Aşağıdaki yazıma cevap yazan bir beyefendi büyük harfler ile yazdığı yazısında
AD ŞİMŞEK: YANİ ŞİMDİ SAYIN GENEL KURMAY BAŞKANIMIZIN HİTAP ÜSLUBUNU BEYENMEDİĞİNİZİ İMA EDİYORSUNUZ BU YAZINIZLA. ANCAK KANUŞURKEN YAZARKEN BİR İNSAN, ELEŞTİRMEN OLMADAN ÖNCE ARAŞTIRMACI OLMALI.
BİZİM İÇİN ''TÜRK'' MİLLETİ İÇİN ÇOK DEĞERLİ OLAN GENEL KURMAY BAŞKANLIK MAKAMI VE O MAKAMI EN İYİ ŞEKİLDE YÜRÜTMEYE ÇALIŞAN SAYIN İLKER BAŞBUĞ PAŞAMIN YERİNE HİÇ KENDİNİZİ KOYDUNUZMU?ÖNCE BELİRTEYİM KULLANDIĞI ÜSLÜP SON DERECE MÜKEMMEL VE HAKLI BİR ÜSLUPTUR.
BU ÜSLUP KİME VE NE İÇİN YAPILDI? 1-PKK DÜŞMAN DEYİL SUÇLUDUR DİYEN VE DİYENLERE.2- 24 YILDIR TÜRK MİLLETİNİN KANINI EMEN VE MECLİSTE YUVALANAN, VE HİÇ BİR BARIŞ İÇİN ADIM ATMAYAN EMİRLERİ SÜREKLİ AB+D den ALANLARA,3-BİR ÇİVFT KADIN MEMESİNE VATANI SATAN ŞEREFSİZLERE,4-VATAN SEVGİSİ NEYMİŞ GİDİN EVİNİZDE KARINIZI SEVİN DİYEN USTA PEZEVENKLERE,5-BENİM SERVETİME DOKUNMASINLARDA İSTERSE VATANI SATSINLAR DİYEN VURDUM DUYMAZ SALAKLARA,5- OFERLEYENLERE,PİJAMAYLA MEMLEKETİ SATANLARA, MEMLEKETİ DİŞLEYENLERE,MASUM İNSANLARIN VİCDANİ DUYGULARIYLA OYNAYAN DENİZ FENERİ ADI ALTINDA DOLANDIRICILIK, SAHTEKARLIK YAPANLARA6- DAHA ÖNEMLİSİ TÜRKÜM DEMENİN SUÇ OLMASINI RESMİLEŞTİRMEYE ÇALIŞANLARA7- MEMLEKETİN PARÇALANMASI İÇİN ABD de gizli anlaşma YAPANLARADIR BU ÜSLUP 6 YILDIR BEKLENEN BİR ÜSLÜM... AĞZINA YÜREĞİNE SAĞLIK PAŞAM
EMRİNDEYİZ PAŞAM BİZE ÖLMEYİ EMRET.
EMRİNDEYİZ PAŞAM BİZE ÖLMEYİ EMRET.
Diyerek yazısını bitirmiş
Sayın Salih xxxxxxx
Duygusal dolukmuşluğunu anlıyorum. Karşıt yazarlardan sağlam ayakkabı olmayanların çürüklüklerini dile getirmenizi de anlıyorum. Aslında açıkça ifade etmesem de anlamakla kalmıyor bazılarını içtenlikle de paylaşıyorum.
Ancak bu gün dünyanın geldiği noktada insanların batı tipi düşünce tarzına devletimizin yöneltmesi ile uzun yıllar içinde bizlerin çoğumuzun da batılılar gibi bir düşünceye evirildiğimizi de kabul etmek zorundayız.
Dolayısı ile duygusallıkların bizler tarafından hala anlaşılabilir olmasına karşılık artık bizde de olduğu gibi dünya için duygu ile mantığın karıştırılmasının bir anlamı bulunmamaktadır.
Sayın GKB mızın konuşmasının, beklentisinin tam tersi olarak yorumlanacağını da yakından biliyorum. Size bir şey ifade eder mi bilmiyorum ama buna duygu tercümesi de denebiliyor. Duygularımızın bazıları öteki kültürlerde karşılığı olmayan bir kelimeye benzer ki. Bu yüzden duygu aradan çıkar ve sözler bir bozgunun başlangıcı olarak algılanır. Buna bir örnek vermemiz gerekirse duygusal varlıklarımız olan kadınların duygularının anlaşılamamasından şikâyet ile seninle de konuşulmaz ki diye ağlamalarına benzer bir durumdur bu durum ve çok üzücüdür. Ama gerçekten erkek konuyu anlayamamaktadır.
