim.2009 Kafkasya Bölgesi Haber Özetleri
- [anadoluhaber:35766] ŞEKER HASTALIĞI TEDAVİSİNDE KUŞBURNU TÜKETİMİ
- [anadoluhaber:35760] GÜNÜN SÖZÜ
[anadoluhaber:35781] Çok işlemli laptop Posted: 22 Oct 2009 03:36 AM PDT | |
[anadoluhaber:35773] Kafkaslar'da güvenlik Posted: 22 Oct 2009 03:13 AM PDT Kafkaslar'da güvenlik Rus analist Radyuhin Ermenistan-Türkiye'nin protokol anlaşması sonrası Kafkasya'daki yeni durumu analiz etti. Perşembe, 22 Ekim 2009 11:54 Vladimir Radyuhin Türkiye ve Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi ve Ermenistan-Azerbaycan arasında varılacak bir uzlaşma, Kafkaslar'da bölgesel güvenliğin önündeki son barikatları ortadan kaldıracaktır. Azerbaycan doğalgazını ilk kez Rusya'ya satacak ki Batı'nın Hazar ve Orta Asya doğalgazını Rusya'yı atlayarak Avrupa'ya ulaştırma amaçlı Nabucco boru hattını inşa etme planını baltalayabilecektir. Amerika, Türkiye'nin Ermenistana kapıları açmasının Rusya'yı sütten kesmeye yardımcı olacağına inanıyor. Bugün, Ermenistan Rusya'nın Kafkaslar'daki stratejşk tek müttefiki. Rusya'nın eski Sovyet Cumhuriyetleri'nin altısıyla kurduğu savunma paktı'nın bir üyesidir ve önemli bir Rus askeri üssüne ev sahipliği yapmaktadır. Rusya, geçen ay Gürcistan'ın kaybettiği Güney Osetya ve Abhazya ile savunma paktı imzalayarak Kafkasların başat oyuncusu olarak konumunu daha da pekiştirdi; 2008 Ağustos'unda Gürcistan'ı gönderdikten sonra G.Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlığını tanımıştı. Anlaşma, Rusya'ya gelecek 49 yıl için her iki bölgede 1.700 asker bulundurma izni veriyor; bu süre, 49 yıl sonra beşer yıllık dönemlerle uzatılabilecek. Ancak Moskova, daha büyük bir stratejik hedef uğruna, nüfuzunun birazını Ankara lehine terk etmeye hazır gibi görünüyor: Dış oyuncuları, bilhassa da geçen yıl Amerikan silahlı ve eğitimli Gürcü ordusunun Güney Osetya'ya saldırmasında olduğu üzere, karışıp bulaşması yalnızca sıkıntı doğuran ABD ve NATO'u dışlayan bölgesel güvenlik mekanizması kurulması. Yüzyıllık husûmet sonrasında ilişkilerini normalleştirmek üzere Türkiye ve Ermenistan arasında bu ay varılan anlaşma, Kafkasya'da jeopolitik konfigürasyonu çarpıcı bir şekilde değiştirdi. Yükselen Rus-Türk ittifakı temelinde, yeni bir güvenlik düzenlemesine giden yolu açtılar. Dışişleri Bakanları, Zürih'te 10 Ekim'de yapılan törende diplomatik ilişkileri başlatan ve 15 yıldır kapalı olan sınırları açmak için takvim belirleyen protokolleri imzaladılar. Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un, Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov'un, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Koucher ve de Avrupa Birliği'nden Javier Solana'nın orada hazır bulunmaları, olayın öneminin altını çizdi. Meclis onayına sunulacak olan anlaşma hem Türkiye'de hem de Ermenistan'da dişli bir muhalefetle karşılandı. Türkler, Ermenilerin Türkiye'nin etnik müttefiki Azerbaycan'ın Ermeni çoğunluğun yaşadığı ve 1990'ların başlarında etnikler arası çatışmada ayrılan Yukarı Karabağ'da topraklarının yüzde 14 üzerinde devam eden işgaline kızgınlar. Türkiye bu çatışma üzerine 1993'te sınırı kapadı ve Ermenistan'la tüm temaslarını kopardı. Ermeniler ise 1915-19 arasında 1.5 milyon Ermeni'nin katledilişini Türkiye reddediyor diye kızgınlar. Her iki tarafın hissettiği kötü duygular normalleşme sürecini yavaşlatabilir fakat Türkiye ve Ermenistan, tarihi husûmeti sonlandırmada hayâti çıkarlara sahipken sürecin raydan çıkması da zor. Türkiye Kafkaslar'da nüfuz kazanıyor ve AB üyeliği yolunu engellerden arındırıyor. Türkiye'nin diğer tarafında Azerbaycan'ın olduğu karayla kuşatılmış Ermenistan, AB ekonomisiyle sıkı bir bağı olan Türkiye ile ticaret bağlantısına sahip olacak. Orta Asya'dan Türkiye'ye ve oradan da Avrupa'ya transit ticaret güzergâhı olacak. Türkiye ve Ermenistan uzlaşmasının Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki toprak ihtilafının çözümlenmesini kolaylaştırıcı bir rol oynaması da muhtemel. ABD, Rusya ve Fransa'dan zirve diplomatların – Yukarı Karabağ görüşmelerinde aracılık yapan AGİT Minsk Grubu eş başkanları – imza töreninde hazır bulunması bu bakımdan hayli semboliktir. Rusya ve Amerika, Türk-Ermeni uzlaşmasına ilgi duyuyorlar. Ermenistan ekonomisini kontrol eden Rus iş dünyası, Türkiye'nin en büyük ticari ortağı olarak, sınırın açılmasından faydalanacaktır. Rusya'nın bir diğer kazanımı, düşman Gürcistan'ın Ermenistan ticaretinde