Ben de Sayın Başbuğ'a birkaç not sunmak istiyorum.
Evvela, kendisinin de haklı olarak fevkalade önemsediği "dağa çıkmaları önlemek" sorunu... Bunun 'teknik' çözümleri NE olabilir? Daha sıkı kontrol falan mı?
Ama dağa çıkanların önlenemeyişindeki asıl sebep, Kürt milliyetçiliğinin geniş bir taban kazanmış olmasıdır. İşte çeyrek yüzyılda 30 bin terörist öldürüldüğü halde bitmiyor.
Hayati soru şudur: Neden etnik milliyetçilik bu kadar güç kazandı?
Yasaklar yetersiz olduğu için MI?
"Yeni yol haritası" arayan Ankara için bu sualin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Geçmişten ders
Canip Yıldırım'ın "Anıları"ndan 1930'lara ilişkin bir bölüm:
"Türkçe konuşamayanlara para cezası verildiği yıllar... Öyle bir hız verdiler ki bu işe, artık köylü şehre gelmemeye başladı, üretim durdu. Diyarbakır'ın kenarında yakın köyler var...fakir köyler. Bunlar geçimlerini sağlamak için yoğurdu ayran yapar, bu ayranı getirirlerdi eşek sırtında, sokaklarda bağırırlardı,'Hayde dev hayde dev' (hadi ayrana gel, hadi ayrana gel) diye... Belediyenin zabıtaları bunları alır götürürlerdi, haydi bakalım para cezası. Onun için kimse gelmemeye başladı..."
Yıldırım, o zaman şehir hayatının, çağdaşlaşmanın ve eğitimin "Türkleşme"ye yol açtığını, pek çok arkadaşının Türkleştiğini anlatır. Ama arkadaşlarından Musa Anter, Adana Lisesi'nde Kürt diye aşağılanınca, Kürt milliyetçisi olmuştur!
Yıldırım şöyle diyor:
"Bunların hepsi Türkleşti AMA Musa Anter'i Türkleştiremediler. Eğer akıllı bir siyaset uygulasalardı, çok baskı yapmasaydılar Kürt meselesi ölebilirdi..."
Akıllı siyaset?
1930'larda devlet partisi CHP, bölgedeki 13 ilde teşkilatını kapatmış, bu şekilde eski Müdafaa-I Hukuk tabanını bile dışlamıştı! Halbuki CHP'nin bölgede daha yaygın örgütlenmesi gerekmez miydi?! Şehirleşmeyi teşvik etmesi gerekmez miydi?!
Atatürk'ün İktisat Bakanı Celal Bayar, 1934'te bölgeye yaptığı geziden sonra yazdığı "Şark Raporu"nda, bu tür dışlamaların ileride büyük bir "aksülamel" (tepki) yaratmasından kaygılandığını belirtmişti.
Hasan Cemal, "Kürtler" adlı kitabında anlatır; 12 Eylül'ün ağır baskıları bu tepkileri kışkırttı, PKK taban buldu!
Yok saymanın nasıl çözümsüzlük yarattığını en iyi Org. Aytaç Yalman anlatıyor:
"'Sosyal sorun' döneminde, Kürtler kendini ifade, dilini konuşmak, türküsünü dinlemek, kültürünü yaşamak gibi talepler ileri sürüyordu. Sorun o aşamada çözülebilirdi. Oysa, bizler o dönemde, 'Kürt yoktur' diye eğitilmişiz... Sosyal istekleri bile 'yıkıcı faaliyetler' kapsamında görüyoruz... Dolayısıyla sorunu zamanında görmemişiz."
Ve işte yılların birikimi yüzünden, dağa çıkmaları önleyemiyoruz.
Akıllı siyaset, PKK'nın ekmeğine yağ sürecek yeni OHAL görüntüleri midir?!
Yoksa, terörle en sert fiili mücadeleyi yürütürken, parallel olarak, PKK'nın dayandığı sosyal birikimi uzun vadede sakinleştirecek politikalar mıdır? Ülke bütünlüğü kadar önemli olan "üniter devlet" sistemi içinde demokratikleşme ve kültürel ifade özgürlükleri midir?
Hem de gecikmeden, mahalli seçimlerden önce!
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.