21 Şubat 2008

[ANADOLU HABER] ABD Büyükelçiliğinin Açıklanmayan Belgeleri


ABD Büyükelçiliğinin Açıklanmayan Belgeleri
ABD Büyükelçisi Wilson'u 25 Mayısta yazdığımız bir yazıda güvenliğini çok ihmal ettiği yolunda uyarmış ve ortalıkta Türkiye üzerine senaryo çalışmaları yaparak dolaşacağına kendisine daha iyi dikkat etmesi gerektiğinin altını çizmiştik. Bu uyarının da somut bir temeli vardı. Merak eden ABD Büyükelçisi cenazede öldürülürse başlıklı yazıyı okur.

Gelin görün ki, ABD Büyükelçiliğinin kendini Türk siyasetine atanmış vali zanneden marazı hız kesmeden sürüyor.

ABD Büyükelçiliğinin son küstahlığı ; Fatih Çekirge'nin bile kalemine dolandığına göre ortada MİT'i bile kızdıran bir durum var demektir. Bu bilinçlenme hepimiz açısından faydalı fakat yeterli değil.

Sonuçta ABD Büyükelçiliğinin Ankara'da, İstanbul'da ve Adana'da ne haltlar yediğinin basına yansıyan kısımları olduğu gibi yansımayan kısımları da var ki kilit bu faaliyetlerin belgelerinde yatıyor.

İsterseniz size ABD Büyükelçiliğinin bir belgesini açıklayalım...

ABD Büyükelçilik saha sorumlusundan (siz bunu CIA olarak okuyun) doğrudan CIA Başkanına hitaben yazılmış özel bir rapor elimizdeki.

20 Kasım 2007 tarihini taşıyor.

Rapor ülkedeki siyasi ortama yapılan müdahalelerde bir sonraki aşamaya geçilmesi tavsiyesinde bulunuyor ve geçen aylarda 8 milyon dolar ile finanse edilen halkla ilişkiler ve propaganda kampanyasının başarısından sözediyor.

Raporda paraların ülkedeki Sivil Toplum Kuruluşlarına ; USAID'in taşeron firması olarak 2002 yılında ülkede ofis açan özel bir şirket aracılığı ile aktarıldığı belirtiliyor.

Ülkedeki psikolojik operasyonların seçim sonuçlarını etkilemedeki başarısından sözeden rapor;

özel şirketlere sahte anket hazırlatmaktan,
uluslararası haber ajansları ile çalışıp ülke ile ilgili haberleri çarpıtmaya ve
ülkenin en büyük yayın gruplarından birinin başkanlığındaki bir grup gazeteci ve medya yetkilisi ile ortak çalışma yapmaya kadar bir çok yöntemden bahsediyor.

Kısacası bu raporda ABD Büyükelçiliği ülkedeki siyasi düzene her türlü psikolojik operasyonla müdahil olduğunu açıkca ifade ediyor.

Büyükelçilik özellikle özel üniversitelerdeki öğrencileri örgütleme başarısı ile övünüyor ve bu çerçevede solcu, hatta komunist gruplarla bile yakın temas içinde olduklarını sıralıyor.

CIA'in raporunda bundan sonraki dönemler için önerilen bazı diğer taktikler şunlar :

Sokaklarda şiddet içeren protesto gösterileri düzenlemek


CIA'ye çalışan anket firmalarını kullanmak


Üniversitelerdeki uzmanları devreye sokmak


ABD üslerindeki operasyonel hazırlıkları olası gelişmelere karşı son aşamaya getirmek


Seçim sabahı sonuçları çarpıtan verileri medyaya yaymak


Büyükelçilikteki askeri ataşe aracılığı ile emekli komutanlarla ve eski darbecilerle koordinasyonu sağlamak


Kamuoyunda seçimin tek yönlü geçeceğine yönelik izlenim yaratmak


Ordu içindeki belli birimlerde isyanı teşvik etmek



ABD Büyükelçiliğinin ülkedeki siyasi sisteme müdahale etmek için bir kaç milletvekili ile kahvaltılı toplantı düzenleme ötesinde neler yapmayı planladığını, neleri göze alabileceğini görmek açısından bu belgeden fazlasına ihtiyaç yok.

