ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ


ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ
 


[anadoluhaber:35937] GÜNÜN SÖZÜ

Posted: 04 Nov 2009 10:03 PM PST

 

 


GÜNÜN SÖZÜ  

Başkalarının ayıbını senin önünde sayıp döken,senin ayıbını da mutlak başkalarına söyleyecektir.

                                            Şeyh Sadi


 

 

 

 

 
 

[anadoluhaber:35936] Darbeyle İşbaşına Gelen Liderler

Posted: 04 Nov 2009 09:01 PM PST

Darbeyle İşbaşına Gelen Liderler

Ad   Ülke   Tarih  
Cemal Gürsel Türkiye Cumhuriyeti Türkiye 1960
Georgios Papadopulos Flag of Greece.svg Yunanistan 1967
Saddam Hüseyin Flag of Iraq.svg Irak 1968
Muammer Kaddafi Flag of Libya.svg Libya 1969
Kâbus bin Seyd El Ebu Seyd Flag of Oman.svg Umman 1970
Augusto Pinochet Flag of Chile.svg Şili 1973
Ziya ül Hak Flag of Pakistan.svg Pakistan 1978
Teodoro Obiang Nguema Mbasogo Flag of Equatorial Guinea.svg Ekvator Ginesi 1979
Kenan Evren Türkiye Cumhuriyeti Türkiye 1980
Lansana Conté Flag of Guinea.svg Gine 1984
Blaise Compaoré Flag of Burkina Faso.svg Burkina Faso 1987
Zine el Abidin bin Ali Flag of Tunisia.svg Tunus 1987
Than Shwe Flag of Myanmar.svg Myanmar 1988
Ömer Hasan Ahmet el Beşir Flag of Sudan.svg Sudan 1989
Yahya Jammeh* Flag of The Gambia.svg Gambia 1994
Hamad bin Khalifa Flag of Qatar.svg Katar 1995
Pervez Müşerref Flag of Pakistan.svg Pakistan 1999
François Bozizé* Flag of the Central African Republic.svg Orta Afrika Cumhuriyeti 2003
Josaia Voreqe Bainimarama Flag of Fiji.svg Fiji 2006
Mohamed Ould Abdel Aziz Flag of Mauritania.svg Moritanya 2008
Andry Rajoelina Flag of Madagascar.svg Madagaskar 2009
Roberto Micheletti Honduras flag 300.png Honduras 2009


--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.

http://dava-vatan.blogspot.com/

[anadoluhaber:35922] Re: {Arena-siyaset} Fwd: FW: ..::CTO::.. The Gıcırdıyan Aile; ALTAN'S

Posted: 04 Nov 2009 02:33 PM PST

Gıcırdayanı bırak köhnemiş yapısıyla durmadan cunta yumurtlayan kurumu sorgula sıkıyorsa.
hırsızın hiç suçu yok diyorsun. utanmadan
cuntacılara yalakalık yaptığını söyleyerek eleştirdiğin kişiler bugün cuntacıları hallaç pamuğu gibi atıyor ve sen onlara düşmanlık yapıyorsan asıl 2 yüzlü utanmaz postal yalayıcısı kim oluyor?


05 Kasım 2009 00:23 tarihinde Sili Ozerdim <siliozerdim@gmail.com> yazdı:


Sıfır altı insanımsılar!!!!!!!!!!!!!!!!!!

The Gıcırdayan Aile; ALTANs...

Türkiye ıslak imzayı tartışıyor.

Bursa’da yayın yapan “Olay Televizyonu’nda Gökhan Kaplıdağ’ın hazırlayıp sunduğu ‘Son Baskı’ isimli haber programına Mehmet Altan telefonla katıldı. Kaplıdağ’ın “Başbuğ’un orduya karşı asimetrik bir savaş var sözü ile kırmızı çizgileri net olarak ortaya koymasına ne diyorsunuz?” sorusuna Altan, “Cumhuriyet Başsavcı Vekili’nin ‘Adli Tıp’ta bunun orjinal olduğunu bildirdi, resmileşti’ dediği bir Türkiye’de böyle bir şey yokmuş gibi 86 yıldır söylediğini tekrarlayarak, sanki çok olağan bir durummuş gibi, davranmak ancak otistik birine ait bir şey olabilir” dedi.

Sunucunun ‘net’ uyarısı üzerine ise Altan, “Kime nasıl konuşacağımı ben tayin ederim” diyerek küstahlığını sürdürdü.

Peki nasıl oluyor da bir gazeteci Türkiye Cumhuriyeti Genel Kurmay Başkanı’na ‘Otistik’ diyerek hakaret edebilir?

Bu cesareti anlamak için Altan ailesinin geçmişine bakmak lazım.

***

Türkiye’de kişilerin ‘cemaziyülevvel’ lerini ve ilişkiler ağını anlamak için yararlanılacak en iyi kaynak Tayfun Er’in “Erguvaniler” ve “Yalıdakiler” isimli eserleridir. Bu kitaplar referans kitap özelliğini taşıyıp, Tanzimat-İttihat- Cumhuriyet zincirindeki isimleri ve ilişkilerini bir bir ortaya döker.

Bakın bugün kendinde Genel Kurmay Başkanı’na ‘otistik’ diyebilecek kadar liberal(!) ve ‘Kürt’çü geçinen Altan ailesi geçmişte ‘askeri darbelere’ nasıl da yaranmaya çalıştılar?

Babadan başlayalım.

Erguvaniler syf. 216’da Tayfun Er, şöyle yazar:

“Çetin Altan bir zamanlama ustasıdır; onu izleyerek ülkede ve dünyada hangi fikri dalga yükselmiş anlamak mümkündür. Sol yükseliyorsa “soldadır” daha doğrusu sol diye bilinen, yutturulan emperyalist politikaların ardındadır. Hatta “soldan” milletvekili bile olur. Askeri darbe olduysa, darbeyi över, iktisadi liberalizm tırmandıysa mutlaka ordadır.

Hep dengeleri gözetmiştir. 27 Kasım 1960 tarihinde katıldığı masonluk camiası (Erenler locası) hep arkasında olmuştur. Mason olduğunu TİP’e girerken kimseye söylememiştir elbette ama İlhami Soysal bunu ortaya koyunca da itiraf etmek zorunda kalmıştır. Behice Boran ve Mehmet Ali Aybar gibi erguvaniler sınıfsal dostluklarını ve aynı kökten gelmenin vefasını Çetin Altan’ı milletvekili yaparak göstermişlerdir.

.....TİP sonrası sıkı cuntacı oluvermişti; çünkü artık cuntacılık yükselen dalgaydı. Nihat Erim “nedense” bu sosyalisti(! ) pek sevmişti. Bir takım güçler devreye girerek “gözlerinin ileri derecede bozuk olması sebebiyle” kendisine özel af çıkartmışlardır ve sistem, has evladına yaptığı yanlışlığı gidermiştir.

12 Mart’ta gözaltına alındığında yanında sabaha adar oturup onu kollayan Sakıp Sabancı’dır....

Çetin Altan’a bir kaç yıl milletvekili olduğu için verilen emekli maaşı kaç para acaba? Bağ-Kur ve SSK emekli aylıklarının kaç katıdır? Tıpkı hık demiş babasının burnundan düşmüş Mehmet Hasan Altan’ın SHP’li Kültür Bakanı Fikri Sağlar’ın “Danışmanı” sıfatıyla Ankara’ya bir gün dahi uğramadan, hani o çok kızdıklarını söyledikleri “hazineden beslenme” nasıl olurmuş gösterdiği gibi...

Kafayı çekip Özal’ın sayesinde TRT’de sarhoş olarak program yapıyordu., kendisini geziye götürdüğü için Özal’a “Büyük adamsın, Atatürk’ten bile büyük adamsın” diye salya sümük birşeyler mırıldanıyordu. ....Çetin Altan’ın 60’lı yıllarda Akşam’da yazdığı yazılarda devletçiliği nasıl kutsadığını okuyabilirsiniz. O kadar demokrattı ki Turgut Özal devrimcileri idam ederken, o ve oğulları “yaşa!” diye naralar atıyorlardı... ....”

Ya Ahmet Altan

Yalıdakiler, syf. 81’de;

“Ahmet Altan, 12 Eylül’e yaranmak, bugünkü dezenformasyon ve psikolojik savaş zeminini ta o zamandan yaratmak için, olası solcu olacak insanları yürekten vurmak amacıyla Şener Yazar’ları seksomanyak ilan etmişti. O yüzden Turgut Özal’ın emriyle ve ANAP’lı milletvekillerin oylarıyla Hıdır Aslan 25 Ekim 1984’te idam edildiğinde Çetin Altan ve mahdumları, Turgut Özal’a övgüler yağdırıyordu. Hıdır Aslan üstelik Tuncelili olduğu icin dosyası öne alınarak idam edildi. Şimdi Ahmet Altan, Kürtlerin hakkını savunuyormuş!

Çetin Altan, her askeri darbe sonrası esas duruşa geçitiğinde 27 Mayıs’ta 33, 12 Mart’ta 44, 12 Eylül’de 53 yaşındadır. Ahmet Altan ise 12 Eylül’e direnenleri seksomanyak ilan ettiğinde 35 yaşındadır ve şöhretin, paranın, gücün yolunu kendisine açan velinimeti 12 Eylül’dür. Şimdi bunlar darbe karşıtı olacaklar, darbeye karşı direnirken 16 yaşında delik deşik edilenler de hem seksomanyak hem de darbeci!!!”

Daha neler neler...

***

Kısaca Altan ailesi her dönemin insanlarıdır.

Bahçe kapısı gibi açılır, kapanırlar. Bir ‘sağ’a, bir ‘sol’a savrulur dururlar.

