F. BURAK KAREN
Yılbaşı yerine Hicri yıl Ölüme, "gerçek hayata" bir yıl daha yaklaştık. Kıyamete şimdi daha yakınız. Dün itibariyle 1429. hicri yıla girdik. Haksızlığın, adaletsizliğin ve zulmün kol gezdiği bir dünyada bir yılı daha geride bıraktık. Siyonist ve neo-conlardan müteşekkil zulüm ve tuğyan güçleri nin ümmetin ve halkların servetlerini çaldığı, iradelerini kırıp, toplumsal yapılarını değiştirmek isteğiyle bin bir çeşit vahşete ve işkenceye imza attığı kara günleri yeni umutlara, aydınlık günlere devrettik. Fakat Milleti İslam'ın, Ümmeti Vahidenin, yürekleri aynı imanla, aynı heyecanla, aynı duyguyla çarpan Ümmeti Muhammed'in kendi yeni yıllarına ilgisi maalesef hiç yok. Çoktanrılı dinlerden Hıristiyanlığa aktarılan törenlerin devamı olan yılbaşı kutlamalarına katılan Milleti İslam kendi dini ve milli değerlerine sahip çıkmayarak kendini inkar ediyor. Ahlaksızlık ve sefahatte sınır tanımayan, kapitalizmin tüketim çılgınlığını simgeleyen bir araç haline gelmiş olan Yılbaşını kutlayan Ümmeti Vahide ruhi açıdan çürümüşlüğünü tescilliyor. Temeli Putperestliğe ve bozulmuş Hıristiyanlığa dayanan yılbaşı adetini yerine getirirken, hediyelik eşya sektörüne milyonlarca dolar kazandıran, ticari maksatlarla sonradan uydurulmuş bir hurafeyi canlandıran ve kapitalizmin bir oyuncağı konumundaki " Noel baba" yı kabullenen Ümmeti Muhammed benliğini kaybedip, aşağılık kompleksine kapıldığını gösteriyor. Yeryüzünü kana bulayan, mazlum Müslümanların çaresiz çığlıklarının yükselmesine sebep olan, her kıtada çeşit çeşit vahşete ve işkencelere imza atan, insanlıktan yoksun caniler sürüsünün bayramı olan Noel yortusunu kutladığımız için de " felaket", bir kabus gibi üzerimizde dolaşıyor, "rezalet" bir rüzgar gibi üzerimizde esiyor. Dini yönden kuruduk, tarihi olarak küçüldük. Bayramını kutladığımız topluluk Server-i Kâinat Efendimiz'e dil uzatıyor, hakaret ediyor. Kur'an-ı ve Müslüman'ı yeryüzünden silmek istiyor. Bütün bunlar olurken Müslüman çam ağacı süslüyor, hindi kızartıyor, dans edip eğlenerek yılbaşı kutluyor. Hıristiyan gibi yılbaşını kutlamak, imanımızı yaralamaktır. İbadetlerimizi, ahlâkî ve millî değerlerimizi yaralayıp, cemiyet hayatımızı bozmaktır. Yılbaşı ile değişen sadece takvim ölçülerimiz değil aynı zamanda öz benliğimizdir de. Bu yaşananlar tamamen fahiş bir "kültür yozlaşması"nın ayak sesleridir. Bu kabulleniş " küfre destek"in alasıdır. Bu benzeyiş "inanca aykırılık" gerçeğidir. Oysa Müslümanlar ibadetlerini ihtimal ile düzenlenen Milâdi aylara değil; müşahhas " ilâhi bir gerçek" olan Kameri aylara göre düzenler. Çünkü bu hesap gerçekten doğru olan hesaptır. Gerçek olan şu ki; İslamiyet'te, güneş yılının ayları içinde sayılı bir mübarek gün yoktur. Mübarek gün ve geceler, hicri yıl ile kutlanır. Bütün ibadetlerde ve dini faaliyetlerde kameri aylar esas alınır. Müslümanların sevinç ve mutluluklarını yaşadığı günler Hac, oruç, kurban ve bayram günleri kameri aylara göre tespit edilir. Miladi 622'ye denk gelen, "zafere gidişin başlangıcı" olan " hicret" hadisesi İslâmi takvimin başlangıcı olarak kabul edilmiştir.Müslümanların sosyal ve siyasî ilişkilerini düzenleyen, Hicri Takvimi Peygamberimizin Mekke'den Medine'ye hicretini başlangıç kabul eden ve ayın dünya çevresinde dolanımını esas alan bir takvim sistemidir. Hicrî takvim, Ayın dünyamız etrafındaki dönüşüne göre hazırlandığından Ay takvimi diye de anılır. Buna göre bir ay: 29.5 gün, bir yıl da: 354 gündür. Güneş takviminden 11 gün eksik olduğundan, her yıl bir öncekinden 11 gün geri kayar. Böylece dünyanın her yeri için, oruç gibi ibadetler devamlı farklı günlere rastladığından eşitlik sağlanmış olmaktadır. Hicri takvime göre ilk ay olan Muharrem ayı, tarih boyunca insanlık için dönüm noktası sayılabilecek önemli olayların yer aldığı bir aydır. Hz. Adem'in Cennet'ten yeryüzüne indirilmesi, Hz. Nuh (as)'ın tufandan kurtulması, Hz. Musa (as)'ın ve ona iman edenlerin Firavun'un zulmünden kurtulmaları, Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilmesi gibi insanlık tarihinde dönüm noktası sayılabilecek önemli olayların vuku bulduğu bir aydır Muharrem. Müslümanlar önce Allah'a verdikleri sözü hatırlamalı, Kur'an ve Sünnet doğrultusunda kendisine bahşedilen " Müslüman" ismine yaraşır vakar ve bilincin şuurunda olabilmelidirler. Allah'a karşı gelen kavimlerin hâlleri ortada. Bir kısmı suda boğuldu. Bir kısmı yerin dibine battı. Biri taşa tutuldu. Bir başkasının sûretleri maymun ve domuz sûretine döndürüldü ve helâk olup gitti. Bize düşen, bugüne kadar işlediğimiz isyanlardan dolayı pişman olup tövbe etmek, Mevlâ'nın dergâhına yüzler sürmektir. Bu vesileyle hicri yılının İslam âleminin uyanışına vesile olması en büyük temennimizdir. Hicri yılınız kutlu olsun, insanlığa hayırlar getirsin.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.