T a r a f s ı z D e ğ i l i z

TERÖR BİR "FENOMEN" Mİ?

Doğu Perinçek'in, Aydınlık dergisinin 12 Ekim 2008 tarihli sayısında yayınlanan başyazısı: TERÖR BİR "FENOMEN" Mİ?

BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Terör bir fenomendir, nerde, ne zaman, ne yapacağı bilinmez" diyor. Terör konusundaki tanısı budur. T. Erdoğan, bu fenomen sözcüğünün anlamını bilmiyor. Bilseydi, "olgu" derdi veya "vakıa" kavramını bile kullanabilirdi. Bilgili görünme ihtiyacı, nereden gelir, bunu yurttaşlarımız değerlendirir. TERÖR CİN Mİ? "Terör fenomendir" ne demek? "Fenomen" sözcüğünün yerine, "cin" kavramını koyalım: "Terör bir cindir, nerde, ne zaman, ne yapacağı bilinmez." Öyle görülüyor ki, BOP Eşbaşkanı, fenomen sözcüğünü cin anlamında kullanmış. İlkel toplumlarda, hastalıkların nedeni cinlere bağlanırdı. Özellikle ruhsal denen hastalıklar için, bu adamın içine cin girmiş denirdi. Ondan sonra adamın içindeki cini çıkarma eylemi gelirdi. ABD'NİN CİNLERİ Terörü cin olarak tanımlamanın patenti ABD'ye aittir. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, ne idüğü belirsiz bir düşman tanımı yapılmış ve ona da "terör" denmiştir. ABD, istediği devleti veya halkı "içinde cin var" diye suçladığı zaman, Afganistan ve Irak örneklerinde tanık olduğumuz uygulamalar geliyor.
ABD, bu terör tanımını, kendi denetimindeki ülkelerin yönetimlerine ve kamuoyuna da ihraç etmiştir. Böylece dünyanın geniş alanlarında ithal edilmiş bir terör tanımı dolaşmaya başladı. Cinler vardır ve o cinlerin kim olduğunu ABD belirlemektedir. TERÖRÜ ABD ORDUSU GETİRDİ Eğer yurdumuza ve bölgemize barış gelmesini istiyorsak, önce şu cin ürküntüsünden kurtulmamız gerekiyor. Cin falan yok, bugün yaşanan boyutlarıyla terörü, Ortadoğu'ya ve Türkiye'ye ABD Ordusu getirmiştir. ABD'nin 1991 ve 2003 işgalleri öncesindeki bölücü terör, Türkiye'nin halledebileceği boyutlardaydı. O zaman Kürt Meselesi kapsamında dile getirilen bütün demokratik talepler gerçekleşmiştir. Bir tek bölünme talebi kalmıştır. Artık mesele, demokrasi ve eşitlik değildir. PKK'nın eylemlerini Kürt halkı adına öne sürülen taleplerle açıklayamazsınız; bir tek ABD'nin BOP stratejisi içinde anlayabilirsiniz. Verilere bakalım, Türkiye'de bölücü terör, özellikle ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra azgınlaşmıştır. Org. Büyükanıt yıl yıl şehit sayılarını vererek bunu gösterdi. (28 Ağustos 2008 Görev Teslim Töreni Konuşması) DÜĞMESİNE BASILDI Birçokları, son PKK eylemlerinin nedenlerini "Bölücü örgüt"ün hedefleri ve durumuyla açıklıyor. İşte teröre karşı çaresizliğin kaynağı, bu yaklaşımdadır.
Oysa PKK'nın düğmesine basıldı. Düğmeye dokunan parmağın Washington'da olduğu biliniyor. ABD'nin BOP stratejisi, derinleşen ekonomik krizi, Rusya'nın Kafkaslar ve Karadeniz'deki atağı, bütün bunları üst üste koyduğumuz zaman, PKK'nın son zamanlarda niçin harekete geçirildiğini anlamak kolaylaşıyor. Büyük cin ABD, küçük cinlerini salmıştır. İLK HEDEF TÜRKİYE Türkiye, Ortadoğu'da ABD'nin İran ve Suriye'den sonraki üçüncü hedefi değildir; ilk hedefidir. Çünkü ABD, Türkiye'yi kullanmadan İran'a karşı sonuç alıcı bir harekâtta bulunamaz. Gerçeklere bakalım 1991 veya 2003 yılından beri mayınlar Türkiye'de patlıyor, İran'da değil; şehit tabutları sıra sıra Türkiye'de geliyor, İran'da değil. Terör terör diye tanımlanan bölücülüğün arkasında ABD'nin bulunduğunu saptamadan ve millete kavratmadan, Türkiye'miz ne yazık ki düş kırıklıkları içinde çırpınır ve direnme yeteneğini kaybeder. İKTİDARDAKİLER BÖLME EYLEMİNİN İÇİNDE Deniyor ki, ABD büyük güç. Biz de onlara soruyoruz: Büyük güçse ne yapalım, Türkiye'nin bölünmesine razı mı olalım? Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül ikilisinin, bu soruya verdikleri cevap bellidir. Bu ikili, bölünmeye razı olmanın ötesinde, Türkiye'yi bölen BOP stratejisinin görevlisi olmayı kabul ve itiraf etmişlerdir. Daha önemlisi, eylemleriyle bu bölme operasyonunun içindedirler. En önemlisi; Kemalist Devrim'i yıkarak bu bölücü eyleme zemin yaratmaktadırlar.