Bu arada vidaları bozuk olduğu için de rüzgarla birlikte devamlı gıcırdar dururlar.

Gacır, gucur, gacır, gucur...

Not: Başlığı neden mi Amerikan’ca Türkçe karışımı yazdım? Sizce...?
 
YELDA CUMALIOĞLU





Windows 7: Gündelik işlerinizi basitleştirin. Size en uygun bilgisayarı bulun.



--
Turkey değil Türkiye




[anadoluhaber:35935] Türkiye'deki fişlenen sitelerin listesi

Posted: 04 Nov 2009 07:16 AM PST

Türkiye'deki fişlenen sitelerin listesi !
Türkiye'deki fişlenen sitelerin listesi !
Flash  İrtica İle Mücadele Eylem Planı'nın orijinalini Ergenekon Savcılarına gönderen 'meçhul subay' akşam saatlerinde savcılara yeni bir mektup daha gönderdi. Mektupta TSK'nın izlediği 292 site var:
[Devamını Oku...]

--
HAKİKATİN HATIRI DOSTUN HATIRINDAN ÜSTÜNDÜR
(HZALİ ra.)

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35914] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Posted: 04 Nov 2009 07:03 AM PST

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

[anadoluhaber:35894] Bankalara Hesap İşletim Ücreti Vermeyin!

Posted: 03 Nov 2009 10:14 AM PST

Bankalara Hesap İşletim Ücreti Vermeyin!

Bankalara Hesap İşletim Ücreti Vermeyin!

Tüketiciler Birliği ,bankaların müşteriden tahsil ettiği yıllık hesap işletim ücretinin iptali için yaptıkları başvurunun olumlu sonuçlandığını bildirdi. Müşterileri başvuru yapmaya çağırdı.

Tüketiciler Birliği Ankara Şube Başkanı Hakan Tokbaş, bütün tüketicileri, hesaplarından tahsil edilen yıllık hesap işletim ücretinin iptali için vakit geçirmeden Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri!ne başvurmaya, bankaları ise kanuni dayanağı olmayan hesap işletim ücreti uygulamasından bir an evvel vazgeçmeye çağırdı.

DEVAMI>>>>



--
HAKİKATİN HATIRI DOSTUN HATIRINDAN ÜSTÜNDÜR
(HZALİ ra.)

[anadoluhaber:35899] Halk Sağlığı Adına Dev Skandal!

Posted: 03 Nov 2009 10:11 AM PST

Halk Sağlığı Adına *Dev Skandal!

Halk Sağlığı Adına Dev Skandal!

Hükümet "hukuk, egemenlik ve halk sağlığı açısından skandal bir" karara imza attı!

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Gökhan Günaydın Günaydın, oda binasında düzenlediği basın toplantısında, biyogüvenlik yasası çıkarılmadan GDO yönetmeliği çıkarılmasını eleştirdi.

Bakanlar Kurulu'na sunulan Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarısı Taslağı'nın yeni yasama döneminde Meclis'e geleceğinin Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek tarafından daha önce açıkladığını anlatan Günaydın, "Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarısı geri çekildi. Yasa Meclis'e gelseydi, konu kamuoyu önünde tartışılacaktı ve halkın tepkisini çekecekti" dedi. 

DEVAMI>>>



--
HAKİKATİN HATIRI DOSTUN HATIRINDAN ÜSTÜNDÜR
(HZALİ ra.)

[anadoluhaber:35903] Çeçenistan 'İçkeriya’dan vazgeçti

Posted: 03 Nov 2009 05:52 AM PST


Çeçenistan 'İçkeriya'dan vazgeçti


Umarov'un İçkeriya Emirliği tarih oldu, yurt dışında 'yasal olmayan' Çeçen gruplar da ilga edildi!
Salı, 03 Kasım 2009 13:55

Dünya Bülteni/Haber Merkezi

Çeçenistan meclis başkanı Dukvah Abdurahmanov, İçkerya meclisi ve hükümetinin, ayrıca yurt dışında faaliyet gösteren "temeli olmayan" ve Çeçen halkı adına konuşan teşkilatların ilga edilmesine dair bir talimat imzaladı. Meclis başkanı talimatın "psikolojik" özellik taşıdığını idade etti.
Çeçenlerin İçkerya (Nohçiço) Cumhuriyeti SSCB sonrasında 1993 yılında Çeçenistan topraklarında kuruldu. Rus ordusu 2000 yılında hukuki olarak tanınmayan devleti ortadan kaldırdı. 10 Ekim 2007'de Doku Umarov Kafkasya İçkerya vilayet Emirliği kurulduğunu ve kendisinin de başkan olduğunu ilan etti. Bu ilan, kendisini Dudayev'in varisi olarak gören İçkerya devlet başkanı Ahmet Zakayev ile Umarov arasında sorun yaşanmasına neden oldu.
Rus yanlısı Çeçen hükümetinin meclis başkanı Abdurahmanov ise, 23 Mart 2003'te yapılan halk oylamasında bu meselenin çözüme kavuştuğunu ve Çeçenistan'ın Rusya içinde kalmayı kabul ettiğini savundu. Abdurrahmanov ile Zakayev görüşmeler tapmış ve ikili Çeçen Halk Kongresinin ortak bir şekilde düzenlenmesini kararlaştırmıştı. Karar sonrasında Zakayev direnişçilerin silahı bırakmasını istemişti.
Çeçenistan'da ve Rus basınında Zakayev'in geri dönüşü tartışılırken, Ahmet Zakayev'in Kommersant-Vlast dergisine 26 Ekim tarihinde verdiği demeç sonrasında Ramzan Kadırov sert tepki gösterdi ve Zakayev'in Çeçenistan'a dönüşünün imkansız olduğunu belirtti. Neticede Kongre meselesi de gündemden düştü. Abdurahmanov bu konuda kendisine yöneltilen soruları yanıtsız bıraktı.
Bölge uzmanı Aleksey Malaşenko'nun iddiasına göre ise, Kongre Kadırov ve onun otoritesini tanıyanlar tarafından düzenlenecek. Meclis başkanının kararını da değerlendiren Malaşenko, Ramzan Kadırov'un aksine Zakayev hükümetinin etkisiz olduğuna dair görüşü kabul etmedi ve bu tür bir kararın alınmasının onların etkisini kanıtladığını belirtti.



Windows Live Hotmail: Arkadaşlarınız Facebook'taki güncellemelerinizi doğrudan Hotmail®'den görür.