ana güzergâh olarak oynadığı rolün sınır açıldıktan sonra büyük bir önem kaybedecek olmasıdır. Rusya, enerji alanında meyveleri devşirmeye çoktan başladı. Türkiye-Ermenistan arasında anlaşma yapılırken, Rusya'nın doğalgaz tekeli Gazprom, Azerbaycan'ın Rusya'ya gaz satışıyla ilgili olarak Azerbaycan devlet şirketi SOCAR'la anlaşma imzaladı. Bu anlaşma, Bakü'nün Türk-Ermeni paktını "Azerbaycan'ın ulusal çıkarlarına tamamen karşıt" olduğu zira Yukarı Karabağ problemine bir çözüm getirilmeksizin yapıldığı gerekçesiyle kınadığı zamanda imzalandı. Azerbaycan doğalgazını ilk kez Rusya'ya satacak ki Batı'nın Hazar ve Orta Asya doğalgazını Rusya'yı atlayarak Avrupa'ya ulaştırma amaçlı Nabucco boru hattını inşa etme planını baltalayabilecektir. Amerika, Türkiye'nin Ermenistana kapıları açmasının Rusya'yı sütten kesmeye yardımcı olacağına inanıyor. Bugün, Ermenistan Rusya'nın Kafkaslar'daki stratejik tek müttefiki. Rusya'nın eski Sovyet Cumhuriyetleri'nin altısıyla kurduğu savunma paktı'nın bir üyesidir ve önemli bir Rus askeri üssüne ev sahipliği yapmaktadır. Türk-Ermeni yakınlaşması, başkanlık seçim kampanyası sırasında I. Dünya Savaşı yıllarının Ermeni katliamını "soykırım" olarak kınayan yasa tasarısına destek verme sözü vererek kendisini zor bir duruma sokan ABD Başkanı Barack Obama'ya bir çıkış yolu sağlıyor. Böyle bir yasa tasarısı Amerikan-Türkiye ilişkilerine zarar verecekti ki Türkiye Kafkaslarla sınırı olan tek NATO ülkesi olarak stratejik öneme sahiptir. Rusya'nın bölge için kendi planı var. Moskova, Ankara'nın geçen yıl yaptığı Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu (KİİP) teklifini hemen kabul etmişti. Türkiye'nin "komşularla sıfır problem" kavramına dayalı olan KİİP, bölgede siyasi diyalog, istikrar ve kriz yönetimi mekanizması olarak teşvik edildi; ve içerdiği ülkeler Rusya, Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan. Bu plan Türkiye için Rusya'nın arka bahçesinde büyük bir tutunma noktası kazanmanın aracı. Rusya, geçen ay Güney Osetya ve Abhazya ile savunma pakti imzalayarak Kafkaslarda başat aktör olarak yerini pekiştirdi; Rusya, 2008 Ağustos'unda Gürcistan'ı gönderdikten sonra G.Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlığını tanımıştı. Anlaşma, Rusya'ya gelecek 49 yıl için her iki bölgede 1.700 asker bulundurma izni veriyor; bu süre, 49 yıl sonra beşer yıllık dönemlerle uzatılabilecek. Ancak Moskova, daha büyük bir stratejik hedef uğruna, nüfuzunun birazını Ankara lehine terk etmeye hazır gibi görünüyor: Dış oyuncuları, bilhassa da geçen yıl Amerikan silahlı ve eğitimli Gürcü ordusunun Güney Osetya'ya saldırmasında olduğu üzere, karışıp bulaşması yalnızca sıkıntı doğuran ABD ve NATO'u dışlayan bölgesel güvenlik mekanizması kurulması. Her ne kadar Türkiye bir NATO üyesi olsa da Moskova, Ankara'nın son yıllarda uyguladığı, bölgesel meselelerde Amerika'nın çıkarlarına karşıt koşan bağımsız dış politikasını takdir etmektedir. Ankara, Irak savaşı sırasında Amerika'ya topraklarını kullandırmadı ve Güney Osetya'daki savaş sırasında Rusya'yı tâciz eden Batı'ya katılmadı. Türkiye'nin bölgesel süpergüç olma emelleri, Amerika'nın Kafkaslardaki saldırgan tavrıyla çatışma halindedir. Türkiye, Karadeniz'in NATO gölü olmasını istemiyor; ve Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkelere ait savaş gemilerinin Boğazlardan geçişini kısıtlayan 1936 Montrö antlamasını yeniden müzakere etmek için Amerika'nın uyguladığı baskılara direndi Türkiye, Rusya-Gürcistan çatışması sırasında iki büyük Amerikan savaş gemisinin Gürcistan'a insâni yardım bahanesiyle Karadeniz'e geçişini engellemek üzere Montrö Antlaşmasını hareket geçirdi. Türkiye resmi olarak Gürcistan'ın toprak bütünlüğünü desteklemeye devam ederken, geçen ay Sukhumi'yi ziyaret eden üst düzey bir Türk diplomat aracılığıyla sessizce temas kurdu. Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bu yılın başlarında Moskova'yı ziyaret ettiğinde Rusya Devlet Başkanı Medvedev Rus-Türk ekseni kurulması yönünde apaçık bir teklifte bulundu. Medvedev, ortak basın toplantısında şöyle söyledi: "Ağustos krizi göstermiştir ki kendi başımıza bölgedeki sorunların üstesinden gelebiliyoruz, dış güçlerin dahli olmadan." Türk lider ise her iki ülkenin uluslararası meselelerin çoğunda "kaydadeğer derecede yakın yahut benzer pozisyonlar" aldıklarına işaret etti. Zirve sırasında yapılan ortak bildiride, Rusya ve Türkiye, Türkiye'nin KİİP inisiyatifine destek verdiklerini ifade ettiler, Karadeniz bölgesinde güvenlik ve istikrar üzerinde "görüş birliği" içinde olduklarını kaydederek Montrö Antlaşmasına sâdık kalacaklarını tekrar teyid ettiler. Toplam 44 yıl süren 11 savaş yaşamış Rusya ve Türkiye'nin Kafkaslarda tarihi rakipler olduğu inkar edilmiyor. Türkiye halen bölgede nüfuz için rekabet ediyor fakat ortak çıkarları onları müttefik de kılıyor. Rusya, Karadeniz'in altına döşenen Mavi Akım boru hattı aracılığıyla Türkiye'nin doğalgaz ihtiyacının yüzde 80'ni karşılıyor. Türkiye, Rusya'nın Mavi Akım-2 inşa teklifini sıcak karşıladı ki BTC boru hattıyla birlikte Türkiye'yi Avrupa ve İsrail için enerji geçiş merkezi yapacaktır. Türkiye'nin Irak ve Kürt probleminde Amerika'dan, Kıbrıs'ın AB üyeliği ve Türkiye'nin AB üyeliğine kabulünde yaşanan sıkıntılarla ilgili olarak da Avrupa'dan ayrı düşmesi, Ankara'yı Moskova'ya daha bir itti. Türkiye ve Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi ve Ermenistan-Azerbaycan arasında varılacak bir uzlaşma, Türkiye'nin KİİP teklifi temelinde Kafkaslar'da bölgesel güvenliğin önündeki son barikatları ortadan kaldıracaktır. Moskova, Türkiye ile olan bölgesel güvenlik işbirliğini Kafkasların ötesine taşımak istiyor. Geçen yıl İstanbul'u ziyaret eden Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Rusya ve Türkiye'nin "Irak'ta nihâi barış için yapılması gerekenin ne olduğu hususunda" ve "İran nükleer programıyla ilgili durumun barışçıl siyasi çözüme kavuşturulması gerektiği hususunda" benzer görüşleri paylaştığını vurguladı. Kafkaslar'da yeni bölgesel güvenlik konfigürasyonu şansının gerçeğe tahvil olması, ABD'nin bu projeyle hem fikir mi olacağı yoksa müttefiki Gürcistan ve Azerbaycan'ı bu inisiyatifi reddetmeye yüreklendirerek baltalamaya mı çalışacağına bağlı. ABD ve Rusya'nın, Türkiye ve Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesini teşvik çabalarında iyimserliğe yer var. Medvedev bunu "uluslararası meselelerde (Rusya ve Amerika'nın) eşgüdümüne iyi bir örnek" olarak selamladı. Amerika-Rusya ilişkilerinin "yeniden başlatılmasının" Kafkasya'ya yansıtılması ihtimali, Moskova'ya, Türkiye'nin soğukta kalma korkusuna oynama ve her iki tarafla da en kârlı anlaşmaları yapma imkanı verecektir. Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı Windows 7: Gündelik işlerinizi basitleştirin. Size en uygun bilgisayarı bulun. | |
[anadoluhaber:35768] Şahdeniz'i kaybettik!.. Posted: 22 Oct 2009 02:33 AM PDT
Türkiye, Ermenistan'la ilişkileri tamir ederken kardeş ülkesi Azerbaycan'la krize sürüklendi. En önemlisi doğalgaz oyununu kaybetti!.. Kim hata yaptı, niye böyle oldu?
Türkiye, gaz oyununa 1991'de başladı. Önce, "Bakü- Tiflis-Ceyhan (BTC)" dedi. *** İş güzel ya, Faz-2 ve Faz-3 için sert jeopolitik oyunlar başladı. Azerbaycan gazı için yol belliydi! Ya, Türkiye topraklarına ulaşacaktı; ya da İran ve Rusya güzergâhından dünyaya açılacaktı. Fakat Şahdeniz sahasında aramaçıkarma işini BP alınca iş, çok stratejik bir oyuna dönüştü. *** Rusya geçen ilkbaharda Azerbaycan'la yıllık 500 milyon metreküplük gaz kontratını yapınca, Türkiye'nin en büyük kozu elinden gitti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile BOTAŞ bu sonucu, "Küçücük miktar için endişeye gerek yok" diye küçümsedi.
http://www.ekotrent.com/ Windows 7: Size en uygun bilgisayarı bulun. Daha fazla bilgi edinin. | |
[anadoluhaber:35780] Geliverdin Habersiz sesli slaytı Posted: 21 Oct 2009 03:29 PM PDT Geliverdin Habersiz sesli slaytı | |
[anadoluhaber:35761] İhtilal suçtur. Hak arayan hukuku ıslaha çalışmalıdır. Posted: 21 Oct 2009 05:43 AM PDT İhtilal suçtur. Hak arayan hukuku ıslaha çalışmalıdır. Birisi ihtilalcileri meşru kahramanlar olarak devlete değil hükümete karşı çıkarak vatanı kurtaran kahramanlar ve İsyancıları da devlete karşı isyan eden alçaklar olarak göstermiş. Yani ihtilal meşru isyan gayri meşrudur. İyi ama İhtilal de mevcut devlete isyan dan başka bir şey değildir ki. İhtilali devletin içinden kişilerin devlet yetkisini kendi keyiflerince kötüye kullanarak yapması diğer isyanlardan çok daha vahim bir suçtur. Çünkü devletin bir unsuru sadece silahlı unsur olduğu için diğer tüm silahsız meşru devlet güçlerini kendi kontrolüne almaya kalkışmakla devlete en büyük ihaneti yapmış ve suç olarak diğer isyancılar ile kıyaslandığında kat kat fazla ceza verilmesi gereken çok daha büyük bir suç işlemiştir.
