GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Duyarsızlık Salgını Bir toplumda duyarsızlık 'yaygın durum' haline gelince, gidişat hiç de parlak değil demektir. Görmeyen, duymayan, konuşmayan 'üç maymun'u oynayan toplumlar, seyirci bile olamazlar. Kişiler için söz konusu olabilen duyarsızlık, insan grupları ve toplumlar için de geçerlidir. Çeşitli duygularla dile getirilebilir duyarsızlık: 'Bana ne?' 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.' 'Adam sen de...' Yılanın kendine dokunmayacağına, sıranın kendine gelmeyeceğine olan inançtan kaynaklanır genelde bu duyarsızlık. Başka insanların başlarına gelen kötülükler, başka grupların başlarına gelen felaketler onu, onları ilgilendirmez. 'Bireyselleşme'nin sonucu mudur duyarsızlık? Sanmam. Duyarsızlık 'salgın'a dönüştüğünde, 'insan'lık değerleri de aşınır. Kaldı ki, bireyselciliğin alabildiğine yaşandığı zengin Batı'da duyarsızlık salgını yok. En azından kendi toplumları için yok. Duyarsızlık salgınında, 'komşu'nun değeri yoktur. 'Arkadaş'ın değeri yoktur. 'Eş'in, 'dost'un, 'vatandaş'ın değeri yoktur. 'Yoldan geçen'in hiç değeri yoktur. İnsanın değeri yoktur, hayvanın değeri yoktur, çevrenin değeri yoktur. Duyarsızlık salgınında, yardım ve dayanışma da biter. Duyarsızlık salgınında bir adam bir kadını sokağın ortasında 57 kez bıçaklar, ikisinin çevresinde halka olan insanlar seyreder. Ya da çıktığı binanın tepesinden atlama çaresizliğine düşen bir insana yolda birikenler 'Atla, atla!' diye tempo tutarlar. Duyarsızlık salgınında kadınların şiddete maruz bırakılmasının, itilip kakılmasının, töre cinayetlerine kurban edilmesinin önemi yoktur. Çocukların ezilmesinin, dövülmesinin, aç ve açıkta bırakılmasının, taciz ve tecavüz edilmesinin de önemi yoktur. Duyarsızlık salgınında insanların aç olmasının, yoksul olmasının, hasta olmasının, yardıma muhtaç olmasının da önemi yoktur. Duyarsızlık salgınında, bir ayı sopalarla dövülerek öldürülür. Ayağı kırık bir kediye tekme atılır. Evcil hayvanlar, gece karanlığında, gizlice sokağa veya ormana terk edilir. *** Duyarsız toplumlar, siyasete de duyarsızdırlar. *** Bütün bunları neden hatırlattım? Şu haber yüzünden: "Dünya Trafik Mağdurları Anma Günü nedeniyle, kazalarda ölen ve yaralananları anmak için Kadıköy Meydanı'nda düzenlenen törene sadece 10 kişi katıldı. Törende bir dakikalık saygı duruşundan sonra, mumlarla yere serilen siyah bir bez üzerine 'Unutma' yazıldı. (Bir kaza kurbanının yakını) 'Yollardaki terör her gün can almaya devam ediyor. Çok değerli insanlarımızı kaybediyoruz. Cezalar caydırıcı olmalı, herkes kuralla uymalı' dedi." Bu haberden sonra başka söze gerek var mı? O, 10 kişiyi kutlamaktan başka... hikmet.bila@ntv.com.tr |
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.