[anadoluhaber:35904] TAK ATIŞLA İRAN VE PAKİSTAN'I VURAN SİLAH

Posted: 03 Nov 2009 12:05 AM PST


TAK ATIŞLA İRAN VE PAKİSTAN'I VURAN SİLAH

USAK Gündem


2 Kasım 2009

Pakistan ile İran'ı birbirine düşüren örgütün arkasında hangi güçler var?
Belucistan'daki zengin kaynakların Cundullah'ın ortaya çıkışıyla bağı var mı?
İran derin askerî gücü Pasdaran'ı evinde vuran Cundullah'ın, İranlı Sünnilerin haklarını aramak için savaştığına kim inanır?
18 Ekim'de İran'ın Sistan-Belucistan eyaletini kana bulayan intihar saldırısının perde arkası henüz aralanamadı. Ülkenin seçkin askerî gücü Devrim Muhafızları'nı (Pasdaran) hedef alan, Kara Kuvvetleri Komutanı Yardımcısı Tuğgeneral Nurali Şustari ile üst düzey 6 komutan ve aşiret liderlerinin de aralarında bulunduğu 42 kişinin ölümüne, 57 kişinin yaralanmasına (BM'ye göre 57 kişi öldü, 150 kişi yaralandı) sebep olan saldırı, bölgedeki dengeleri de sarstı. İran, saldırıdan ABD, İngiltere ve Pakistan'ı sorumlu tutarken; faillerin yakalanması için Pakistan sınırında geniş bir operasyona girişti. Tahran gibi Ankara da hadisenin �ulusal, bölgesel ve küresel' boyutlarının bulunduğunu vurguluyor.
Kanlı saldırının hemen sonrasında İran-Pakistan hattında yaşanan sıcak gelişmeler, iki ülke arasındaki tansiyonu bir anda tırmandırdı. Pakistan sınırını geçerek bölgedeki eylemcilerin izini süren 11 kişilik Pasdaran gücünün Pakistan kuvvetlerince yakalanması, derinden süren krizi gün yüzüne çıkardı. Bununla birlikte Tahran'ın Pakistan'dan açıkça sınır ötesi operasyon izni talep etmesi, sadece bölge ülkelerini değil, uluslararası camiayı da endişelendirdi. Tırmanan gerginliği,Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önceden planlanmış ziyaretleri yatıştırdı.
Önce Pakistan'a (24-26 Ekim), ardından İran'a (26-28 Ekim) birçok açıdan tarihî ziyaretler düzenleyen Başbakan Erdoğan, bir kez daha iki dost ülke arasındaki anlaşmazlığı gidermede arabuluculuk üstlendi. Bu, İsrail-Suriye ve Rusya-Gürcistan'dan farklı olarak irticalen gerçekleşti. Erdoğan, hem İslamabad hem de Tahran'da �terörist eylemi kınadıklarını' vurgulayıp mevcut durumu rayına sokabilmek için üç dost ülkenin başta istihbarat paylaşımı olmak üzere terörizmle mücadelede işbirliğine gitmesi gerektiğini ifade etti. Tahran ile İslamabad da bu tür işbirliklerine hazır olduklarını belirtti. Ankara, bu ortak tavrı, siyasi ve ekonomik anlaşmalarla da perçinledi. Özellikle İran'la tarihî enerji anlaşmalarına imza koydu. Atılan imzalar, Türkiye'nin Irak ve Suriye'nin ardından bir diğer komşusu İran'la da entegrasyona giriştiğini gösterdi.
18 Ekim'e geri dönersek� Başbakan Erdoğan'ın da ifade ettiği üzere; hedefi, zamanlaması ve mekân seçimi yönüyle kanlı intihar saldırısının ulusal, bölgesel ve küresel boyutlarının bulunduğu oldukça açık. En başta, saldırıyı üstlenen İran Halkları Direniş Hareketi'nin (Cundullah) dış bağlantılı bir örgüt olduğu biliniyor. Bununla birlikte hedefteki Pasdaran ise ABD ve İsrail gibi birçok ülkenin yakın takibindeki bir grup (Pasdaran'ın pek bilinmeyen tarihi, Aksiyon'un 760. sayısındaki �Rejimin �azad' bilmez muhafızları� başlıklı dosyada masaya yatırılmıştı). Ayrıca saldırganların Pakistan'dan sızdığı, Pakistan istihbaratı ISI'dan destek aldığı yönündeki iddialar, saldırının çok boyutlu ve kurgulu olduğunu yansıtıyor. Özellikle İran tarafı ISI'nın Amerikan İstihbarat Servisi CIA ile yakın bağlantısına dikkat çekerek �Bu, İran ve Devrim Muhafızları'na yönelik örtülü bir operasyondur� değerlendirmesinde bulunuyor.
YENİ ÖRTÜLÜ OPERASYONLARA HAZIR OLUN
İran'ı hedef alan örtülü operasyonlar geçmişte de vuku bulmuştu. Ancak son yıllarda arttığı apaçık bir gerçek. Amerika'da istihbarata dayalı haberleriyle bilinen, Ebu Gureyb skandalını ortaya çıkaran Amerikalı ünlü gazeteci Seymour Hersh, 7 Temmuz 2008'de New Yorker dergisinde yazdığı �Cephe Hazırlanıyor' başlıklı makalesinde, İran'da son yıllarda yaşananların işaretini veriyordu âdeta. Hersh, CIA ve İran'daki hükûmet karşıtı güçler üzerinden örtülü operasyonların yapılacağını, hatta bu çerçevede ülkedeki bazı güçlere maddi kaynak sağlandığını belirtiyordu. Bu tür operasyonlara zaman zaman seçkin ABD Özel Kuvvetleri'nin de katılacağını haber veriyordu. Makaleye göre, örtülü operasyonların hedefi de nükleer faaliyetlerin beyni konumundaki Pasdaran ile İsrail-ABD eksenini tehdit eden Tahran'daki yeni iktidardı. Operasyonların hedefinde nükleer tesislerde çalışanların da bulunduğu ifade ediliyordu.
Hersh'i haklı çıkaran emarelerin kamuoyuna yansıması pek gecikmedi. Önce Kuzey Irak'ta konuşlanan PKK'dan koparılan PJAK adlı grubun ABD desteğiyle İran sınırında çatışmalara girdiği yazıldı dünya basınında. Ardından Cundullah'ın asimetrik eylemleri geldi peşi sıra. Araba kundaklamadan intihar saldırılarına, kurgulu ve ses getirmeye yönelik saldırılardı hepsi de. 12 Haziran'daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri de örtülü operasyonlardan nasibini aldı kimilerine göre. İran-Irak savaşı sırasında Pasdaran'ın milis gücü Besiç'te görev alan Ahmedinejad'ın ikinci dönem cumhurbaşkanlığının sivil başkaldırmalarla önlenmeye çalışıldığı ifade edildi. En yakında da İranlı bir araştırmacının 4 ay önce Umre ziyareti için gittiği Suudi Arabistan'da kaybolmasıyla gündeme geldi örtülü operasyonlar. İddialara göre, kaçırılan Şahram Amiri, Pasdaran'a bağlı Kum'daki yeni uranyum zenginleştirme tesisinde çalışıyordu. Amiri vakası bize 2007'deki Askari olayını da hatırlatıyor. Eski savunma bakanı yardımcılarından Pasdaran Komutanı Ali Rıza Askeri gizli bir operasyonla bilinmeyen bir yere götürülmüştü. Bu yerin ABD olduğu sıklıkla ifade edildi geçen yıllarda. Ortadan kaybolan her iki İranlının nükleer çalışmalarda görev yapıyor olması tesadüf olmasa gerek.
KİM BU CUNDULLAHÇILAR?
Peki, kim bu Cundullahçılar? Ne istiyorlar? Kime, nereye hizmet ediyorlar? Belucistan'ın İran'da kalan kısmında, Batı Belucistan'da (Belucistan, toplam 8 milyon Beluciyi barındıran; İran, Pakistan ve Afganistan'a uzanan bölge) konuşlanan Cundullah'ın ilk ortaya çıkışı, 2002'ye denk geliyor. Yani 11 Eylül sonrası Afganistan ve Pakistan'da yürütülen küresel antiterör savaşının tam ortasına. 2005'te Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın konvoyuna saldırmaları, örgütü tüm dünyaya tanıttı. O saldırıda Ahmedinejad'ın bir koruması yaşamını yitirmişti. Örgütün hâlihazırdaki lideri Abdülmelik Rigi. Bölgenin en nüfuzlu aşiretinin bir üyesi. Rigi'ye göre örgütün ana amacı İran'daki Sünnilerin gasp edilen haklarını savunmak. Örgütün silahlı 1000-1500 eylemcisi olduğu tahmin ediliyor. Taktik ve stratejileri El Kaide'ninkileri çağrıştıran Cundullah'ın yurt dışından para ve silah yardımı aldığı biliniyor. Sivil kayıplara yol açan eylemlere imza atmasıyla tanınıyor. Genellikle vur-kaç taktiği kullanıyor ve intihar saldırıları düzenliyor. 2003'ten beri onlarca kanlı saldırıda, sivil asker 400 İranlının ölümüne sebep olan Cundullah'ın, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı işlerine girdiği de iddia ediliyor. Bu tür işleri, İran'ın Pakistan sınırında kontrol edemediği 400 kilometrelik kordonu kullanarak yürütüyorlar. Rigi'nin son saldırının ardından bu kordonu kullanarak Pakistan'a geçtiği ifade ediliyor.
Örgütün ISI ve CIA ile bağlantısı var mı? Bu noktada net bir şey söylemek zor. Ancak internette yayınlanan Abdülmelik Rigi'nin kardeşi Abdülhamid Rigi'nin bir röportajı bu bağı doğruluyordu. Abdülhamid Rigi, görüntülü röportajında, El Kaide ve ABD ile bağlarının bulunduğunu söyleyip Amerika'dan silah ve para yardımı gördüklerini ifade ediyordu.
Gelinen noktada Tahran, Ankara'nın da telkinleriyle Pakistan'la Cundullah üzerinde ortak bir mutabakatın yollarını arıyor. Zira Başbakan Erdoğan'ın işaret ettiği üzere önlerinde PKK'ya karşı sonuç getiren Türkiye-Irak mutabakatları da var. Diğer taraftan her ne kadar şimdilik silaha sarılmasalar da bağımsızlık isteyen Beluciler, İslamabad için de büyük tehlike konumunda. Sonuçta Cundullah silahı, hem İran'ı hem de Pakistan'ı vuruyor. Bir dönem Kuzey Irak'ta yaşandığı gibi.
STRATEJİK BELUCİSTAN YENİ SORUNLARA GEBE!
ABD, nükleer çalışmalarından dolayı hedef tahtasına oturttuğu İran'a ilişkin istikrarsızlaştırma sürecini Cundullah'ı devreye sokarak başlatmış bulunuyor. Bununla birlikte bir taşla çok sayıda kuş avlamanın hesaplarını yapıyor. Ulaşılmak istenilen bazı hedefler şöyle: Pakistan'ın Afganistan ve Hindistan'ın ardından İran'la olan ilişkilerini de gerip bölgede izole olmasını sağlamak, Pakistan'ın nükleer silahlarına müdahale için zemin oluşturmak, İran gazını Belucistan'dan geçerek Pakistan'a taşıyacak 2100 kilometrelik doğal gaz boru hattı projesini sabote etmek, terör yoluyla İran rejimini zayıflatmak, İran-Pakistan-Hindistan doğal gaz boru hattı projesini sabote ederek yerine ABD destekli Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan hattını dayatmak. ABD'nin Afganistan'a göndereceği 17 bin askerlik yeni birliklerin Afganistan'ın Belucistan sınırına konuşlandırılacak olmaları da Belucistan'ın ileriki günlerde yeniden kaşınacağının sinyallerini veriyor. Orta Asya enerji hatlarının güneye iniş güzergâhında bulunan Belucistan'ın stratejik konumunun yanında altın ve bakir petrol yatakları düşünüldüğünde bölge üzerindeki şiddet sarmalı daha net anlaşılıyor.
(Güney Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (GASAM) Başkanı)
CUNDULLAH'IN SES GETİREN EYLEMLERİ
Aralık 2005: Cumhurbaşkanı konvoyuna saldırı, 1 ölü 1 yaralı.
Mart 2006: Zahedan yolu saldırısı, 22 sivil öldü.
Şubat 2007: Bombalı araçla saldırı, 18 Pasdaran üyesi öldü.
Ağustos 2007:Chabar'da 12 İranlının kaçırılması.
Haziran 2008: Belucistan'da 16 İranlı polisin idamı.
Aralık 2008: Bomba yüklü araçla saldırı, 4 İranlı öldü.
Ocak 2009: Saravan'da 12 polisin öldürülmesi.
Mayıs 2009: Zahedan'da bir camiye bombalı saldırı, 25 ölü.