İhtilalciler genellikle ellerindeki devlet gücünü kendi heva ve heveslerine ya da kendilerini satın alan güçlerin talimatlarına uyarak ihtilal yaparlar ve ele geçirdikleri gücü sürekli ellerinde tutabilmek içinde sürekli ihtilal ortamının varlığını sürdürürler. Bu uğurda vatanlarına ve ekmeğini yedikleri milletlerine ihanet etmekten dahi kaçınmazlar. Kerametleri kendilerinden menkul dolduruşa getirilmiş pek de akıllı olmayan kişiler oldukları için bu işi de vatan için yaptıklarına inanacak kadar da kendilerini bir matah zanneden dar kafalı ya da doğrudan söyleyelim kendilerini akıllı zanneden ahmaktırlar. Bu yüzden bu vatan bizim çiftliğimizdir halk cahildir bizler akıllıyız zannına programlanmış robotlar gibidirler. Artık bir insan gibi değil sıradan bir makine gibi yüklenmiş programa göre hareket ederek çalışırlar. Çünkü emir komuta zincirine bağlı oldukları için her biri bu işin gerekçesini ben bilmiyorum ama üstlerim biliyordur zannederler ve en üstlerindeki kişilerden bazılarının ya aldatılmış yada ülkeyi satmak için başka ülkeler ile işbirliği içine düşürülmüş ve ya bir şekilde şantaj veya ağır tehdit altında böyle hareket etmeye zorlanmış bir zavallı da olabileceğini asla düşünemez sadece aldıkları emirleri sadakatle uygularlar. İhtilale tepelerindekiler karar verir ve bitirirler. Diğerleri onların emrindeki gladyatörleri, fedaileri, badigartları gibi onlara inanır ve asla kuşkulanmadan hareket ederler. Zaten kuşkulandıkları anlaşılırsa önce kendileri temizlenirler. İhtilale hazırlık aşamasında önce isyancılar yetiştirirler. Sonra o isyancıları farklı kamplara bölüp aralarında savaştırırlar. Sonra Hükümetin o isyancıları yakalamasını önler ve onları koruyup kollayıp iyice azdırırlar. Sonra onlara yaptırdıkları kötülükleri isyancıların yaptığı intibaı bırakacak cinayetler sabotajlar ile ülkenin fabrikalarını camilerini yaktırır ekonomiyi çökertir farklı kesimlerden insanları öldürüp iç çatışmaları artırıp ülkelerini kendi hırsları için kan gölüne çevirmekten, yakıp yıkmaktan ve iflas ettirmekten çekinmezler. Sonrada işler çığırından çıkınca sanki tüm bunları yapanlar kendileri değilmiş gibi devletin resmi güçlerini kullanarak ihtilal yaparak vatanı kurtardık diyerek sahte kurtarıcılar olarak sanki hain değil de kahramanlarmış gibi azametle gelip devletin hükümet merkezine kurulur sonrada kendi adamlarını yerleştirip perde arkasından yönetmek üzere perde arkasına çekilip saklanırlar. Ama yaptıkları yasal düzenlemeler ile her zaman istedikleri anda ülkeyi batırmak ve bir kısmını satmak hakkı da dâhil ülke yönetimini kendilerine bağlarlar. İhtilal için birlikte çalıştıkları kendilerini dolduruşa getiren aşağılık rezil vatan haini millet düşmanı ve iliklerine kadar ihanetin içine batmış kişileri köşe başlarına yerleştirip kendilerini de güvenceye alırlar. İhanetin ortakları ile birlikte kendilerinin de tüm yaptıkları her şeyi meşrulaştırıp ihanetlerini halka kabul ettirmek için de yaptıklarını sürekli savunacak çıkarcı, ahlaksız, kişilerin sürekli gündemi karıştıracak işler için kurumlaşmalarını sağlarlar. İhtilalcilerin olduğu ülkeler dünyadan geri kalır ve sadece iç kavgalar ile fakirlik ve yoksulluk içinde debelenir, kendi zenginliklerini, akıllı insanlarını, bilim adamlarını ve ülkelerinin diğer imkânlarını dahi kullanamazlar. Çünkü ihtilalciler ve işbirlikçileri akıllı insanların ihanetlerinin farkına varacağından korkarlar ve akıllıları basit işlere sürgün ederek dışlarlar. Demokrasinin hâkim olduğu ülkeler ise Hollanda, Lüksemburg gibi krallık bile olsalar, küçücük bir ülke dahi olsalar yinede kalkınır zengin olabilirler. Buna örnek olarak Güney Amerika ülkelerinin dün ve bugünü ile komşu Yunanistan’ın dün ve bugününe bakmak ve birde bunların çok üzerinde imkân ve kaynaklara sahip kendi ülkemizin hala sırtında taşıdığı ihtilalci anayasası yüzünden içinde bulunduğumuz bitmez tükenmez iç kavgalar yüzünden hiç bir problemin çözülemeyişini kıyas etmek yeterlidir. İhtilalleri genellikle ülke yönetmek, kalkındırmak, yüceltmek, aş, iş, icatlar, keşifler ve kalkınma gibi dertleri hiç olmamış genellikle asalak kişilerin bazı sloganlar kullanılarak bir araya toplandığı partiler gruplar ya da kurulmuş yanlış ve sahte düzenin tüm getirisini kendileri zahmet çekmeden aralarında bölüşürler. Bu yüzden haksız bir düzen kurulur. Başlangıçta düzeni kuranların sahte isyancıları kullanılırken gittikçe düzenin zulmü artar ve zulme uğrayanların adalet ve hukuk arayışları sonuçsuz kalınca da bu sefer gerçek isyanlar başlar. İşte bu noktada artık ihtilalciler pabucun pahalı olduğunu ve gerçek isyanları bastıracak ne hukuk sistemleri ne bir fikir yapıları ne de yeterli akıllı personelleri olmadığını anlarlar. O güne kadar her şeyi yapabilecekleri zanlarının güneşin altında eriyen kar gibi buharlaştığını görür ne yapacaklarını şaşırırlar. Kendilerinin de sıradan insanlar sürüsünden farksız özel bir yeteneklerinin olmadığını, keyif kahvelerini pişirmek için tutuşturdukları ateşin ormanı yaktığını ve içinde kendilerinin de yanacağını anlarlar ve yangını kim söndürebilir diye feryada başlarlar. İşte o zamanda Ülkemizdeki gibi İtfaiyeci hükümetler iş başına gelir. Önce yangını kontrol altına almak için rüzgâr istikametinde henüz ateşin ulaşmadığı ağaçları kesmeye başlayıp bir güvenlik şeridi kurmaya başlarlar. Bu seferde herkes yangın şurada bunlar buradaki ağaçları kesiyor diye yaygaraya başlarlar. Sonunda İtfaiyeciler başarılı olursa kurtulunur. Yaygaracılar itfaiyecileri durdurabilirse o zamanda hepsi birlikte yanarlar. A.D.Şimşek. --~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~ Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com | |
