EMPERYALİZME KARŞI D–8 (2)


Güncel yazılar serisi
nlaleli@mynet.com
D–8’İN PRENSİPLERİ VE ORGANLARI
İlk kuruluşta 8 ülkenin bir araya gelmesiyle sağlanan D–8’ler ileride üye ülke sayısı 60’a çıkartmayı planlamış bulunmaktadırlar. Yeryüzünde bağlantısız, sömürülen ve ezilen ülkelerden olan, Rusya, Çin, Hindistan gibi ülkelerinde katılımlarıyla bu sayının 160’a ulaşacağı tahmin edilmektedir.
D–8 kurulurken bayrağına koyduğu “kuruluş prensiplerini” 6 yıldız ile belirlemiş ve dünya kamuoyuna ilan etmiştir. Bunlar: 1) Savaş değil barış, 2) Çatışma değil diyalog 3) Çifte standart değil Adalet, 4) Üstünlük değil eşitlik 5) Sömürü değil işbirliği ve 6) Baskı ve tahakküm değil insan hakları ve Demokrasi prensipleridir.
D–8’in toplanıp dağılan ve bol bol konuşularak, “havanda su döven” bir kuruluş olmaması için çalışma organları da belirlenmiştir. Bunlar; 1) Zirve; Devlet ve Hükümet başkanlarının iki yılda bir toplandığı D–8’in en üst düzey karar alma organı, 2) Konsey; Üye ülkelerin Dış işleri Bakanlarının katılımlarıyla sağlanan toplantıları, 3) Komisyon; Üye ülkelerin kıdemli uzmanlarından oluşan ve eş güdüm çalışmalarını yürüten kurulun toplantıları ve 4) İcra Direktörlüğü; D–8 gurubunun çalışmalarına sekretarya hizmetleri sunan ve üye ülkeler arasında iletişimi sağlayan ve İcra direktörlüğüdür. Yetkilisi Türkiye tarafından atanan bir makamın merkezi İstanbul’dadır.
D–8 ÜLKELERİ CEZALANDIRILIYOR
Türkiye öncülüğünde ve 8 ülkenin Devlet ve Hükümet Başkanları tarafından kurulan D–8’in kuruluşuna vesile olan bütün ülkelerde, çıkarılan isyanlar veya darbeler neticesinde o gün yönetimde bulunarak D–8’e imza atan Devlet ve Hükümet yöneticilerinin düşürülmüş olduğunu biliyor muydunuz? Böylece Irkçı Emperyalizm, kendine karşı ayağa kalkan mazlum ve masum ülkelerin insanlarını cezalandırmış oluyordu. Buna bilerek veya bilmeyerek katılmak suretiyle Irkçı Emperyalizm amacını gerçekleştirmeyi başarmıştı.
Ancak aradan geçen 11 yıl içerisinde, içinde ABD’nin, İsrail’in veya İngiltere’nin bulunmadığı bu tek bağımsız ve adil kuruluşun sömürülen ve ezilen ülkelerin kurtuluşu sağlayacak tek “can simidi” olduğu anlaşıldığından, ülkelerin yeni yöneticileri de ister istemez bu can simidine sarılmaya mecbur kalmaktadırlar.
Kuruluşta yaşanan diğer bir incelik şudur. Ülkemizde örtülü bir darbe niteliğinde olan 28.Şubat.1977 baskı süreci fiilen başladığı ve aradan 4 ay gibi bir zaman geçmiş olmasına halde D–8, 15.Haziran.1977’de kuruluşunu ilan etmiştir. Bu da göstermektedir ki Refah-Yol hükümeti, 28. Şubatcı’ların bütün baskılarına rağmen iktidarı bırakıp kaçmamış veya “masaya yumruk vurarak, hazırladıkları D–8’i dağıtmamış” üzerlerindeki büyük mesuliyeti hissederek onun edası için sabretmişlerdir. Ve bu proje 28.Şubat’tan dört ay sonra “D–8‘in kuruluşunu” bütün dünyaya ilan edilmiştir.
