T a r a f s ı z D e ğ i l i z

3 MAYIS TÜRKÇÜLÜK BAYRAMI

TÜRKÇÜLÜK TURANCILIK DUYGUSU KERKÜK TÜRK ŞEHRİNDE ESMEKTEDİR

Yazan: Sadun KÖPRÜLÜ

Milliyetçi kuşaklarımız gelecek mutlu, parlak yeni doğacak olan Milli
günlerimize, Türkçülük güneşinin var olması, güzel mutlu Türkçülük
duygusuyla coşan yürekler, her zaman tüm Turan ellerinde bağımsızlık
kurtuluşa doğru çağırmaktadır.

Gelecekte gönülleri Türkçülük, Turancılık, birlik, beraberlikle coşan, Türk
duygusuyla atan, büyük Türk milletimiz yüreği, Türk yurtlarına doğru, yeni
güneşin bir an önce doğmasını Türk insanlarımız beklemekle, ümitler dünden
bugüne gerçekleşmektedir, tüm Türklere kucaklar açılmaktadır.

Bu ülkücü erler, gençlerimiz Anavatan, Turan devleti için çalışmakla,
büyük Türk milleti için mücadele etmekle, yoluna Prensiplerine sürekli
olarak, devam etmektedir. Bu günde Türkçülük duygusuyla, yetişen ülkücü
erlerimiz, Türkiye için ve tutsak dünya Türklerinin geleceği için
çalışarak yorulmaktadırlar. Davalarını sürdürmek üzere, düz doğru
yollarını seçmektedirler.

Bizler Irak Türkleri olarak, üzerimize düşen sağlam görev, bu arı, temiz
gençlere sahip çıkarak, ellerinden tutmakla, onları yetiştirmeliyiz, Biz
yolumuzda doğru yürümekle, mücadeleyi sürdürmekle, hapishane, idam
korkusu, işkence zulüm bizleri yıldırmadı ve yıldırmayacaktır.

Görevimizi başarmakla, yeni ufuklara doğru, güneş gibi doğarak,
canlanmakla, Irak Kerkük Türkleri olmak üzere, dünyanın bir çoğunluğu ve
büyük bölümü ülkücü, Türkçü, Turancıdır. Buna karşın Kerkük Irak
Türklerinin vermiş oldukları, yıllardan beri, milli Mücadelede binlerce
şehitleri, bu davanın kanıtıdır.

Irak'ın kuruluşun yıllarından başlayarak, 1959 yılında komünistler ve Kürt
peşmergeler tarafında, çok sayıda soykırım, katliamlar uygulanmıştır.

Bunun yoğunu 1959- 1970 den günümüze kadar, zulüm işkence, idamlar toplu
şekilde ve kıyıcı Saddamcıların kopyalar Amerika baskısıyla
sürdürülmekteydi. Irak Türklerinden sayısız, ülkücü mert insanlarımız,
yıllar boyu hapishaneye atılarak, kan, canlarını Turancılık, Türkiye,
Türkçülük uğrunda vererek, yollarından donmadan, türlü işkenceyle idam
olmuşlardır.
Bu günde gönlümüzü açarak, ne mutlu bizlere çok sayıda, baba yiğitleri
görmekle, Türk vatanına, devletine, büyük Türk milletine, ordusun âşık,
sevdalı olmakla, Ay yıldız bayrağına vurgun, tutkun olarak, tüm zalim
düşmanlara karşı durarak, kanımızı adak vermekle, canımızı kurşuna hazır
diye tutmuştuk.

Artık Türkçülük bayrağını, yere düşürmeden, ülkücüler ölüme karşı durmaya
milliyetçi, vefalı, temiz sağlam Türkler vardır.

Büyük Türk milletimizi yok etmeyi düşmanlar isteyerek, girişmiş oldukları
her türlü baskı, zulüm hıyanet, işkence eylemlerine karşı, milletimizin
ülkücüleri Türkülerin yapmış oldukları mücadelelerle, Türk milletini,
düşkün zayıf, aciz durumdan,
kurtarması için ve eskiden olduğu gibi, tekrar parlak, büyük uzaya
ulaşması için, kuşaklarımız mücadele etmekle çalışmaktadırlar.

