Bazıları dağdaki terörist sayısı ile ordumuzun asker sayısını karşılaştırarak bir takım kıyaslamalar yapmaktadır.
Terör, terörist sayısı ile orantılı bir olay değildir. Bu yüzden arazide karargâh kurmuş bir ordunun akrep yuvalarının deliklerinin tümünü tıkamak gibi bir imkanı da yolu da yoktur. Başka çareler üretmek zorundadır. Hele halk ile iç içe olan bizdeki gibi durumlarda şimdiye kadar yapılan mücadele kıymetli kristallerle dolu zücaciye dükkanın da fille fare kovalamaktan farksız, verdiği zarar karından daha çoktur.
Terör önce nedenleri ve kimler tarafından desteklendiği düşünülüp teröristle savaştan daha ağırlıklı bir konu olan terörle savaş halinde ele alınmak zorundadır. Terör, çok hisseli terör kumpanyasının kimler tarafından hangi amaçla kurulduğundan başlanıp, hisse senetlerini kimler satmıştır. Kimler almıştır. Bunların içinde büyük hisse sahibi olduğunda hiç kuşku olmayan ABD ve batılı güçlerin hisseleri ne kadardır. Bu kumpanyanın asıl amacı nedir. Amaca ulaşılmış mıdır yoksa kumpanyayı daha büyük amaçlar için genişletmek ve büyütmek amaçlı mı sonlandırılmaktadır.
ABD ve Batıya bağlı NATO’nun ve NATO ya bağlı ordumuzun içindeki kumpanya ortaklarının hisselerinin ve bu yolla geliştirilen gizli savaşların finansmanı için gerekli küresel uyuşturucu ticaretindeki getirilerin kimlere ne amaçla bedre kullanılmak üzere ne kadar pay verildiği gibi pek çok şeylerin çok karmaşıklığının ele alınması gereken konulardır.
Ordumuz terörü bitirmekte mi kullanılmıştır yoksa bitirilmesine engel olup sürdürülmesinde mi. 12 eylül 1980 öncesi terörün günde on kişinin üzerinde insan öldüğü ve fabrikaların yakıldığı dönemde aynı generaller sıkı yönetim komutanları olarak bitirmedikleri terörü ihtilal de kullanmak için sürdürdükleri artık bilinmektedir ve idareye el koymaları ile anında bitmiştir. Acaba Bizim GKB’ lığımız Batılı güçler ve NATO tarafından terör hazırlayıp pişirmekte kullanılan bir mutfak olarak mı kullanılmaktadır. Genel kurmay’daki İrtica ile savaş belgesi çalışmaları aslında Terörü yedeklemeden de öte tüm İslam ülkelerine yayarak batı çıkarlarını korumakta bir araç olarak kullanılmak üzeremi kotarılmaktadır. PKK’nın lokal bir terör örgütü olmasından dolayı tüm bölgeyi yakmakta kullanılamayacağından, yerine tüm bölge ile birlikte dünyaya kendi diledikleri düzeni vermek isteyenlerin ihtiyaçlarına cevap verecek boyutta bir İslami terör örgütümü üretilmek istemektedir. Yoksa PKK’nın bitirilmesinden duyulan bazı işlerin sekteye uğrama ihtimalinden doğan korkudan mıdır? Ve hem tüm bölgeyi içine çekecek bir bölge terörünü başlatana kadar onu sürdürmek hem de dağlara bir miktar gerici kovalayıp silah ve cephanelerini verip PKK’nın terk ettiği, edeceği mağaralarına yerleştirip, oradan Pakistan’a Afganistan’a kadar uzanması öngörülen bir İslami terör başlatmakta mı kullanılacaktır. PKK’yı dışlamış olan bölge ülkelerinin Müslüman halklarının destekleyeceği yeni bir tehdit türü din terörü karşısında aciz kalacakları ve yeniden batının pençesine düşecekleri açıktır. GKB karargâhındaki irtica ile mücadele planı bazı İslami grupların evlerine silah ve cephane konularak tutuklanmaları işkence gördükten sonra elden kaçırılmaları yolu ile, PKK’nın oluşumunda kullanılan yöntemler ile Müslüman gençlerinde dağlara kaçmaya mecbur edileceğini göstermektedir. GKB karargâhının NATO bölge komutanlığı olduğunu unutmadan düşünmeye başlayalım. Madem Başbakan batıyı çok rahatsız eden bazı yakınlaşmalar ile bölgeyi