National Geographic Dergisi, gittiği yerlerde en uç örnekleri yansıtırken, dünyaya jandarma rolüyle kan kusturan ABD’yi özgürlük savunucusu olarak sunuyor.
National Geographic Dergisi, gittiği yerlerde en uç örnekleri yansıtırken, dünyaya jandarma rolüyle kan kusturan ABD’yi özgürlük savunucusu olarak sunuyor. Altın sarısı o göz alıcı rengiyle ve oldukça kaliteli fotoğraflarıyla dikkat çeken ve dünyada on binlerce okuyucuya ulaşan National Geographic Dergisi’ni ve oryantalist bakış açısını Siyasi coğrafya uzmanı Mahmut Gökmen’le görüştük. Oklahoma Üniversitesi’nde eğitimini sürdüren Gökmen, derginin yayın politikasını ve Amerikalılar'da dış dünya hakkında nasıl bir izlenim uyandırdığını anlattı. Siyasi çatışmalardan ziyade kirlenen denizler, ölen fok balıkları ve gitgide ısınan atmosfer, çarşaflı kadınlar, çöller ve benzeri konuları işleyerek marjinalleşen derginin, dünyaya jandarma rolüyle kan kusturan ABD’yi özgürlük savunucusu olarak sunması ise dikkat çekiyor.
“En uç örnekler dergiye yansıyor”
‘Dışarıdaki dünyayı kendi istediği gibi anlatma lüksüne sahip bir araç’ olarak nitelendirilen dergi hakkında Siyasi coğrafya uzmanı Mahmut Gökmen, “National Geographic Dergisi 100 yıla yakın bir zamandır, Amerika dışındaki yerleri Amerikalılara tanıtıyor. Amerikalı arkadaşlarıma dergi size nasıl bir dünya tanıtıyor diye sorduğumda, ‘Biz Amerikalılar olarak dünyanın en iyi yerindeyiz.’ cevabını alıyorum. Amerikalılar kendi ülkelerinin dışındaki insanlara karşı fazla ilgili değiller. Ve o coğrafyaları tanımıyorlar. Bu derginin bunda çok büyük bir etkisi var” dedi. Derginin liseler ve hatta ilkokul düzeyinde bile etkili olduğunu belirten Gökmen, “Haritalar, atlaslar vb. şeyler hazırlıyor. Öğrencim olan bir ABD askeri Irak’a gitmeden önce orayı çöl sanıyormuş. Fakat gidince şaşırmış. National Geographic’in çok büyük etkisinin olduğunu söylüyor” şeklinde konuştu.
Derginin gittiği yerlere kendine göre ‘aykırı unsurları’ çektiğini belirten Gökmen, “Bu derginin muhabirleri Irak’ta çölleri, Lübnan’da dar sokaklardaki çarşaflıları veya Afrika’daki çıplak ayakları çekiyor. Oysa gidilen yerlerin her türlü güzellikleri çekilmeliydi. Dergide, Amerika dışındakileri dışlama, bir oryantalizm görüyoruz” diye konuştu. Derginin İran’ı anlatacaksa bile bunu İranlı biri tarafından kaleme alınmadığını belirten Gökmen, “ABD’den giden biri İran’da birkaç gün kalıyor, İran’da fotoğraflar çekiyor ve yazıyor. Dolayısıyla dergi oradaki insanların kendisini ifade etmesine olanak sağlamıyor. Ve insanların ilgisini çekecek en uç örnekleri bulup dergiye yansıtıyor” dedi.
“Dergi, ilkelerine riayet etmiyor”
Derginin yedi ilkesinin; doğruluğu ve tarafsızlığı esas almaya yönelik olduğunun vurgulandığını söyleyen Gökmen, “Ancak Arap ve Müslüman dünyasının anlatımında bu ilkelere riayet edilmiyor. Tam tersine Arap dünyası sıklıkla karanlık ve gizemli bir yer olarak tasvir ediliyor. Bu eğilim metinlerde görülen belli temalara (ilkel, sert/vahşi doğa, tiranlar ve kurbanlar, egzotik mekânlar) ve onlara eşlik eden görüntülere (peçeler, şiddet, çöl, acı çeken çocuklar) bakarak ortaya çıkarılabilir. Bu çarpıcı yaklaşım National Geographic Dergisi'nin okurlarının dikkatini çekiyor ve bu literatürün yansıttığı birtakım varsayım ve ön yargıları ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
“Dergi ABD çıkarlarına hizmet ediyor”
National Geographic’in ABD çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini savunan Gökmen, şöyle konuştu: “Dergi Amerika’nın jeostratejik hedeflerini destekliyor. Siz başka ülkeleri ilkel, geri kalmış ve birileri tarafından yönetilmeye mahkûm olduğunu öne süren yayınlar yaparsanız bir müddet sonra orayı işgale giderseniz, elbette bu yazılanlar işinizi kolaylaştıracaktır. Dergi, Amerikan dış politikasını meşrulaştırmanın mevhumu…” Gökmen, “Amerikalılar amaçlarının kısa sürede Irak’tan çıkmak olduğunu söylese de bölgede uzun süre kalmaya yönelik hedefleri” olduğunu da kaydetti. Gökmen, şunları söyledi: “Bir dönem bilgiyi biz üretiyorduk, Batı’da tüketiyordu. Ama şimdi Batı’da üretilen bilgiyi burada tüketmeye yeniden dillendirmeye çalışıyoruz. Bizim yapmamız gereken buraya has bir literatür oluşturmaktır. Yoksa Batı’nın ürettikleriyle bir yere varamayız. Onların bilgileriyle sorunlara yaklaşınca yeni sorunlar üretiyoruz. Bu ölçek bize uymuyor, biz kendi ölçeğimizi oluşturalım”
Mahmut Gökmen kimdir?
Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Coğrafya ve Sosyoloji bölümlerinde tamamladı. Lisans üstü derecesini Akron Üniversitesi Coğrafya ve Planlama bölümünde bitirdi. Siyasi coğrafya uzmanı olan Gökmen jeopolitik, egemenlik, bölgesellik, Amerikan hegemonyası, temsil coğrafyaları ve kuzey ve güney Amerika, Avrupa ve Ortadoğu özelinde coğrafya düşüncesi tarihi konuları ile ilgileniyor. Gökmen’in temel çalışma alanı dinamik politik eylem ağına etki eden coğrafi faktörlerin etkisi ve düşmanlık, ittifak ve ikili ilişkiler bağlamında devletlerarası etkileşimler.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.