Türkçülük bayramını yaşamakla, Alparslan Türkeş söylemiş olduğu gibi ( Biz
Türk'üz, Türkçüyüz ve daim Türkçü kalacağız) .
Bizim için Türkçülük bir kan, bir yol, İlke doğru, ölüm kalım dünya Tutsak
Türklerin kurtuluş, özgürlük, bağımsızlık meselesidir.

Biz azalan Türkçü değil, Çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz ve her zaman bu
doğrulukta çalışacağız.

3 Mayıs 1944 rahmetli Alparslan Türkeş, bu gün verilen bildiriye göre
Türkçülük, Turancılıkla ilgili tutuklanmıştır, 3 Mayıs mahkeme olarak,
sokaklar doluydu ve muhakemenin sonucunu ülkücüler beklemekteydi.

Türk gençleri, büyük bir sevinçle, her yere dökülerek, tutuklamalar
başlamakla, büyük Türkçü Nihal Atsız gözaltına alınarak, evi aranarak,
mektup yazılarına, kitaplarına el koyuldu.

İsmet İnönü'nün konuşması, Turan ülkesini savunanları suçlamakla,
Sovyetler komünistlere yakın olması için, ırkçı Turancı, Türkçü demiş
oldu, insanları karamıştı ve milliyetçilikten tutuklu olanlar, serbest
olmuşlardır.

Türkçülüğün atası Nihal Atsızın evinde, yapılan arama ve Türkeş'in evini
aramakla, yazmış olduğu mektuplar, yazılar ele düşmekle, büyük bir suç
olmuştu. Alparslan Türkeş onu 14 milli birlik komitesi üyeleriyle ve
değişik görevlerle 13 Kasım 1960 de, yurt dışı Hindistan'a göndermekle,
tüm İdeallerinden, soydurulmuştur,
Onun düşünceleri, devletin bütün önemli yerlerinde, iyi sağlam, yetişmiş
Milliyetçi Türklerin bulunması gerektir ve Türkiye sınırları dışında
kalan, tutsak Türklerle ilgilenmek ve zalim düşmanların pençesinden
kurtulması, özgür, Bağımsız olmasıdır...

Türkeş 29 Ekim 1944 de mahkemeye çıkarak sorgulandı. Ona ırkçılık ve
Türkçülük, Turancılık vatan hainliği ile suçlanarak, Bizlerde Irak rejimi
tarafından, Kerkük Irak Türkleri olarak, Türkçülükten, Turancılıktan,
Türkiye'den, MHP ve vatan hainliği suçuyla, uzun yıllar hapishaneye
atılarak, çok sayıda aydın, kültürlü temiz atılgan, Türkçülük için ölen
insanlarımız kurşuna dizilerek, İdam olmuşlardır.