Posted: 21 Oct 2009 05:13 AM PDT
__________________________________________________ Do You Yahoo!? Sie sind Spam leid? Yahoo! Mail verfügt über einen herausragenden Schutz gegen Massenmails. http://mail.yahoo.com --~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~ Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com | |
Posted: 21 Oct 2009 05:13 AM PDT Hatırlayacak olursanız 29 mart yerel seçimlerinde Avukat Burak CANLI eski adı Doğru Yol Partisi olan Demokrat Partiden Mersin Toroslar Belediye başkanlığına aday olmuştu. Bu kişi adaylar içerisinde en genç aday unvanına sahipti. O kadar gençti ki... 1977 doğumlu olan bu kişinin Canlı yayında seçimlerden önceki açıklamalarını izledim. Evet, Avukat Burak CANLI meslek açısından Avukat idi olmasına ama bu güne kadar ne siyasetle ne de partiyle bir işi olmamıştı. Peki, nasıl olmuştu da aday olabilmeyi başarabilmişti? Nerden bakarsanız bakın bir siyasi partinin Belediye başkan adayı olmak çok güçtür. CANLI nın etrafındaki bir takım kişilerin ve bir takım Partililerin anlatımlarından elde ettiğim bilgileri sizlerle paylaşa cam. CANLI 1 Aralık 2008 tarihinde Vatani Görevini tamamlayıp memleketi olan Mersine gelmiş. Daha önce de olduğu gibi askerlikten sonrada ailesine "bana karışmayın ben kendi yolumu kendim çiz ecem benim her ne kadar sizlerin yardımına ihtiyacım varsa da sizlerden yardım almadan ayakta durabileceğimi ve merdivenleri çıkabileceğimi dünyaya göstere cem" demiş. Peki, bunları deme ihtiyacını neden duymuş CANLI? İşte bu konunun üzerine gittim ve araştırdım. Ve ortaya çıkan manzarada CANLI nın gerçektende Mersinde sayılı varlıklı ailelerinden olduğunu anladım. Ve bu ailenin bir takım maddi tasalardan uzak olduğu kanaatine vardım. Ve gene CANLI askerden döndüğünde kendi anlatımıyla "cebimde 6 tane vesikalık fotoğraf çektirecek param yoktu." İşte parasının olmaması ve Avukat olmasına rağmen ailesinden yardım almayışı işte bu gerçek bir hikâye... CANLI ya tüm bunlara rağmen değişik Partilerden bir takım görevler üstlenmesi konusunda çağrılarda bulunulmuş ama bunlara rağmen CANLI o Partilere ne evet ne de hayır diyebilmişti. Neden peki neden CANLI ya değişik Partilerden çağrılarda bulunulmuştu. CANLI Mersinin yerlisi ve kendi çevresinde sevilip sayılan birisiydi. CANLI samimiydi, açık yürekliydi. Ben bu özellikleri onda hissettim ve gördüm. Duyususadım. Demokrat Partiden de öncesinde iki kere kendisiyle konuşmak ve adaylığı konusunda karar almak konusunda bir takım resmi olmayan ilişkiler kurulmuştu. Fakat bunlara rağmen CANLI nın çevresi ona siyasete girmesinin erken olduğunu ve siyasete girecekse de güçlü bir partiden girmesinin daha anlamlı ve manalı olacağını söylemişlerdi. Oysa CANLI erken olduğu konusunda aynı düşüncedeyken güçlünün yanında değil de zayıfın yanında olmayı tercih edecek birisiydi. Seçimde adayların belirlenmesine iki gün kala CANLI Demokrat Partinin ileri gelenleri tarafından telefonla arandı ve gelmesi istendi. CANLI ya Partililer sen bu Ülkeyi sevdiği söylüyorsun o zaman taşın altına elini koyacaksın artık adayımız sensin dediler. CANLI Çamişerif Mahallesi doğumlu idi. Babasının annesi Hebilli Köyünden olup Girit Göçmenlerindendi. Ve gene Babasının babası ise Çer kezdi. Mersin Merkez hep akrabalarının bulunduğu yerdi. Cami şerif, Mesudiye, Yeni mahalle, Bahçe mahallesi, Mahmudiye mahallesi... Hep akrabalarının bulunduğu yerlerdi. Fakat ona ya Yenişehir Belediyesinden ya da Toroslar Belediyesinden aday olabileceğini Parti Yetkilileri dile getirmişti. CANLI nın kendisi ise bunları değerlendirdi ve Tüm akrabası ve sülalesi ki sülalesinin ayrılmaz parçası haline gelmiş Kürtler ve Araplarda Mersinin Akdeniz bölgesinde yaşamaktayken Toroslar adayı olmayı Köyleri çok sevmesine bağlayarak kabullendi. Evet, CANLI Köyleri ve Köylüleri çok sevmekteydi. Ve Toroslar Kentleşmeyi sağlayamamış bir bölgeydi. Oraya CANLI ve MODERN bir görünüm getirmek istemişti. Ne var ki ne kendisinde para ne de Adayı olduğu Partide Güç vardı. Buna rağmen aday olmayı kabul eden CANLI peki neden aday olmuştu. Bu sorunun belki de gerçek cevaplarını hiç bir zaman öğrenemiyecez. Ama görünen durumda CANLI az sayıda bastırdığı broşür ile Toroslara girdi. Kahve kahve Köy Köy Pazar Pazar her yeri kendisi yanına aldığı iki dostuyla gezdi. Herkese kendini