Bir kişi mesleğinde en başarılı olabilir matematikte ya da golf topunu uzaktan deliğe oturmakta da başarılı olabilir. Ama hata usta bir edebiyatçıda olabilir ve çok mükemmel konuşabilir.
Ama önemli bir makamda bulunuyor ve sözleri tüm dünyada yankılanıyorsa, bu marifetlerine rağmen yapacağı konuşmayı mutlaka uzman diplomasi bürokratlarından danışmanlara incelettirmelidir.
Eğer yoksa mutlaka bu konuda bürokrat kadrosu ihdas etmelidir.
Dünyada bu gün her ülkenin bu konularda insanın sözlerinden bilinçaltını okuyan ve ileride nasıl olursa nasıl tepki verir diye inceleyen ve kesin sonuçlar alan uzaman kadrolar bulunmaktadır. GKB nın konuşması bu açıdan artık kendi bilinç altını çözmek isteyenlere yeteri kadar done vermiştir ve bu durum onun başarılı olmak şansını büyük ölçüde azaltmıştır. (Fatihin sırrımı sakalım bilse onu derhal keserin dediği rivayet olunur)
Çıkış mantıklı gerekçelere dayanmadığı gibi öfkenin de hiçbir açıklamanın olmadığından başka anlamı yoktur. Bu yüzden diplomatik bir dil ile konuşulduğunda ihtiyaç duyulan sakin ve yumuşak kelimelerin içine yerleştirilmiş karalı bir sertlik ifade edememektedir. Üstelik Komutanın zayıf taraflarının gösterisi olmakla kalmayıp mizacının durumu da açığa vurulmuştur.
Bu onun deşifresi olarak da yorumlanabilir.
Duygularını bu kadar açık belli edenlerden lider olması ve kritik kararlar alması konusun da güven kaybına neden olabilir diye düşünüyorum.
Unutmayın Doğuda (yani bizde de) kim dedi derler ve söze söyleyenin pozisyonuna göre değer verirler. Bu çok da doğru bir şey değildir.
Batıda ise ne dedi derler. Önem söyleyenin kimliğinden değil sözün kendisinden beklenir.
İşte burada çok önemli bir kişi içi dolu olmayan boş bir söz söylemekle hata etmiştir. Keşke konuşma metinlerini diplomat kaynaklı danışmanlarına gösterseydi. Halada gelecek için geç kalmış sayılmayız.
Unutmayın artık batılılaştık asker millet tanımlaması bizi tarif etmekte yeterli gelmiyor. Bunun için askerler kendi içlerinde konuştukları dili kışla dışında kullanmaktan derhal geç kalmadan vazgeçip söylemek istediklerini diplomasi tercümanlarına ya da uygun danışmanlara tercüme ettirmelidirler ve sonra o metne sadık kalarak konuşmalıdırlar diye düşünüyorum.
Selamlar Saygılar
A.D.Şimşek
İnternette yazan arkadaşlardan biri
AKTUTUNU PKK DEGIL ABD NIN BASTIGI ARTIK ANLASILDI. NASIL ANLASILDI. ABD BU ISI TEZGAHLAMIS VE HER SEYI KAYDA ALMIS. SIMDI BU KAYITLARI BASINA SIZDIRIYOR VE ORDU KUSURLU IDI HER SEYI BILIYORDU DIYOR. AMAC ORDUYU BIRAZ DAHA YIPRATMAK.
PKK BU SALDIRIDA HANGI SILAHLARI KULLANDI. BU SALDIRIDA ABD'NIN YUKSEK TEKNOLOJI SILAHLARIMI KULLANILDI. HEREKETI ABD SUBAYLARIMI YONETTI. PKK LILAR AKTUTUN YAKINLARINA ABD HELIKOPTERLERIYLE MI BIRAKILDI. BUNLAR ACIKLANMALI.
Diye yazmış.
Belki bu şekilde düşünen başka marjinal düşünceliler varsa diye bu duruma bir cevap gerekmiştir.
Yoksa zaten bu derece tutarsız bir düşüncenin sahiplerine verilecek mantıklı cevaplarında kendilerine bir yararı olmayacaktır.
