F. BURAK KAREN
Yasaklama yerine demokratik çözüm Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının DTP hakkında kapatma davası açmasıyla demokrasimizin " yasaklamalar ve kapatmalarla" dolu tarihine yeni bir sayfa daha eklendi. Beraber yaşama değeri zayıflayanların en tipik refleksi olan " yasaklama/dolayısıyla da partiyi kapatma" eylemleri neredeyse artık bir resmi politika haline geldi.İlginçtir ki; ortada DTP yönetiminin kurduğu kasıtlı bir tuzak ve bu tuzağa düşmeye de hevesli, gönüllü hatta düşük bir ihtimalle de mutabık bir karşı oyuncu ya da müttefik var. Parti kapatmak yanlıştır!Kapatmanın toplumsal sorunlara çözüm olmadığı da bir gerçektir. Yargı yolunu kullanarak toplumsal ve siyasal sorunlara çare arayan zihniyet de çağdaş ve demokratik değildir. Sorun toplumsaldır ve çözüm yeri de Meclis'tir. Parti kapatmak yanlıştır! Hele de DPT'nin siyaseten köşeye sıkıştığı, kışkırtıcı politikaları yüzünden kendi tabanından bile tepkiler aldığı, kendi içinde görüş ayrılıkları çıktığı bir sırada, partiyi kapatmak sadece birilerini(!) mutlu edecektir! Sıkıştığı köşeden kurtarmak olacaktır!Yaratacağı mağduriyet duygusuyla etnik milliyetçiliği körükleyecektir! Bu dava Türkiye'yi PKK ve terörle mücadele ekseninden koparıp " Kürtlerle savaş" aşamasına çekme çabasıdır.Bunu kim istiyor? Ankara'daki sorunun çözümünden çok bugünü atlatmanın peşinde olanlar, sokaktan gelen seslere ülkenin geleceğinden daha fazla önem verenler, çatışma ortamından şöyle ya da böyle nemalananlar istiyor. DTP yi kapatmak onu çözülmekten kurtarıp " mağdur" durumuna getirerek ekmeğine yağ sürmek, daha kötüsü, "parlamento dışı"nı güçlendirmek olacaktır. Bu tam da terör örgütünün arzulayacağı bir gelişmedir. Parti kapatılması ile güdülen birçok amaç vardır. Kürtlerin tek ve en güçlü temsilcisi olduğu hissini bölgede ve tüm dünyada yayma, yerel seçimlere yeni bir parti ile girmek ve oy oranını artırmak birincil olarak düşünülenlerdir. Dışardan bakıldığı zaman da Türkiye bir kez daha demokratik çözüm, silahsız çözüm istemeyen bir konumda görülecektir. DTP nin kapatılması tam da o parti üstünde eli olanların beklediği " radikal zıtlaşma" kapısının aralanmasıdır. Türkiye 1990 larda bu hatayı yaptı. Aynı hatayı bir daha tekrarlamak çılgınlık olur.DTP kapatılırsa PKK bir taşla en az iki kuş vuracaktır. Bölgede " Sivil siyasete Ankara geçit vermiyor" karamsarlığı yayılacak, bunun sonucu örgüt dağılmakta olan taban desteğini yeniden toparlayacaktır. Kürt halkı kendilerinin Meclis'te temsil edilmelerinin, siyasi sürece katılmalarının reddedildiğini ve bir kez daha " dışlandıklarını" düşüneceklerdir. Bunun devamı kaçınılmaz olarak PKK'nın, yani sorunların ancak silahla çözülebileceğini savunan teröristlerin bu kitle üzerinde etkinlik ve haklılık düzeyinin artmasıdır. Her kapatılan siyasal partiyle birlikte demokrasi kültürü ve birikiminin önemli bir yara aldığı bilinse de, parti kapatmanın bir çıkış yolu olmadığı görülse de o yoldan hiç vazgeçilmedi. Amaç, hep Türkiye'yi ırkçı ve baskıcı bir iklime doğru sürüklemek oldu. Hukuki gerekçesi ne olursa olsun