“Kurucu müdahale”nin arkasında Rusya mı var?



"Kurucu müdahale"nin arkasında Rusya mı var?

Hep merak ederim: Türkiye'nin bağımsızlığına bu kadar düşkün TSK, acaba İran ordusunun kendi uçağını, tankını topunu, füzesini üretmesine, kendi stratejik planlarını yapmasına gıpta etmiyor mudur?

Muhtemelen ediyordur, fakat bir yandan NATO üyeliğinin gerektirdiği stratejik ittifak gereklilikleri, öte yandan Türkiye'nin yeni cumhuriyetle birlikte Batı medeniyet havzası içinde yeralma politikası nedeniyle mevcut sınırlamalara ister istemez boyun eğiyordur.

TSK'nın mevcut gereklilikler ve sınırlamalar konusundaki fikrini ordu içinden zaman zaman yapılan ilginç çıkışlarda görebiliyoruz.

Aynı ittifak içinde yeralan Batı ülkelerinin Türkiye'ye yönelik emellerinden, teröre desteğinden, ülke içinde demokrasiyi güçlendirme adı altında Türkiye'nin değerlerine aşındırmak üzere bazı STK'lara kaynak aktarmasından sözederken hiç lafını esirgemiyor.

Bununla birlikte İsrail'le kapsamı bile bilinmeyen karışık ilişkiler, ABD ile yine içeriği ve kapsamı muamma olan ittifak mutabakatı, NATO üyeliği vesilesiyle AB ülkeleri ile iç içe girmiş savunma işbirlikleri vs. gibi durumlar aynen devam ediyor.

Kimi zaman TSK'nın üst düzeylerinden yapılan açıklamalarda ABD'yi mutlu edecek tehdit değerlendirmeleri gelebiliyor.
Son olarak Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, Taliban yönetiminin Pakistan'da nüfuz elde etmesi halinde dünyayı nasıl bir nükleer terör dalgasının beklediğine dair şok edici açıklamalar yaptı. ABD dışında başka hiçbir ülkenin askeri bürokratından böyle bir beyan duyulmuş değildir.

Herşeye rağmen Türkiye'de oranı hayli yüksek bir tepkiyle Amerikan politikalarından nefret edildiği, bunun da ordu içinde fazlasıyla yankı bulduğunun gizlisi saklısı yoktur.

Özellikle ulusalcıların AKP iktidarı döneminde ABD karşıtı tutumu yaygınlaştırmaya çalışırken ordu içindeki bu yüksek hassasiyete her defasında vurgu yaptığını tespit etmek mümkündür.

Hal böyle olunca, AKP'nin ürettiği iktidarı kullanan liberaller ve garpzede Müslümanlar, hükümeti devirmeye yönelik darbe girişimlerinin totaliter Rusya-Çin ekseniyle ilişkili olduğunu çokça gündeme getiriyor ve Türkiye'nin mevcut demokrasisini koruyabilmek için ABD-AB ekseninden çıkmaması icap ettiğini propaganda ediyorlar.

Ilımlı İslami kesimin medyasında bu fikrin allanıp pullanarak binlerce kez haber ve yorum olarak yayınlandığını söylesek mübalağa etmiş olmayız.

Bu koşullarda AKP'ye açılan kapatma davası ile birlikte başlayan "kurucu müdahale" döneminin arkasında ABD'nin değil Rusya'nın, hatta belki Rusya-Çin ekseninin bulunduğunu, giderek de bu işle İran'ı da irtibatlandıran yaklaşımların analizlere girmeye başladığını gözlemliyoruz.

Nitekim İran'ın nükleer faaliyetlerinden ABD'nin duyduğu rahatsızlığın bu medyada artan oranda haberlere yansımaya başlaması Ergenekon soruşturmasıyla eşzamanlı cereyan ediyor.

AKP'ye kapatma davasıyla başlayan sürecin arkasında Rusya'nın bulunduğu ve bu yolla Türkiye'nin ABD-AB ekseninden çıkartılarak ulusalcıların beklentisi doğrultusunda yeniden yapılandırılacağı fikri tabii ki ciddi bir iddiadır.

Eğer böyleyse Türkiye'deki laik güçler, Türkiye'nin Batı ittifakından çıkmasına karar vermişler demektir.

Emekli MGK genel sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç'ın bir zamanlar Batı ittifakına alternatif olarak Rusya-Çin-İran eksenini adres göstermesi bu varsayımın en büyük kanıtı olarak sunuluyor.

Fakat bu senaryoda çok önemli sorular cevapsızdır.

Öncelikle acaba TSK, ülkenin kuruluşuyla özdeş bir perspektifi terk edip böylesine önemli bir eksen değişimine kalkışabilir mi?

Türkiye'nin varlık ve bütünlüğünün korunması için olsa bile ABD'yi karşısına alması manasına gelecek bu denli büyük ve mühim bir kararı vermiş olabilir mi?

Zira bu eksen değişimi Türkiye'nin NATO üyeliğini mutlaka olumsuz etkileyecek; belki hukuki protokol ittifaktan çıkarılmasına izin vermese de ittifak içinde yalnızlaştırılmasına neden olabilecektir.

Gerçi 2002'den bu yana yaşanan gelişmeleri geri çevirmek için laik kesimin ve TSK'nın böyle bir bedeli ödemeye hazır olduğu düşünülebilir. Fakat Türkiye'nin bu kararının Ortadoğu'da nasıl bir denge kaymasına neden olacağını da hesaba katmak gerekir. Türkiye'nin böyle bir kararı, İsrail açısından da kabus senaryosu olsa gerektir ve ABD'nin buna tepkisi TSK'yı caydırıyor olmalıdır.

TSK, uzun süredir tutku ve özlemleri ile, reelpolitiğin acımasız gerçekleri arasına sıkışmış vaziyetteyken acaba ani bir kararla Lozan'ın bağlarından kurtulmaya mı karar verdi?

Açıkçası bendenize pek yakın ihtimal gibi gözükmeyen bu Rusya-Çin eksenine teveccüh fikri eğer doğruysa, bu durumda AKP iktidarı ve onun mıknatıs etkisine kendisini teslim ederek çevresinde kümeleşmiş ılımlı İslami kesimler ülkenin bağımsızlığının önündeki en büyük engel olarak görülüyorlar demektir. Batı havzasının Türkiye'ye yönelik emellerinin ülke içindeki uzantıları arasında da sayılacak garpzede Müslümanlar, bu nedenle Türkiye'nin bekası için tasfiye edileceklerdir.

Hem de ne tasfiye!

Eğer Türkiye böyle bir eksen kaymasıyla "kurucu müdahale"nin kontrolüne girdiyse garpzede Müslümanlar, haklarında oluşacak tarih edebiyatına şimdiden hazırlıklı olmalıdırlar. Zira önümüzdeki on yıl boyunca Türkiye'yi Batıya nasıl peşkeş çektikleri, ABD ve AB ajanlığıyla ülkenin parçalanması için nasıl çaba gösterdikleri, medya ve STK faaliyetleriyle ülkeyi nasıl içten kemirdikleri vs. üzerine onlarca yayın, belgesel ve haber izleyebiliriz.

Elhak, bunların çoğu da hakikatin hilafına şeyler olmayacaktır!

kenan@camurcu.com


--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.

http://dava-vatan.blogspot.com/
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.