(Haber: Mesut Çevikalp-Aksiyon dergisi)



Yeni Windows 7: Size en uygun bilgisayarı bulun. Daha fazla bilgi edinin.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35895] ""SANOFİ AVENTİS""

Posted: 03 Nov 2009 12:03 AM PST


DOMUZ GRİBİ SANOFİ AVENTİS'E YARADI

DOMUZ GRİBİ SANOFİ AVENTİS?E YARADI

Fransız ilaç şirketi Sanofi-Aventis, üçüncü çeyrekte karının yüzde 6 arttığını ve domuz gribi aşısı satışlarının karını artıracağını bildirdi

Dünyanın en büyük üçüncü ilaç şirketi Sanofi-Aventis, bu yıl üçüncü çeyrekte karının geçen yıla göre yüzde 6 yükselerek 1,4 milyar avro, gelirlerinin de yüzde 8 artışla 7,4 milyar avro olduğunu açıkladı.
Şirket, domuz gribi aşısı satışlarının dördünc ü çeyrekte 500 milyon dolar ek gelir getirmesini beklediğini ve satışların, gelecek yıl ilk çeyreğe kadar "aynı oranda" devam etmesini öngördüğünü belirtti.Fransa'nın en büyük ilaç şirketi Sanofi-Aventis, 2009 yılının tamamı için hisse başına karının büyüme tahminini yüzde 10'dan yüzde 11'e çıkardı.
Sanofi-Aventis Üst Yöneticisi (CEO) Chris Viehbacher, "(Dördüncü çeyrekte) H1N1 ve mevsimsel grip aşısı satışlarında büyük satışlar göreceğiz" dedi. Domuz gribi salgınının dünya çapında seyrinin ne olacağı ve ne zaman biteceği bilinmezken, Viehbacher, grip baskısının gelecek yıl Nisan ayına kadar bir unsur olabileceğini söyledi.


31 Ekim 2009 / 10:20
TURİZMİN SESİ




Sanofi Aventis'in yeni üretim üssü Türkiye

 
İlaç sektöründe Avrupa'da birinci, Türkiye'de üçüncü durumda olan Sanofi Aventis'in Zentiva'yı satın alma çalışmaları marta kadar bitecek. Türkiye'de ilaçlarını Eczacıbaşı-Zentiva tesislerinde üretmeyi planlayan firma, jenerik ağırlıklı ilaç üretip sektörde birinciliği hedefliyor

Fransız firması Sanofi Aventis'in Paris'te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de Eczacıbaşı'nın büyük ortağı olan Zentiva firmasının satış işlemlerinin şubat ayında tamamlanacağı açıklandı.  Sanofi Aventis İş Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Hanspeter Spek, satın alma tamamlandıktan sonra Eczacıbaşı vasıtasıyla gelecekte Türkiye'de önemli bir endüstriyel platformlarının olacağını söyledi. Sanofi Aventis CEO'su Chris Viehbacher de, Zentiva'nın satın alınmasıyla jenerik ilaç pazarında önemli bir fırsat elde edeceklerini, liderliğe oynayacaklarını söyledi. Viehbacher, 'Dünyada aşı alanında birinci, hayvan sağlığında üçüncü konumdayız. Jenerik ilaçlarda ise pazar payımız yüzde 1'den az. Zentiva'nın alınmasıyla bu payı çok yukarılara çıkaracağız' dedi.

Satın almanın ardından Sanofi Aventis, sektörde üçüncü sırada bulunduğu Türkiye'yi de önemli bir üretim merkezi haline getirmeyi planlıyor.
Eczacıbaşı'nın temelleri Dr. Nejat F. Eczacıbaşı'nın 1952 yılında ilk modern ulusal ilaç üretim tesisini kurmasıyla atılmıştı. Şimdi Sanofi Aventis ilaç üretiminde önemli bir üs olarak Eczacıbaşı-Zentiva Sağlık Ürünleri'nin Lüleburgaz'daki 338 bin metrekare açık, 66 bin metrekare kapalı alanı sahip modern üretim tesislerini seçti. Sanofi Aventis, Eczacıbaşı'nın jenerik ilaç üretimine dönük şirketinin yüzde 75'ini alarak Türkiye'ye giren Çek Zentiva'ya Eczacıbaşı'nın fabrikasını da bünyelerine katmak istediklerini özellikle belirtti. Zentiva'nın yüzde 24.9'una sahip olan Sanofi Aventis, Haziran 2008'de Çek jenerik ilaç üreticisi için 1.7 milyar euroluk teklifte bulundu. Zentiva ise bir yıl önce Eczacıbaşı Jenerik İlaç'ın yüzde 75'ine 460 milyon euro ödedi.
Avrupa'da ilacın lideri
l Avrupa'da ilaç sektöründe birinci sırada yer alan Sanofi Aventis'in 2008 yılı cirosu 27 milyar 568 milyon euro. l Şirketin brüt karı  21.482 milyar euro. Şirketin Ar-Ge harcamaları  4.75 milyar euro.
Türkiye gelecek vaat eden bir pazar
TÜRKİYE'nin Sanofi Aventis bünyesinde en heyecan verici pazarlardan biri olduğunu da ifade eden Spek bunun sebeplerini, 'Çünkü çok güçlü bir ekonomik büyümeye sahip. Bugün dünyadaki ekonomik gelişmeler sebebiyle büyümesi biraz düşmüş olabilir ama ilaç sektöründe gelecek vaat ediyor' sözleriyle anlattı. Türkiye'nin ilaçta geleneksel bir varlığının olmasının dikkatlerini çok çektiğini de ifade eden Spek, 'Eczacıbaşı Zentiva bünyesine dahil oldu. Zentiva'yı satın almamız tamamlanma aşamasında. Zentiva'nın satın alması suretiyle Türkiye'ye yakın olmaktan çok memnunum. Bu satın almanın tamamlanmasından sonra Türkiye'de ilaç sektöründe lider olacağız' diye konuştu. Türkiye'de özel bir odak alanlarının olmayacağını, bütün alanlarda jenerikte, onkolojide, kardiyovasküler ile antibiyotikte de lider olmayı hedeflediklerini belirten Spek, 'Avrupa'da Türkiye operasyonumuz lider beş-altı ülke arasında. Almanya, Fransa, İtalya, İspanya gibi büyük pazarlarda lideriz. Türkiye de bu ülkeler değerinde' dedi.
Patent süreleri bitiyor
CHRIS Viehbacher de 2008 yılı konsolide satışlarının yüzde 20'den fazlasının 2013 yılına kadar patent süresi aşımına uğrayacağına dikkat çekti. Viehbacher, 'Patent kaybını, satın almaları hedefleyerek ve işbirliği alanını genişleterek de telafi edebiliriz' dedi. 2007 euro/dolar döviz kuru sabit tutulduğunda bilanço dışı kalemler hariç düzeltilmiş hisse başı kazancında yüzde 11.2 artış olduğunu belirten Viehbacher, 'Bu yıl hisse başı kazançtaki artışı beklentilerin de üzerine çıkarmayı hedefliyoruz' dedi.
Türkan  YILMAZER


http://www.aksam.com.tr/




Windows Live Hotmail: Arkadaşlarınız Facebook'taki güncellemelerinizi doğrudan Hotmail®'den görür.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:/] İlaç tröstleri domuz gribiyle piyasalarını arttırıyor!

Posted: 03 Nov 2009 12:00 AM PST


İlaç tröstleri domuz gribiyle piyasalarını arttırıyor!
İlaç firmaları, domuz gribini fırsat bilip, piyasadaki kâr oranlarını büyüttü. Firmalar 5 yılda % 100 büyümeyi planlıyor.
Pazartesi, 02 Kasım 2009 13:31

Mücahid Yıldız-Almanya / Dünya Bülteni

Son zamanlarda dünya çapında başlatılan aşı kampanyaları ilaç sanayini daha da büyümeye teşvik ediyor. Fransız ilaç devi Sanofi-Aventis aşılarla yaptığı ticareti beş yılda iki misli büyütmeyi hedefledi. Böylece genel kârındaki aşı payı yüzde 10-11'den yüzde 15-16'lara yükselecek.

Frankfurt Allgemeine gazetesine açıklamalarda bulunan Sanofi-Aventis genel müdürü Chris Viehbacher, aşı üretimlerini artırmak için Hindistan'da bir ilaç firmasını satın aldıklarını söyledi. Burada değişik aşıların yanında özellikle koleraya karşı aşı geliştireceklerini de belirten Viehbacher, Asya ülkelerinde çok büyük bir tüketim potansiyeli olduğunu ve aşının hemen hemen hiç kullanılmadığını ifade etti.

Fransız ilaç devi Sanofi-Aventis domuz gribi aşısından yalnızca Amerika Birleşik Devletlerinde yılın son üç ayında 500 milyon dolar ciro yapmayı hedefliyor. Avrupa'da ise önümüzdeki yılın ilk üç ayında rakamlar belli olacak.

İlaç holdingleri, özellikle domuz gribi aşısı kampanyaları gibi mevsimlik ürünlerden çok büyük paralar kazanıyorlar. Böylece hem büyük karlar elde ediyorlar, hem de yaptıkları araştırma ve test masraflarının tamamını kapatmış oluyorlar.

Bilim ve siyaset çevreleri, ilaç devlerinin yalnızca para kazanmak için sadece belirli konularda yoğunlaşmalarını ve nadir görülen diğer hastalıkların tedavisi için hiçbir araştırma yapmamalarını eleştiriyorlar.



http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=94329



Yeni Windows 7: Size en uygun bilgisayarı bulun. Daha fazla bilgi edinin.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35898] GÜNÜN SÖZÜ

Posted: 02 Nov 2009 10:02 PM PST

 


GÜNÜN SÖZÜ

Adalet nedir? Her şeyi yerine koymak. Zulüm nedir? Bir şeyi yerine koymamak, başka yere koymak.

