T a r a f s ı z D e ğ i l i z

KomploTeorileri ... Milleti Ergenekon soytarılığı ile uyuturken, Kıbrıs'ı ebediyen Rum'a terk etmeyi planlıyorlar

Değerli arkadaşlar

Aşağıdaki yazıda (BBC haberi) derin bir kandırmaca var.
Talat ve Hristofyas'ın üzerinde anlaştıkları
eşit statüdeki Türk ve Rum kurucu devletlerinin oluşturacağı Kıbrıs devletinin
cümlesinde geçen "Türk ve Rum kurucu devletleri"nden kasıt, "Kendisini Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanıtan ve bu isimle AB üyesi olmuş olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi" ve "KKTC" değildir.
Bu cümledeki "devlet" ten kasıt bizim anladığımız anlamda "devlet" değildir, kastedilen, Rum kesimi ve Türk kesimidir, eyaletidir..
Tercüme, Türkleri kandırmak için kasıtlı olarak "eyalet, kesim" yerine "devlet" olarak yapılmıştır.
Rum Cumhurbaşkanı Hristofiyas'ın 8 Temmuz basın toplantısında açıkladığı gibi, kastedilen "iki kesim, iki eyalet" tir.

Çünkü: Rumlara, AB'ye ve ABD'ye göre:
"KKTC sahte ve korsan bir kuruluştur. KKTC diye bir devlet yoktur.
Kıbrıs adasının tamamı, Kendisini Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanıtan ve bu isimle AB üyesi olmuş olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne aittir ve AB üyesidir.
Yani, Kıbrıs adasının tamamı AB toprağıdır.
Adanın kuzey kısmı Türk Ordusunun işgali altındadır. (Avrupa Birliği kararında açıkça böyle yazılmaktadır.)"

YANİ, İKİ AYRI DEVLET BİRLEŞİP YENİ BİR DEVLET MEYDANA GETİMEYECEKLERDİR.

Çünkü, yine Hristofyas'ın belirttiği gibi:
"KIBRIS CUMHURİYETİ MEVCUTTUR.
BİRLEŞİK DEVLET FEDERASYONA DÖNÜŞECEK VE TÜRKLER BUNA KATILACAKTIR.
Kıbrıs Cumhuriyeti, BM üyesi bağımsız bir devlettir. Bir bölümü Türkiye'nin işgali altında olan bağımsız bir devlettir.

KIBRIS'TA İKİ DEVLET YOKTUR, KIBRIS CUMHURİYETİ VARDIR.
Bunu YENİLEMEK MODERNİZE ETMEK İSTİYORUZ.
EGEMENLİK VE VATANDAŞLIK TEK OLACAK, tek uluslar arası temsiliyeti olan bir devlet olacak

Talat, Annan planında da olan eyaletlerin yetkilerini EGEMEN ŞEKİLDE KULLANMALARINI istedi, ben bunu kabul etmedim."

Ayrıca, daha da kötüsü, bu iki eyaletten Türk eyaleti, sadece Türklere ait bir eyalet değildir.Ayrıca, daha da kötüsü, bu iki eyaletten Türk eyaleti, sadece Türklere ait bir eyalet değildir.
Daha önce burada oturmakta olan Rumlar geri dönüp mallarını geri alabilecek ve buraya Türkiye'den gelmiş olan göçmenler Türkiye'ye geri gönderilecektir.
Eskiden Güney'de oturmakta olan Türkler ise buraya geri dönüp mallarını geri alamayacaklardır.
Yani, bu bir federasyon bile değildir. Bir nevi ikinci sınıf vatandaşlıktır, azınlık konumuna indirgenmektir.
Kıbrıs Türkleri, Rumlara ve AB'ye terk edilmektedir.

Yine Hristofyas'ın aynı basın toplantısında dediği gibi:

"Ancak şunu net bir şekilde söylemek gerekir ki; bu toplumların-eyaletlerin yetkileri ve nitelikleri aracılığı ile ifade edilen siyasi eşitlikleri, bölünme veya homojen etnik bir nüfusa dayanacağı anlamına gelmez.
YANİ SADECE KIBRISLI TÜRKLERE YA DA TÜRKÇE KONUŞANLARA AİT AYRI ÜLKE ANLAMINA GELMEZ. "

Yapılacak anlaşmaya göre, Kıbrıs'ın kuzeyini işgal etmiş olan Türk Ordusu buradan çıkacak, ve fakat Kıbrıs'ta tek bir İngiliz yaşamamasına rağmen, iki büyük İngiliz üssü ve binlerce İngiliz askeri Adada kalmaya devam edecektir.
İngiliz askerinin Yunan/Rum askeri demek olduğunu söylemeye gerek var mı?

Millet Ergenekon soytarılığı ile uyutulurken, Kıbrıs ebediyen Rum'a terk edilecektir (cambaza bak numarası, millet cambaza bakarken cepçiler malı götürür.)

