Atatürk Samsun’a Tek Başına mı Çıktı!

Atatürk Samsun'a Tek Başına mı Çıktı?
Yazıyı baştan son a kadar okuyun. Vahidüddin Han ın ne büyük bir vatansever vede ne büyük bir sultan olduğunu anlarsınız. Ne yazık ki bu vatanperver insan iftiralarla anılmakta..



Prof. Dr. Ahmet AKGÜNDÜZ



Önemle ifade edelim ki, Cumhuriyet de
Osmanlı da, iyisiyle
kötüsüyle, Müslüman Türk milletinin malıdır. Bir insan ecdadını
kötülemekle hiç bir yere varamaz. Tarihin her döneminde iyi
şahsiyetler de kötü şahsiyetler de gelebilir. Ayrıca iyi şahsiyetlerin
kötü ve yanlış tasarrufları ve kötü şahsiyetlerin de iyi ve güzel
tasarrufları bulunabilir. Bir şeyi toptan reddetmek veya kabul etmek,
aklın işi değildir.

İşte bu esaslar çerçevesinde, Mustafa Kemal'in başarılarını saymak,
Sultân Vahidüddin düşmanlığı sayılmamalı; Sultân Vahidüddin'in
yaptıklarını anlatmak da Mustafa Kemal düşmanlığı olarak
görülmemelidir. Bu gözle bakıldığında, Mustafa Kemal'in Samsun'a
çıkışı ve Sultân Vahidüddin'in şahsiyeti ile ilgili Cumhuriyet
döneminde yazılanlar, çizilenler ve yapılan değerlendirmelerin tek
taraflı olduğu hemen göze çarpacaktır. Biz, bunu yapmayacağız.
Zaten bu kitabımızı da, Cumhuriyet ile
Osmanlı'nın
buluşacağı milli
buluşma kitabı olarak görüyoruz. Ayrıca bizim için önemli olan,
şahıslar değil, devlet ve milletin devam ve bekasıdır.

Bu genel esaslardan sonra şunları bilmekte yarar vardır:

1) Mustafa Kemal ve onun silah arkadaşları, tamamen
Osmanlı
generalleridirler. Hele Mustafa Kemal, Sultân Vahidüddin Hân'ın hem
şehzâdeliğinde ve hem de padişahlığında yaverliğini yapmış bir
Osmanlı subayıdır.


2) Kuvay-ı Milliye'nin tohumları, Kasım 1918'de müttefik düşman
filolarının Boğaz'a girmesiyle atılmıştır. Kuvay-ı Milliye bir şahsın
değil, bir milletin eseridir. Bu milletin içinde Mustafa Kemal de
vardır, Sultân Vahidüddin de vardır. Düşman toplarının Saray'a
çevrildiğini gören Vahidüddin ve
Osmanlı kurmayları, bütün
gayretlerini, Anadolu'ya gönderilecek bir komutanla bağımsızlık
tohumlarının yeşertilmesi için harcamışlardır. Nitekim
Osmanlı

kurmayları Mart 1919'un bir gecesinde Erenköy'de yaptıkları bir
toplantıda liderliğin Nuri Paşa'ya mı, Miralay Re'fet Bey'e mi yoksa
Çanakkale'de göz dolduran Mustafa Kemal'e mi verileceğini
tartışmışlardır. Sadrazam, Mustafa Kemal Paşa'yı Padişah'a
götürmüş ve askerlerin istediği insan olarak takdim etmiştir. Sami
Bey ve Harbiye Nâzırı Şâkir Paşa, Mustafa Kemal'in Cumhuriyetçi
olduğunu ve Hânedânı devre dışı bırakabileceğini hatırlatmışlarsa
da, Padişah önemli olanın Hânedân değil vatan ve devlet olduğunu
ifade etmiştir. İşte bu şartlar altında 9. Ordu Kıtaları Müfett
işi kisvesiyle Anadolu'ya gönderilmesi kararlaştırılan Mustafa Kemal
ile Sultân Vahidüddin defalarca özel olarak görüşmüşlerdir. Bunun
üzerine Sultân Vahidüddin, İngilizleri de Mustafa Kemal konusunda
ikna etmiştir. 6 Mayıs 1919 tarihli Mustafa Kemal'in yetkilerini
belirten Tâlimat hemen yayınlanmıştır. Tam bir diplomasi oyunu
oynanmaktadır. Bandırma Vapuruna Mustafa Kemal ile birlikte
kimlerin bineceği tesbit edilmiş ve bunların vizeleri temin edilmiştir.
Bütün bunlar, Sultân Vahidüddin'in emriyle olmuştur. Her türlü
masraf, Padişahın özel imkânları ve gizli ödenekten
karşılanmaktadır.