birleştirmeye çalışmaktadır. O halde NATO ya bağlı komutanlarımızın, içinden bazılarının NATO ülkelerini ve batıyı Türklerin bu girişiminden korumak için harekete geçirilmiş olmasından daha doğal ne olabilir. Türk milleti Müslüman, Ordu ise Sovyetlerin çökmesinden sonra yeni düşman konseptini İslam olarak belirlemiş olan NATO ya bağlıdır ve milletimiz de Müslüman olduğundan NATO’nun düşman tanımlamasındadır. Hele Başbakanın yaptıkları batı tarafından kabul edilebilir bir şey değildir. Bakmayın siz ters köşe olarak Başbakanın ABD’nin hizmetinde olduğu iddialarına ABD’nin NATO üzerinden kontrolünü el altında tuttuğu maalesef hala ordumuzdur. O halde batıyı enerji kaynakları ile dolu bölgemizden gelen rekabetin korkutması doğaldır. Başbakan ve hükümet gerek İsrail’e karşı söylediği sözleri, gerek Suriye ve İran’la yakınlaşmaları ve gerekse Rusya ile ortak projelerden başka en büyük ticaret partneri haline gelişi, artık çok olmaktadır. Türkiye patronluğa oynamaya başlamıştır. Bölgesini deki pazarları da savaşsız ele geçirmektedir.
O halde PKK dan çok daha büyük bir terör örgütü kurulmalı ve bölgedeki yerli egemenler onunla savaşmalıdır. Bu tehdidin bulunduğu ve NATO’nun Türkiye karargahının bu işte planlar hazırlamaya başladığı, Dursun Çiçek imzası ile deşifre olmuştur. Bu yerel bir olay değil. Doğrudan NATO ile dolayısı ile ABD, AB ve tüm batı ile ilgili bir durumdur. Yeni terör tehdidi dünyayı irticadan (Müslüman teröristlerden) kurtarmak savaşını bahanesi başlatarak hem batının bölgeyi kontrol altında tutmasını sağlamak ve hem de yerli işbirlikçilerin eski saltanatlarının sürdürülmesinde terör Kumpanyasını yeni şartlara büyüterek uyarlama girişimlerimidir. Artık yaşlanmış ve dünyaca deşifre edilmiş PKK’dan bahis etmenin anlamı kalmamıştır. PKK bilindiği gibi Ermeni terör örgütü ASALA’nın yerine daha büyük ve kapsamlısı Kürt terör örgütü olarak kurulmuştu. Şimdi ise PKK’nın yerini GKB lığından sızan belgeler de göstermektedir ki çok daha büyük ve dünya çapında bir terör örgütü olarak adını henüz bilmediğimiz GKB’mızın içinde hazırlık çalışmalarının yapıldığı Dursun Çiçek olayı ile ortaya çıkan İslami terör adı altında yeni bir terör örgütünün alacağı anlaşılmaktadır. Başarılı olurlarsa bir asır kadar sürer sanırım.
Biz üretilen teröristlerden değil, terörü tanıyacak tanımlayacak askeri birimleri de istihbaratı da emniyeti de emrinde toplayıp kullanabilecek çok kapsamlı bir anti terör kurumuna ihtiyaç duyuyoruz. Bu işler emir komuta zincirine bağlı emir alan ve verenlerin çözebileceği işler değildir. Görüldüğü gibi bu tip yapılar bırakın terörle savaşı kendileri bizzat kendi himayelerinde aslı olmayanın sahtesi olarak terör örgütü üretebildikleri de yine son İrtica ile mücadele belgesi adı altında aslında bu mücadelede kullanılacak örgütü kurmak çalışmalarından anlaşılmaktadır. Bu tip yapıların aslında terörün hamiliğini yaptığı da artık bilinmektedir. Terörist ile savaş basit ve küçük bir iştir. İyi bir Jandarma Albayına bir alay özel kuvvet verin ve seyyar birlik haline getirip istediği anda istediği desteği almasını garanti edin eğer kendi ordunuz dâhil uluslar arası bir kumpanya değilse bir süre sonra biter gider. Terörle mücadele teröristle mücadelenden çok başka ve çok boyutlu bir konudur. Çünkü terör çeteler tarafından değil devletler tarafından üretilmektedir. Terörle mücdele ile teröristle mücadele birbirlerinden çok ayrı konulardır.
A.D.Şimşek
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.