Yıldız Ramazanoğlu
Bu spotlarla şok! şok! bir olaydan sözedildiğini görünce normalde pek izlemediğim bir haber kanalının karşısında öylece kalakaldım. Ana haber bülteni.
14 Aralık 2006. Sevgili seyirciler. Burası taşra, kenar köşe bir mahalle ya da gözden uzak bir belde değil. İstanbulun göbeği. Haseki Hastanesinden sözediyoruz.
Bu anonslardan sonra ne gelir insanın aklına. Bu çağda ilkel yöntemlerle ve hijyenik olmayan koşullarda bir ameliyat gerçekleştiriliyordur ya da biri elini kolunu sallayarak gelip cinayet işliyordur hastane koridorlarında.
Hayır! Konu şu: hastanenin en alt katında hasta yakınları ve hastane personeli için bir mescid ihdas edilmiş. Birkaç doktor da öğle tatilinde yemek saatlerinden ve dinlenme vakitlerinden fedakarlık ederek burada namazlarını kılıyorlarmış. Çevirip çevirip gösterilen görüntülerde birkaç kişi görünüyor. Belli ki bir kısmı da dışarıdan gelen, belki de günlerce bu hastanenin içinde hasta yakınlarıyla uğraşmaktan bitkin düşmüş vatandaşlar. Yüzlerce personelin çalıştığı bir binada küçük bir mescid.
Paravanla ayrılmış küçük bir bölmeden de hızla namazlarını kılıp servise çıkmaya çalışan belki de yemeğe de yetişebilmek için çok acele etmek zorunda kalan kadın personeli zumlamışlar. Başları namaz için kapalı olan kadınlar paravanın arkasından çıkarken başlarını açıyorlar.
Habere göre ise personel işini yapmıyor, mesai saatinde namaz kılıyor, yukarıda hastalar kuyruk olmuş, kimileri ise bu yüzden hayatlarını bile kaybedebilir. Oysa görüntüler bize bir öğle tatilinin, zamanla yarışılan acele ve telaşlı hareketleri gösteriyor. Namaz sayesinde şefkat ve merhametle dolan, sabırlı olmanın alıştırmasını yapan, haddini bilen, kibiri atan, Allahın her birisini eşit hak sahibi olarak yarattığı kullarına hizmet isteği çoğalan insanların, bu topluma iyilikten başka vereceği ne olabilir.
Düşman gibi içeri girip gizlice yüz kızartıcı suçu belgelemişler sanki. Burası hastane değil tekkeymiş. Asrın olayı yani. Bu bana 28 Şubat sürecinin Fadime Şahin görüntülerini hatırlattı. İnançları, dini, ahlakı, fazileti ayaklar altına almak ve toplumda infial oluşturmak için nasıl da mizansenler düzenlenmişti. Maalesef bu maya tuttu ve birbirinden iğrenç programlarla müptezelliğin bayağılığın ve lümpenliğin yayılması için organize edilen süreç, alttan alta devam ediyor. İnsanlarda gözetleme ve kendini ve mahremiyetini teşhir etme duygusu tetiklenmiş durumda.
Bir programda bedenini internet sitelerinde teşhir eden genç kızı canlı yayında eleştiren izleyiciye, program yöneticisi kol kanat germiş ve kınayıcıya ağzının payını vererek, bu işten hayatını kazanıyor, aşağılayamazsın diye haykırmıştı. Kutsallar nasıl yıkılıp yeniden tanımlanıyor. Para kazanma varsa sonunda, yapılan her iş kutsal ve meşru buna göre. 28 Şubat döneminin banka soygunları da gizli hayranlıkla karşılandı bu yüzden. Gençlerin emeğe olan saygıya dair umutlarını böyle söndürmüşlerdi. Köşe dönme ve kapkaç bu dönemin kavramları.
Şok eden namaz görüntülerinden sonra kanalın ikinci haberi geliyordu.
İstanbulda bir lise... Ders saatinde sınıfta duman partisi veriliyor. Öğretmen zavallı ve çaresiz. Erkek öğrencilerin hepsi inanılmaz küfürlü ve akıl almaz argo kelimelerle esrar çekiyorlar. Çocukla genç arası insanlar deneyimli bir uyuşturucu terminolojisiyle konuşuyorlar. Onbeş onaltı yaşında çocuklar... Şok oldum doğrusu. Kabus gibi. Çünkü tinerci çocuklar diye aşağıladığımız çocukların eğitimsiz, sokaklarda yaşayan, ilkokulu bile bitirmemiş çocuklar olduğunu varsayarız. Eğitim düzeyi arttıkça bu sorunun bertaraf edileceğini hayal ederiz. Haberin dili biraz hayret, biraz da helal olsun, pes doğrusu tonundaydı. Dersi kaynatmak isteyen çocukların hafife alınabilecek vakayi adiyeden bir haylazlığıydı sanki olanlar. Tekrarlar yüzünden özendirme ve örnek teşkil etme riski bile vardı. Bu haberleri yapan hasta ruhları da içine alan şifa ve iyilik seferberliği hepimizin emeğini bekliyor. Bundan kaçamayız. Aciz ve sessiz kalma lüksümüz hiç olmadı.
--
Tarihine sahip çıkmayanların,istikballeri olmaz.
Yavuz Sultan Selim Diyor ki:
Bu seferlerimiz, bu sıkıntılarımız ve bu perişanlıklarımız, hep gönülleri birleştirmek, İslam Birliğini tesis etmek içindir.
Mülk Allah'ındır. Kim Allah'ın yardımı olmadan istediğini elde etmede zafere ulaştığını söylerse, Allah onu kahreder ve aşağı derecelere indirir.
Vükela ve ümeranın süslü elbiseler giymesi, padişahlarına tazimden ileri gelir. Biz Allah'tan başka kime tazime mecburuz ki, bu külfeti ihtiyar edelim? Bizim Padişahımız vücudu saran libasa değil, ruhun içindeki inanca bakar.
Serhat ERDEMLİ
--
3/01/2008 01:41:00 PM tarihinde Serhat ERDEMLİ tarafından TARİHE BAKiŞ adresine gönderildi
--
Tarihine sahip çıkmayanların,istikballeri olmaz.
Yavuz Sultan Selim Diyor ki:
Bu seferlerimiz, bu sıkıntılarımız ve bu perişanlıklarımız, hep gönülleri birleştirmek, İslam Birliğini tesis etmek içindir.
Mülk Allah'ındır. Kim Allah'ın yardımı olmadan istediğini elde etmede zafere ulaştığını söylerse, Allah onu kahreder ve aşağı derecelere indirir.
Vükela ve ümeranın süslü elbiseler giymesi, padişahlarına tazimden ileri gelir. Biz Allah'tan başka kime tazime mecburuz ki, bu külfeti ihtiyar edelim? Bizim Padişahımız vücudu saran libasa değil, ruhun içindeki inanca bakar.
Serhat ERDEMLİ
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.