BARAN Dergisi 60. Sayı Çıktı!

Selâm ile...Haftalık olarak yayınlamakta olduğumuz ve tüm Anadolu'da bayilere dağıtımı yapılan BARAN adlı dergimizin 60. Sayısı çıkmıştır... Dergimizin 60. Sayısının muhtevası aşağıda olup, "kapak resmi" ilişiktedir...Dilerseniz, www.barandergisi.com adlı sitemizdeki "arşiv" bölümümüzden geçmiş sayılarımıza ulaşabilirsiniz.Selamlar! BARAN DergisiAdres: Emekyemez Mh. Gümüşgerdan Sk. No: 6/4 ŞİŞHANE - İSTANBULTel-Faks: (0212) 361 44 18E-Mail:

barandergisi@gmail.com

,

barandergisi@yahoo.com

Web:

www.barandergisi.com

BARAN 60 ÖNSÖZ: Selâm ile… Bizim ideolojik olarak M. Kemal'e karşı tavrımız belli… 1928'de kabul edilen "Harf Devrimi" başka hiçbir sebebe gerek bıraktırmadan tavrımızı belirleyen en önemli unsurdur. Arap harfleri denilen İslâm harflerinin atılıp yerine "Türk harfleri" denilen Latin alfabesinin kabul edilmesi, insanımızı hafızasız bırakarak kim olduğunu, ne olduğunu- nereden geldiğini ve neye memur olduğunu unutturmuştur. Hafızasını kaybeden insanımız yakın tarihimize ait hadiseleri bile değerlendirme yeteneğini kaybetmiştir. Bugün Çanakkale, millî mücadele deyince emin olun ki, hiç kimsenin hayaline hiçbir şey gelmemektedir. Cumhuriyet sonrası nesillerin "beyinlerinin iğdiş edilmesi"ne sebebiyet veren harf devrimi ayrıca bugüne kadar Batıcı düzenin devam etmesini de sağlamıştır. Dolayısıyla M. Kemal'in yaptığı her şeye bir tevil getirilebilecekken, "Harf Devrimi"nin hiçbir tevili yoktur. Milletçe bulunduğumuz hâli iyi tahlil eden her vatansever inanan, "Harf Devrimi"nin ne kadar yanlış olduğunu muhakkak ki idrak eder. Haliyle, İbda mücadelesi Batıcı düzeni yaşatıcı bir "kuru sövgü" tavrından uzaktır. İbda, hafızasını yitirmiş bir millete hafızasını geri iade etmenin adıdır… Doğrusuyla ve yanlışıyla, 500 yıllık tarihin yeniden hafızlara nakşedilmesidir… M. Kemal'e karşı belli olan bu tavrımız, ondan sonra yapılanların onun şahsına mâl etme ucuzculuğuna düşmemizi gerektirmez. Geçen sayımızda ifade ettiğimiz üzere, laiklik Türkiye'de işgale ve sömürgeye yol açmanın aracı olarak kullanılmıştır. İşgale ve sömürüye kim karşı çıktıysa laiklik karşıtı olmakla suçlanarak susturulmuştur. 1937 yılından itibaren uygulanan laiklik, Anayasaya İnönü tarafından sokulmuştur. İnönü kemalizminin uygulamaları ise, uygulayıcıları tarafından kendilerinden önceki döneme mâl edilmiştir. Anadolu'daki Millî mücadele Ehl-i Sünnet Müslümanların katılımıyla verilirken, laikliğe toslayanlar ise yine Ehl-i Sünnet Müslümanlar olmuştur. Yani vatanın "tam bağımsızlığı" mücadelesi Ehl-i Sünnet Müslümanlarının katılımıyla verilen bir mücadeledir. 1937'den itibaren, laikliği vatanın tam bağımsızlığı için mücadele veren Ehl-i Sünnet Müslümanlarının üzerinde baskı unsuru olarak kullananlar ise mandacı ve Kurtuluş Savaşı'na karşı olanlardır. Salih Mirzabeyoğlu'nun Dedesinin Babası, Mutki Aşireti reisi Hacı Musa Bey'in etkisinin büyük olduğu Erzurum Kongresi'ne mandacılar tarafından gönderilen mektubu imzalayan listenin başında İsmet İnönü vardır. Mealen o mektupta İsmet İnönü, bir Kurtuluş Savaşı'nın gereksiz olduğunu, böyle bir savaşla ülkenin iyice parçalanacağını, en iyisi Mısır gibi "manda" olmak gerektiğini Kongre'ye bildirmektedir. "Amerika'nın mandası" olmak gerektiğini söyleyen İnönü, Kurtuluş Savaşı'nın başlarında M. Kemal'in, İstanbul'dan Anadolu'ya gelmesini söylediğinde ise "ben daha yeni evlendim, gelemem" cevabını vermişti. Manda olmayı söyleyen bu mektup o kadar etkili oluyor ki, eğer Amerika Türkiye'yi manda olarak kabul etse, Erzurum Kongresi'nden belki de Amerikan mandası olunmasına dair bir karar çıkacaktı. Ayrıca İsmet İnönü'yle beraber gönderilen bu mektupta, diğer imzası olanlar, bu güne