Atatürk önderliğinde bir devrimle, Cumhuriyet kurarak oluşturduğumuz Türk milletini etnik grup, mezhep ve cemaatlere bölme faaliyetleriyle bölücü eylemin içindedirler. Tayyip Erdoğan'ın beş gün önce 7 Ekim 2008'de AKP Grup Toplantısındaki konuşmasına bakınız, ABD ve AB'den ithal edilen tekerleme eksiksiz dillendiriliyor: "Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Abhazası, Sünnisi, Alevisiyle" diye gidiyor. Kürt kökenli yurttaşlarımızın belli demokrasi talepleri var, bunların hemen hepsi gerçekleşti... Ama şu Lazıyla, Çerkeziyle diye başlayan kuyruklu ezberin kışkırttığı "fenomen" nedir, bu da biliniyor. SAVAŞAN ORDUYU İÇERDEN TEKMELEYENLER Tayyip Erdoğan - Abdullah Gül ikilisi ABD güdümlü Ergenekon tertibiyle de bölücü faaliyetler içindedirler. Hedefleri, Türkiye yurtseverliği ve Türk Ordusu'dur.
Savaşan bir ordu var ve o Ordu her gün, her vesileyle ve her olanak kullanılarak tekmeleniyor. Yalnız Ergenekon tertibiyle değil, her PKK eyleminden sonra ve sistemli olarak. Yeni Şafak, Zaman, Star, Bugün, Sabah, Taraf gazete ve televizyonlarına bakınız, her gün her saat Ordu ve Millici düşmanlığından başka ne iş yapıyorlar. Tayyip - Gül ikilisi, ellerindeki medyayla Ordu'ya karşı savaşıyorlar. Milletimiz ve Ordumuz yalnız Irak'ın kuzeyi, Ege ve Kıbrıs'tan değil, iç cephede de kuşatılmış konumdadır. Kuşatan ABD güdümlü güçlerin başında BOP Eşbaşkanı ve ABD ile 2 sayfa 9 maddelik hizmet sözleşmesi yapan Çankaya işgalcisi bulunmaktadır. Üstelik Cumhuriyet yıkıcısı oldukları Anayasa Mahkemesi kararıyla saptandığı halde. KARAKOL BİNASI DEĞİL İKTİDAR BİNASI ÇÜRÜK Türkiye, bu çemberin içinde, bölücü terörü üstümüze süren büyük gücü ve onun iç cephedeki görevlilerini değil de neleri konuşuyor? Karakol binaları, karakolların yeri, termal kameralar, istihbarat aygıtları vb. Herkes başımıza birinci sınıf uzman kesildi. Karakol binası değil, iktidar binası çürük. Termal kameralar değil, Çankaya bozuk, İstihbarat ağı değil, içerdeki ihanet ağı büyük sorun. Çözümler de buradan başlar: Türkiye, özellikle bu içerden kuşatmayı yarmak, çıkarlarını ABD ile birleştirmiş olan iktidar sahiplerinden kurtulmak durumundadır. Şehit cenazelerinde halk tarafından yuhalananlar gidecektir. Mesele, onların yerine bağımsız, milli bir hükümet kurmak ve İşçi Partisi'nin Milli Direnme Programı'nı uygulamaktır. ABD'DEN İSTEDİĞİMİZ ABD'den istediğimiz, çok yalındır, sonuna kadar haklıdır: Irak'ı bırakıp gitsin! Başka bir şey istemiyoruz, Irak'ı terk etsin. İşte size teröre köklü ve kalıcı çözüm. ABD gidince, Ortadoğu kendi uygarlık ve barış düzenini, zorlukları aşarak kurar, kuracaktır; başka bir çare yoktur. KRİZİN SUNDUĞU FIRSAT Bunun çözümünü de İşçi Partisi ve Avrasya Girişimi olarak yürütüyoruz. İktidardan yürütmemiz gerekir. Türkiye, Suriye, Irak, İran ve Azerbaycan ufku bir konfederasyona kadar açılan bir işbirliğini adım adım geliştirmek zorundadır ve bunu kesinlikle başaracağız. Koşulları oluşmuştur. Bu kriz, Türkiye'ye bir fırsat sunuyorsa, o da içerde hızla Halkçı - Devletçi ekonominin inşasıdır. Buna bağlı olarak Suriye, Irak, İran ve Azerbaycan ile askeri alan dâhil, her düzlemde işbirliğinin geliştirilmesidir. Bu işbirliği, dünyanın en güçlü bölgesel ekonomilerinden birinin kapısını açar. Bu ülkeler, birbirlerini tamamlayan ekonomilere sahiptir. Bu işbirliği, Kürt meselesini ve Ortadoğu'da terör sorununu çözer. Bu işbirliği, yurda ve bölgeye barış getirir. YÜKSELEN ASYA UYGARLIĞININ ÖNCÜLERİNDEN OLMAK Milli Devlet, küresel saldırganlığa direnişin ve çözümün kalesidir. Ancak Milli devlet kendi çeperlerini aşan birleşmelerle ve dayanışmalarla işlevini görüyor ve yaşıyor. Şu Avrupa masallarını artık bırakalım ve aynı geleceği paylaştığımız komşularımızla işbirliğine yönelelim. Atatürk'ün dediği gibi, "Biz Asyai bir milletiz." Batı, ABD'siyle ve Avrupa'sıyla çöküyor. Uygarlığın merkezi Asya'ya kayıyor. Türkiye, yükselen Asya uygarlığının öncülerinden biri konumuna yerleşerek, bütün sorunlarını çözer. NOT: Okuyucularımız mektup ve belgegeçerlerini (faks) artık şu adrese gönderebilirler: Silivri L Tipi 4 Nolu Cezaevi F - 9 Alt Silivri - İstanbul Sağolun.

www.ip.org.tr




--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."

*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.