Bizler milletimizi, Kerkük başta Türkmen köy, bölge, ilçe topraklarımızı
severek, bunun karşısında malımızı kanımızı verdik, her türlü işkence,
zulüm baskı uzaklaşmaya sürgüne rağmen, göz açtırmadılar Irakta yaşmakta
olan, Arap, Kürt'ten bizlere düşman gözü ile bakarak, 14 Temmuz Abdul
Kerim Kasım rejimi zamanında, Kürt, Komünistler işlemiş oldukları Kerkük
katliamını, bilmeyen kimse yoktur. Türkçülük,
Turancılık Türk olmaktan dolayı sayısızca Kerkük Türklerini yerde
sürüklemekle, etini bile keserek ağaçlara astılar, yaşlı, kadın, çocuk
bilmeden, zavallı kimsesiz Türkleri, ters yöne giden arabalara bağlıyarak,
ikiye böldüler, bunları yapanlar
arasında Mesut Berzan inin babası Molla Mustafa, Celal Talabani de olduğu
belliydi. İdam, şehit olanların arasında Ata Hayrullah, İhsan Hayrullah,
Kasım Neftçi, Züheyir Çaycı ve başkaları vardır ve hala Erbil Türk
şehrinde Mesut Barzaninin Saddam
rejimine bağlanarak Milliyetçi Türkçü Erbil Kerkük ve başka Irak
Türklerine Zulüm işkence baskısı artarak, arada bir Türkmen Cephesi
Türkmen evi ve başka kuruluşlarımıza saldırı yapmakla, çok sayıda Irak
Türklerini şehit ederek, yaralayarak çok insanlarımızı kıyıcı Saddam'a
tutuklayarak göndermişlerdir.
İster Arap ister kürdü olsun yıllardan beri Irak Türklerinin Ana şehri
olan Kerkük Erbil'i, Musul'u, Telafer'i, Altunköprülü, Tuzhurmatu,
Hanekın, Şahreban, Mendilliyi, Ömer Mandanı ve başka Türkmen yerlerini
kendi yerleri toprakları saymakla, boş hayale dayanıyorlar.

Bununda nedeni yalınız hastalık durumlarından dolayıdır çünkü Irak
Türkleri belli, efendi, kültürlü, ahlaklı tarihleri yüce bilgili şerefli
bir millet olmasından dolayı kıskanıyorlar.

Son günlerde, kıyıcı Saddam rejimi düştükten sonra, İki Kürt partisi,
büyük Iraklı Türk milletimize karşı, saldırı, baskıya katılarak, çok
sayıda kan kardeşlerimizi, İsrail Amerika'ya güvenerek, kurşuna
dizmişlerdir. Önceden Tuzhurmatu ya saldırarak, çok İnsanlarımızı şehit
etmişlerdir.
ve Kerkük'te barışçı olarak gösterişe, kurşunlar yağdırarak, sivil halkı
şehit etmişlerdir. Ayrıca bunun yanında 2004- 2007 tarihine kadar Türkmen
şehri Telafer'e Amerikanlarla saldırarak, yüzlerce Türkmen'i şehit
etmişlerdir.
Bununla da yetinmeyerek, Kerkük Türk şehrine, her gün yüzlerce Kürtleri
yerleştirmekle, Kerkük'ün kendi şehirleri olduğunu savunmaktadırlar. Bunu
da iyice bilmeleri gerekmektedir, Kerkük bir Türk şehri olarak, ve Türk
şehri kalacaktır. Ne savaştan nede ölümden korkmayan Türkler, çünkü
onların arkamızda Türkiye ve dünya Türkü durmaktadır. Kerkük'te bundan
öncede Türk'ten başka, bir millet yaşamadı,
Araplar Saddam tarafından yerleştirilmiştir. Kürtlerde 1959 tarihinden
sonra Kerkük yeni açılan Şorca mahallesine Saddam la ve eski Irak
Hükümetleri tarafından, çıkan savaşlardan dolayı, dağdan ve köylerden
Kerkük'e yerleşmişlerdir.

Bizleri Kerkük'ümüzden ve öteki Türk yerlerimizden, ölüm bile ayıramadan
onlar ayıramazlar.
Mustafa Kemal Ata Türk'ün bir Türk on düşmana bedeldir.
Bir Türk dünyaya bedeldir. Ve Ne mutlu Türküm söylemesini göstermektedir.
Türk'ün değerini. Biz Türkler büyük milletimizin Türklüğümüzü ulu yüce
tarihimizden öğrenmekle, tüm Türk dünyasıyla, güvenç duymakta kanımızı,
canımızı vermek geleceğin ışığı şimdiden, önümüzde aydın olmaktadır.

Hayatlarını, çıkarlarını düşünmeyen Nihal Atsız, Alparslan Türkeş tutsak
mazlum kimsesiz Türklerin özgürlük, bağımsızlığını kazanmak için, üstün
çabalar harcamakla, Turancılıkla ilgili arkadaşlarıyla, 29 Mart 1957 de
sonuç 23 sanıktan 8-9 kişi serbest olmuş diğerlerde 10 yıla kadar, hapis
cezasına çaptırılmışlardır.