kadar millete hep "vatan kahramanı" olarak tanıtılan insanlardır. Anadolu'nun Ehl-i Sünnet insanının verdiği "tam bağımsızlık" mücadelesini nefslerine mâl eden bu insanlar, iktidarı ele alır almaz, kendi işbirlikçiliklerini ve mandacılıklarını gizlemenin yollarını aramışlardır. İşte laiklik buldukları bu yollardan en etkili olanıdır. Özellikle 1939'dan itibaren gerçek Kurtuluş Savaşı'nı verenlerle, Kurtuluş Savaşı'na karşı olanlar yer değiştirmişlerdir. Yani bu mandacılar tarafından tam bağımsızlıkçı Ehl-i Sünnet Müslümanları sanki Kurtuluş Savaşı'na karşıymış gibi gösterilmiş, Kurtuluş Savaşı'na gerçekten karşı olanlar da sanki tam bağımsızlıkçı ve millî mücadeleyi veren kadrolar olarak gösterilmiştir. İngiliz emperyalizmine direndiğini iddia eden bu laik kadrolar 1939 yılında İngiltere ve Fransa'yla ilk resmî anlaşmayı imzalamışlardır. Anlaşmayı imzalayan İnönü… NATO'ya ilk müracaatı yine sahte bağımsızlıkçı bu mandacı-laik kadrolar yapmıştır. Yine Avrupa'yla Gümrük birliği anlaşmalarını bu mandacı-laik kadrolar yapmıştır. Cumhuriyet Gazetesi'nin temsil ettiği bu kadrolar, aslında bizim ideolojik olarak tavrımızın belli olduğu M. Kemal'e de ihanet etmişlerdir. Celal Bayar bir gün İsmet İnönü'ye "niçin NATO'ya girilmediğini" soruyor. İsmet İnönü'nün verdiği cevap ise "aldılar da biz mi girmedik" şeklinde… Bu kadroların mandacılığı ve Batı işbirlikçiliği bilinmezse laiklikte niçin ısrar ettikleri de anlaşılamaz. Aslına bakılırsa, bunlar laik de değildir. "Din ile devlet işleri ayrıdır" derken, hangi için dine ait, hangi işin ise devlete ait olduğuna dair bir düşünceleri de yoktur. Laiklik bu zihniyet için, sadece millî mücadeleyi veren anlayışın görünmezleştirilmesi, saklanması ve etkisizleştirilmesi mânâsına gelir. 1919'un temsil ettiği mânâ müslüman devletin savunulma iradesidir. Bu iradeyi gösteren de bu devletin tebaası olan Ehl-i Sünnet müslümanlarıdır. Sahte bağımsızcılık tavrıyla, Ehl-i Sünnet Müslümanları Amerikancılıkla ve işbirlikçilikle suçlayan bu kadroların, bugün geldiğimiz noktada İbda'dan niye hoşlanmadıkları bellidir. Çünkü onlar şunu çok iyi biliyorlar ki; fikirde ve aksiyonda, 71 yıldan beri gizlemeye ve baskı altına almaya çalıştıkları, tam bağımsızcılığı ve 1919 kurtuluş iradesini temsil eden hareket İbda'dır. Hain ihanet ettiğini tanımaz mı? Başörtüsü etrafında laiklik adına aldıkları tavır, onların bu mandacı karakterlerinden süzülmeli… Bir not… Amerikancılık Demokrat Parti'de başlamamıştır. Demokrat Parti, İnönü kemalizminin eseri olarak Amerikancılığı kucağında bulmuştur. İlk "güzellik yarışması"nı Cumhuriyet Gazetesi'nin düzenlediği ve Türk kadınının bir fahişe gibi Batılının önüne atıldığını düşünürsek, bugün insanımızın içine düştüğü durumun laiklik adı altında nasıl adım adım plânlı bir şekilde gerçekleştirildiğini de anlarız.www.barandergisi.com
MUHTEVA: Osman Halid: Operasyon ve Tarihî Misyon
"Eğer Mehmedçik "mücahid" vasfını hatırlamanın yolunu bırakıp, "rambo"nun emireri olmayı kabule devam ederse açıkça ifade edelim ki, işgalciyle beraber o da yok olacak; Anadolu işgale ve sömürüye karşı İslâm coğrafyasında verilen savaşın liderliğini üstlenecek "mücahid mehmedçik"i bağrından çıkarmak için bir ân bile tereddüt etmeyecektir.. " Kâzım Gökbayrak: AKP, Rüzgârı Hep Arkadan Alıyor
"Amerika tarafından kullanılma süresi sonlandırılıp yerleri AKP-Fethullah ekibiyle yer değiştiren Kemalist kanadın, 27 Nisan 2007 muhtırası da AKP'nin çok işine yaradı. Ekonomik rüzgarın arkasına mazlum ve madurluk rüzgarını da ekleyerek %47 oy ile iktidara geldi. Kemalist laik kesimin de Milli Ekonomi davası gütmediğini ve ülkeyi bu hale getirip Tayyibe bıraktıklarını belirtelim. Boynuz kulağı geçer, hesabı."