Akademisyen, gazeteci, işadamı sıfatı ile utanmadan ABD'nin uşaklığına soyunanların nerelerden beslendiği de apaçık ortada.

Sorun devletimizin müttefiklik psikolojisine mahkum müstesna teşkilatların bu ve bunun gibi belgeleri kamuoyuna deşifre etmeye karar vermesinde. Yoksa bir kaç kahvaltının deşifrasyonu; her şeye alışmaya alışmış bu kamuoyunda gerekli etkiyi yaratmıyor.

Diyeceksiniz ki; siz bu belgeyi nereden buldunuz?

Bazı Internet siteleri gibi olsaydık size bir "ilk biz bulduk" ; "ele geçirdik" çekerdik ama bu düpedüz yalan olurdu.

Günümüzde insanlık açık pazar , her şey açık ihanet. Belgesi de açık istihbarat.

http://www.aporrea.org/tiburon/n105390.html

adresine giderseniz; Venezuela Devleti'nin ABD Büyükelçiliğinin yediği haltlara dair yaptığı deşifrasyon çerçevesinde kamuoyuna açıkladığı bu özel CIA raporunun orijinal İspanyolca metnini bulabilirsiniz.

Doğrudan CIA Başkanına yollanan rapor; Venezuela'daki anayasa reformu ile ilgili referandum öncesinde ABD Büyükelçiliğinin referandumu yönlendirme yolunda işadamı kuruluşlarından öğrenci birliklerine kadar bir çok odakla yaptığı çalışmaları sıralıyor.

Bizdeki büyükelçiliğin benzer faaliyetlerde bulunmadığını varsaymak için saf olmak gerekir. Bizim devletin elinde ABD Büyükelçiliğinin benzer yazışmalarının bulunmadığını varsaymak için salak olmak gerekir.

ABD Büyükelçisi Wilson'un ve Büyükelçilik personelinin bu yazışmalarından sonra çok daha dikkatli olmasında fayda var.

Devlet çok telli bir çalgı gibidir.

Çoğu teli planlarınız doğrultusunda akord edebilir ve istediğiniz sesin çıkmasını sağlayabilirsiniz ama arada bazı teller vardır ki bir attı mı o kadar akord boşa gider ve hiç ummadığınız sesler çıkmaya başlar.

O yüzden ABD Büyükelçiliği ve uşakları bir Karen Fogg ve e-mailleri vakası ile karşı karşıya kalmak istemiyorlarsa yazışmalarını "naber nasılsın" seviyesinde tutmalarında fayda var.

Ne olur ; ne olmaz...

Bir bakarsınız bizim devlette Venezuela'ya özenir ve CIA herzelerinin yediği haltların ona buna ziyaret, ona buna kahvaltı ikramı ile sınırlı olmadığının belgelerini ortaya döker.

Bir bakarsınız ABD Büyükelçiliği/CIA'in ülkede mafya görüntüsü altında sokak çetesi organize ettirip, adam takip ettirmekten , adam dövdürmeye;
bazı özel şirketler/düşünce kuruluşları aracılığı ile akademisyen/gazeteci beslemeye ;
bazı uluslararası firmalar üzerinden anket siparişleri verdirip anket kuruluşu finanse ettirmeye kadar envai çeşit faaliyette bulunduğu ortalara seriliverir.

Diyeceksiniz ki; Karen Fogg'un AB-perestleri nasıl beslediği ortaya çıktı da ne oldu? Bu sefer ufak bir fark var.

Karen Fogg'un Doğu Perinçek aracılığı ile deşifre edilmesi ile Wilson'un Fatih Çekirge aracılığı ile deşifre edilmesi arasındaki fark kadar ufak bir fark.

Biri devlet denilen enstrümanda bir telin atmasını; diğeri ise bir senfoninin ilk notasının basılmasını ifade eder.

Wilson'un aldığı tepkiler üzerine kahvaltı çalışmalarını iptal etmesi işe yaramayabilir. Hrant Dink'in cenazesine katıldığı günden beri köprünün altından çok sular aktı. Yapılan akordlar çok bozuldu.

--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine,
iradesine sahip çıkmaktadır.

http://dava-vatan.blogspot.com/
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.