T a r a f s ı z D e ğ i l i z

Zümrütten Akisler Celal Sengör

Bilim Teknik 05.09.2008
ZÜMRÜTTEN AKİSLER A. M. Celal Şengör 10. ve 11. Cumhurbaşkanlarının bir konudaki icraatlarını karşılaştırarak eleştirdiğim bir yazım, ne yazık ki iki Cumhurbaşkanı'nın tüm icraatını karşılaştırıyormuşum gibi algılandı. 0-0'a Razı Olmak Güç Bunun sorumlusu, bireylerimizin nesnel algılama ve düşünceye alışkın olmamalarıdır. Toplumumuzda her eleştirinin kişinin kendisine yapılmış bir saldırı olarak görülmesi de aynı nedenledir. Bilimsel düşünemememizin temelinde de bu eksiklik yatmaktadır. İki cumhurbaşkanının karşılaştırdığım icraatı, bilimsel mevkilere yapılan atamalarda atanan kişilerin bilim üretimlerinin dikkate alınmamasından ibaretti. Nasıl ki bir orduya komutan atanırken onun askerlik bilgisi, tecrübesi ve bunları geçmiş görevlerinde nasıl kullanabildiği dikkate alınırsa, sanırım bilimi yönetmesi beklenenlerin de bilimden bir nebze de olsa nasibini almış kişiler olması gerekir. 10. ve 11. Cumhurbaşkanlarını benzer şekilde suçladığım icraatları, kendilerinden önceki devlet, hükûmet ve ne yazık ki pek çok üniversite başkanı tarafından da yapılmış ve Türkiye'de üniversitenin gelişememesine neden olmuştur. Yazılarımda genellikle tekrarlıyorum: Türkiye'de üç harp okulu dışında üniversite yoktur. Bunu söylemek için kullandığım kıstas ise çok basittir: Harp Okullarımız, kendi konularında uluslararası rekabet gücü çok yüksek öğrencileri rutin olarak yetiştiriyorlar, üstelik bunlar arasından uluslararası araştırma yaparak hem kendi ordumuza hem de dünyada askerlik bilim ve teknolojisine önemli katkılar yapanlar gene rutin olarak yetişiyor. Örneğin bir nesil sonraki avcı uçaklarının tasarımında Türk Hava Kuvvetlerimiz söz sahibidir. Üniversitelerimizden aynı vasıfta insanlar çıkıyor ama rutin olarak değil, istisnâi olarak. Bu kişilerin başarılarının sırrı kendi kişiliklerindedir, okullarında değil. Şimdi, uzun zamandan beri atanan rektörlere ve YÖK üyelerine bakınız. Bunlar arasında pek çok sıfır yayın sıfır atıfta olanlar vardır. Bunu zamanında Abbas Güçlü köşesinde dile getirmişti. Kıyamet koparacağını sandığım yazı, hani dikkat bile çekmedi. Üniversitenin görevi bilgi üretmek, bilgi üretim yöntemleri geliştirip bunları ve üretilen bilimi öğrencilerine öğretmektir. Böyle bir kurumun yönetimi hayatında hiç bilgi üretmemiş bir ele teslim edilebilir mi? Türkiye'de bu sık sık yapılmaktadır. İşin en acısı, üniversitenin müşterisi olan öğrenci, öğrenci ebeveyni, sanayi, ticaret vs. bu durumdan en küçük bir rahatsızlık duymamaktadır. Öğrenci dememektedir ki, kendisi bilgi üretememiş bir kişi, nasıl bilgi üretileceğini, bunun nasıl değerlendirileceğini bana nasıl öğretecektir? Diğer tüm insan faaliyetinin tersine bilgi üretimi çok çabuk yayılan bir haberdir. Bilgiyi üreten (bir şirket veya bir ordu adına gizli araştırma yapmıyorsa) bunun çabuk yayılmasını ister. Bunun için bilimsel dergiler vardır ve bu nedenle ciddi bilimsel dergiler uluslararasıdır. Her üretilen 'bilgi' doğru değildir. Bunun doğruluğu ancak uluslararası bilim dünyasında tartışılarak görülür. Bu tartışmaya hiç girmeden bilgi üretmek mümkünse de üretilen bilginin sağlığı ekseri halde bilinemez. Üniversite hocalığı artık bilim adamlığı değil, aynen Ortaçağdaki gibi iaşe kapısı bir memuriyet olduğu için onun nimetlerinden yararlanmak isteyenler pek çoktur. Türkiye'de bu nedenle mevkiini istismar ederek oradan maaş alan, ama karşılığında bilgi üretmeyen üniversite hocaları ne yazık ki en büyük ekseriyeti oluşturmaktadır. Böylelerinin pek çok iyi hasletleri olabilir. İyi insan, iyi öğretmen, iyi dost, müşfik baba ve eş vs. olabilirler. Ama bu onları bilgi üreticisi yapmaz. Bilgi üretmedikleri sürece de isimlerinin önünde akademik titr taşımaya mezun olmamaları gerekir. Hayatı boyu hiç bilgi üretmediği halde bu titri taşımaya devam eden bir kişi benim gözümde suçludur; böyle birini üniversitenin herhangi bir yönetim kademesine atayan da aynı suçu paylaşır. Peki üniversite böylelerine niçin ve nasıl akademik pâye vermektedir? İşte «Türkiye'de üniversite yoktur» iddiamın dayanağı bu sorulara verilen cevaplardadır! Bunun sorumlusu da hem üniversite hem de devlet yöneticileridir.


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.