5 Ocak 2008

Kürtler, PKK ve A. ÖCALAN

1970'Lİ YILLARDA GENEL DURUM VE KÜRTÇÜLÜK
Her ne kadar 12 MART muhtırası ve onu takip eden iki yıl boyunca bir sükunet ortamı sağlanmış ve 1973 yılında seçimlere gidilmiş ise de mevcut sessizlik yanıltıcı olmuştur.
Bu süre zarfında ülkenin kaderinde söz sahibi olanlar, geçmişin sağlıklı bir değerlendirmesini yapamamış ya da yapmamışlardı. 1960'1ı yılların sonlarından itibaren çalınan tehlike çanlarına kulaklarını her nedense tıkamışlardı. Halbuki 1974 yılından başlayarak 1976-77 yıllarında tırmanan ve 1980'de doruk noktasına çıkan olayların ilk işaretleri, 1968-71 yılları arası yaşanan olaylardır. Bu yılların bilinçli bir analizi yapılsaydı, tamamen toplumsal bir değişim geçirmekte olan Türk insanı ve onun en dinamik kesimi olan Türk gençliği bu değişimin yaratmış olduğu süreci sağlıklı bir şekilde atlatabilecekti. Gençlik bu dönemde adeta heba edilmiştir, dolayısıyla bir sürü hastalığı bağrında taşıyan bir sürecin sonunda yığınla komplikasyon toplum bünyesine, özellikle gençlik kesimine doğusuyla ve batısıyla musallat olmuştur.
O günlerin gençlik önderleri olan Deniz GEZMİŞ, Mahir CAYAN, İbrahim KAYPAKKAYA ve benzerlerinin hayatları basın tarafından dramatize edilerek birer efsane ve dönemin gençliği için put haline getirilmiştir. Bir yığın toplumsal ve sosyal problem ile karşı karşıya bulunan ve değişim süreci kaygan bir zeminde bulunan gençlik ise, gerçekçi perspektiflerden yoksun olduğundan efsanelerin peşinde yürümeyi tek ve en doğru yol olarak benimsedi. Halbuki Türk Toplumu o gençlikle ve o dinamizmle neler elde etmezdi. Bu yapısal değişim sürecine hazırlıksız girilmesi yirmi yıl gibi çok uzun bir zamanı kaybetmemize yol açmıştır. 1974 yılında ortaya çıkan irili ufaklı sayıları elliyi bulan gençlik örgütleri 19601ı yılların sürgünleridir. Fakat TKP hariç! TKP'nin konumu çok farklıdır. 1921 yılında 3. Enternasyonal kararı ile kurdurulmuştur. O zamanlar 3. Enternasyonal tamamiyle SBKP (Sovyetler Birliği Komünist Partisi) ile özdeşti, SBKP ile 3. Enternasyonalin almış olduğu kararlar tamamiyle aynı idi. Bu dönemde 3. Enternasyonal; Sovyetler Birliğinin içinde bulunduğu yalnızlık çemberini kırmak, kendisine düşman olan gelişmiş kapitalist ülkelerin işçi hareketlerini organize etmek, bu kesimlerde Sovyetler Birliği sempatisi uyandırmak ve bu şekilde hükümetlerin Sovyetlere olan düşmanca tutumlarını frenlemek hatta dengelemek maksadıyla Komünist Partiler kurdurdu, var olanları yeniden şekillendirdi. Ayrıca gelişmekte olan ülkelerde de anti kapitalist bir kamuoyu oluşturmak amacı güdülüyordu. TKP bu stratejinin bir gereği olarak Türkiye'de kurdurulmuştur. Yani belli bir amaç ve belli bir görev için oluşturulmuştu, bu nedenle diğer sol örgütlerden ayırt edilmelidir. Diğer sol örgütler ülkedeki sosyo-ekono-mik şartların doğal tepkimeleri olmalarına rağmen, TKP bu tür hareketlerin serpilip büyümeleri için ortamı daha da olgunlaştıran, ideolojik malzeme temin eden bir görev üstlenmiştir. Dünyadaki bir çok Komünist Partisinin kuruluş esprisi budur. Buna rağmen yine dünyanın birçok yerinde KP'leri rollerini değişik oynamışlardır, kimisi şartlar son derece olgunlaştığında devrimlere öncülük yada ortaklık etmiştir, kimisi ise radikal grupları geriden desteklemiştir. Ancak, her durumda da klasik marxizmden ya da öznel devrimci teorilerden çok, Sovyetler Birliği Komünist Partisi politikalarını ön plana almışlardır. Sovyet politikaları adeta tabu haline getirilmiştir. Zaten bu olay Sovyetlere bağımlı Komünist Partilerinin kuruluş felsefesidir. Öte yandan TKP öncülük ettiği devrimci ortama tümden hakim olma gücünü de gösterememiştir.
Bu açıklamayı yapmamızın nedeni; PKK olayının ortaya çıkış sebeplerini iyi kavrayabilmeye yardımcı olmaktır.
19701i yıllarda ortaya çıkan TKP dışındaki örgütler,1968-1971 yılları arasında kurulan THKO, THKP-C ve TİİKP'nin türevleriydi. Yine Marxizm- Leninizm'i "Kürdistan Koşullarında yorumlayan" Kürt solu TKDP ve DDKO'nun uzantılarıydılar. Fakat PKK 1970'li yılların toz duman olmuş ortamı içinde tıpkı TKP gibi belli bir amaç için 1921'lerde olduğu gibi kurdurulmuştur. TKP'yi belirttiğimiz gibi başını SBKP'nin çekmiş olduğu 3. Enternasyonal hayati önemdeki bir stratejinin gereği olarak ve fakat sadece Türkiye'de değil, dünyanın birçok yerinde kurdurmuştu. PKK'yı kim, niçin ve hangi amaçla kurdurmuş olabilirdi?
PKK'nın kimin tarafından ve ne amaçla kurdurulduğunu izah etmeden önce onun oluştuğu özel ve genel şartlar ile gelişim seyrine bakmak gerekir. Böylece onun kimler tarafından ve ne amaçla kurulduğu daha iyi anlaşılabilecektir. Sanırız 1970'1i yıllardaki dünyanın, bölgenin ve ülkemizin durumuna kısaca bir göz atmak yeterli olabilir.
1970'1i yılların başları soğuk savaşın bir kez daha tırmandığı, özellikle ABD ile Sovyetler Birliği arasında her alanda kıyasıya bir mücadelenin yaşandığı dönemdir. Ortadoğu ise bu iki gücün en çatışmalı alanlarının başında gelmektedir. Amerika Birleşik Devletleri için Ortadoğuda en sağlam mevzi İsrail olmasına rağmen; Sovyetler Birliği için Filistin meselesi ve bu meselenin etrafında kümelenen güçler bir tutunma noktası olmaktadır. Ancak, bu güçlerin tutarsızlığı, Filistin meselesinin yavaş yavaş popülaritesini kaybetmeye başlaması, hızının giderek yavaşlaması, daha doğrusu giderek bir çıkmaz içine girmesi SB için bazı tedbirleri acilen gerektirmektedir. Öte yandan Türkiye batı ittifakı içinde yer almasına rağmen Kıbrıs sorunu nedeniyle batıyla karşılıklı geçimsizlik havası oluşmaya başlamıştır. Bir yandan Sovyetler Birliği Ortadoğuda yeni köprü başları oluşturmaya çalışırken, başta ABD olmak üzere batı ittifakı Türkiye'yi her alanda cezalandırmak istemektedirler. Yine bu dönemde Lübnan iç savaşı başlıyor ve sorunun çözülmemesi için bütün dünya el birliği ediyor, aynı yıllarda Türk diplomatlarına karşı yaygın Ermeni Terörü baş gösteriyordu. Silah kaçakçıları Bulgaristan ve Suriye ye üslenerek Türkiye'yi silah deposu haline getiriyorlardı. 1975 yılından itibaren de terör Türkiye'de süratle tırmanmaya başlamıştı. Bu gelişmelerin yaşandığı bir ortamda 1973 yılında fikir düzeyinde birtakım oluşumlar içersinde olan Abdullah OCALAN isimli bir üniversiteli, sessiz sedasız Ankara'da üniversite gençliği içersinde kadro çalışması yapmaktadır. 1976 yılında yeterli sayıya ulaşan A. ÖCALAN, gruba KD (Kürdistan Devrimcileri) adını vermiştir.