anlatmaya ve tanıtmaya çalıştı. Durmadı seçimin sonuna kadar gayretlerin ve çabaların en güzel örneklerini gösterdi. Babası bir gün kendisine neden neden Demokrat Partiden aday oldun diye sordu. Bir başka Partimi yoktu. Ak Partiden Aday adayı olurdun etrafta tanınırdın. Olmadı MHP den aday olurdun. Olmadı CHP den olurdun. Evet Burak CANLI DP den aday olmayı tercih etmişti. Çünkü DP güçlü değildi. DP köklü bir Partiydi ama o zamanlarda yaşanan olumsuzluklar nedeniyle nerdeyse kolunu kanadını yitirmişti. Ama DP de genç bir Genel Başkan vardı. Umut veren bir Başkan. Süleyman SOYLU nun yaşıda 39 idi. Beyaz Yola yürüyelim diye de bir slogan bulmuştu. Beyaz yol bizim yolumuz olsun demişti. CANLI ya hemen her kez yanlış Partiden yola çıktığı konusunda eleştirilerde bulundu. Kimi yerde CANLI " Türkler ve Müslümanlar hemen her yerde ağlıyor. Müslümanların kanı hiç yere akıtılıyor. Kapitalizim ve emyarlizmin artık bulunmadığı yer yok. Tüm bunlara dur demenin zamanı geldi. Ben sizlere Belediye başkanı olmaya gelmedim. Ben bir Cihanı sallamaya geldim. Gelin bir olalım birlikte yürüyelim daha güzel daha iyi bir dünya için" nın dediğini duyduklarını söyleyenler var. Eğer bu doğruysa halen memleketini yüreğinde hisseden Gençlerin bulunduğu bir Ülkede yaşıyoruz demektir. CANLI samimiydi CANLI Gençti CANLI inançlıydı. Fakat Toros arda yaşayan halk oy verirken diğer yerlerimizde yaşayan halklar gibi ırkını, dinini, Partisini ve diğer şahsi menfaatlerini ön plana çıkardı. CANLI ya bu at yorgun boşuna koşuyorsun dediler. CANLI onlara sen varsın sen yetersin dedi. Ama onlar maddi güce bölgede kimin daha çok para harcadığına baktılar. Bu yazımı yazmandaki amacıma gel ecem. Bu yazıyı yazdım çünkü KURALINA GÖRE OYNAMAK diye bir şey vardır. CANLI KURALINA GÖRE OYNAMADI. Şeçimlerde KURALLAR vardır. CANLI samimiydi ama bu yetersizdi. Asıl olan güçlü bir Partiden adaylıktır. OLMAZSA OLMAZLARDANDIR bu. Halk takım tutar gibi Partiye kitlenirler. İnsanlar Önüne geleni kabullenirler. Sonra önüne gelenden şikâyetleri hiç dinmez. Parti içi Demokrasiler ve bin türlü geyik muhabbetleri boşunadır. Çünkü GÜÇLÜ olan başı çeker. Düzen budur. Halka halktan birisini önüne getirirsen halk BANANE YA der. KENDİ BROŞÜRÜNÜ DAĞITAN bir aday istemez halk. Seçim Otobüsleri ve Seçim Büroları ister. Halk şov ister. Halk güç ister. Sayın Avukat Burak CANLI nın arkadaşları arasında yaptığı bir açıklamayı ben bizzat orda bulunarak şahit oldum. CANLI bir daha Toroslardan Belediye Başkanlığına aday olmayacakmış. Peki, neden gerçekte kendi seçim Bölgesi olmadığından mı yoksa Toroslar Halkına gücendiğinden miydi bu açıklama. Hayır, Toroslar Halkını hiç bir fark olmadan diğer bölgelerimizde yaşayan Halklar gibi seviyormuş. Toroslar halkına gücendiği de yokmuş. Peki, neden dedim içimden ki orada bulunan arkadaşlardan hemen birisi atıldı ve sordu. CANLI Belediye Başkanlığına bir daha aday olmayacakmış. İşte bu üzücü bir durum ve sadece Torosların değil Tüm bölgelerde yaşayan insanların şöyle bir durup düşünmesi gerekiyor. Siyasettin ta en başındayken CANLI siyasetten soğumuş. Ve bence artık halen öğrenmediyse CANLI KURALINA GÖRE OYNAMAYI yakında öğrenir. Hak ettiklerimiz bizi yöneten kişilerdir. O zaman bu kişilerden aman dilenmek merhamet beklemek boşuna. Şikâyete hiç gerek yok. Bu Siyasetçileri şu anki durumuna getiren halklardır. Yoksa Siyasetçiler Halkları bu duruma getirmemiştir. Sayın Halkım! Hiç gururlanmaya gerek yok. Bu günün Sayın Başkanları biz seçmedik! Bizim oylarımızla o Saygın koltuklarında oturmuyorlar! Onlar o koltuklar da oturuyorlar çünkü OYUNU KURALINA GÖRE OYNADILAR! Belki bir gün Avukat Burak CANLI da OYUNU KURALINA GÖRE OYNAYACAK o zamana kadar tüm CANLI gibiler selametle kalsın. OYUNU KURALINA GÖRE OYNAYAN VE AVUKAT BURAK CANLI YA OY VERMEMİŞ, AMA OYUNU KURALINA GÖRE OYNADIĞI ZAMAN OYUNU ONA VERMEKTEN BİR AN BİLE ÇEKİNMEYECEK AMA MERHAMET VE AMAN DİLEMEKTENDE HİÇ SIKILMAYAN VE OYUNU VERDİĞİ KİŞİLERDEN ŞİKÂYETÇİ OLAN DERYA KESKİNER. --~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~ Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com | |
[anadoluhaber:35762] 21.Ekim.2009 Kafkasya Bölgesi Haber Özetleri Posted: 21 Oct 2009 04:36 AM PDT Çeçenya; Vedeno Bölgesi, Khatuni de Çatışma 2 Yaralı Shamilonline'nin İmarat Kavkaz Çeçenya sektörü haber kaynaklarından edindiği bilgilere göre, mücahidlerin mobil timi dün (20.Ekim) öğleden sonra yerel saat ile 14:00 sıraları, Çeçenya'nın Vedeno Bölgesi, Khatuni köyü ormanlık alanında "Federal Birlik"kafirlerinin araç konvoyuna bombaatar ve otomatik tüfeklerle bir operasyon düzenlendi. haberin devamı... www.shamilonline.org **** Dağıstan; Mürted ve Yerel İşbirlikçiler Başörtüsüne Savaş Açtı Shamilonline'nin İmarat Kavkaz Dağıstan sektörü haber kaynaklarından aldığı bilgilere göre, mürted ve yerel işbirlikçiler şimdide okullarda öğrencilere başörtüsü yasağı getirmeye başladılar. Geçtiğimiz günlerde buna bir örnek Dağıstan'ın başşehri Shamilkale (eski Mahachkale) nin Kirov yerleşim böllgesinde yaşandı. Kirov yerleşim bölgesinde bazı öğrenci ebeveynleri çocuklarının okula başörtülü olarak alınmadığından şikayetçi. haberin devamı... www.shamilonline.org
