Ali Kemal Kılıçdaroğlu önce rüşvet olayı nedeniyle Şaban Dişli' yi istifa ettirdi. Şimdi de Deniz Feneri skandalıyla AKP ni köşeye sıkıştırıyor. Arka arkaya gelen rezaletler Başbakan ve Dengir Mir Mehmet Fırat' ın ruh halini bozdu ki ağızları da bozuldu. Dengir Mir Mehmet Fırat kendi payına düşen iddialar karşısında Kılıçdaroğlu' nu " TV a çıkalım, ispatlarsan milletvekilliğinden istifa edeceğim." dedi. Başbakan bu ifadeyi kullanarak " ama sen ispatlayamazsan çık televizyona, ben şerefsizim, müfteriyim de " diyerek, Kılıçdaroğlu' na ithamda bulundu. İnsanlar, ta başlangıçtan bu yana güclerinin ya da haklarının karşılığı peşindedir. Kavga, gücün ya da hakkın zor kullanarak sağlanmasıdır. Teke tek yapılanı, " kavga " nın makbulu sayılmış zamanla teke tek yapılan kavgaya çeşitli kurallar konulmuştur. Düello, bir şeref sorununu çözmek için Germenler tarafından Avrupa' da yaygınlaştırılmış teke tek yapılan bir kavgadır. Şahitler seçilir, düelloya gerek olup olmadığı tesbit edilir, silah seçiminden sonra yer ve zaman tesbit edilirdi. Düello bir yargısal araç olarak 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar yapıldı. Şerefini korumak peşinde düelloya çıkan soylular şuna inanıyorlardı. " Şerefsiz yaşanmaz. Tanrı önünde haklı olan, şeref sahibi olan kişi düelloda yenilmez." Düelloda kaybeden ölmemiş ise bu yolla suçu kanıtlanmış olduğu için cezalandırılırdı. Fransa' da 16. yüzyılda , düelloya rağbetin başladığı ilk 18 yıl içinde 4000 kişi düelloda öldürülmüş bulunuyordu. Aleksandr Sergeyeviç Puşkin, ( 1799 - 1837 ) Rus Edebiyatında en büyük yazın ve düşünce adamı olarak kabul edilmektedir. Gerçekçilik akımının en önde gelen şairi sayılır. Çingeneler, Peygamber, Erzurum Yolculuğu, Don Juan, Ölü Canlar, Yevgeniy Onegin başlıca eserleridir. Puşkin, aşık olduğu hanımı zor zahmet evliliğe ikna etmiştir. Bir süre sonra yakın arkadaşı Fransız Subayı George Charles D' Anhes ile hanımının ilişkisini öğrenir. Şahitler seçilir, yer ve zaman tesbiti yapılır. Düello tabanca ile yapılacaktır. "Günü geldiğinde taraflar şahitleri ve taraftarlarıyla düello mahallindedirler. Hakem önce kısa bir açılış konuşması yaptıktan sonra taraflara kuralları söyledi . Mühür altına alınmış ve içinde birbirinin aynısı tabancalar bulunan kutuları açtılar. Taraflar hakem maharetiyle tabanca menzili içinde karşı karşıya durmak üzere yerlerine götürüldü. Bir tabanca atımı mesafedeydiler. Tabancaları verildi. Tarafların elleri başları hizasındaydı ve tabancaların namlusu yukarı bakıyordu. Parmakları tetikyeydi. Hakem saymaya başladı: Bir,.. İki,.. Üç! Puşkin karnından ağır bir yara aldı. Nitekim iki gün sonra bu yaraya dayanamadı ve öldü." George Charles görev yaptığı askeri birliğin en iyi silahşörüydü ve bu özelliği düello öncesinde herkesin bildiği bir gerçekti. Türkler, düelloya hiç rağbet etmedi. Çünkü, Türklerin sermaye büyütmek, isim olmak gibi bir derdi hiçbir zaman olmadı. Türk Halkı, kurulan her devletinde kendinden ne bekleniyorsa onu yapmanın dışında bir eser ortaya koyamadı. Askerlik yaptılar, bolca savaşa gittiler, vergi verdiler , evlendiler ve yeni yeni askerlerin doğmasına neden oldular ve didinip durdular. Bir avuç zadegan ise zaten istediğini yaşatıyor istediğini öldürebiliyordu. Düelloya rağbet etmediler... Arasıra namus meselesi veya toprak meselesi olduğunda, Türkler hiç bir kural tanımaksızın Allah ne verdiyse birbirlerine giriyorlardı. Çetin Altan, bu kombinasyona " Pusu " demişti. Düello ahlakı ve kültürü zayıf Türkiye' de mesela edebiyatımızda düello ile ilgili tek bir satır vardır: Mahmut Şevket Esendal, bir eserinin bir satırında şöyle diyor; " İzzet, düello teklif et! " Hepsi bu kadardır işte! Devletlerin kurumsallaşması ve giderek pozitif hukukun gelişmesiyle birlikte yani modern çağda mesela İngiltere' de düello 1819 yılında yasaklanmıştır. Devletler halklarına bağımsız yargı vaatlerinde bulunmuşlar ve bunu gerçekleştirmek için büyük gayretler göstermişlerdir. Türkiye' de de Cumhuriyet' le beraber bir Hukuk devrimi yapılmıştır. Devletin ve onu yönetenlerin Türk Halkına en büyük vaadi " Adaletli Devlet " tir. İnsanların sanları, şerefleri, mertlikleri, cesaretleri Adalet' in garantisi altındadır. Adalet haklıyı- haksızı tesbit eder. Adaletin olmadığı toplum "Kaos Toplumu " , adaletin olmadığı devlet "Terör Devleti " dir. Günümüzde insanlar sanlarını, şereflerini, mertliklerini, cesaretlerini adalet önünde aklanarak pekiştiriyorlar. Ne yani, " Şeref öldümü ki!? " , televizyonlarda ayağa düşürülüyor? O zaman bana söz söylemek hakkı düşmez mi? " Çevrende silahlı insan ordusu, Ne dünya ne ahret ne kul korkusu Nasılsa hırsızın öter borusu Türkiye seninle gurur duyacak." ( Muammer Beydere' nin şiirinden atıfla.)
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.