Son dönemde Rus şirketler ile Abhazya'da yaşayan Ermeni işadamlarının bölgedeki yatırımlarına hız kazandırdıkları, Ermenilerin, özellikle Karadeniz sahillerindeki turizm yatırımlarına önem verdikleri kaydediliyor.
Abhazya'da yaşayan Ermenilerin nüfusunda 1998-2001 yılları arasında büyük artış meydana geldi. Gayrı-resmi rakamlara göre, 1998 yılı öncesine kadar 50.000 civarında olan Ermeni nüfusun, sonraki yıllarda yaklaşık 70.000 gibi bir rakama ulaştığı söyleniyor.
Ülkede yaşayan Ermenilerin büyük bölümünün, yoğun çatışmalara rağmen, bölgeyi terk etmedikleri biliniyor. 2003 yılından itibaren Abhazya’ya göç etmeye başlayan Ermeniler, Ahıska ve Ahılkelek'te ekonomik koşulların yetersiz, buna karşın Abhazya’daki iş imkanlarının daha geniş olduğunu, bu nedenle Karabağ'da yaşayan Ermenilerin çoğunun Abhazya’ya göç ettiğini, ifade ediyorlar. Ermeniler, dikkat çekmemek amacıyla sahibi oldukları ticari işletmelerin yöneticiliğine de Abhazları getiriyor. Bugün Abhazya’da bütün önemli görevlerde Abhazlar bulunsa da, Ermenilerin kontrolü ele geçirmek için her yolu denedikleri kaydediliyor. Abhazya’da hayata geçirilen özelleştirme sürecinden Ermenilerin karlı çıktığı da bir gerçek. Ekonomik açıdan güçlü konumda olan Ermeniler, stratejik tesislerin yanı sıra, Abhazya’da turizm yatırımları yaparak, Karadeniz sahillerini ele geçirmek istiyor. Hatta, acımasızlığı ile tanınan Bagramyan adındaki Ermeni birliğinin savaşçıları “Abhazya uğruna, burada ikinci sınıf halk sayılalım diye vuruşmadık. Abhazya küçük Ermenistan’ımızdır” açıklamalarıyla, bölgeye ilişkin asıl niyetlerini açıkça ifade ediyorlar.
Bagramyan Birliği’nin yanı sıra, 2004 yılında Krunk, Mashtots ve Ermeni Kültür Merkezi’nin işbirliğiyle kurulan Abhazya Ermeni diasporası, bir taraftan Abhazya ve Ermeni toplumlarını ayırmaya çalışırken, diğer taraftan da Abhazya’da yaşayan Ermenileri insanlık karşıtı davranışlar sergilediklerine dair ağır bir dille suçlayan Gürcistan’a karşı ortak yaklaşım sergilenmesi amacıyla faaliyet gösteriyor.
Ermenistan’ın yanısıra RF da, Abhazya'nın sınır bölgelerinde yaşayan ve ülkenin nüfus açısından önemli unsurlarından olan Ermenileri, Abhazya'daki gelişmeleri takip etmek ve etnik unsurlar arasındaki dengeleri etkilemek için kullanıyor. Bu kapsamda, Geri Dönüş Komitesi'nin çalışmalarına başladığı ilk yıllardan itibaren, RF’nin yönlendirdiği Ermenilerin propaganda çalışmalarından etkilenen Ermeni toplumu diasporada yaşayan Abhazların dönüşüne, bölgede demografik yapıların aleyhlerine değişeceği endişesi ile tepkiyle yaklaşıyor.
Konuyla ilgili uzmanlar da, Abhazya'da ekonomik ve siyasi açıdan güçlü konumdaki Ermenilerin, özellikle diasporadan gelecek Abhazları düşmanca karşılayacaklarını, bunun yanısıra dönüşe olanak sağlayan Abhaz yönetimine de gelecekte sorun çıkarabilecekleri değerlendirmesinde bulunuyorlar.
Mart 2007’de Sohum Ermeni Topluluğu Konseyi Başkanı Suren Kerselyan, Ermenilerin bu konudaki rahatsızlığını ve Abhazya Ermenilerinin Gürcistan konusundaki düşüncelerini şöyle açıklıyor: “Biz aynı zamanda Gürcistan’ın sürekli provokasyonlarının, mültecilerin Abhazya vatandaşı hissetmelerine imkan vermediğini açıklıyoruz. Rusya barış gücü sayesinde askeri hareketlilik olmuyor. Devletimiz halen Gürcistan ile savaş durumunda. Barış anlaşması imzalanmadı. Gürcistan barış askerlerinin çekilmesi gerektiğini söylüyor, ben bunu anlamıyorum. Onlar tamamen ayrılık sorunu çözülünceye kadar burada kalmalı.”