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~ Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com | |
[anadoluhaber:35766] ŞEKER HASTALIĞI TEDAVİSİNDE KUŞBURNU TÜKETİMİ Posted: 20 Oct 2009 11:35 PM PDT Diabet Nedir? Diyabet kronik, pankreasın yetersiz veya hiç insülin üretmemesiyle karakterize, şeker yüksekliğiyle seyreden bir hastalıktır. insülin, şekerin enerji olarak kullanılabilmesi için hücreye girmesini sağlamakta gerekli bir hormondur. İnsülin miktarının veya etkinliğinin azalmasına bağlı olarak kan şekeri yükselir. (Hiperglisemi) Bu durum uzun dönemde birçok doku ve organlarda hasara yol açar. Diyabetin iki önemli ve belirgin tipi vardır Bunlar: Tip 1 diyabet : Tip 1 diyabet otoimmün mekanizmalara bağlı olarak insülinin pankreasta hiç üretilmediği ya da çok az üretildiği tiptir. insülin vücutta hiç bulunmadığından, diyabet ancak insülin enjeksiyonu veya pompayla tedavi edilebilir. Ayrıca tip 1 diyabete juvenil diyabet de denir. Genellikle çocuk yada genç erişkin çağda ortaya çıkar. Tip 2 diyabet Tip 2 diyabet daha çok insülin direnciyle karakterizedir. Tip 2 diyabette insülin yeterince düzenli salınıp etkili olamamaktadır. Aslında insülin miktarları normal, hatta fazla bile olabilir. Sıklıkla egzersiz ve diyet, tedavide en etkin yöntemlerdir. Bununla beraber tedaviye ilaç ve bazen insülin de eklemek gerekebilir. Tip 2 diyabet en sık görülen tip olup toplumda rastlanma sıklığı oranı %90’dır ve dünyada yaklaşık 246 milyon insan tip 2 diyabetlidir. Her iki tip şeker hastalığı da ciddi etkileri olan hastalıklar olup çocuklarda her iki tip diyabet de oldukça sık bulunmaktadır. Rastlanma sıklığındaki artış, özellikle çocukları korumanın ciddiyeti açısından önemlidir. DİĞER DİYABET TİPLERİ: Üçüncü tip diyabet ise hamilelik döneminde görülen tiptir. Bazen gebelikten sonra kalıcı olabilir. Diyabetin çarpıcı belirtileri: • Sık idrara çıkma, • Aşırı susama, • Terleme, • Sık acıkma, • Kilo kaybı, • Halsizlik, • Konsantrasyon bozukluğu, • Bulanık görme, • Karın ağrısı ve kusma, sık hastalanmadır. DİPABETİN KOMPLİKASYONLARI: Diyabet hayat boyu süren, dikkatle izlenmesi gereken, iyi kan şekeri kontrolünün şart olduğu bir hastalıktır. İyi olmayan takip ve kontrol yüksek şekere ve uzun dönemde birçok organda hasara neden olur. • Kalp hasarı: Sıklıkla kalpte ve damarlarda ölümcül zararlara yol açar. Özellikle kalp damarları tıkanabilir, kalp krizi yaşanabilir. • Böbrek hasarı: Diyalize kadar götürebilir ve böbrek nakline gereksinim duyulacak kayıplar yaşanır. • Sinir hücreleri: Sinir hücreleri hasar görür, buna bağlı ayak yaraları olabilir. • Göz hasarı: Göz hasarı kapsamında retina kanamaları ve buna bağlı görme kaybı meydana gelir. Diabetin Tedavisi Bugün diyabeti, tamamen iyileştirici bir tedavi yoktur. Ancak, etkin tedavi vardır. Eğer, uygun ilaçlar, kaliteli bakım ve iyi tıbbi beslenme alabiliyorsanız aktif ve sağlıklı bir hayat sürdürebileceksiniz ve komplikasyon gelişme riskini azaltmış olacaksınız. Kontrollü Diyet Yiyecekler, kan şekeri düzeyini yükseltirler. Diyabetli kişiler, herhangi bir kimse gibi, dengeli bir diyete ilave olarak karbonhidratlı besinleri ölçülü almak zorundadırlar. Fiziksel Aktivite Egzersiz kan şekerini düşürür. İnsulin gibi, vücudun kendi kan şekerini etkin bir şekilde kullanmasına yardım eder. Egzersiz, kilo kaybetmenize de yardımcı olur. İlaçlar Diyabet tedavisinde kullanılan ilaçlar iki türdür. 1)İnsülinler 2)Ağız yolu ile kullanılan tabletler İnsülin kan şekeri seviyelerini en etkili düşüren maddedir. Tip 1 diyabetli kişiler, yaşantılarını normal düzeyde sürdürebilmek için günde 2-3, hatta 4 defa insülin yapmak zorundadırlar. Tip 2 diyabetli kişiler, kan şekerlerini düşürmek için oral hipoglisemik ilaçlara ihtiyaç duyarlar, çok az bir kısmı da insulin enjeksiyonu ihtiyacında da olabilirler. Diyet, insülin, ağız yolu ile alınan ilaçlar ve egzersizin dengesini doğru olarak oluşturmak çok önemlidir. Bu dengeyi başarmak, diyabetli bir kişi için yaşam boyu, usanmadan sürecek bir disiplin gerektirir. Sağlıklı Yaşam Tarzı İyi haber, her şeker hastasının normal insanlar gibi bir hayat sürdürebilmesidir. Bunun sırrı, iyi kontrolde yatmaktadır. Böylece diyabet sizi değil, siz diyabeti kontrol edeceksiniz. Aşağıdakiler, dört unsurlu sağlıklı bir yaşam tarzı planını uygulamak için önemli kılavuzlardır. * Dengeli bir diyet * Fiziksel aktivite * Tıbbi yardım (İlaç) * Sosyal yaşamın düzenlenmesi Diyabetimiz olsun olmasın, sağlıklı bir şekilde beslenmelisiniz ve düzenli olarak egzersiz yapmalısınız. Sağlıklı bir yaşam tarzı tip 2 diyabetin başlamasını önlemeye ve mevcut hastalığı olanlarda diyabete bağlı komplikasyonları sınırlamaya yardımcı olabilir. Dengeli Bir Diyet Çok iyi dengeli, sağlıklı yeme planı, diyabetli tüm kişiler için iyi bir kan şekeri