Mustafa Kemal, 15 Mayıs 1919'da Sultân Vahidüddin ile yaptığı son
görüşmede, Sultân'ın kendisine 'Paşa, Paşa, Şimdiye kadar devlete
çok hizmet yaptın. Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim
olabilir. Paşa, devleti kurtarabilirsin' dediğini bizzat Mustafa Kemal
nakletmektedir.

Mustafa Kemal, 16 Mayıs sabahı
Osmanlı Devleti'nin temin ettiği
Bandırma Vapuruna binmeden evvel, önce
Osmanlı
kurmaylarıyla
görüştü ve onlardan milli bir idare kurulması konusunda tavsiyelerini
aldı. Buradan son defa görüşmek üzere Yıldız Sarayı'na geldi.
Padişah'ın "Cenab-ı Allah muvaffak etsin" sözlerinden sonra, Mustafa
Kemal, "Bazı fesâd ehlinin kendisi hakkında yanlış şeyler
nakledebileceklerini ve bunlara inanıp sadakatinden şüphe
etmemesini arz eyledi". 16 Şa'ban 1338/16 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal yolda iken, onun Yetki Tâlimatnâmesi, Meclis-i Vükelâ'da
ittifakla kabul edildi. İlk dönem masraflarının tamamı örtülü
ödenekten karşılanmak üzere karar alındı. Arşiv vesikalarından
anlıyoruz ki, Mustafa Kemal Paşa'nın yeni bir devlet kurması için her
türlü tedbir alınmış ve hatta görev alanında meydana gelen her çeşit
önemli gelişme ile ilgili
Osmanlı
hükümeti tarafından kendisine şifre
ile bilgi verilmiştir. 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığında, halkın
gösterdiği büyük alaka üzerine, İngilizler,
Osmanlı
Devleti tarafından başka maksatla gönderildiği konusunda ciddi
manada şüphelenmişlerdir. 16 Mart 1920'de İstanbul Mütâreke şartlarına aykırı olarak işgal
edildiğinde, 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi
Ankara'da toplanmıştır. Ancak Yunanlıların İzmir'i işgal etmeleri,
Anadolu'da meydana gelen gelişmeler ve Rauf Bey gibi bazı farklı
görüşlere sahip şahsiyetlere rağmen Mustafa Kemal'in Cumhuriyet
istemesi, tek taraflı olarak Mustafa Kemal ile Sultân Vahidüddin'in
arasını açmıştır. 1920 ila 1922 tarihleri arasında, fiilen idare Büyük
Millet Meclisinde olmasına rağmen, Sultân Vahidüddin Kuvay-ı
Milliye ve Büyük Millet Meclisi aleyhine bir tek şey yapmamıştır.
Bilakis İşgal Kuvvetlerini yatıştıracak bazı tasarruflar dışında,
gizlice ve imkânlarının ölçüsü nisbetinde onların işlerini
kolaylaştıracak desteklerde bulunmuştur. Ankara'daki yayın
organlarının bütün aleyhteki yayınlarına ve Damad Ferid Paşa'nın
İngilizler nezdindeki bazı girişimlerine rağmen, onu hiç bir kuvvet
Anadolu'nun bağımsızlığı aleyhine geçirtememiştir. Hatta Balıkesir
Valiliğinin Kuvay-ı Milliye'ye yardım edenlerin cezala
ndırılıp cezalandırılmayacağı konusunda Dâhiliye Nezâretine yazılan
bir yazının cevabında cezalandırılmaması tâlimatı verilmiştir.
Dolayısıyla Sultân Vahidüddin vatan hâini değil; vatanın istiklali için
tacını ve tahtını terk eden bir vatanperverdir. Bütün gayretlerine
rağmen İstanbul'u işgalden kurtaramayınca, Kuvay-ı Milliye'ye de
köstek olmamıştır. İstanbul'u terk ettikten sonra, İngilizler ve
İtalyanlar, bütün gayretleriyle onun taşıdığı hilâfet sıfatını
Anadolu'daki Kuvay-ı Milliye aleyhine kullanmak istemişlerse de,
Sultân Vahidüddin'in iman kuvveti ve vatan sevgisi buna mani
olabilmiştir.

