[ANADOLU HABER] Asker hiç siyaset yapmamalıydı.


²oo6 - ²oo7 @ Blog & Mail

Bir önceki yazıda da görüldüğü barış ortamında asli görevi olan askeri konulara yoğunlaşmak yerine siyaset yapan bir ordunun savaş ortamında nefesi yetmez.

Şimdi düşünelim bakalım… Barış ortamında kendi ülkesinde sürekli olarak siyaset yapan, kendi halkının yaşam tarzıyla (kılık-kıyafeti gibi konularda bile) sorun kaynağı olan bir ordu dışarıdan nasıl görülür?

Kendi ülkesinin hükümeti ile sorunlu olan bir ordu dışarıya karşı ne kadar caydırıcı olur acaba?

Bir ordunun kendi ülkesinde yaşattığı sorunları dünya âlem bilirken bu ülkenin hükümeti dostuyla veya düşmanıyla masaya oturduğunda eli ne kadar güçlü olur acaba?

Türk ordusunun üst düzey komutanlarının ülkenin cumhurbaşkanına karşı tutumunu, yönetimdeki hükümetine karşı bakışını ve Türk halkının inanç, yaşam tarzı ve kılık kıyafetine karşı görüşlerini dünyada bilmeyen kaldı mı?

TSK"nin ülke içindeki konumunu Barzani de biliyor Talabani de, Avrupa Birliği de biliyor ABD"de.

Türk ordusunun hükümeti ve halkı ile sorunları olan bir ordu olduğu tüm dünyanın malumu değil mi?

Bu gerçeği inkâr etmek, yazarak ifade etmeyi suç kabul etmek hangi gerçeği değiştirecek. Kafamızı kuma sokarak sadece kendimizi aldatmış olmayacak mıyız? Bu gerçeklerin ülkemizde konuşulup yazılmaması ABD ve Avrupa"nın bunları bilmesini önleyecek mi?

Durum onu gösteriyor ki barış zamanında askerliğin gereğini yerine getirmeyen ve iç sorunlardan ve siyasetten uzak durmayan askerler savaş zamanında da askerliğin gereğini yerine getirmekte zorlanacaklar.

Evet, barış döneminde askerler bunları hesap etmeliydiler ve siyaset yapmamalıydılar.

Barış zamanında asker askerliğini yapmalıydı, siyasetçinin de siyaset yapmasına engel olunmamalıydı.

Askerlerin, hiç girmemeleri gereken bir alan olan, siyasetteki etkinlikleri onların askeri beceri ve caydırıcılıklarını olumsuz etkiler.

Sürekli olarak kendi ülkesinin iç işlerine karışan ve siyaset yapan askerler iç sorunlarda taraf olurlar. Bunu yapan askerler, güçlü de olsa, marjinal olan bazı grupları memnun etseler de toplumun genelinin gözünde saygınlıklarını azaltırlar.

İçerde halkın desteğini, dışarıya karşı da caydırıcılıklarını kaybederler.

Siyasetçi ile askerin yerlerinin belirli olduğu ve askerin siyaset yapmadığı ülkelerin orduları güçlü ve caydırıcıdır. Siyaset yapan ve sürekli olarak kendi hükümetleri ile dalaşan ordular ise dışarıya karşı güçlü olamazlar.

Kısacası, kendi ülkesinin iç sorunlarında sık sık görüş bildiren, halkın seçtiği siyasi iktidar ile ters düşen bir ordunun dışa karşı caydırıcılığı azalır.

Elbette ki kendi Cumhurbaşkanının eşinin kıyafeti ile bile sorunlu olan ve ülkenin her yerinde kendi halkının kıyafetine koyduğu tepkiden dolayı protokol krizleri yaşatan bir ordunun kendi ülkesindeki desteği tam olamayacağı gibi, siyasi iktidarının dışarıya karşı eli de güçlü olmaz.

Görüldüğü gibi, üst düzey askerlerin içişleri ile ilgilenmeleri ve siyaset yapmaları sadece onların caydırıcılığını azaltmıyor aynı zamanda hükümetin de elini zayıflatıyor.

Onun için Atatürk askerlerin siyaset yapmasına engel olmuş ve siyaset yapmak isteyen askerlerin üniformalarını çıkarmalarını istemiştir.

Bu gün doğrudan veya dolaylı olarak siyaset yapan askerler “özde” değil “sözde” Atatürkçüdürler.

Bu millet askerin siyaset yapmasının en kötü örneklerini Osmanlı döneminde defalarca yaşamış ve bedelini ağır bir şekilde ödemiştir.

O dönemlerdeki Yeniçeriler de gerçek askerlik yapmak yerine İstanbul"da çöreklenip iç siyasetle meşgul olurlardı.

Böylelikle hem cephenin ve askeri yaşamın zorluklarından kaçmış olurlar, hem de emrinde olmaları gereken siyasi iradenin başına bela olurlardı.

Havadan sudan bahanelerle sık sık baş kaldırır, cepheden kaçmalarına ve şehirlere çöreklenmelerine haklı gerekçe üretmeye çalışırlardı.

Bir zamanlar “Şeriat elden gidiyor!” olan bahane, daha sonraları “Şeriat geliyor!” olur.

Bunlardan birisi konjektüre uygun olmadığında da mutlaka başka bir bahane bulunurdu.

Dünkü konjektürel bahane “Hoşafın yağı kesildi” olurken bu günkü ise “memleket satılıyor” olabilirdi.

***

Son yıllarda Türkiye"de de durum bundan çok farklı olmamıştır. Askerler TSK"nin dış tehditlere karşı caydırıcı bir güç olma kapasitesini artırmak yerine içişlerle uğraşmış ve siyasi iktidarlara ve millete karşı sürekli bir tehdit unsuru olmuştur. Zaman zaman tanklar caddelerde yürütülmüş, post-modern darbeler yapılmış, onlar bitmiş gece yarısı e-darbeler gündeme gelmiştir.

"En demokrat askerlerimiz" (!) bile seçim önceleri siyasi anketler yaparak halkın nabzını tutar olmuş, halkın siyasi tercihlerini etkileyecek açıklamalarda bulunmuşlardır.

***

Evet askerler hiç siyaset yapmamalıydı. Bu çok büyük bir hataydı. Ama bir türlü bunu askerlere anlatamadık. Güç onlardaydı ve kimseyi dinlemiyorlardı.

Şimdi ülke savaşın eşiğine gelmiş ama büyük askerlerden ses çıkmıyor!

Terörü destekleyen komşu bir ülkenin topraklarına operasyon yapmayı konuşurken kendi topraklarında zayiat veriyorlar. Böylelikle, sadece kendilerinin değil koskoca bir milletin itibarını da zedelediler.

***

Siyaset yapan ordunun durumu işte böyle olur.

Koskoca bir ülkenin ordusu üç tane çapulcunun karşısında kendi topraklarında zayiat verir.

Kendi milletinin iktidara getirdiği bir siyasi irade ile dalaşan bir ordu içeride korku kaynağı olsa bile dışarıya karşı caydırıcı olamaz.

İşte onun için PKK karşında verilen zayiatların sorumlusu TSK gücünü yükseltmek yerine iç siyasetle uğraşan bu günkü üst düzey komutanlardır.

Cemal Saygılı


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.