| Mirac Kandili’ni Mescid-i Aksa’da yaşamak isteyen 16 Türk’e tetörist İsrail’den işkence
Bunun hesabı sorulmalı
Mirac Kandili’ni Mescid-i Aksa’da geçirmek üzere bir turizm şirketinin organizasyonuna katılan 16 Türk vatandaşını gözaltına alan, çırılçıplak soyan ve 1 gece aç susuz nezarete atan İsrail polisi, ertesi gün de onları sınırdışı etti. Terörist muamelesi gören 16 kişi Dışişleri’ne şikayete hazırlanırken, İsrail’den bunun hesabının sorulmasını istiyor. Çırılçıplak soydular! Mirac Kandili’ni Mescid-i Aksa’da geçirmek için İsrail’e giden 16 kişilik bir grup, havalimanında gözaltına alındı. Bir gece cezaevinde kalan grubun daha sonra sınırdışı edilmesi kamuoyunda infiale neden oldu. Sakarya’nın, Karasu ilçesinde, ticaretle uğraşan Süleyman Muçin, 68 kişiden oluşan kafileyle İsrail’in Tel-Aviv kentine gittiklerini, kendisinin de aralarında bulunduğu 16 kişinin havalimanından İsrail polisi tarafından gözaltına alındığını, aralarında 7 kadının da bulunduğunu ifade ederek, “Elimdeki küçük çantayı en az on sefer aradılar. Telefonumun kartını çıkardılar, numarasını aldılar. Odadan odaya aktarıp sorguladılar. ‘Gömleğini, atletini ve pantolonunu çıkar’ dediler. Bizi defalarca çırılçıplak soydular ve ayakta beklettiler. Bütün giysilerimizi dikiş yerlerine varana kadar, tek tek kontrol ettiler” diye konuştu. Aşağılandık, horlandık “Ne olacağımız belli değildi. Bizi öldürseler, kimsenin haberi olmayacak. İnanın hepimizi ölüm korkusu sardı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, terörist muamelesi gördük. Yiyecek ve içecek isteklerimiz sürekli geri çevrildi. Tam bir işkence durumuyla karşı karşıya kaldık” diyen Muçin, “Aşağılandık, horlandık ve hakarete uğradık. Eğer, kılık kıyafetle ilgili bir muamele olsaydı, ekibimizde çarşaflı kadınlar, fesli erkekler vardı. Onlara dokunmadılar ve rastgele bizleri seçerek, bu muamelelere tabi tuttular. Geldiğimizden beri, turizm şirketi bir kez bile durumumuzu öğrenmek için aramadı. Dışişleri Bakanlığına dilekçe verip, şikayette bulunacağım. Uğradığım haksızlığın nedenini ısrarla soracağım” şeklinde konuştu. SAKARYA Mirac Kandili'ni Mescid-i Aksa'da geçirmek için İsrail'e giden 16 kişilik bir grup, havalimanında gözaltına alındı. Bir gece cezaevinde kalan grup daha sonra sınır dışı edildi. Sakarya'nın, Karasu ilçesinde, ticaretle uğraşan Süleyman Muçin, Miraç Kandili'ni geçirmek için arkadaşlarıyla beraber gittiği İsrail'de, ortada bir neden yokken havalimanında polis tarafından gözaltına alındıklarını söyledi. Muçin bir gece cezaevinde kaldıktan sonra sınır dışı edildiklerini kaydetti. Muçin, yaptığı açıklamada, Miraç Kandili'ni Mescid-i Aksa'da geçirmek üzere, bir turizm şirketi organizasyonu ile 68 kişiden oluşan kafileyle İsrail'in Tel Aviv kentine gittiklerini belirterek, kendisinin de aralarında bulunduğu 16 kişinin havalimanından polisi tarafından gözaltına alındığını kaydetti. Hakaret ettiler Gözaltına alınıp sorgulananların arasında, 7 kadının da bulunduğunu ifade eden Muçin, şunları söyledi: ''9 Ağustos'ta Atatürk Havalimanı'ndan uçakla, İsrail'e gittik. 3,5 saat süren yolculuğun ardından, Tel Aviv Havalimanı'na indik. Kontrollerden geçmek üzere, 68 kişi kuyruğa girdik. 16 kişiyi ayırdılar. Yetkililere 'Bizi niye diğer kafileden ayırdınız' diye sordum. Sadece 'güvenlik' diyorlar. Başka bir şey söylemiyorlar. Bizi sorguya aldılar. 'Neden geldiniz?, amacınız nedir?' gibi sorular sormaya başladılar. Elimdeki küçük çantayı en az on sefer aradılar. Telefonumun kartını çıkardılar, numarasını aldılar. Odadan odaya aktarıp sorguladılar. 'Gömleğini, atletini ve pantolonunu çıkar' dediler. Mecburen çıkarttık. Bizi defalarca çırılçıplak soydular ve ayakta beklettiler. Bütün giysilerimizi dikiş yerlerine varana kadar, tek tek kontrol ettiler. Gözaltına alındığımız sırada, rehber konsolosluğu aradı. Ama konsolosluk bir şey yapamayacaklarını söylemiş. Terörist muamelesi gördük Muçin, polislerin saat 21:00'de otele götüreceklerini söyleyerek, havalimanından çıkartıklarını ancak, cezaevine götürdüklerini belirtti. Diğer mağdur arkadaşları gibi kendisinin de, büyük korku yaşadığını kaydeden Muçin, sözlerine şöyle devam etti: ''Ne olacağımız belli değildi. Bizi öldürseler, kimsenin haberi olmayacak. İnanın hepimizi ölüm korkusu sardı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, terörist muamelesi gördük. Yiyecek ve içecek isteklerimiz sürekli geri çevrildi. Tam bir işkence durumuyla karşı karşıya kaldık. Sinirlerimiz yıpranmış vaziyette uykusuz, aç ve susuz sabaha kadar cezaevinde kaldık. Saat 06.00'da geldiler. Bizi araçlara doldurup havalimanına götürdüler. Pasaportumuza birer damga vurarak, uçağa yerleştirdiler. Uçak kalktı ve 11.30'da Atatürk Havalimanı'na indik. Emniyet yetkilileri neden bu şekilde döndüğümüzü filan sordular. Anlattığımız olaylara inanmak istemediler. Bize birer dilekçe örneği verdiler ve Bakanlığa başvurmamızı söylediler.''
|
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.