Sezai Kırlangıç: 28 Şabat Darbesi ve Sonuçları
"Varlığını İslâm'a düşmanlıkla ifade eden Batıcı Kemalizm bitmiş, çökmüş ve işgalci son bir hamle ile Müslümanları içerisinden devşirdiği hain tipleri iktidara getirmiş ve sömürgeciliğini devam ettirmek istemiştir. Bu manada 28 şabat devriminin en önemli sonucu AKP'dir."

-------------------------------------------------------------
Salih Mirzabeyoğlu: İNSAN
-------------------------------------------------------------

Röportaj:
AKP Eski Milletvekili Opr. Dr. Turhan ÇÖMEZ: Bu Ülkenin Kararları ve İradesi Bu Ülkeden Tanzim Edilmeli
"Hazin olan şey şu: Doğdukları andan itibaren, bulundukları çevre itibarıyla Türkiye'deki o milli mücadelede İslâmcı kanatta, İslâmcı damardan gelen tâ Milli Nizam'dan bu yana gelen ve sistemle sorunu olan ve bunda da samimi bir sorunu olan yani Erbakan'ın üzerinde görebileceğimiz yapının yani hakikaten anti-emperyalist, anti-Batı yapının içinden çıkan bu kuşağın, bu bir kuşak çünkü, çeşitli belediyelerde, bürokraside, eğitimde, sanayi dünyasında, iş dünyasında gördüğümüz bir sürü insan, on binlerle ifade edebileceğimiz kadın veya erkek bunlar artık paraya tamah eden, paranın nereden geldiğini sorgulamaksızın muazzam ekonomik güce kavuşmuş ve ahlâksızlaşmış bir yapı haline geldiler. "

Röportaj:
Av. Osman KARAHAN: Yazıklar Olsun Dışarıda Müslümanım Diye Gezenlere!
"Her gün ölen yüz binlerce Müslüman bu hükümetin sayesinde ölüyor. Sözde İslâmcı hükümet, hanımının başı kapalıymış. Ben soruyorum size, sizin mahallenizi kana bulayan, gasp eden, kadınların ırzına geçen insanlara yardım eden bir adam çıksa, dese ki; "Benim hanımım kapalı, bana seslenmeyin" dese siz af mı edeceksiniz onu?"


Ali Acar: "Gör Bak Daha Neler Olacak?"
"Amerikan conilerinin Bağdat'a girişinde Şehid Saddam Hüseyin'in heykelinin yıkılış görüntüleri eşliğinde estirilmeye çalışılan sahte panik havasını dağıtıcı İBDA Mimarı'nın şu ihtarına şahitlik ettik: 'Gör bak daha neler olacak!'; Bağdat da üzerine düşeni yaptı. Çok şükür gördük ve görmeye de devam ediyoruz. New York Borsası'nın o günkü hâli Amerikanın bu gün düştüğü durumu çok daha mânâlı kılıyor olsa gerek… "


Av. Güven Yılmaz: Ben Bulgar Değilim!..
"T.C döneminde Lozan'da verdiği taahhütlere uymayan Yunanlılara karşı kullanabileceğimiz kuvvetli kozlarımız vardı. Bunlardan birincisi Türkiye'de yaşayan Rum halkına mukabele etmemiz ihtimali… Bu ihtimal Atatürk ile Venizelos arasında imzalanan anlaşma gereği
Rumların çoğunun Yunanistan'a dönmesi ile zaman içinde eridi, minumum seviyede kaldı."


Murad Salih: Sömürgeciler Aborjinlerden Özür Diledi;
Uşakları ise Anadolu Halkını Aşağılamaya Devam Ediyor! -II-
Okuyucu'dan - Erkan Büyükdoğulu: Gaziantep Panoraması
İktibas - Memduh Bayraktaroğlu: İbret
Mustafa Saka (Dilemmâ): Hiperandrojenik Huma Harekâtı

Panorama:
- Basında BARAN
- TÜRBAN EYLEMLERİ DEVAM EDİYOR
- ORTAK DÜŞMAN AMERİKA

- Irak Devlet Başkanı Şehid Saddam Hüseyin'in Mektubu

İslâm Dünyasından:
- Filistin'de Soykırım Devam Ediyor!..
- Şehid Saddam Hüseyin'in Köyünde Katliam!

Kültür-Sanat:
Faruk Selim: "Ne Sanatı?"
Hikâye - Y. Zeyneb Arslan: Vuslat
- Doğudan Dergisi 3. Sayısı Çıktı
- Karachali'nin Yeni Albümü Çıktı
- İhanet!
Çizgi Dili - Yavuz Arslan: AKP'nin doğum günü: 28 Şabat...
Haftanın Manipülasyonu - Yavuz Arslan: Tayyip: "Ben Buyum!.." www.barandergisi.com
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.