Sosyal kaygı ve utangaçlık iç içe yaşanan yoğun ve rahatsız edici bir duygudur. Çevredeki insanların gözünde utanılacak durum, aptal duruma düşme, onlar tarafından reddedilme yada yetersiz görülme korkusudur. Utangaçlık sorunu olan kişi birileriyle birlikteyken bu kaygıyı nasıl gidereceğine değil, "ne kadar çok kaygılı" olduğuna konsantre olur. Böylelikle kaygısı daha da artar ve bir kısır döngüye girmiş olur. Bakalım aynı zamanda zihninden geçen otomatik düşünceler nelerdir
•Kendimi aptal durumuna düşüreceğim, şaşıracağım
•Söyleyecek hiçbir şey bulamayacağım, donup kalacağım,
•Eğer ağzımı açarsam sesim bir tuhaf çıkacak, rezil olacağım
•Kalbim fena halde çarpıyor, ya kalp krizi geçirirsem, bu işi başaramayacağım
•Çok tuhaf görünüyor olmalıyım, alay konusu yapılacağım
•Bir kaçabilsem, bu işten kurtulacağım
•Kendimi kontrol edemeyeceğim, ortada kalacağım
•Kızaracağım, titreyeceğim.bozulacağım!...
Önemli olan bu düşüncelerin gerçekçi algılar üzerine oturtulmamış, tam tersi, mantık dışı bir korkuya temellendirilmiş olmalarıdır. Çünkü herkesin onları seyrettiğine, zayıflıklarını yada yetersizliklerini yakalamaya çalıştıklarına inanırsa ve kaygının kısır döngüsü arttıkça, böylesi karamsar düşünceler de iyice çarpıtılır.
Utangaçlığı yenmek için ilk adımlar
- Sosyal bir ortama girince herkes biraz kaygı yaşar, bu nedenle bir şeyleri başlatmadan önce tamamen rahatlamayı beklememeliyim. Kendime güvenmeliyim.
- Olmadığım biri gibi davranmama gerek yok. Bu beni daha zor durumlara düşürebilir. Doğal ve doğru hareket etmeliyim.
- Başkalarının beni çok acımasız eleştireceğini düşünüyorum. Gerçekte kendime karşı acımasız olan benim. Gereksiz kaygılara ve ön yargılara düşmemeliyim.
- Sosyal becerileri çok gelişmiş kişiler de her zaman % 100 başarılı değiller. Bu nedenle bir etkileşim istediğim gibi iyi gitmezse çok üzülmemeliyim.
Utangaçlıkta 4 temel yanlış:
1-"Bir sosyal toplantıda uzun süre durup beklemeniz lazımdır."
Bu inanç sohbet başlatmak korkusuyla geliştirilir. Oysa ki, iki kişinin tanışması yada konuşması için en az bir kişinin çaba göstermesi gerekir.
2- "Diğer insanlar sosyal etkinliklere davet edildikleri için şanslıdır."
Çok yanlış. Tam tersi bu bir şans işi değildir. Sosyal olarak aktif olan insanlar, başkaları ile tanışmak ve onlarla zaman geçirmek için çaba gösterirler, kulüplere üye olurlar, başkalarını bir şeyler yapmak için davet ederler.
3- "Nerede olursam olayım sosyalleşebilme olanağım hep aynı olacaktır."
Bu çaba göstermemek için başka bir bahanedir. Oysa bir çok sosyal kulübün insanları bir araya getirmek gibi bir işlevi vardır. Etkinliklerine katıldığınız zaman kendinizi birileriyle birlikte bir şeyler yaparken bulursunuz.
4- "Biri bana karşı ilgisiz görünüyorsa o kesinlikle beni sevmiyordur, hatta düşmandır."
Bu inanç boş yere kendinizi insanlardan çekmenize ve yalnızlık hissetmenize yol açar. Biri sizinle ilgilenmediyse bu sizi sevmiyor anlamına gelmez. Sevgi zaman ister ve bir şeyler paylaştıkça gelişir.
Utangaçlık ve benlik saygısı
Utangaçlık ve benlik saygısının düşüklüğü hep bir arada bulunur. Benlik saygısının yerinde olmaması daima sizin zararınıza işleyecektir. Kendi hakkınızdaki düşüncelerinizi ve davranışlarınızı değiştirmek için benlik saygınızı geliştirmeniz gerekir.
Utangaç insanlarda benlik saygısının düşük olmasının nedenlerinden biri, bu insanların ortak bir eğilimi olan her konuda mükemmel olmanın gerekliliğine duydukları inançtır. Her şeyi "doğru" yaparak yada her şeyin " doğrusunu" söyleyerek başkalarının kendilerini kabul edeceklerine ve onaylayacaklarına inanırlar. Böyle yanlış bir inanç, insanı sadece mutsuzluğa ve tatminsizliğe itecektir.
Mükemmeli aramak güzel bir şeydir, ama mükemmele ulaşmak mümkün değildir. Her şeyi dört dörtlük yapamayacağınızı kabul edin. Hepimizin güçlü ve zayıf yönleri vardır. Hiç kimsenin kendine olan güveni her zaman ve her yerde tam değildir. Bu normaldir. Mümkün olmayanı başarmaya çalışmak dengenizi bozar ve sizi başarısızlığa iter. Bu durum kendinize olan güveninizi yerle bir edip ve sonunda, hayatta hep kaybedenin siz olduğunuza inanmanıza neden olabilir.
--
http://demirinyeri.blogspot.com/
sizin yaptiklarinizi elestirenler cok bi haltmis gibi, sutten cikmis ak kasik gibi, kendileri ayni haltı yememis gibi, insanustu hatasiz varliklarmis gibi habire konusurlar, fikir yoktur, uretmek yoktur, laf kalabaligi ve saldirgan bir tutumdur dertleri, yaralamak, uzmektir, kalp kirmak istemezsiniz, hadi git işine demek istemezsiniz ya da istersiniz de demezsiniz, bunu soyler gecersiniz, belki bigun kendileri de o boylarini 130 santim daha uzun gosteren dev aynalarindan yansiyan goruntulerinin igrencliginin ve yalanliginin farkina varir da baslarini iki ellerinin arasina alir "ben neyim" diye dusunurler umudunu tasirsiniz icinizde ya da banane dersiniz kisaca.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır... Taraf olunması gerekiyor isede "MÜSLÜMAN ANADOLU İNSANININ " tarafında yer alan HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Sayfalarımızda yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.