bir siyasal partinin sandıkta değil de mahkemede kapatılıyor olmasının çok anlamlı ve aynı zamanda da kapatma kararını verenlerin hedefleri doğrultusunda da çok etkin olmadığını bu topraklarda yaşayan herkes biliyor. Oysa Kürtlerin TBMM'de temsilinin engellenmesinin PKK'nın amaç ve stratejisiyle örtüşebileceği bilinmeyen bir strateji hiç değil. Demokratik ve barışçıl hamlelerle Kürt sorununu çözmek, silahı iyice güçsüz ve tabansız bırakmak sorunun tek çözümüdür. Demokratik, şiddetten uzak, kalıcı çözüm, terör veya bölücülük için hâlâ var olabilecek desteği yok etmek için fırsat sunan tek çözümdür. Kürt meselesi, Kürtçülük ve terör meseleleri birbirinden ayrı değerlendirilmelidir. Bu ülkenin kelimenin gerçek anlamıyla demokratik bir silkinmeye ihtiyacı var. "Tehdit, tehlike ve ret" yerine, " risk, yaratıcılık, uzlaşma arayışı" üzerine oturan bir siyaset ikliminin bu ülkeyi kuşatması gerekiyor. Böylesi bir ortamda siyaset çarklarının dönmesini engelleyecek, şiddet eğilimlerini besleyecek en uygun adım ise DTP nin kapatılması, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması olacaktır. Gerçi Başbakan Erdoğan, gündeme damgasını vuran " demokrasi" tercihiyle adeta ezberi bozsa da Türkiye hem iç hem dış dinamikler açısından yeni bir yol ayrımına yaklaşmaktadır.Ya kurumlarıyla, temel politikalarıyla, devlet yapısı ve gelenekleriyle değişeceksiniz, böylelikle dirliğinizi, bütünlüğünüzü koruma altına alacak, refaha ve özgürlüğün getireceği özgüvene kapı açacaksınız… Ya da içe kapanacak, siyaseti boğacak, yerine şiddet üzerine kurulu bir askerî demokrasi koyacak, çağın dinamikleriyle boş yere ve kaybetmek üzere boğuşacak, korkularınızla bölünecek, eriyecek, fakirleşecek, birbirinize düşman kesileceksiniz… Şimdi karar vermek gerekiyor. Türkiye ya terörü olanca gücüyle yok etmek şartını yerine getirerek, demokratik bir yaklaşımla çözecek. Ya da antidemokratik uygulamalar ile karşıt güçlerin ekmeğine yağ sürecek, kargaşayı besleyecek. Çünkü, Türkiye'de terörle müttefik olarak yürüyen, terörü araç olarak benimseyen bir siyasetin kitlesel olarak yaşama şansı yoktur. Farklılıkları, entelektüel dünyamızı zenginleştirmek ya da görsel ve işitsel zevklerimizi tatmin etmek için değil; bizatihi bir " değer" olduğu için korumalı ve zenginleştirmeye çalışmalı, eşitlik ve barış temelinde, birlikte yaşamlarını gerçekleştirmeliyiz. Şu an için bizde oluşturulan ortam hukukun egemen olduğu bir atmosfer değil aksine duyguların, öfkenin ve karşıtlığın söz sahibi olduğu bir ortamdır. Avrupa'da son elli yılda sadece dört partinin kapatılmış; üçü Soğuk Harp döneminde kapatılan komünist, faşist ve Nazi partileri... Yaşadığımız zamanda ise sadece ETA adlı terör örgütüyle organik ilişkisi yüzünden İspanya'da Herri Batasuna adlı parti... Düşündürücü değil mi?
bkaren@vakit.com.tr
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır... Taraf olunması gerekiyor isede "MÜSLÜMAN ANADOLU İNSANININ " tarafında yer alan HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Sayfalarımızda yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.