Cumhuriyet’in ilk yıllarına damgasını vuran İstiklâl Mahkemeleri, ortada suç olmadığı halde verdiği tartışmalı idam kararlarıyla hâlâ hafızalarda tazeliğini koruyor.
Bu kararlar içerisinde en çok tartışılan ise, kanun çıkmadan önce yazılan bir eserin yazarı İskilipli Atıf Hoca’nın idam edilmesiydi. İskilipli Atıf Hoca’nın yazdığı “Frenk Mukallitliği ve Şapka” isimli eser, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nün izniyle yayınlanmıştı. Eserin yayınlanmasından yıllar sonra çıkarılan kanunla kurulan İstiklâl Mahkemeleri, Atıf Hoca’yı da yargıladı. Savcı üç yıl hapsini istediği halde, mahkeme idama mahkûm ederek cezasını 4 Şubat 1926'da infaz etti. Bu durum 1924 Anayasası’na ve Ceza Hukuku’nun en temel ilkelerinden biri olan “Suç ve Cezaların geçmişe yürümezliği” ilkesine açıkça aykırıydı. Bir başka aykırılık da, İstiklâl Mahkemeleri’nin verdiği idam cezalarının kolordu komutanlıkları tarafından onaylanarak infaz edilmesiydi. Oysa, onama yetkisi 1924 Anayasası’nın 26. maddesine göre açıkça TBMM’ye aitti.
Atif Hoca, Iskilip’in Tophane köyünde dogdu. ilk tahsilini köyde yapti. 1893′te Istanbul’a gelip medrese tahsili yapti. 1902′de icazet alarak Darü’l-fünunun ilahiyat Fafültesine girdi. 1903 te fakülteyi bitirip Fatih Camiinde Ders-i Amm olarak kürsüye çikti.
31 Mart vakasindan sonra Sinop’a sürüldü. oradan sungurlu’ya gönderildi. ve daha sonra yanlislik oldugu söylenerek serbest birakildi.
Yunanlilar zmir’e çiktiginda ilk tepkiyi, kurdugu ‘teal-i islam cemiyeti’ vasitasi ile yapti. Kisa zamanda toparlanan Anadolu, isgalcileri; halkça “gavur-islam disi” olan insanlari çikarmayi basardi.
Osmanli tarihi kara bir leke ve bitisle karsilasiyordu. Yanlis egitilmelerine neden oldugu çocuklari onlarin yikilmasina neden oluyor, burada ilk hedefte imparatorlugun olusumuna zemin hazirlayan islam ve müslüman halk oluyordu. Bir devlet bitiyor yeni bir devlet kuruluyordu. Laik çagdas ve demokrat türkiye cumhuriyeti!!!
Müslümanlar saskindi bir o kadar da cahil.
Iskilipli Atif Hoca da islam’a bagli örnek nir sahsiyet olarak bu dönemin sikintilarindan payini aliyordu. Sürgün ve hapis….
Ülkedeki ‘batililasma ‘ hareketine karsi “firenk mukallitligi ve sapka” adli eserini 1924′te yazar. kitapta,batinin iç yüzünü çevresindekilere anlatiyordu. Daha sonra yeni bir kanunla vatandaslara ülkeden kovduklari Italyan’lardan üç gemi dolusu satin aldiklari sapkalari giyme mecburiyeti geliyordu. Buna halk ve ulemadan büyük tepki geldi. Ve her kanuna savunuculuk yapanlar kanun tanimazlara haddini bildirmeliydi. Insanlar basina sapka takmadigi için katlediliyordu.
Iskilipli Atif Hoca da birbuçuk sene önce yazdigi Firenk Mukallitligi isimli kitabi bahane edilerek tutklandi. Giresun istiklal mahkemesinde yargilanarak suç bulunamamasi nedeni ile Istanbul’a gönderildi. Ancak bir süre sonra yeniden tutuklandi. 26 Aralik 1925 te arkadaslari ile beraber 13 kolluk kuvveti gözetiminde Ankara’ya gönderildi. 26 Ocak 1926 Sali ünü Ankara istiklal mahkemesinde yargilandi.Savci, Iskilipli Atif Hoca için 3 yil hapis cezasi istedi. mahkeme müdafaa için bir gün sonraya birakildi. Ertesi gün mahkeme reisi Kel Ali, müdafaa yapmaya gerek görmeyen Iskilipli Atif Hoca için alinan karari açiklar:IDAM… Yani SEHADET
Iskilipli Atif Hoca vakarla ve dudaginda ayetlerle gittigi idam sehpasinda sunu söylüyordu:
”zalim ve katillerle elbette mahser günü hesaplasacagiz”
YOLU YOLUMUZDUR
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.