Piyanomu Alır Kaçarım

Piyanomu Alır Kaçarım

HASAN MAHİR

Gitmek; bazen turna turna göğe dizilmektir. Gitmek; bazen kervan olmaktır arka arkaya. Gitmek; bazen hüzünlü bir vedadır umutlara. Gitmek; bazen umuttur vuslatlara. Gitmek; bazen ayrılıktır, bazen kavuşmak. Gitmek; bazen sonsuz bir amaçtır. Gitmek; bazen varmaktır istenene. Gitmek bazen yolda kalmaktır. Gitmek bazen kendine gelmektir. Gitmek; bazen kendinden kaçmaktır. Gitmek; bazen yetişmektir öncen gidenlere. Gitmek; bazen ihanettir kalanlara arkadakilere. Gitmek bazen varmaktır sonsuz rahmetin kapsına.

Yol oldukça gitmeler vardır her nedense. Ve gidişler vardır ki unutulmaz tarih sayfalarında. Kimi gidişler yüreklerde yaşar her dem umutla.

Gitmek sonsuz davetçiler için Hicrettir.

Hz İbrahim teslimiyetle gider zulüm ateşine. Hz Musa halkını kurtarmak için dalar kızıl denize. Hz İsa alınır çarmıhtan gökyüzüne.

Sonsuz nurun, son peygamberi Hz Muhammed (SAV) gönüllere Rabbini anlatmak isteyince zalim zulüm olur üzerine gelir. Hüzün yıllarını yaşar çöl toprağında. Gül yüzü solar etrafında açan tomurcuk sahabelerine işkence yapıldıkça. Ve sonsuz emir gelir yüceden. Geride vatanı, doğduğu toprağı, ilk vahyin mekanını bırakır gider Medine’ye.

Yunuslar, Mevlanalarda önce kendi derinliklerine yürümüşler. Sonra Anadolu insanının gönlüne girmişler. Çekip gitseler de bu dünya gurbetinden hoş sedaları kalmış.

Gitmek; söz konusu vatan olunca sonsuz bir yürüyüştür ölüme.

Gidişlerin en hüzünlüsü Yemen’edir. İstanbul Haydar Paşa Garından bir tren kalkar Yemen’e doğru. İçi cepheye gidecek askerlerle doludur. Askerler trenin içine sığmayınca uzun bir yolculuk olmasına rağmen bazıları trenin üzerine binmek zorunda kalır. Tren hareket eder Yemen istikametine. Hüzünlü bir bakışla yola başlar. Bugün ki Fenerbahçe stadının bulunduğu bölgede Papazın bahçesine gelir. Bahçesinin ortasından geçen raylardan kurtulmak, bahçeden bahçeye geçmek için rayın üzerine köprü yaptırmıştır. Hiç kimse hesaplamamıştır bu köprüyü. Tren köprüye girdiğinde trenin üzerindeki askerler bir bir çarparak düşerler ölüm raylarının üzerine.

Onlar daha gitmenin başında düşerler toprağın çatlamışlığına. Ya o trendekiler varmış mıdır Yemene. Ya kaçı dönmüştür bir daha geriye. Dönselerdi arkalarından hüzünlü Yemen Türküsü yazılır mı idi.

Yemen ne ilktir ne son. Sarıkamış’ta vardır ki onun öyküsü daha hüzünlüdür. Gitmek isterler bir ülkünün peşinden: Yurttan düşmanı kovup büyük turanı kurmaktır kızıl elma. Yola düşer beyaz yolun askerleri. Hesap edilmemiştir masa başında, halkın ve askerin yoksulluğu, coğrafyanın geçilmezliği, karın dondurucu soğuğu. Düşmandan önce yenilirler soğuk havaya. Kurşun atamadan Sarıkamış dağlarında kurtlara yem oldular.

Hani birde Çanakkale’ye gidişler varıdır ki o daha da hüzünlüdür. Cepheye giden İsmaillerin saçlarına kına yakmıştır anaları, vatana kurban olsun diye. Yedi düvele meydan okumuştur hasta adamın çocukları. 250 bin vatan evladı dönmemiştir o yeryüzü cehenneminden. Kanatlanıp şehitler arısına yükselmişledir.

Ve bugün onlarca vatan evladı içlerindeki aşkı alıp terörün üzerine yürüyorlar. İhanet kurşunları bedenlerine değdiğinde ülkelerine, insanlarına, tüm vefasızlıklara rağmen başları dik “ vatan sağ olsun” diyorlar.

Gitmek bazen Sürgündür, bazen özgürlüğe kaçış

Özgürlükler askıya alınıp, demokrasi çamaşır iplerine asılınca bu ülkenin aydınları da sürülmüşler ülkelerinden. Farklı düşünmenin bedelini sürgünle ödemişler. Onların dönüşleri bir başka baharlara kalmıştır.

Terörle mücadele eden şehitlerin, gazilerin kızları, bacıları, nişanlıları da gitmek zorunda bırakılmıştır bu ülkede. Örtülerinden dolayı üzerlerine kapanan üniversite kapılarını açamayınca buruk yürekleri başka ülkelere hicret etmişlerdir.

Ve ülkemde nice gönül fedaileri insanların dertlerine merhem olmak için düşmüşler yollara. Ve kimileri ülkesini, milletini sevmenin bedelini suyun ötesinde gurbetle ödemişler.

Öte yandan, özgürlüğü kısıtlanan, sanatı engellenen, zanaatı bitirilen, yolu kesilen nice insanında gidecek ne yeri nede yolluğu vardır bu ülkede. Hani gidebilmişlerse de, gittikleri yerde iki alkış için ülkelerini aşağılamazlar.

Gitmeler olmasa kalmaların anlamı yoktur. Kalmalar, gitmelerle anlam kazanır. Her vuslat bir hüzünlü ayrılığın meyvesidir.

Gitmelerin binlerce sebebi vardır, gidenlerin binlerce nedeni. Hele ülkesinden gitmek zorunda bırakılanların sebepleri daha da başkadır. Kimisi zulümden, kimisi ölümden kaçmıştır.

Ama tarihte hiç kimse demokrasiden kaçmamıştır. Hiç kimse halkından utandığı için yükünü sırtına sarmamıştır. Hiç kimse benim sanatım engellendiği için ben gidiyorum haliniz ne ise görün dememiştir. Hiç kimse inandığını söylediği demokrasi adına çoğunluğun iktidarından korkmamıştır. Ve hiç kimse halkının kıyafetinden utanıp gitmemiştir.

Köylüsünün tezek, işçisinin ter kokusundan, memurunun yokluğundan, kurtulup memleket pastasından pay almasından rahatsız olup terk etmemiştir vatanını hiçbir aydın, sanatçı, gönül insanı. Bu gidiş gitmek değildir, bu gidiş sırtına piyanosunu sarıp kaçmaktır.

www.hasanmahir.com

____________________________________________________________________________ 12 aylık emlak paket satın al, fotoğraf makinesi senin olsun!

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---