Diğer taraftan, Abhazya’da yönetimde kendilerinin de sözsahibi olmasının hakları olduğunu düşünen Ermeniler, Gürcü-Abhaz çatışması sırasında Abhazların tarafında Gürcülere karşı savaşmalarının karşılığını da ilk fırsatta istemekten çekinmediler. Basın organlarında, Abhazya’da nüfusları diğer etnik gruplara nazaran daha fazla olan Ermenilerin, siyasi konumlarını güçlendirmek amacıyla, 4 Mart 2007’de Abhazya’da yapılan genel seçimler öncesinde parlamentoda üç olan ‘gizli kontenjanı’ beşe çıkarmak dahil yönetimden daha fazla pay istedikleri yönünde haberler yer aldı. Ancak, parlamento seçimleri sonrasında, toplam 35 kişiden oluşan Parlamento'da, üç Ermeni milletvekili olmayı başardı.
Abhazlar şimdilik Ermenileri kader ortağı olarak görmeleri nedeniyle, sorun olarak kabul etmiyorlar. Ancak, Abhazya'nın sorunlarının başında, Abhazların anavatanlarında nüfus çoğunluğunu sağlayamamış olmaları geliyor. Gürcistan ile savaş ve sonrasında Abhaz nüfusun azalması, Abhazlar arasında ekonomik zorluklara bağlı olarak düşük doğum oranı, aynı zamanda başta Ermenistan olmak üzere eski SSCB bölgelerinin bazılarından Abhazya'ya kontrol edilemez göçler, ülkenin demografik yapısını değiştiriyor. Bu konuda önlem alınmazsa Abhaz halkı kendi ülkesinde azınlık konumuna düşecek. Bu da Abhazları, ileride kontrolü, hatta egemenliklerini kaybetmelerine kadar uzanan bir sürecin başlangıcına kadar götürebilecek.
Kafkasya uzmanları, Ermenilerin sayısının arttıkça, beklentilerinin de arttığını ve bunun ülke için gelecekte problem yaratabileceğinden endişe duyuyor. Ayrıca, Abhazya’daki sayıları her geçen gün artan Ermenilerin, teşkilat ve diasporasının da güçlü ve yaşam standartlarının Abhazlardan daha yüksek olduğunu kaydediyorlar.
Ermenilerin yönetimin kendilerine olumlu yaklaşımından faydalanarak, bazı ekonomik alanları ellerine geçirdikleri, orduda Ermenilerden kurulu tabur bulunması nedeniyle, rahatça silahlandıkları ve bu yüzden hiç çekinmeden bazı taleplerde bulunabildikleri vurgulanıyor. Cavaheti’nin yanısıra, Ermenilerin burada da otonomi isteyebilecekleri de ileri sürülüyor.
Ancak, son dönemde Abhazya’da Ermeni aleyhtarlığının gözle görülür seviyede arttığı, yerel halkın Abhazya’da Ermenilerin hakim konuma gelme çabalarına tepki gösterdiği kaydediliyor. Bu konuda yönetim de bazı önlemler almaktan çekinmiyor. Bu kapsamda, Aralık 2006’da düzenlenen Dünya Abhaz-Abhazin Dünya Halklar Kongresi'nde, Abhazya’da nüfusun Abhazlar lehine değiştirilmesine yönelik olarak, diaspora Abhazlarının, ülkeye dönmelerini sağlamak amacıyla hazırlanan “Geri Dönüş” hakkındaki kanun tasarısına istinaden, “Geri Dönüş Komitesi” kuruldu. Komite’nin hazırladığı “Geri Dönüş Kanun Tasarısı” Parlamento tarafından da kabul edildi.
Diğer taraftan, Ermenilerin faaliyetlerine karşı yönetim tarafından alınan önlemler kapsamında, Gagra bölgesinde yaşayan yüzlerce Ermeni ailesi sürülmüş, 2003 yılında, Abhazya’daki Ermeni etkinliğini ve ülkeye Ermeni göçünü azaltmak amacıyla bir çalışma başlatılmıştı. Çalışmayı yürüten Komisyonun 2007 yılı içerisinde yapılan toplantısında Abhazya’ya göç etmek isteyen Ermenilerin ikamet taleplerine izin verilmemesi ve pasaport verilmemesi gibi konularda karara varıldı.
Tarih, nerede Ermeni diasporası varsa, orada yerel halka jenosit uygulamasının beklenebileceğini gösteriyor. Dünya tarihindeki birçok olay da bunu kanıtlıyor, Ermeniler tarafından Türklere ve yine bir Kafkas halkı olan Azerilere yapılan katliamlar gibi. Bu nedenle, yönetim tarafından Abhazya'da demografik durumu iyileştirmeye yönelik gerekli tedbirlerin hazırlanması ile ilgili devlet demografik programının kabul edilmesi, tedbirlerin uygulamada benimsenmesi gerekiyor. Ayrıca bu tür problemlerin çözümü konusunda uluslararası tecrübeleri de dikkate alarak, sosyolojik ve ekonomik düzenlemelere de gidilebilir. Yönetimin yanı sıra, Abhaz halkının da, Ermeni tehlikesini gözardı etmemesi ve bir an önce Ermenilerin faaliyetlerine karşı önlem alması, kendi çıkarlarına olacaktır.
Naciye Saraç
Global Yorum İnternet Dergisi
nsarac@globalyorum.com
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.