Alparslan Türkeş 9 ay 10 gün ile yargılanmıştır.
Irak Saddam cellâdı ise, Kerkük Irak Türkmenlerini Türkçülük, Turancılık,
vatan hainliğiyle, hapishaneye uzun yıllar çürüterek adları belli olan,
çok sayıda kan kardeşlerimizi idam etmiştir. Son yıllarda da bizde mezhep
ayrımı olmadan, çok Irak Türklerini İran Hizbullah ve hizip davayla
işbirliği yapmakla, suçlanıp çoğununu idam ederek, bir kısmını da hapiste,
gizli kapalı yerlere, yalnız Türkmen olduklarından dolayı atmıştır.
Beşir Tisin, Kızıl yar, kümbetler, Bul hava, Türk alan, ayrıca çok Türkmen
köylerini yıkarak, adlarını bile Türkçe'den Arap adına çevirmiştir. Ayrıca
Irak'ın hiçbir yerinde Türkmence konuşmak, Türkmence adlar bırakmak,
yasaklanmıştır.

Geçmiş günlerin başkanı Fahri Koru Türk Nisan 1976 tarihinde gezisi
sırasında, ben lise birde iken onu karşılamaya giderek, acı, çile baskı,
zulüm, ölüm, idam hapishane sahnesi yaşanmıştır. benimle kan kardeşlerim 6
aydan fazla tutuklu Türkçülük, Turancılık Türkiye'den dolayı, türlü
işkence, vurma, yakma, asma elektrik görerek, Bir kaç ay kaybolduk, Fahri
Koru Türk, döndükten sonra yapmış olduğu açıklamalar ibretler verici, acı
sahne olmuştur..

Türk başkanı ve onunla olan büyük heyeti, Kerkük'te Irak Türkmenleri
tarafından, büyük bir coşkuyla karşılanarak, Esir Türkmen milletimizin,
hasret dolu gözyaşları sel, sel akıyordu, öyle ki esaret işkence zulüm
altındaki Kerkük Türkleri Koru Türk'ün bindiği arabaya yaklaşabilmek,
dokunabilmek için, bütün güvenlik çemberini zorlamakla ve Türk heyetinin
binmiş oldukları, arabaların tekerleklerini bile öptüler, Türk kardeşine o
kadar hasretli olan Kerkük, Irak Türkmenleri sloganlar
atarak, Kerkük, Türk'tür Türk kalacak. Milliyetçi Türkiye, Boz kurt
Türkeş, Boz kurt Türkeş Türkiye Atatürk
Başbuğ Türkeş Türkmenlere bağımsızlık, özgürlük, yaşam hakkı tanıtmak Türk
dili ile yazmak okumak.

Aynı durum başkan Süleyman Demir elin Kerkük gezisinde başladı, ama dehada
farklı bir Türkmen annesi, Annem Şeker Köprülü kucağında olan 2-3 yaşında
yavrusunu, kurban diye eğilerek, ellerini öperek, Demir elin karşında al
bu yavrumu? Kesin kurban diye sizin gelişiniz, Türk Kerkük şehrine.

Benimle toplu olarak 11 kişi Kerkük Türküsü olan Ağam Süleyman, paşam
Süleyman Türküsünü söyledik.
Başkan Demir elin ardından, bir hafta sonra, çok sayıda Türkmen
tutuklanarak, bende onlarla çok acı, işkence görmekle, 8 ay tutuklu
kalarak, serbest olduk, ama bununla yetinmediler, 1970 yılından bu yana
binlerce Irak Türkleri, idam oldu, katliam oldu, kurşuna dizildi,
bunlardan 28 Mart 1990 Türk kasabası Altunköprü katliamında 200 den
fazla Türk kurşuna dizilerek, bir gizli çukura, kuyuya atıldılar.

