13 Aralık 2007

Osmanlı'nın 'Da Vinci' şifresi

Osmanli'nin 'Da Vinci sifresi'
Bati, kendi tarihini yeniliyor, guncelliyor, bikmadan usanmadan gundeme getiriyor. Bir yandan "Truva", obur yandan "Kral Arthur". Hacli Savaslari'ni anlatan "Cennetin Kralligi" ile Hz. Isa'nin cilesini isleyen "The Passion", el ele erisilmez bir Avrupa-merkezli tarihi beyinlere pompaliyorlar.

Bati, tarihin hukumdari olarak beyazperdeden zihinleri bombardimana tutmakla mesgul. Diger tarihler, ancak cerez olarak katilabiliyorlar kervana ; figuran olarak daha dogrusu.

Hep gec kaliyorum ama acelem yok, cunku benim malzemem hep 'burada'. Tarih, bir laboratuvar olarak her daim onumuzde. "Da Vinci Sifresi"nin modasi gecmis olabilir ama tarihimizin Leonardo Da Vinci ile ilgili sayfasi hafizalardan silinmeyecek ilginclikte. Bakin nasil gelismis olaylar... Geriye gidelim biraz, Sultan II. Bayezid'in iktidar yillarina...

II. Bayezid'in bilim ve sanata olan meraki, Avrupa semalarinda yankilanadursun, Floransa'dan bir allâme-i cihân, Leonardo nam bir âkil zat, bir proje hazirlamakla mesguldur. Sohretini isittigi II. Bayezid'e, takdir edecegi ve kendisine cil cil altinlar kazandiracak bir proje sunmaktir niyeti. Oturur, hesaplar, yazar cizer ve sonunda not defterine su cumleleri duser :
Istanbul'da Galata Koprusu
Genisligi 24 metre, su ustu yuksekligi 42 metre, uzunlugu 360 metre, yani deniz uzerindeki kismi 240 metre, karaya oturan kismi da 120 metre olan mahmuzlu bir kopru." Bildigimiz, projenin Sultan Bayezid'in onune gittigi ve yetkililerce incelendigidir. Ancak bu yanlis muhendislik hesaplariyla dolu hayalî proje reddedilir. Ronesans'in dâhisinin yanlis hesabi, Istanbul'dan donmustur. II. Bayezid, dâhi denilen bir adamin yapa yapa bu gercekci olmayan cizimleri yaptigina inanamamaktadir. Leonardo Da Vinci, artik Sultanin gozunden dusmustur. Belli ki, hatasini kendisi de kabul etmis ve basarisiz projesini sagliginda yayinlamaktan kacinmistir. (Bu projeyi ve cizimleri Topkapi Sarayi Muzesi'nde bulup ilim âlemine sunan kisinin Franz Babinger oldugunu belirtelim.)

Ancak Osmanli hukumdari, Ronesans dâhilerini imtihana cekmekten usanmaz. II. Bayezid'in hedefinde simdi de Da Vinci'nin ezelî rakibi Mikelanj vardir. Pazarliklar Mikelanj'la surdurulur. Hatta Istanbul'dan bir heyetin Italya'ya kadar gidip Mikelanj'a proje teklif ettiklerini bile biliyoruz. Ancak bu gorusmelerden herhangi bir sonuc alinamamis, muhtemelen gitmesine izin verilmemistir. Bu, isin bir cephesi. Ronesans'in dâhi cocuklarinin para ve sohretin kaynaginin Doguda oldugunu kesfetmeleri yeni bir olay degil. Bellini'nin Fatih'e hayranligini, son Bizansli filozof Plethon'un bir eserini Fatih icin yazdigini biliyoruz. Ancak ya humanistlerin Kanuni Sultan Suleyman'a hayran oldugunu soylersem...

Iste bunlardan birisi : Italya'nin en unlu humanistlerinden Pietro Aretino, Kanuni'nin yetenek ve meziyetlerinin o kadar iyi farkinda ve kendisine o kadar hayran ki, 1532'de saraya bizzat basvurarak hizmetine kabul edilmesini ister. 1533'te bu defa Dermoyen adli bir hali firmasinin Istanbul'a dokumacilar ve tuccarlar gonderip Kanuni'ye hali dokumak icin izin aldigini goruyoruz.

Peki nereden biliyorlar Sultan'in el sanatlarina olan merakini? Daha bir yil once Kanuni Venediklilere 7 katli nefis bir tac siparisi vermistir de ondan. Kanuni'nin bu tacla Viyana surlari onunde yaptigi muhtesem bir gecit resmi vardir ki, yalniz Viyana'yi degil, neredeyse butun Avrupa'yi etkilemistir.

16. yuzyilda Osmanli hanedani uyeleri, Avrupa'nin sanat ve bilim alanindaki en buyuk himayecileri olmus cikmislar, yalniz Cem Sultan'la degil, II. Bayezid'le de, yalniz Fatih'le degil, Kanuni ile de Dogu'nun ve Bati'nin semsiyeleri altinda toplanacagi bir buyuk idealin pesinde kosmuslardi. Nitekim 19. yuzyil sonunda Abdulaziz'e beste yapip gonderen Liszt, ondan maddî yardim isteyen Wagner, II. Abdulhamid'in yardim gonderdigi Pastor ve Koch, bize Da Vinci ve Mikelanj zamanindaki iliskilerin sonraki donemlerde de devam ettigini gosteren ornekler.
Degisen tek sey, muhtemelen kendimize guvenimizdi. Bir zamanlar Da Vinci'nin dahi hatalarini buluyorken, 19. yuzyilda artik bilgi adina ne varsa Avrupalilardan ogrenmeye calisiyorduk. Sebebi uzerinde, birilerini suclayip karalamadan dusunmeye degmez mi?
(Mustafa Armagan-Zaman)


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.