..

Aşiret insanının ilişkilerini, çelişkilerini ve aralarındaki çıkar çatışmalarını bilmeden kararlara varmak bu konuda oldukça bilgili ve tecrübeli "VAMPİR APO"ya yardımcı olmaktır. TC. kurulduğu yıllardan itibaren geçmiş ayaklanmaları da göz önünde bulundurarak bölgedeki bu tür reis ve feodallerin egemenliklerini zaman zaman bilinçsizce ortadan kaldırmayı amaçlamıştır. Örgütsüzlük, kadrosuzluk ve amatörlük nedenleriyle bir sonuç alamamıştır. İsyan yıllarında Feodaller kendi egemenlik çıkarları için aşiretler üzerindeki yönetim tecrübelerine dayalı olarak ayaklanmalar başlatmışlar, sonuçta feodal toplum yapısı ve ağa baskısı dışa kapalı olarak bütün şiddeti ile aşiretler içersinde devam etmiştir. PKK'ya
katılımların temelinde yoksulluk, işsizlik, topraksızlık, Che GUEVARA, GIAP özentileri ve cahil cesareti nasıl önemli motiflerse; aşiretler içindeki baskılar, ahlaksızlıklar, vergilendirme, talancılık ve vurguncu düzen de önemli faktörlerdir.

Ahmet Cem ERSEVER
Kürtler, PKK ve A. ÖCALAN
1993 ANKARA

--
-------------------------------------------------------
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.
---------------------------------------------------
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.