kontrolünü sağlamada köşetaşı görevini üstlenmektedir. İnsülin veya tabletler ile tedavi edilmiş olup olmadığınıza bakılmaksızın siz her zaman, bilinçli bir yeme planını izlemek zorundasınız. Yani, diyabetik denilen diyet gerçekte bir diyet değildir. Fakat, tüm aile için ideal olan sağlıklı bir yeme planıdır. Sağlıklı yemek, yalnızca kan şeker seviyelerini kontrol etmeye yardımcı olmaz (böylece diyabete bağlı komplikasyonların başlangıcını da geciktirir), fakat aynı zamanda vücut kilosunu korumaya ve kalp hastalığını önlemeye yardımcı olur. Eski bir deyiş olan “Ne yerseniz, O’sunuz” cümlesi kesinlikle doğrudur. Kan şekeri seviyeleri yediğiniz her şeyden etkilenmektedir. Akıllı yemek seçimleri sağlıklı bir yaşam ve hastalığı önlemek için anahtar görevini görür. Fiziksel Egzersiz Günümüzde, erişkinlerin çoğu ve giderek artan sayıda çocuklar, inaktif bir yaşam tarzı sürdürmektedirler. ‘Fitnes’, gelişmiş ülkelerde moda olmasına rağmen, biz bunu uygulamada hala aktif değiliz. Fiziksel aktivite herkes için çok önemlidir. Egzersiz, ‘fitnes’in gelişmesine yardımcı olur, kalori yakar ve böylece beden yağlarını azalır ve kas tonusü artar. Fiziksel aktivite iyi bir sağlık için anahtar görevini görür. Diyabetli kişiler için, egzersiz kan şekerini düşürür, aynı zamanda, vücudumuzun kan şekerini etkili bir şekilde kullanmaya yardımcı olur (İnsulin duyarlılığını arttırır). Kilo kontrolü ve psikolojik olarak kendini iyi hissetmeyi de sağlar. Farmakolojik Yardım İnsülin kan şekeri seviyelerini azaltan bir maddedir. Vücut kendi insülinini yapamadığında (Tip 1 diyabetlide olduğu gibi, dışarıdan insülin vermek tedavinin esasını teşkil eder. Tip 1 diyabetli kişiler, sorunsuz ve iyi ayar için günlük yoğun insülin tedavisine ihtiyaç duyar. Planlı yaşamak, kan şekerlerini düzenli kontrol etmek (self-monitoring) ve ona göre insülin dozlarını ayarlamak ve doktoru ile ilişki kurmak en önemli görevi olmalıdır.) Tip 2 diyabette, bir miktar insülin vücut tarafından üretilir. Fakat ihtiyacı karşılayacak yeterlilikte değildir. Tip 2 diyabetli kişiler, kan şekerini düşürmek için oral hipoglisemik ilaç kullanırlar ve bazıları insülin enjeksiyonu ihtiyacında olabilirler (Tip 2 diyabetli kişilerin %30’u durumlarını kontrol için biraz veya tamamen enjeksiyon ihtiyacında olabilirler). Buradaki önemli nokta, durumunuza uygun yeterli yardım aldığınızdan ve yaşamınızda gerekli ayarlamalar yaptığınızdan emin olmaktır. Kontrol eden kişi siz olmalısınız (Self-monitoring). Sosyal Yaşam Bir sosyal yaşama sahip olmak demek, diyabetlide sağlıklı yaşam tarzının gerekli bir parçasıdır. Diyabetin kontrolü için sağlıklı yaşama uyum, şarttır. Sağlıklı bir sosyal yaşam, arkadaşlarla ve aile ile birlikte diyabete ait problemleri önlemek ve stresi azaltmak için gereklidir. Bu aynı zamanda diyabetin istenmeyen belirtilerini ve yan etkilerini azaltır. Dengeli ve bilinçli bir diyetle, bir partide eğlenmek veya bir kutlamada bulunmak doğaldır. Sağlıklı bir yiyecek rehberi herkese tavsiye edilebilir ve bu şekilde beslenmek, sıkıcı değildir. Egzersiz de ilave edilirse sosyal yaşamınız daha renkli ve düzgün olur. Arkadaşlarla ve aile ile yürüyüşe çıkmak ve bir arkadaş ile lokal bir spor kulubüne üye olmak, egzersizi eğlenceli hale getirebilir. Ve hem vücut ve hem de zihinsel rahatlık için büyük bir fırsat sunar. Özkaleli diabetik(şekersiz) kuşburnu pulpu (meyva özü) şeker hastalarına yönelik hazırlanmış eşsiz bir doğal üründür.Vücuttaki şekerin dengelenmesinde ve zindelik kazandırmada çok etken bir meyva pulpudur. Herhangi bir tatlandırıcı ihtiva etmeyen tamamen doğal kuşburnu meyvasının özüdür. Sabah kahvaltılarda reçel olarak, pastalarınızda, kuşburnu suyu olarak ve diğer kullanım alanlarında kendi isteğinize göre rahatlıkla tüketebilirsiniz. Tüm Herkese sağlıklı bir ömür dilerken; www.zilepekmezi.com sitemizde satışını yaptığımız doğal ürünlerimizi tüketmenizi tavsiye diyoruz. www.zilepekmezi.com doğal ürünler online satış sitesi -- www.zilepekmezi.com “doğal ürünler online alışveriş sitesi” Her şey bu sitede çok doğal; çok ucuz. web sitemize üye olun avantajlarımızdan süprizlerimizden faydalanın. e-mail:info@zilepekmezi.com Tel:0 356 3180606 Fax:0 356 3171693 Özkaleli Fabrika Satış Yeri 60400-Zile/Tokat/TÜRKİYE --~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~ Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com | |
[anadoluhaber:35760] GÜNÜN SÖZÜ Posted: 20 Oct 2009 09:53 PM PDT
GÜNÜN SÖZÜ
Mevlana (ra)
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~ Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.." Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir... Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com |
You are subscribed to email updates from ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ To stop receiving these emails, you may unsubscribe now. | Email delivery powered by Google |
Google Inc., 20 West Kinzie, Chicago IL USA 60610 |
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.