3) Bu anlattıklarımızın en büyük delili, bazı ifadeleri, sürgündeki
insanın halet-i ruhiyesine aksetmiş olsa bile, yetmiş sene sonra
kısmen yayınlanan hatıralarındaki şu satırlardır (Murad Bardakçı'nın
eserinden sadeleştirerek veriyoruz):

"Mütâlaalarından ortaya çıkacağı gibi, Mütâreke günlerinde (1918)
I. Cihan Harbinin neticelerinden sorumlu olan suçlulardan (Devleti
harbe sokan İttihâdcıları kasdetmektedir) bana miras kalan ve
birbirini takip eden musibetlere karşı, sadece ve sadece şahsımı
siper eyledim.
Aslında bir taraftan tehlikeli bir yerde kalan hilâfet merkezinde
savaştan galib çıkan İ'tilâf Devletleri ile yüz yüze olmak ve onlar
tarafından sıygaya çekilmek ve diğer taraftan Anadolu'yu istila eden
Yunanlılara mukabele için mümkün ve mahrem vasıtalarla
Anadolu'ya memur eylediğimiz Yâverlerimizden Mustafa Kemal'in
ihâneti ve bize karşı takındığı isyankâr tavrı karşısında kalmıştım.

Bununla beraber aziz vatanımın menfaatleri için Kuvay-ı Milliye'nin
sonradan şekil ve mahiyetinin değişeceği hususunda bende meydana
gelen fikir ve kanaatlerime rağmen, yine fedâkârlık mesleğini tercih ve takip eyledim. Sırf bu sebep ve hikmet ile, millî gayelere itâatkâ
kabineleri iktidara getirdim ve senelerce Kuvay-ı Milliyeyi takviye
ettim ve gelişmesi için çalıştım.Anadolu Zaferinin ne gibi tehlikeli şartlar altında tarafımızdan
hazırlandığını gösteren belgeler ile Anayasa gereği saltanat
makamının korunacağını tasvir eden diğer mühim evrak tesbit
edilerek derlenmiş olduğundan, bunların dahi zamanı gelince umumi
efkâra açıklanarak, İslâm'ın hizmetkârı veyahut yıkıcısı olanların
teşhir ve tayin edileceğini temin eylerim".

Nitekim vefâtını duyan Mustafa Kemal Paşa'nın şu sözleri de, bu
cümleleri destekler mahiyettedir: "Çok namuslu bir adam öldü.
İsteseydi, Topkapı Sarayı'nın bütün mücevherlerini götürür ve öyle
bir ordu kurup dönerdi ki.."

Bu söylediklerimizin her satırı, arşiv belgelerine ve muteber
kaynaklara dayanmaktadır. Tarihi düzeltmenin kimseye zarar
vermeyeceğini düşünüyoruz.[1]


[1]- BA, DUİT, 76/3, Gömlek 65 (Mustafa Kemal Paşa bin Ali Rıza'ya
Osmanî Nişanı verilmesi); DH-ŞFR, Dosya: 98, Belge nr. 98, Dosya:
99, Belge: 137, 231, 308, 328, 375, 387; Dosya: 101, Belge: 6;
Dahiliye Nezâreti Umûr-ı Mahalliye ve Vilâyât Müdiriyeti Kalemi
Analitik Envanteri (DH-UMVM), Dosya: 6/2, Belge: 40, 42; Dosya:
11/45-21, Belge: 1-68; DH-KMS, Dosya: 62, Belge: 8; Bardakçı,
Murad, Şahbaba, Osmanoğullarının Son Hükümdarı VI. Mehmed
Vahidüddin Han'ın Hayatı, Hatırları ve Özel Mektupları, İstanbul
1998, sh. 413, 416 (Bu sayfanın tamamı için bkz. sansürsüz 1.
Baskı); Ayrıca kitabın tamamı, bu verdiğimiz cevabın en kuvvetli
delilidir; Özsoy, Osman, Saltanat'tan Cumhuriyet'e Giden Yolda
Kurtuluş Savaşı'nın Perde Arkası, sh. 127-148. Diğer kaynaklara bu
zikrettiğimiz kaynaklardan ulaşmak mümkün olduğundan daha fazla
ayrıntıya girmek istemiyoruz.


--
Blog Adresim
http://sivilinisiyatif.blogspot.com
-------------------------------------------------------------------------
İster Mermi Kullansın, İster Oy Pusulası,
İnsan iyi nişan almalı, kuklayı değil kuklacıyı vurmalı...
-------------------------------------------------------------------------

MALCOLM X'İN AZİZ HATIRASINA (Son Günleri/Suikast):
http://www.youtube.com/watch?v=Vf8_oZf7nRo#GU5U2spHI_4

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.