Sayın GK. Başkanımızın medyada çıkan çok haklı ve isabetli sorulara cevap vermek yerine yaptığı öfkeli çıkışındaki tutarsızlık gibi çıkışlar anlamlı bir tartışmanın yolunu açmayacağı gibi tıkamaya yönelik izlenimi dışında konuların kapanmasına yetmemektedir.
Yukarıdaki bu iddia tutarsız bir iddiadır. Ordu şu anda NATO'ya bağlı bir ordudur.
Dolayısı ile NATO'ya bağlı bir ordunun komuta kademesinin fiilen NATO'nun en çok etkili ve sözü geçen bir tür patron konumunda olan ABD resmen istihbarat paylaşımı ise bilinmektedir. Kaldı ki Ordumuzun karşı taraf hakkındaki tüm istihbarat kaynağının ABD bilgi paylaşımı ile sınırlı olmadığı basına da yansıyan bazı resmi kaynaklarımızın baskın öncesi yeteri kadar bilgiyi ilgili birimlerimize aktardığı artık kesinlik kazanmış durumdadır. Bu durumda ABD nin bölgemizdeki en güçlü pozisyona sahip müttefikini düşmana döndürecek böyle bir baskını en azından kendisini kamufle edecek askeriyemiz içinden birilerini kullanmadan hayata geçirebilmesi de mümkün değildir. O halde buradaki terslik ve Başbuğ'un adeta suçüstü yakalanmış bir çocuk gibi ve ya Evin ekmek parasını kumarda ütülmüş bir baba gibi hane halkına tutarsız öfke gösterileri ile açıklama getiremeyen öfkesi nerden kaynaklanabilir diye düşünmekte yarar vardır diye düşünüyorum. Olay anında derhal birliklerinin başına koşması yada kendi kullandıkları güvenli hatlar üzerinden oldukları yerden inisiyatifi bağlantı ile ele alması gereken kuvvet komutanlarının bazılarının golf turnesinde oluşumudur. Hiç sanmıyorum. Pek ala o golf turnesi aslında yapılması gereken görüşmelerin dolaylı yapıldığı bir yer olarak da açıklanabilirdi. Ama demek ki durum böyle değil olmalı ki cevap yerine orada da sadece golfçü komutana sahip çıkılmakla iktifa edildi.
O halde bu öfkeli çıkışın nedeni ne. Kimse kızmasın mademki Sayın GKB cevap vermiyor yada veremiyor. Bu yüzden öfke ile tehdit edici bir üslup kullanıyor.
O zaman bu durumu ihtimaller ve teoriler üzerinden araştırmak da işe yarayacak cevapsız kalmış bilgiler üzerinden incelemeye çalışalım.
İnsanın aklına gelen ihtimallerden biri, Aktütün saldırısı bilinmektedir ama önlenmek istenmemiştir. Çünkü askerler bu olayı başka bir yerde kullanmak üzere sınırlı önleme ile iktifa etmişlerdir. Tüm gürültü de Bazı şehirlerdeki Kürt Türk çatışmasına dönüştürülmek istenen polisiye olaylarında işaret ettiği gibi acaba generaller devlet üzerindeki mutlaka yakın eski egemenliklerini yeniden tesis etmek için bu gibi olayların ardından 12 Eylül öncesinde yaptıkları gibi yeni bir ihtilale gerekçemi oluşturmaya çalışıyorlar diye düşünmeye başlayan milli şuur altımız endişeli yorumlar üretmektedir. Bu yüzden açıklığın kapalı çalışmalardan daha akıllıca olduğu ve açıklaması yapılamayacak planlamalardan kaçınılmasında yarar vardır diye düşünüyorum.
Bu durumun baskından önce devlet birimlerimiz tarafından bilindiği anlaşıldığına göre tek bir izahı var.
Aktütün baskını komuta kademesi tarafından bastırılmak ve daha önce önlenmek istenmedi. Çünkü bazı şehirlerde başlatılan Türk Kürt çatışması yaygınlaştırılarak tüm ülkemize yayılmak isteniyordu.
Aktütün de Dağlıca gibi bu kontrollü iç savaş yangınında kullanılacaktı. Paşalar ABD ile işbirliği içinde bu işi 1980 öncesi gayet güzel uygulamış ve sonunda sağ sol savaşı çıkarıp ülkemizi büyük bir yıkıma soktuktan sonra canından bezdirdikleri halka kurtarıcılar olarak ihtilal yapmamışlar mı idi. 11 Eylülde günde 15-20 kişi ölürken 12 Eylülde olaylar bir anda duruvermişti. Nedense ihtilal ABD başkanına Türkiye de bizim çocuklar başardı diye duyurulmuştu. Tabi sonrada ABD ye verilen tavizler sonucu (mesela Yunanistan'ın NATO'ya dönüşüne izin vermek gibi) kendi diktalarını pekiştiren ülkeyi başında askerlerin bulunduğu bir emir komuta düzenine bağlayan 1980 anayasasını bizlere dayatıp kabul ettirmişlerdi.
