Paralar Amerikan, İsrail silahlarına...

Türkiye de Milli gelirin yüzde 29'u savunma harcamalarına gidiyor

.Son günlerde Ergenekon operasyonlarıyla gündeme gelen konulardan biri de, hakkında tutuklama kararı çıkarılan eski Jandarma İstihbarat Başkanı Tuğgeneral Levent Ersöz'ün Rusya ile silah sistemleri konusunda yaptığı aracılık ve ordu mensuplarının bu açıdan konumları oldu. Levent Ersöz'ün kirli ilişkilerinden ve tacirliğinden bahsedilirken, Türkiye'nin silah ticaretinde en büyük payı elinde tutan ABD, İsrail, Almanya ile olan ilişkiler ve ordu mensuplarının, sivillerin bu noktada üstlendikleri misyonlar, tartışma konusu olmaktan çıkarıldı.Türkiye'nin silah alımında en önemli kalemi TSK'nın kullandığı sistemler ve ekipman oluşturuyor. Türkiye, uzun yıllardır, en fazla silah ithal eden ülkeler listesinde ilk on içinde yer alıyor. 2002 – 2006 yılları veri alındığında, dünya silah ithalatında yüzde 2.8'lik payla 9. sırada olan Türkiye'nin, silah ihracatında esamisi okunmuyor.ABD'nin yükselen payı2007 yılı itibariyle Türkiye'nin savunma bütçesi 18,5 milyar doları buluyor ve bu, milli gelirin yüzde 29'unun bu alana ayrıldığı anlamına geliyor. Dolar bazında hesaplandığında, 2001'den 2007'ye, Türkiye'nin savunma harcamalarında yüzde 250'lik bir artış yaşandığı görülüyor. Bu dönemde, aynı artış oranının, Türkiye ile İsrail, ABD arasındaki silah anlaşmalarında da yaşandığı ortaya çıkıyor.Buna mukabil, yine aynı dönemin öne çıkan bir olgusu da, Rusya ile yapılan silah ve silah sistemleri anlaşmalarındaki dalgalanma. Alınan Dragon keskin nişancı tüfeklerinin parasının ödenmemesi ve yine Rusya'da geliştirilen Erdoğan taarruz helikopterini üreten şirketin Türkiye'de iki kez ihale kazanmasına rağmen ihalelerin iptali, bu ülke ile ilişkilerde sorun yarattı.Dünya silah ticaretini domine eden ABD'nin, Türkiye'nin silah ve savunma sistemleri açısından da en önemli aktör olduğu çok açık. Türkiye için diğer önemli silah tedarikçisi ülkeler ise İsrail ve Almanya.Türkiye'nin silah sistemleri konusunda anlaşma yaptığı önemli yabancı şirketler arasında, Amerikan Lockheed Martin, Raytheon Company, General Motors, FMC Corporation ve Boeing bulunuyor. İsrail şirketleri IAI ve Elbit Systems; Alman Maffei Wegmann ve MTU; İngiliz Mata British Aerospace, BAE ve MES; Güney Kore'den Samsung Techwin gibi şirketler ile Rus Rosoboron Export şirketleri olarak sayılabilir.Silah sanayisinde '80 etkisiBu şirketler, firkateynlerden dizel motorlarına, radar ve füze sistemlerinden helikopter ve savaş uçaklarına kadar geniş bir yelpazede ürün tedarik ediyorlar. Genelde Roketsan, Havelsan, Aselsan ve TAI gibi ordu girişimiyle kurulan şirketlerle ortak çalışan bu şirketlerin Türkiye pazarının genişlemesinde önemli bir dönemeç, '80 darbesinin sonrasına denk geliyor. Bu dönemde, özel sermayenin savunma sanayisinde desteklenmesi ve NATO etkinliğinin ağırlık kazanması, uluslararası ve "ulusal" silah şirketler açısından yeni bir dönem başlattı. Yukarıda dile getirilen şirketler dışında Türkiye'nin önemli silah tüccarları arasında MKE, AKSA, KOÇ Bilgi ve Savunma, METEKSAN Savunma, Sarsılmaz, NETAŞ, VESTEL, BİMSA gibi önemli şirketler yer alıyor. Emperyalist planların yerli parçalarıSavunma Sanayi İmalatçıları Derneği'nin (SASAD) verilerine göre, 2007 yılında derneğe bağlı şirketlerin ciroları toplamı 3 milyar YTL'ye yaklaşıyor. Özellikle Irak ve Afganistan işgallerinin "piyasaya bir canlılık getirdiği" ve Türk şirketlerinin yoğunluklu olarak inşaat, mühimmat gibi kimi yan sektörlerde pastadan aldığı payı artırdığı görülüyor.
Bu alanda, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ve ailesinin sahibi olduğu MAKTAŞ ve MAKYAL isimli şirketler de öne çıkıyor. Bu şirketlerin silah ticaretinin yanı sıra nükleer silahların depolanması ile ilgili inşaat işleri aldığı, ABD ve NATO'nun depo inşaatlarında pay sahibi olduğu biliniyor.

kaynak: haber.sol.org