Türk Milletinin çıkarlarına uygun çözüm şudur:
1-Bağımsız KKTC'nin devamı
2-En son düşünülebilecek çözüm: KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından ortaklaşa oluşturulacak KONFEDERASYON. Yani iki EGEMEN DEVLETİN her birinin istediği zaman ayrılabileceği bir birlik.
Her iki halde de Türkiye'nin garantörlük hakkı devam etmeli ve Türk Ordusu KKTC'de kalmaya devam etmelidir.
3-En uygun çözüm ise, Milli Hükümet Programımızda yazıldığı gibi, KKTC'nin Türkiye ile birleşmesidir, bütünleşmesidir.

Genelkurmay Başkanımıza eleştirimdir:
Sayın Yaşar Büyükanıt, Türk askerinin Kıbrıs'ta "adil ve kalıcı barış sağlanana kadar" adada kalacağını söylemiş.
Türk Ordusu BARIŞ HAREKATI ile Kıbrıs'ta BARIŞI SAĞLAMIŞTIR.
O günden bu yana Kıbrıs'ta barış hüküm sürmektedir.
"Adil ve kalıcı barış sağlanana kadar" demek, adada barış olmadığını söylemek demektir, Rum'a, AB'ye, ABD'ye koz vermek demektir, son derece sakıncalı sözler kullanılmıştır.
Genelkurmay, "Adil ve kalıcı barış"tan ne anladığını net olarak açıklamak durumundadır;
bağımsız ve egemen KKTC'nin tanınmadığı hiçbir anlaşmanın "Adil ve kalıcı barış" olmadığını söylemek zorundadır.

Türk askerinin adadan ayrılması Kıbrıs'ı Rum'a teslim etmek demektir.
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++


----- Original Message -----
From: AYDINLIK GELECEK
To: AYDINLIK GELECEK Hareketi
Sent: Saturday, July 26, 2008 1:28 AM
Subject: [AYDINLIK GELECEK Hareketi] Kıbrıs'ta yeni müzakere süreci


Kıbrıs'ta yeni müzakere süreci

BBC - 25 Temmuz, 2008 - TSİ 13:51

Kıbrıslı Türk ve Rum liderler Mehmet Ali Talat ve Dimitris Hristofyas'ın Lefkoşa'daki görüşmelerinin ardından liderlerin, kapsamlı müzakerelere 3 Eylül'de başlanacağı açıklandı.
Hıristofyas ve Talat'ın görüşmesi iki saatten fazla sürdüBM Temsilcisi Zerihoun, müzakereler sonu varılacak nihai anlaşmanın, adanın her iki tarafında referanduma sunulacağını belirtti. Talat ile Hristofyas'ın bu görüşmesinin ardından 26 Mart'ta Lefkoşa'ya giden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türk askerinin Kıbrıs'ta "adil ve kalıcı barış sağlanana kadar" adada kalacağını söylemişti.
Talat ile Hristofyas, 23 Mayıs'ta yeniden bir araya geldi.İki lider bu görüşmede çalışma grupları ile komitelerin çalışmalarını gözden geçirdi ve Haziran ayında yeniden bir araya gelmeye karar verdi. Ayrıca eşit statüdeki Türk ve Rum kurucu devletlerinin oluşturacağı Kıbrıs devletinin, tek uluslararası kimlikli, federal bir hükümeti olması konusunda görüş birliğine vardı. Hristofyas, Kıbrıs'ın uluslararası kimliğinin, "Kıbrıs Birleşik Federal Cumhuriyeti" (United Federal Republic of Cyprus) olması konusunda ortak pozisyonları olduğunu söylemişti.
Kıbrıslı Rumlar ve İngiltere 5 Haziran'da karşılıklı anlayış memorandumu imzaladı.Hristofyas ile İngiltere Başbakanı Gordon Brown arasında imzalanan memorandumda, Kıbrıs sorununun çözümünde "iki bölgeli, iki toplumlu federasyona" atıfta bulunuldu. Talat ise memorandumun, Hristofyas ile vardıkları mutabakatın dışında olduğunu belirtmişti.Memoranduma Ankara da tepki göstermişti.Temmuz buluşmasıİki tarafın liderleri son olarak 1 Temmuz'da yeniden bir araya gelerek, 4,5 saatlik bir görüşme yaptı.BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Zerihoun, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada liderlerin "tek egemenlik ve tek vatandaşlık konusunda prensipte anlaştığını" bildirdi. Zerihoun liderlerin uygulamaya ilişkin detayları kapsamlı müzakerelerde ele alma konusunda da uzlaştığını açıkladı.

-- --~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google
Grupları "KOMPLO TEORiLERi..." grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : E-KomploTeorileri@googlegroups.com
Bu gruptan ayrılmak iiçin , mail atın : E-KomploTeorileri--unsubscribe@googlegroups.com boş bir mesaj atınız...
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com.tr/group/E-KomploTeorileri?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.