                                            Mevlana (ra)




 

 



--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35907] Antik Anadolu.02 sesli slaytı

Posted: 02 Nov 2009 04:01 PM PST

Antik Anadolu.02 sesli slaytı
Ancient Anatolia...Nemrut Dağı, Hasankeyf Batman,
Midyat Mardin, Harran ŞanlıUrfa...


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35892] Aileler dikkat! Paylaşım siteleri sapık dolu

Posted: 02 Nov 2009 01:14 PM PST

http://habercininyeri.files.wordpress.com/2008/03/perin-03.jpg

İki eski dost: Apo ve Perinçek...

Türk Solu’na Kürtçülük virüsünü Perinçek bulaştırdı

TÜRKSOLU’nun Kürt istilasına karşı Türk milletini uyaran sayılarına en büyük tepkilerden birisi de İşçi Partisi grubundan geldi.

Perinçek’in grubu, TÜRKSOLU’nun bir etnik çatışma kışkırtıcılığı yaptığı ve Türk-Kürt çatışması çıkartmaya çalıştığını söylüyordu. Ancak, benzer bir açıklama Apo’dan ve DEHAP’tan da gelince, bu açıklamanın ardındaki Kürtçü gerçeği ve Perinçek’in Kürtçü geçmişini ister istemez hatırladık:

1. Türk Solu’na Kürtçülük virüsü Perinçek tarafından bulaştırılmıştır.

2. Atatürk’ün Türk milleti kavramı Perinçek tarafından Türkiyelilik kavramına dönüştürülmeye çalışılmıştır.

3. Perinçek 12 Eylül sonrası 90’ların ilk yarısına kadar açık PKK sempatizanlığı ve propagandası yapmıştır.

Perinçek Apo ile birlikte PKK'lı teröristlere sesleniyor4. Perinçek’in partisi bölücülük yaptığı için kapatılmış, kendisi de defalarca bölücülük yaptığı için tutuklanmıştır.

5. Perinçek Türk ve Kürt milletlerinin kardeşliğinin propagandasını Apo’nun söylemlerine benzer şekilde sürdürmektedir.

68 Gençlik Hareketi bilindiği gibi milliyetçilik, solculuk ve Atatürkçülük kavramlarının birbirinden ayrışmadığı dönemde gelişmişti. Bu nedenle, 68’li devrimciler aynı zamanda milliyetçi ve Atatürkçüydüler. Devrimci gençler ellerinde Türk bayrağıyla eylemler düzenler, hareketlerini de “İkinci Kurtuluş Savaşı” olarak görürlerdi.

Ancak Perinçek bu dönemde Kürtçülük propagandasına başladı. “Kürt Halkının Kendi Kaderini Tayin Hakkı” ilk olarak Perinçek ve ekibi tarafından dile getirildi.

Apo ve Perinçek birbirlerine gül veriyorDeniz Gezmiş “dil birliği”ni, Perinçek ise Kürt diline özgürlüğü savunuyordu

Ancak bu fikirleri 68 Gençlik hareketinin tümüne mal etmek yanlıştır. Sanılanın aksine, Perinçek’in o dönemki bu Kürtçü tavrı sol tarafından sahiplenilmeyen ve eleştirilen bir tavırdı. O dönem (bugün olduğu gibi!) Perinçek liderliğindeki grup, sol içerisinde tecrit olmuş, küçük bir marjinal gruptur ve Perinçek hareketine yönelik suçlamalardan birisi de Kürtçülüktür. Örneğin Deniz Gezmişler THKO Davası’nda verdikleri savunmada “Tek Dil, Tek Bayrağı” savunmuştur. THKO Savunma’da, Perinçek’in TİİKP’sinin aksine, tek bir Kürt kelimesinin geçmemesi önemlidir.

Perinçek Kürtçülüğünü TİP’e de bulaştırmaya çalışır. Perinçek’in grubu, 27 Ekim 1970’de toplanan TİP 4. Büyük Kongresi’ne Kürt sorunuyla ilgili bir karar tasarısı sunar. TİP Yönetimi’nin bütün engelleme çabalarına karşın metin Kongre kararları arasında çıkar. Bu karar daha sonra TİP’in Anayasa Mahkemesi’nce kapatılmasına neden olacaktır. Dolayısıyla Perinçek’in Kürtçülüğü nedeniyle kapatılan ilk Parti 90’ların Sosyalist Partisi değil, TİP’tir.

Perinçek’in önderlik ettiği TİİKP (Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi) isimli illegal örgüt ise, 12 Mart’tan sonra düzenlediği Savunmasında sol içinde o güne kadar savunulmayan Kürtçü ve ayrılıkçı görüşlere yer vermiştir. TİİKP’nin gerek programında, gerekse savunmasında Kürtçü tezler bol bol görülmektedir. Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkı savunulmakta, sözde Kürt tarihi ve Kürt kültürü üzerine çeşitli değerlendirmelere de yer verilmektedir. Savunma’da Atatürk dönemi Kürt politikası da eleştirilmekte, o dönemin Kürt ayaklanmaları açıkça övülmektedir. Ağrı ve Dersim isyanları da savunulmakta, bu isyanları bastıran Kemalist iktidar halka zulüm yaptığı gerekçesiyle eleştirilmektedir. Meraklısı herhangi bir kitabevinde TİİKP Savunma’yı bulup okuyabilir. Hatta, isteyen herhangi bir İP Bürosu’ndan da bu kitaba ulaşabilir. Çünkü İP’in yayınevi Kaynak Yayınları tarafından basılan bu kitap halen İşçi Partisi tarafından sahiplenilmekte, hatta bir eğitim kitabı olarak okutulmaktadır.

Perinçek cezaevinde PKK'lılarla birliktePerinçek hâlâ Apo’yla aynı dili konuşuyor

Perinçek’in Kürtçülüğünün değişmeyen yönü, Türk-Kürt kardeşliğini sürekli savunmasıdır. “Ne var Türk-Kürt kardeşliğini savunmakta” denilebilir. Ancak bugün Türk-Kürt kardeşliğini kimlerin savunduğuna bakmak bu soruyu yanıtlamak için bir başlangıç olacaktır. Bozüyük’teki son olaylardan sonra Aydınlık dergisinde yer alan son açıklamalarında Apo, Türk-Kürt kardeşliği çağrısında bulunuyor. Kürt ve Türk milliyetçiliğinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Apo, Kürtlerin asli kurucu öğe olduğunu savunuyor. Bilindiği gibi DEHAP da Bozüyük olaylarından sonra benzer açıklamalarda bulunmuştu. Burada bu açıklamaların Perinçek’in Kürt tezleriyle ne kadar örtüştüğünün de altını çizelim.

Apo’nun son dönemde ağzından düşürmediği Kurtuluş Savaşı’ndaki “Türk-Kürt” birlikteliği tezleri ilk olarak 70’lerin başında Perinçek tarafından dile getirilmiştir. O güne kadar solda Kürtlerin Kurtuluş Savaşı’ndaki yeri üzerine hiçbir görüş yoktur. Hatta, solcuların o dönemki Kürt varlığıyla ilgili tek tespiti Şeyh Sait ve Ağrı isyanlarında Kürtlerin emperyalizm tarafından nasıl kullanıldığıdır.

Perinçek’in Türklük ve Türkiyelilik kousundaki görüşleri de Apo’yla örtüşmektedir. Perinçek, Türklüğü değil, Türkiyeliliği savunmaktadır. Apo da Kürt sorununun çözümü için anayasal vatandaşlığın kabul edilmesini önermektedir. “Türkiyelilik” kavramı Sol içerisinde yine ilk olarak Perinçek tarafından kullanılan bir kavramdır. O dönem Denizler ve Mahirler “Türk” kelimesini kullanırken, Perinçek ısrarla “Türkiye Halkları” gibi kelimeler kullanmaktadır.

Perinçek bugün de hâlâ Kürtlere hak verilmesinden, kültürel haklarının tesliminden yanadır. O kadar ki, Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkını savunan İkiz Sözleşmeler TBMM tarafından onaylandığında Perinçek, ikiz sözleşmelere ilkesel olarak karşı çıkmadıklarını, ancak bugünkü yönetim altında ikiz sözleşmelerin tehlikeli olabileceğini söylemektedir. Yani, 1968’den beri “Kürtlerin Kendi Kaderini Tayin Hakkı”nı savunan Perinçek, ikiz sözleşmeler vesilesiyle bu görüşünü tekrar etmiş bulunmaktadır.

 

Bügün Orducu kesilen Perinçek 90'ların başında Ordu için neler düşünüyor

“Kürt kimliği tarihsel Türk kimliği ise uydurma”

Kürt tarihi ve uygarlığı üzerine pek çok yazı ve kitap yayınlayan Perinçek acaba Türk-Kürt kardeşliği meselesinde ne kadar samimidir. Bu noktada yıllardır Kürtlerin ne kadar köklü bir tarihe ve uygarlığa sahip olduğunu savunan Perinçek bakın Türk tarihi ve Türk milleti hakkında neler düşünüyor: “Milliyetçiler diyor ki, millet öteden beri vardı. Örneğin Orta Asya’da Ötüken ormanlarında bir Türk Milleti vardı. Veya Bilge Kağan’ın zamanında, 6. ve 7. yüzyıllarda Göktürkler zamanında bir Türk Milleti vardı. Bunlar tarihsel gerçeklerle hiçbir ilgisi olmayan, saçmasapan görüşlerdir. (...) Göktürkler zamamında bir Türk Milleti yoktu. Daha sonra Selçuklular, Osmanlılar zamanında da bir Türk Milleti yoktu.” (Bilim ve Ütopya, Kasım 1994)

Türklerin tarihinin olmadığını ve Türk milletinin yüz yıllık bir geçmişi olduğunu iddia eden Perinçek konu Kürtler olunca bakın neler diyordu: “Kürtler Ortadoğu’nun en eski haklarındandır. (...) Kürtlerin tarihi hakkındaki bilgimiz MÖ 2000 yıllarına kadar uzanmaktadır. (...) Kürtlerde yazılı edebiyat 11. yüzyıldan beri başlamıştır. (...) MÖ 2000 yıllarına ait iki Sümer eşik taşında Kardaka adlı bir ülkenin varlığından söz edilmektedir. Karduklar Kürtlerin atalarıdır.”