İşte o tarih den beri dünyada, Türkiye de değişti. 28 Şubat sürecinde komutanlara olan güven büyük ölçüde erozyona uğradı. Haklarında soru işaretleri oluştu. Seçimlere müdahale edemez oldular. Yargıçları etkilemek için sağa sola attıkları bombaları ağzından kaçıran paşalar oldu. Şemdinli de kendi terörlerini kendileri üretmekte kullandıkları iyi çocuklarının yakalanması ile ortaya çıktı.
Danıştay saldırısı olduğu gün nereden bildilerse GKB tarafından bu saldırının bir irtica saldırısı olduğu ve halkı sokağa çıkmaya ve devlete isyana çağıran beyanatlar verilmesine kimse inanmadı.
Bununda diğer aydın cinayetlerinde ve Sivas K.Maraş vs. Olayların da olduğu gibi TBMM iradesine karşı kullanılmak amaçlı, bazı devlet birimleri içinden üretilmiş olaylar olduğu hakkındaki genel kanaat ile İrtica iddialarının da asılsız olduğu anlaşılmış oldu. Bazı çevrelerin devlet içindeki kendi etkinliklerini sürdürmek amaçlı uzantılarının ürettiği yalanlar olduğu 28 şubatta, MHP sempatizanı Müslüm Gündüz gibi kendi yönlendirmelerindeki konu mankenlerini, Refah partili gösterişleri vs. tüm yalanları ortaya çıktı.
Hele Hudson Toplantısında Barzani'nin yeğeninin de katıldığı ABD'li yetkililerin İki generalimizin de katılımı ile yaptıkları toplantıda PKK'yı kesin bitirmek için PKK yönetim kadrolarını size yakalayıp teslim edelim teklifine. Bizim iki generalin aman sakın ha bu durum AKP'nin işine yarar demekle ABD ile milletimize karşı işbirliği içinde olduklarını ve TC. BMM iradesine ve TC. Hükümetine karşı PKK'yı kullandıkları dışında yorum bulamadığımız durum da açığa çıktı.
O halde Ordu kendi içindeki Aktütün deki tersliğin durumunu dışarı sızdıranları araştırmadan önce, o iki generali ve bunlar hakkında bir işlen yapıldı mı yoksa onlar iyi çocuklardır denilip soruşturmaya gerek görüp görmedikleri gibi konuları açıklığa kavuşturacak açıklamalar yapmalıdır.
Bağırıp çağırmak kimseyi sindirmeye yetmeyecektir. Çünkü cephede askerimiz harcanıyor ise bizde burada kuru veya yaş gürültülere pabuç bırakacak değiliz. Harcanmıyorsa makul izahları dinlemeye de halk olarak her zaman iyi niyetle hazırız. Basını suçlamayı bırakıp sorulara cevap vermeleri gerekirken yargıcı suçlayan sanık görüntüsü vermekten de kaçınmalıdırlar.
Üstelik öfkeli görüntüler bir GKB için kontrolünü kaybeden sağlıksız ve bulunduğu makam için yetersiz bir kişilik olarak algılanabilir. Lütfen sakinleşip sorulara sorunları çözücü ikna edici yanıtlar verilmesinde büyük yaralar vardır.
Yetki kullanan herkes cevabını veremeyeceği işlere de asla izin vermeyip kontrolün kendisinde olduğunu hissettirmelidir. Aksi halde yasal olmayan emirler kimseyi suçlu duruma düşürmekten kurtarmaz. Kuşkulu durumlarda emirler yazılı istenmelidir.
Başkomutanlık için öfkeli görüntü o makamı yönetmek kabiliyetinden yoksunluk olarak algılanabileceğinden bilhassa konuşmalar ne kadar sert olursa olsun sükunet içinde yapılmalıdır. Elbette her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Bunu anlayışla karşılamak lazımdır ama hiç kimse yoğurdu yerken ağzını etraftan duyulacak şekilde şapırdatmamalıdır.
A.D.Şimşek
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.