1980 yılında tanılan liderler, aydın Türkçü, Turancı Türklükçün gönlü atan
kanını veren Abdullah Abdulrahman, Necdet koçak, Adil Şerif , Rıza
Demirci, Necdet Bekal oğlu, Cengiz paşa, Kemal Terzi, Ahmet, Atilla,Turan
Köprülü, Cengiz köprülü, Halit Ak koyunlu ,Yılmaz Sait ,Mehmet Tuzlu Aydın
Şakır Iraklı, Aydın Velit Erbil'li ,
Halit Şen gül Mehmet Korkmaz, Yaşar Tuzlu, Enver Neftçi , Fatih Şakır,
Tembel Abbas, Hüseyin Tuzlu, Zehra Bektaş, Emel Muhtar, Rüştü Muhtar
İzzettin Terzi, Mustafa Telaferli, Hüsamettin Köprülü,ve başkaları
adlarının çoğunluğu nedeniyle, başka bir yazıda toplu olarak yazacağım..
1970 Yıllarında Irak hükümeti ile Türk hükümeti arasında, Eğitim anlaşması
olmuştur, Iraklı Türkler Türkiye'de eğitim okumak, görmeye başlamıştır,
onlara kucak açan ülkücülerde birlikte, Türkçülük için, çalışmaya
başlamışlardır.

Ve bütün dünya Türklerinin özgür, insan haklarına sahip olarak, mutlu bir
yaşam sürdürmesiyle, bağımsızlıklarına, özgürlüklerine Türk topluluğu
ezilerek yok olmalarına çalışan katil kıyıcı rejimlere, Birleşmiş
milletleri anayasası, ve insan hakları Evrensel bildiriler çerçevesi
içinde, insanca yaşamak haklarından yararlanmaları, Çünkü kalbimizde
yaşayan tüm Türklerin anavatanları Türkiye olmakla, Türkiyesiz hiç bir
Türk toplumu olmayacak, kurtuluş güneşinin doğmasını bekleyerek,
göklerimizde yıldızlar bile, ışıksız, Fersiz, mehtap sönük kuşları göçmüş,
çiçek,
gülleri solgun, Kötü rejimler tutsak Türklerin üzgün çileli geceleri
bitmekle, dağlar gibi Türk kahramanlarının, yiğit erlerinin yüzlerinde
gönüllerinde, millet Türkçülük sevgisini taşmakla, gözlerinde ışık
mertlik, sertlik duygular taşmakla, davasını ruhuyla sürdürmüştü, idam,
hapse, işkenceye günlerce aç susuz kalmakla, perişan duruma düşmüştür..

Bu acı, kötü işkenceli anılara rağmen, her yıl hapiste 3 Mayıs Türkçülük
bayramını kutlamıştık, Kerkük, Erbil, Musul, Telafer,Tuzhurmatu ve başka
Türkmen yerlerinde, her yıl toplu durumda, baskı züluma, korkuya ölüme
hapsa aldırmadan kan kardeşlerle kutlardık..

Bunun yanında Alparslan Türkeş, Nihal atsız, Ata Türk'ün fotoğraflarını
gizli olarak, bastıktan sonra, tüm Türkmen toplumuna dağıtırdık,
Türkçülükle ilgili bilgiler, konuşmalar başlardı, milli kitaplar okunurdu,
1980 Yılında Türkçülük, Turancılık, Türkiye ile ilgili tutuklanarak, bana
önce idam, sonradan hayat boyu hüküm verdiler, kardeşimde Ümit Köprülü 6
sene hüküm olarak, bir hafta hapishane yaşamında, mahpus olanların
Saddamcılar ve İstihbarat, Emniyetle yardımlaşan bir
bölüm zalim insanlar, benimle kardeşimi Türkiye MHP ile yardımlaşarak,
Irak Türkleri hakkında yazılar yazarak, Türkçülük, Turancılık
yaptıklarımızı yazarak, raporlarda belli etmişlerdir..