Yani Bilge Kağan Türk değildir ama 4000 yıl önceki Karduklar Kürttür. Türklerin yüz yıllık tarihi vardır ama Kürtlerin tarihi MÖ 2000 yılına kadar uzamaktadır. Dolayısıyla bugün Türk-Kürt kardeşliğinden bahseden Perinçek için Kürtlük tarihsel, Türklük ise uydurma bir kimliktir.

2000'e Doğru'da Apo propagandası yapan Perinçek anlaşılan alışkanlığına devam ediyor 11 Eylül 2005 tarihli AydınlıkPerinçek’in Apo’yu meşrulaştırma çabaları

Perinçek’in sol içindeki önemli bir misyonu başından beri vurguladığımız gibi Kürtçülüğü yaymak olmuştur. Bir diğer misyonu ise Kürtçü ve ayrılıkçı hareketlere meşruluk kazandırmaktır.

Uğur Mumcu ölümünden önceki son çalışmalarında Apo ile Perinçek arasındaki bağlantıları incelemiş, Apo’nun öğrencilik yıllarında Perinçek’in grubuna üye olduğunu ve Perinçek’in bildirilerini dağıttığını tespit etmişti. Perinçek ile Apo arasındaki bu uğursuz işbirliği 12 Eylül sonrası PKK’nın Türk Devleti’ne karşı savaş başlattığı dönemde artarak devam etti. Perinçek’in çıkarttığı 2000’e Doğru dergisi 1989’dan 1993’e kadar adeta PKK’nın yasal yayın organı gibi çalıştı. Bu yayın organında, Apo’yla çeşitli röportajlar yayınlandı. Bunların ikisini Perinçek’in bizzat kendisi, birini ise bugün Ulusal Kanal’ın Genel Yayın Yönetmenliği’ni yürüten Ferit İlsever yaptı. Üstelik Kürtçü röportajlar sadece Apo’yla yapılmadı. Ferit İlsever’in Talabani ve Barzani’yle yaptığı röportaj da unutulmamalıdır.

Bu röportajların basit birer gazetecilik olayı olmadığının altını çizelim. Perinçek Bekaa Vadisi’nde Apo’yu ziyaretlerinde PKK’lı teröristlere eğitim ve konferans verdi, Apo’yla birlikte terörist birlikleri teftiş etti ve Apo’ya gül uzattı. Acaba teröristlere eğitim vermek, birlik teftiş etmek, gazeteciliğe nasıl sığmaktadır?

Dolayısıyla karşımızda açık bir PKK propagandası bulunmaktadır. Zaten o dönemki 2000’e Doğru’nun genel yayın politikası izlendiğinde Devlet’in ve Ordu’nun PKK terörüne karşı mücadelesinin zayıflatılmaya çalışıldığı ve PKK’nın örgüt olarak açık bir propaganda ve reklamının yapıldığı görülecektir.

Perinçek o dönemde, Apo’nun meşrulaşması için elinden geleni yapıyordu. Perinçek’in bu çabası bugün de sürmektedir. Apo’nun “Türk-Kürt kardeşliği” ile ilgili fikirlerinin ve Türklerin ve Kürtlerin Cumuriyet’in ortak asli kurucuları olduğu tezlerinin Aydınlık dergisinde çarşaf çarşaf yayınlanmasının nedeni budur. Bugün Apo, Perinçek tarafından Türkiye’nin birliğini savunan biri gibi gösterilmektedir.

Son dönem Aydınlık’ın yayınlarını takip edenler, Apo’nun yakalanmasının Barzani ve Talabani’ye yaradığını, bugün Güneydoğu’da Barzani ve Talabani’nin PKK’nın etkisini kırıp güçlendiğine ilişkin haber ve yorumlar çıkmaktadır.

Bunlar da aslında gizliden Apo ve PKK propagandasıdır. Bugün PKK terörü bu kadar artmışken, Apo ve DEHAP-PKK Türkiye’yi adeta tehdit etmekteyken, ısrarla Barzani ve Talabani’nin daha güçlü ve tehlikeli olduğu propagandasını yapmak acaba kime yaramaktadır?

Perinçek’in bugün Türk milletinin karşısına bölücülüğe karşıymış gibi çıkması kimseyi kandırmasın. Perinçek’in hayatı bölücülük yaptığı gerekçesiyle tutuklanmakla geçmiştir. 12 Mart’ta Kürtçü tezleri nedeniyle TİP’in de kapanmasına neden olan Perinçek, TİİKP Davası’nda da bölücülük yaptığı için hüküm giydi ve 3 yıl hapis yattı. 12 Eylül’den sonra da 5 yıl hapis yatan Perinçek Nisan 1990’da bu sefer Diyarbakır DGM tarafından tutuklandı ve bölücülük yaptığı için bu sefer 3 ay hüküm giydi. Eylül 1998’de ise, yine PKK’ya yardım ve yataklıktan suçlanarak tutuklandı. 1991’de TRT’de yayınlanan liderler açık oturumunda yaptığı konuşmasında bölücülük yaptığı için 10 ay hapis yattı.

Perinçek: Milli uyanışın içindeki Truva Atı

Perinçek’in sinsi Kürtçülüğü bugün de hâlâ devam etmektedir. Anlaşılan Türkiye’de sol içine Kürtçülük virüsünü bulaştıran, yıllarca PKK ve Apo’nun yasal mevzisi gibi çalışan ve onların propagandasını yapan Perinçek, sinsi Kürtçülüğüne devam etmektedir.

Bugün ısrarla Türk-Kürt kardeşliği propagandası yaparak Türk’ten ayrı sanki bir Kürt kimliği varmış gibi bir yanılsama yaratan Perinçek’in, döne döne “Atatürk döneminde Türkler ve Kürtler kardeşti” demesinin bir anlamı vardır. O anlam da aslında İP’in Parti Programı’nda bile bulunmaktadır. İP’in Parti Programı’nda pek çoklarına garip gelecek ama Atatürk bir kere bile geçmemektedir.

Ancak aynı programda “genel af” talep edilmekte (bu af kapsamına Apo da tabii ki girmektedir!) ve vatandaşlarımıza Türk mü Kürt mü olduğuna ilişkin soruların sorulacağı bir referandum önerilmektedir.

Bugün DEHAP’ın açıkça savunduğu Apo’ya özgürlük ve referandum gibi politikalar, görüldüğü üzere Perinçek tarafından da gizliden gizliye savunulmaktadır.

Perinçek anlaşılan daha önce “Sol”un içine saldığı Kürtçülük virüsünü bugün de Atatürkçüler arasında yaymaya çalışmaktadır. Böylelikle hem Türk milletinde Kürt bölücülüğüne karşı oluşan milli uyanış engellenmeye çalışılmakta, hem de Kürtçü hareket meşrulaştırılmaktadır.

http://www.turksolu.org/91/yon91.htm



--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.

http://dava-vatan.blogspot.com/

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35891] Genel Kurmay Başkanı görevden alınsın ve cuntacılar yargılansın.

Posted: 02 Nov 2009 01:08 PM PST

Genel Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un görevden alınmasını ve cuntacıların yargılanmasını istiyoruz.

--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.

http://dava-vatan.blogspot.com/

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35930] Başbakanın Arkadaşına

Posted: 04 Nov 2009 03:34 AM PST

İnternet gruplarından birisinde yazıştığımız. Sayın Rafael Sadi Bey

Gruba gönderdiği yazısında

 

SAYGIDEGER DOSTLAR

BU  HABER  HAM HABERIDIR.

BUGUN  BELKI BASINDA YER ALACAKTIR. AYRICA  SANIRIM  VIDEO KAYDI BIR SEKILDE ELIME ULASIRSA TARAFINIZA TAKDIM EDECEGIM.

SOZKONUSU HABER  CUMHURIYET BAYRAMI RESEPSYONUNDA BENIMLE GORUSEN AKSAM GAZETESI MUHABIRINIIN YAYINI UZERINE  BASBAKANIN GUNDEMINE GIRMISTIR.

ONCE LUTFEN SAYIN BASBAKANIN  USLUBUNU VE  IFADELERINI INCELEYIN.

SONRADA  KENDISINE YAZDIGIM VE SKYTUR.NET  INTERNET GAZETESINDE YAYINLANAN CEVABIMI OKUYUN.

SAYGILARIMLA.

RAFAEL SADI

http://skyturk.net/erdogana-sinif-arkadasindan-mektup-var/

 

Diyor

Sayın Rafael Sadi Bey, Sayın Başbakanımızın AKP grup toplantısında sözünü ettiği, İsrail’de yaşayan, Kasımpaşalı okul arkadaşıymıi. Türk ve İsrail vatandaşı Sayın Rafael Bey Başbakanımızın parti grubundaki konuşmasına basın yolu ile cevap verdiğine göre, bende kendisine üyesi olduğum gruplardan cevap verebileceğimi düşünüyorum.

