Yeni oluşumlara eski son

F.BURAK KAREN YAZDI...
AKP hakkında açılan kapatma davasında karar aşamasına gelindikçe siyasette yeni oluşum arayışları da yeniden hızlandı.
22 Temmuz seçimleri ile hız kesen siyasi kulisler birilerinin rüzgârını arkasına alan, kendine yeni hedefler tayin edip yeni yol arkadaşları edinme ihtiyacı duyan yeni oluşum aktörlerinin yeni oluşum senaryolarıyla hareketlendi.

AK Parti'ye karşı cephe kurma çabalarının gündeme getirdiği arayışlar, genelde "*sağ ve solu merkezde birleştirme*" düşüncesine dayanıyor. Siyasetin farklı ideolojik kulvarlarında gelişen ancak işi sonradan sağ ve solu ortak bir potada buluşturma düşüncesine kadar vardırılan arayışlar, Türkiye'yi kucaklaşacak yeni bir lider ve siyasi partiye ihtiyaç var anlayışıyla hareket etmekte.

Türk siyasi hayatının yakından tanıdığı isimler, küskünleri, dışarıda kalanları da içine alacak yeni bir merkez oluşumu arayışlarını sürdürüyor. Bu çerçevede Ankara'da yeni senaryolar konuşuluyor.

Sağda ve solda yeni oluşum aktörleri cirit atıyor. İttifak, partileşme ve yeni lider senaryolarında Eski Başbakan Mesut Yılmaz, eski devlet Bakanı Abdüllatif Şener'in yanı sıra TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun adı da " *yeni merkez parti*" için anılıyor.
Bu arayışlarda merkez sağın düşman kardeşleri olarak tanınan Tansu Çiller ile Mesut Yılmaz da yeniden ön plana çıktı. Kemal Derviş'in Türkiye'de aktif siyasete geri döneceğine ilişkin spekülasyonlar, Demirel'in şapkasından çıkaracağı yeni bir isim olayı renklendirecek gibi. Senaryoların içine Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, AKP eski milletvekili Turhan Çömez ve Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan gibi isimler de eklenebilir.
"*Büyük koalisyon, birleşik cephe, kutsal ittifak*" gibi ateşli ve bir o kadar da iddialı sloganlar eşliğinde kendilerine yol arayanların "*kişisel bir hayali mi, yoksa toplumsal bir talep mi*" olduğu meçhul olan bu girişimleri Ankara'da tartışılır oldu.

Bunun dışında, kamuoyunun yakından tanıdığı İlhan Kesici, eski İstanbul Büyükşehir Belediye başkanları Ali Müfit Gürtuna ve Bedrettin Dalan, bireysel çabalarıyla gündeme geliyor.
Yeni oluşumların umudu olan en önemli yaklaşım muhalefet partilerinin yetersizliği ve muhalefet liderlerine karşı duyulan güvenin zayıflığı. Halktan kopuk, demokrasi karşıtı darbeci çetelerin avukatlığına soyunan, İslam düşmanlığını politik bir değer olarak kabul etmiş yapısıyla CHP ve savruk, çağdışı milliyetçilik peşinde olan MHP'nin AKP ile başa çıkma şansının olmaması yeni oluşumların ümit kaynağı olmakta.

Mevcut muhalefet partilerinin gelecek için yeterince umut vermediği öngörüsü ile, yeni gelişmelerin yaşanması kaçınılmaz bir gidişattır. Kişisel hırslarını, geçmiş kırgınlıklarını bir kenara bırakıp, objektif ve akılcı bir şekilde süreci değerlendirebilen, mevcut veya yeni siyasi hareketler için, yeni bir gelecek şansının olduğu da bir gerçektir.
Fakat şu da bir gerçek ki bu millet fırsatı ganimete çevirmek isteyenleri, arkadaşlarına sırtını çevirip ikbal peşine düşenleri, sağ gösterip sol vuranları pek hazzetmez.
Sokağın sesini, Türkiye'nin sesini dinliyorum, onların taleplerini değerlendiriyorum diyerek terk ettikleri koltuklar, kendisine yüksek itibar ve imrenilecek bir kariyer sağlayan partileri ve liderine karşı gösterdikleri vefasızlığın yükü ağırdır.
AKP üzerinden demokrasiye çelme takanlarla ortak hareket edip, sözde demokrasi havarileri, tatlı su entelleri, ikinci cumhuriyetçiler, yanak okşayan sahibinin sesi kalemşorlarının güdümünde çıkılan yolda kaza yapma ihtimali çok yüksektir.
İktidar için her yol mubahtır anlayışının esiri belli grupların oyununa gelip, belli çıkar çevrelerinin maşası olup, iktidar mücadelesinde demokrasi dışı arayışlarda bulunanlar ile beraber olup birilerinin maddi, manevi ve medya desteğiyle yola çıkılıyorsa bu rüzgâr onu emin sahillere götürmez.
Bütün kavram ve kurumların küre ölçekli üretildiği ve tüketildiği bir zaman diliminde, bilişim çağında politika ancak "*akıl, bilgi ve gönül*"le yürütülebilir.
Tansiyonu giderek yükselen siyaset arenasının girdiği trendde, AKP'nin karşısına gücünü milletten almayan, belli güçlere oynayan bir yapı çürümeye ve yok olmaya mahkumdur. Moda sloganlar yerine güçlü bir alternatif modelle yola çıkılmaz ise hareket, siyasi misyona dönüşemez, partileşemez ve siyasi bir mevta olarak tarihteki yerini alır.

AKP'yi çökertme amacına yönelik suni bir girişimler ölü doğarlar. Bir zamanlar Cindoruk başkanlığında kurulan şemsiye partisi aynı akıbeti yaşamıştı.
Siyasi arenada Hasan Celal Güzel, Muhsin Yazıcıoğlu gibi değerli isimler, toplum tarafından sevilip güveniliyor, düşünceleri değerli görülüyor, sempatik bulunuyor, toplumun değerleriyle siyaset yapıyor; ancak bir arpa boyu büyüyemiyor. Niye acaba?
Eğer sonuç alamıyorsanız, büyüyüp iktidara yürüyemiyorsanız o zaman doğru siyaset yapmıyorsunuz demektir.

Türk insanının hissiyatı, önsezisi sağlamdır. Bu ülke siyaseti meydanlarda on binleri toplayıp oy sandığında gözlerine inanamayan pek çok isim sayılabilir.
Yeni, güçlü ve temiz isimlerden oluşturulmuş, aralarında bir konsensüs bulunan ve bu konsensüs somut ve şeffaf olarak halkın önüne konulmuş yeni bir oluşum, halkın umudu olabilir. Aksi halde pek çok örneği bulunan medyadan ivmeli, parlak başlangıçlı, sonu hüsranla biten deneyimlere bir yenisi eklenecektir.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.