DÜNYA BARIŞI İÇİN TEK UMUT
Kuvveti olmayı haklı olmanın bir sebebi sayan batılılara karşı gerçek haklılığın sebeplerini ortaya koyan D–8’in kuruluşta deklere ettiği temel prensipleri eğer D–8 in kuruluşu ile uygulanırsa sadece D–8 ülkelerinde değil bütün dünya’da artık “Savaş yerine barışın, çatışma yerine diyalogun, çifte standart yerine Adaletin, üstünlük yerine eşitliğin, sömürü yerine işbirliğinin, baskı ve tahakküm yerine insan hakları ve hürriyet”in yerleşme olduğunu memnuniyetle göreceklerdir.
Bir başka ifade ile “Irkçı emperyalizmin insafına terk edilen insanlığın İslam âleminin öncülüğünde kurulacak yeni bir Dünya ile bir an evvel insanların mutlu bir ortama kavuşmaları mümkün olacaktır.
ERBAKAN, D–8 İÇİN NE DİYOR
D–8’in fikir babası ve kurucusu, ülkesi ve milleti için büyük fedakârlıklar yapan ancak şimdi kendi yetiştiği (!) talebelerinin iktidarında ev hapsine maruz bırakılan, Prof. Dr. Necmettin Erbakan şunları söylemektedir.
“İkinci Cihan harbinden sonra insanlık, topyekûn hürriyet, insan hakları ve demokrasinin tesisi için mücadele verdi. Soğuk savaşın ardından 50 yıldan beri bu mücadele sürmektedir. 20. Asrın gerçekleri, yaşanan olaylar, alınması gereken dersler sonundaki zorunluluk D–8’in doğuşunun gerekçesi olmuştur.
D–8’ler kurulması baştan sona harplerle ve çatışmalarla geçen 20. Asrın sonunda, aydınlığa açılan bir kapı gibidir” demektedir.
Toplantıda konuşan D–8 Genel sekreteri Dr. Dipo Alam; “Bu teşkilat 935 milyon insanı kapsamaktadır. Genel sekreterliğim süresince kurumsal gelişmelere önem verdim. Çeşitli Başkentleri ve uluslar arası kurumları ziyaret ederek ilişkilerimizi güçlendirdik”
İran Büyükelçiliği Uluslar arası ilişkiler Müsteşarı Hamit Rıza Annuşe ise “İslam âlemini ilgilendiren bütün konularda aktif çalışma ve işbirliği yapılmasını kaydederek; D–8’in başarısı bütün insanlığın başarısıdır” diyerek sözünü tamamlamıştır.
Mısır meclisi milletvekili Dr. Eşref Bedrettin ise D–8’in ekonomik işbirliğinin geliştirilmesindeki öneme dikkatleri çekerek “kendi doğal kaynaklarımız dünyanın en zengin kaynaklarıdır. Ancak hala dışa bağımlılığımız devam etmektedir. Sahip olduğumuz insan gücünü kullanamıyoruz. Ancak D–8 ülkelerinin hükümetlerinin bu birleşime gerekli desteği vermemeleri sebebiyle bu gün D–8 layık olduğu düzeye erişememektedir” demiştir.
10 YILLIK YOL HARİTASI
D–8’in kuruluşunun 11. yıl dönümünde alınan kararlardan bir önemlisi “D–8’in gelecek 10 yıl içerisinde (2008–2018) neleri yapması gerektiğinin…” bir yol haritasına bağlanmış olmasıdır.
Böylece D–8 ve ona üye ülke yetkileri kendilerine düşen görevleri daha iyi görecek ve bunu yaparak D–8’in çalışmalarının hedeflerine ulaştırılmasına katkıda bulunacaklardır.
Türkiye’de ekonomik, ahlaki, kültürel, siyasi, ilmi ve hukuki yönden bunalan insanımız D–8 in bir an evvel ülkemizde, D–8 ülkelerinde ve Dünya üzerinde ağırlığını hissettirmesini ve böylece bir an evvel Küresel ve Irkçı Emperyalizmin sonunun gelmesini ümitle beklemektedirler.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.