 

Sayın Rafael Sadi Bey

Sizinle ara sıra doğal olarak grup içinde usullere uygun yazışsak da İsrail’in Gazze harekatında ve sonrasında benim yüksek gerilimli yazdığım yazılarıma sana cevap yok diye cevap vermiştiniz. Bende sözünü dudaktan gözünü budaktan esirgemeden her şeyi olduğu gibi Hak ekseninde yazan bir kişi olarak sizin bu davranışınızı, sizin iki ülke ve vatandaşları arasında kalmaktan kaynaklanan sıkıntılı halinizi anlayışla karşılamış ve yazılarımı sizin yazılarınızı ve kendinizce katliama getirdiğiniz açıklamalarınızı muhatap etmeden görüşlerimi sadece ortaya yazmıştım. Yine de son zamanlarda bazen gerilimli yazışmalarımızda oldu. Ancak genel düzeyi koruduğumuzu zannediyorum.

Yukarıda kısa yolunu verdiğiniz yazınızı okudum.

Üzülerek belirteyim ki, diğer İsrail vatandaşlarının nasıl düşündüğünü bilemem ama bana öyle geliyor ki siz, ne yaptığınızı, ne söylediğinizin ve dünyanın seyir ettiği Gazze olayının vahametinin ne olduğunun ya farkında değilsiniz. Ya da bu canlı yayındaki vahşeti doğal kabul edebilecek kadar tuhaf ve ya sadist bir kişisiniz. Ne kadar uğraşırsam uğraşayım daha makul bir izah bulamıyorum. Gözümüzün önünde cereyan eden olayları sanki hiç görmemiş gibi, ya da görmezden gelerek yazışıyorsunuz.

Bu yanlışlıklar İsrail’i ve Yahudileri KATİL , CANİ ve BEBEK KATİLİ olarak göstermenize sebebiyet vermektedir. Ne İsrail devleti ne İsrail ordusu ne de Yahudi milleti bu karalamaları hak etmemiştir.

Diyorsunuz. Doğru orada atılan bombaların üzerine İsrailli çocuklar çiçek resimleri yapmışlardı unutmuşuz. İsrailli Hahamlar da Gazze’lilerin ve size köleliği kabul etmeyenlerin kadınlarını ve çocuklarını da öldürmek için fetva vermişlerdi. Ordunuz ve yetkililerinizde bu fetvayı uygularken, Türkiye de Laikliği savunuyoruz diye en temel haklara dahi halkımız içinde en şiddetli saldırıp laiklik diye yeri göğü inletenler siz Türkiyeli Yahudiler değil mi idiniz.  Hahamlarınızın verdiği bu fetvaya da, Bu fetvaya aynen uyan ordunuza da, İsrail deki Türkiyeli Yahudilerden tek kişinin bile şeriat fetvası ile katliam yapılmaz diye itiraz etmeyişini nasılda hiç dikkate almamışsınız. 

Mesela yazınızda

 

2006 senesinde Gazze sahilinde ölen ailenin İsrail tarafından öldürülmediği, Hamas terör örgütünün yerleştirdiği mayınlar sonucu hayatlarını kaybettikleri seneler önce hiçbir şüphe bırakmıyacak bir şekilde ispat edildi. Buna rağmen, bu olaydan üç sene sonra bile İsraili suçlayarak konuşuyorsunuz.


Diyorsunuz. Ama o mayınlı alana o aileyi kimlerin soktuğunu yada sürdüğünü, nasıl girdiklerini falan açıklamıyor. İsrail kayıtlarındaki sadece sizi doğrulayacak bir bölüme ulaşabileceğimiz kısa yolu veriyorsunuz. Hamas’a da sorun diye de eklemiyorsunuz. Tek yanlı karar vermemizi istiyorsunuz. Hadi bu doğru olsun diyelim.

Ama nedense Sandra Şatilla katliamlarından söz etmiyor, canlı yayında kolu kırılan kişilerden, babasının arkasındaki çocuğa özellikle nişan alınıp infaz kurşunu atanlardan bahiste etmiyorsunuz. Bunlarında İsrail kayıtlarındaki görüntülü kısa yolunu da yazınıza eklemiyorsunuz.

Auswitsch de Yahudilere yapılanların başlangıç sahnelerini andıran açıkça

Fosfor bombaları ile kadın ve çocukları yakmayı başlatıyor, sonrada biz onlara ne yaptık ki, halbuki onlar taş atıp bizim çocuğun kafası yarmıştı bizde onlardan 1500 kişi öldürüp 5 bin kişi sakat bırakıp bir de evlerini, hastanelerini, okullarını, Birleşmiş milletlerin himayesindekiler de dahil başlarına yıktık. Kışta soğuk da açlık yokluk hastalık ve sefalet içinde kendimiz hiç suçlanmadan öldürmeye karar verdik demeye kadar giden sözünüzü haksızlığa uğramışsınız gibi gösteriyorsunuz.

Başbakan o grubundaki konuşmasında, sizin devlet yetkililerinizin sürekli tekrarladığı bu mazeretlerinize, Gazze kayıplarını saydıktan sonra sizden kaç kişi öldü diye sorduğunu ve yetkililerinizin cevap veremediğini söylüyor. Sizde cevap veremiyor sadece gözlemlerimize bir de gördüklerimiz dışında sizlerin hiç bir vicdani sıkıntı ve sorumluluk da duymadığınızı kanıtlayarak içimizdeki, insan olan bu kadarını da yapamaz. Bu olanlar sadece birkaç hasta ruhlu yetkili ve komutanın işi olsa gerek gibi düşüncelerimizi de son kırıntılarına kadar tekzip edip doğrulamış oluyorsunuz.

Adeta ne olmuş yani. Onları içine girmenin ve çıkmanın sadece sizin izninize bağlı olduğu açık hava hapishanesi şeklindeki kuşatma altındaki Gazze de tümünü yoksullukla tedricen ölüme terk etti isek. Onlarda uslu durup bizlere yalvarsalardı. Ekmek artıklarımızı falan onlara atar ölümlerini geciktirip daha uzun süre işkence çekmelerini sağlardık demiş oluyorsunuz da acaba farkında mı değilsiniz. Yoksa bilerek söyleyecek kadar fütursuz musunuz? Bu imajınızı başkalarını suçlayarak kapatamazsınız.

Bence hiçbir şey söylemeden hareketleriniz ile bu imajı değiştirmeye çalışmalısınız. Yoksa gittikçe daha çok batıyorsunuz.

A.D.Şimşek


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35918] Gündemi ideolojiye kilitlemek

Posted: 04 Nov 2009 01:04 AM PST

Gündemi ideolojiye kilitlemek
Yazılarından iktibas yaptığımda adını belirtmemi isteyen Sayın Yazar Osman Akyüz

Onunda, Hasan Demir adındaki benim tanımadığım başka bir yazardan iktibas ettiği bir yazının başlangıç bölümünü buraya alıyorum

 

A’raf suresinin 34’üncü ayetinde Allah (c.c.), “Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler” buyuruyor.

Ecel, ölümdür, yani nimetin bitmesidir. Nimet, şükrü eda edilmediğinde biter. İslâm, en büyük nîmettir, vatan en büyük nimettir, bağımsızlık en büyük nimettir, şükrü eda edildiğinde Mekke’de bir tek Hz. Muhammed ve Hz. Hatice ile başlar, on yıl sonra milyonlarca kilometrekarede devlet olur, İran içlerinden Afrika’nın en Batı ucuna uzanır, oraya da sığmaz Cebeli Tarık üzerinden Avrupa’ya taşar.

Şükrü eda edildiğinde Türkler İslâm’la, İslâm Türk’le kucaklaşır, Devlet-i Âliye olur 600 küsur yıl hüküm sürer, toprakları 23 milyon 344 bin 700 km2’ye ulaşır. Avrupalı Müslüman olanlara “Türk oldu” der, Kosovalılar bir ihtiyacını giderene, “Allah seni Türk etsin” diye dua eder. Şükrü eda edilince Almanların bile teslim olduğu Birinci Cihan Harbi’ne her şeyi bitmiş, nesi var nesi yoksa Haçlı müstevlilerin eline geçmiş bu millete Cenabı Hakk Mustafa Kemal’i ve Türkiye Cumhuriyeti’ni nasip eder.

İçimiz acıyarak görüyoruz ki bize bir haller olmuş, nimete şükretmez hale gelmişiz. Önce bir nankörlüktür başlamış. Devletin kıymetini bilmez olmuşuz,

 

Sayın  Osman Bey Hacca gitti iseniz bilirsiniz. Gitmedi iseniz inşallah Allah nasip ederde görürsünüz.

Kabe’ye yakın bir yerde Peygamber efendimiz sav.in evi vardır. Altı dolgu bir kaç basamakla girişe çıkılan önüne çimento dökülmüş tek katlı mütevazı bir evdir. Hacılar orayı da ziyaret ettiğinde orada kimse ibadet etmesin. Secde, rüku hatta uzun süreli dikilip de kıyamda durur gibi yapmasınlar diye ellerinde çuval gibi insana değince çok acıtmayan ve yere mermere falan vurunca çat diye ürküten bir ses çıkaran şeyler ile nöbet beklerler ve orada ibadet gibi rükünleri andıran şeyler yapanları o şeyi onların yanında betona vurup yallah yallah (ya da Ya Allah) diyerek uzaklaştırırlar. Çünkü Peygamberin putlaştırılmasına izin vermez gidin ibadeti camide Kabe de yapın. Burada ancak Fatiha salavat okunur derler.

Türkiye de ise Atatürk hem de kendisini öldürenler tarafından putlaştırılmıştır. Nimete şükür demek, nimet'e şükür demek değildir. Nimet'i ihsan edene şükürdür. Nimet'e şükür etmeye başladığınızda o nimet artık şükredenin putu olup felaketine sebep olur. Putperestler nimeti görüp onu vereni unutup ikinci plana iterek nimeti put edinenlerdir. Bu yüzden Müslüman milletimiz Alparslan’ı Anadolu’yu alıp bize vermekteki katkısı (dahli) nedeni ile rahmetle anarlar ama asla ona tapmazlar. Atatürkçüler ise Allah’ı işe katmaz bunca şehidin gazinin payını bozuk paradan sayıp o kurtuluşta önemli vazifeler görmüş olsalar da kurtuluş içindeki yaptığı her şeyin Allahın bu millete bir nimeti olarak yaptığını unutup onu Allahın karşısına koyup onun adına Allahın ve peygamberinin emirlerini değiştirip ifsat etmek de kullanırlar.