Anne babamın yoluyla mektuplar Türkiye'ye gönderildiğimizi yazmışlardır,
uzun süre beni gizli, kapalı yere attıktan sonra, soruşturma, işkenceler
başlamıştır.
Görüşmeme gelenlerin adlarını yazarak, bir süre görüşmede benim için
yasaklandı, aramalar başladı.
Hapishanede olan kardeşlerimden Şehit Enver Neftçi, şehit Fatih Şakır, ve
başkalarıyla, her yıl Türkçülük bayramını kutlayarak milli anıları
yaşamaktaydık..

6 Mayıs 1995 tarihinde, Türkçülük, Türkiye ile suçlanarak ve Hapishaneyi
yandırmakla, Mahpusları kurtarmak diye, Emniyet, Muhaberatı Saddam'ın
korucu orduları tarafından, silah zoruyla aranarak, 4 ay gönde 3 defa
işkence görmekle, gizli kapalı yere bırakılarak, günler soruşturmaya
alınarak, hiç bir şey elde etmeden, tekrar olduğum odamdan, başka bir
odaya atıldım. o sırada eski olduğum odada, yanımda ve gizli toprak
altında saklamış olduğum, Nihat Atsızın, Türkeş'in, Ziya Gök alpın
kitapları vardır. Onları gecenin son saatlerinde ve Emniyetin gözünden
uzakta, okumaktaydık, bu kitaplar annem tarafından yapılan
dolma ve yufka ekmekler arasında, saklanarak bana ulaşmaktaydı.

Bizim dava haklı, Türkçülük, sağlam doğru ruhsal bir dava sayılmaktadır.
Irak Kerkük Türklerinin davası, büyük Türk dünyası doğru şerefli baskı
zulüm içinde yaşayan, tutsak Türk milletinin milli davası olarak, kıyıcı
komünist Saddamcılar,
Kürtler tarafından çiğnetme soykırım, katliamlar yapılan haklarını savunma
davasıdır. Bu dava Ahlak Şeref 9 Işık prensibine, Türkçülük şuuruna,
gücüne doğru milletten çıkan, ilkelere dayanmakla, dünyanın her neresinde
bir Türk varsa, davamız, ülkemiz oradan başlamaktadır.

Bizim Türkler, cesur, atılgan, yiğit milleti için, yurdunun bir karış
toprağı,
bayrağı için, idealler için canını özveri etmekten, ölse bile çekinmeyecek
kadar vefalı, yiğittir, korkmadan atılgandı, Milletimiz görevlerini içten
yerine getirmekle, düz yoluna hareket ederek, genç aydınlarımız ister
Kerküklü, Erbil'li, Musullu, Telaferli, Altunköprü, Tuzhurmatu ve başka
Türkmen yerlerimiz olsun, tümü gerçek ülkücüdürler ve her zamanda Türk
milleti uğrunda mücadele içinde çalışmaktadırlar...

Büyük milletimizin, her zaman gönlünde, doğru sevgi yaşamakla, buna karşın
yolumuz her zaman ALLAH KURAN İSLAM, Türkçülük, Turancılık yolundan
ayrılmayacaktır...

Bu Türkçülük Bayramını yakında, tüm özgür olup, bağımsızlığına kavuşacak
dünya Türkleri ile beraber, birlikte, zalim Saddam'dan ve zalim Kürtlerden
kurtararak, milli Türkçülük bayramımızı, Türk şehrimiz Kerkük'te ve öteki
tüm Türk yerlerimizde, topraklarımızda kutlamayı, ümit ederiz, yarınlar
sevinç mutlulukla, aydınlanarak, bu çağın Türk çağı olmasını, gönlümüzle,
milli Türkçülük duygumuzla, kutlamaya hazır
olmalıyız.

--
This message has been scanned for viruses and
dangerous content by MailScanner, and is
believed to be clean.


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..



Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.

-----------------------------------------------------------------

"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.

Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com

Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com

Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr


adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.