Sadece herkes gibi bir insandır. Herkes gibi artıları ve eksileri vardır. Atatürk bir askerdir ve bir diplomat bir siyasetçidir. Herkes gibi oda üstüne düşeni yapmaya çalışmış asıl kurtuluşu yani Osmanlıyı çürüten bünyemizdeki kurtları temizleyip milleti asalaklardan ve ifsat edenlerden kurtarmaya kalkışınca da işi bitirilmiştir.

Kendisine teşekkür eder saygı duyarız. Ama milletimizi onun mezarına gömüp onun kulları yapmak hem zulümdür hem de insan fıtratına, dine ve ahlaka aykırıdır. Atatürkçülüğün bir ahlak önerisi yoktur. Ülkemizdeki tek ahlak önerisi İslami kaynaklardır. Atatürkçülük yerli ve yabancı düşmanlarımız tarafından bilhassa Yahudiler tarafından milletimizin tüm ahlaki değerlerini ifsat etmekte kullanılmakta olan bir araçtır. Dünyada hiç kimse babasının namı ile gerçek başarıya ulaşamayacağı gibi hiçbir millet de atalarından birisine tapmakla bir yere varamaz. Dolayısı ile bu Türk milleti içinde böyledir. Atatürk’ün değerli ve onunla övüneceğimiz pek çok şeyleri olması, Geçmişteki tüm atalarımızın bir yana itilip bizi bu günlere taşımız olan atalarımızın inkarına da sebep olmamalıdır.  Türk milleti aşırı şekilde Atatürkçülük ederek Türkiye’yi yoktan var olmuş bir ülke ve Milletimizi de gökten zembille Atatürk tarafından indirilmiş bir halk gibi takdim edenler bana ilkokulda okuduğumuz alfabeyi uyu uyu yat uyu. Karga karga gag dedi, çık şu dala bak dedi, Çıktım baktım o dala bu karga ne budala. Diye hazırlayan hınzır bir zihniyetin. Bizimle alay edişini fark etmeden, hem uyuma hipnozu telkinleri ile uyuşturulan beyinlerimizi hem de karganın lafı ile ağaca çıkıp bakan ve sonrada bir şey göremeyince bir karganın dolmuşuna binmiş budalalar olduğumuzu anlamak yerine kargayı budala diye suçlayan zavallılar olarak büyüdüğümüzü bile fark edemedik.

Aynı şekilde Atatürkçülük öyle bir boyuta taşındı ki Adeta milletimiz tüm tarihi boyunca hiç Atatürk gibi akıllı birini çıkaramamış ve bundan sonrada onu aşacak bir kişi çıkarması imkansız olduğundan tüm halkımızın sadece onun  yada ona izafe edilen sınırlar içinde düşünmeye mecbur ve mahkum çünkü başka şansı olmayan bir millet haline düşürülmüştür. Madem bu milleti tek bir akıllı adam kurtarmıştır. O halde onun olduğu iddia edilen aslında Türklerin imhası için çok uzun zamanlara da üzerinde çalışılarak tasarlanmış.

Doğru gerekçelerin yanına asıl öldürücü zehirler katılmış  (Zehir’i bala katıp yedirmek gibi)  onun ilke ve inkılâpları olarak takdim edilen. Siyonistlerin masonları yetiştirmekte kullandıkları pek çok ilkelerini sahiplenip bu İslam denilen gericilikten! Halkı kurtaracakları bahanesi ile ifsat etmeyi ön görmüşlerdir. Siyonist ve masonların dediklerini yapıp masonluk ilkelerini bize kendimiz yapmış gibi yutturan İngiliz diplomasisi ve yerli Yahudi ve masonlarımızın izinden tüm bunları Atatürk istedi diyerek ne yaptığımızı bilmeden gitmekteyiz.

İnsanlar kendileri düşünmelidir. kendi fikirleri ile düşünmelidir. Ve kendi fikirlerini açıklayabilmelidir. Hiç kimsenin düşünceleri fikirleri kayırılmış fikir olarak dayatılıp ülkenin düşünemez hale getirilmesinde kullanılmamalıdır.

İsteyen inanır isteyen inanmaz. Ama milletimizin büyük bir çoğunluğu Allaha inanmaktadır ve kendilerini Müslüman olarak kabul etmektedir. Bazıları Dini kaynakları inkar ile kendi kafalarına göre kendi dinleri yeniden inşa etmekte de özgür olmalıdır. Ama bunu devlet gücü kullanarak milletin dinini ifsat etmek de kullanmaya kalkışanlar mutlaka engellenmelidir. Devletin kimsenin ki, o kimse bir tek kişi dahi olsa ona dinini tarif etmek gibi bir görevi de yetkisi de yoktur ve olamazda.  Laiklik gibi bazı terimleri ne anlama geleceği ilgili bilim dalları uzmanlarınca kullanıldığı ülkelerdeki anlamlarına uygun hali ile tercüme edilip, milletimizi başka milletlere dönüştürme projesi şeklinde kullanılmasına ve uzun vadede milletimizi temelli yok etmek amacı ile kullanılmamalıdır.

Atatürk’ün Nutuk’unu, Allah’ın gönderdiği kutsal kitaplar ve ülkemizde halkımızın inandığı Kuran’ın yerine ikame etmek ve yeni bir insana tapmak Pagan dini inşasında kullanmak projelerini sürdürmek isteyenler bunu devlet gücü dışında kendi çabaları ile sürdürmeli ve devleti kendi amaçlarına hizmet de kullanmaktan vazgeçmelidirler.

Milletimizin çoğunluğunun inancında Allah vardır ve hepimize Peygamber olarak Hz. Muhammed sav.’i göndermiştir. Bu inancı terk etmekte de herkes hürdür.  Gönderdiği Kuran da elimizde dururken siyasi ve kim olursa olsun sonu da bir insan tarafından kendi bakış açısı ve kendi değerlendirmeleri ile yazılmış bir kitap sadece ihtiva ettiği konularda o konuların uzmanları ve tarihçiler tarafından zaten değerlendirilmekte ve değerlendirilecektir. Eğer dediğiniz gibi Atatürk’ü Allah’ın milletimize şükür etmemiz gereken bir lütfü olarak kabul edersek. Bu durumda Atatürk’ün hatıratı olan Nutuk'u gerekli tarihi incelemeleri yapmaktan ve tarihi bir belge olmaktan çıkartıp, bir dogma haline din haline dönüştürmekten kaçınmak lazımdır. Nutuk’u da,  Allahın kitabının yerine ikame etmek nimete şükür değil, o nimeti verene küfürdür. (küfran'ı nimettir)

A.D.Şimşek

 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35923] CUNTACILAR İMRALI'YA

Posted: 04 Nov 2009 01:02 AM PST

Islak imzanın da üstünde durmamak lâzım(yaşa, taşa, ... oturulmaz çünkü).
Yarın kurur gider nasıl olsa.
Yandaş Medya rejimin teminatıdır.
Karıştırdım.
Anladınız siz onu.


--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.

http://dava-vatan.blogspot.com/

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35934] Re: Ynt: <>[DipDalgasi:12217]<> Genel Kurmay Başkanı görevden alınsın ve cuntacılar yargılansın.

Posted: 04 Nov 2009 12:55 AM PST

bu söylediklerinin tek sorumlusu yine ETÖ ÇETESİ VE TSK İÇERİSİNDE YUVALANMIŞ VATAN MİLLET DEVLET DÜŞMANI CUNTACILARDIR

04 Kasım 2009 10:49 tarihinde <hsyn1957@mynet.com> yazdı:
Bu tezgahları kuranların amacı TSK'yı etkilsizleştirmek, tıpkı polis teşkilatı gibi Fetullahçı Gladyönün emrine sokmaktır. Gerçekte olmayan bir subayın ihbar mektuplarıyla ve düzmece belgelerle kıyametler koparılıyor. TSK aleyhinde yandaş basının her yazdığına kayıtsız şartsız inanmak yerine azıcık sorgulama gereği duysanız siz de herşeyin düzmece olduğunu farkedeceksiniz. Belki de farkındasınız işinize böylesi geliyor. Memleketin tahrip edilmedik kurumu kalmadı. Milletin değer yargıları, kırmızı çizgileri alt üst oldu. Kasıtlı olarak müthiş bir bilgi kirliliği yaratıldı. İnsanlar artık doğruyu yanlışı seçemez duruma geldi. Yazık oluyor Ülkemize ve bu cennet vatana. İçinizde azıcık vatan sevgisi ve Allah korkusu varsa bu ülkeye daha fazla zarar vermeyin. Bunun hesabı mutlaka sorulur. Bu dünyada olmassa öbür dünyada....

----- Özgün İleti -----
Kimden : "Burak Somay"
Kime :
Gönderme tarihi : 2/11/2009 23:08
Konu : <>[DipDalgasi:12217]<> Genel Kurmay Başkanı görevden alınsın ve cuntacılar yargılansın.
Genel Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un görevden alınmasını ve cuntacıların yargılanmasını istiyoruz.

--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.

http://dava-vatan.blogspot.com/




_______________________________________________
Ücretsiz dinlemek için yüzbinlerce şarkı Kavun'da! Tıkla, dinle.



--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.

http://dava-vatan.blogspot.com/

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.