:
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Tehlikeli Cehalet...
Ayın dünyadan uzaklığını bilmemek 'tehlikesiz cehalet'tir.
Bunu bilmezseniz 'tehlikesi yoktur'.
Ama önünüzdeki çukuru göremezseniz, bu 'TEHLİKELİ CEHALET' olur.
Çukura düşer ve kurtarılmayı bekleyerek debelenirsiniz.
Belki birisi sesinizi duyar ve sizi kurtarır.
Ama artık siz kendinizi 'onun sizi kurtardığı duygusu'ndan kurtaramazsınız.
Eğer o çukurdan kendi gücünüzle çıkabilirseniz özgüveniniz artar.
Bağımlılıkla bağımsızlık arasındaki fark kısaca budur.
Durumunuzu bilirseniz bir belki kendinize yardım edebilirsiniz.
Ama başkasının kolunda yürürken kendinizi bağımsız sanarsanız, işte bu 'TEHLİKELİ CEHALET'tir.
Bugün Türkiye'yi bağımsız sanmak, bu nedenle 'tehlikeli cehalet'tir.
Gönlü Arap ülkelerinde, beyni Amerika'ya ipotekli, cebi uluslararası sermayeye çengelli bir siyasal iktidarla Türkiye bağımsız olamaz.
Atatürk Türkiye'si ile bugünkü ülkemiz arasındaki farkı görmemek, görüp de kabul etmemek, kabul edip de Atatürk'ü eleştirmek 'TEHLİKELİ CEHALET'tir.
Atatürk'ün büyük hedeflerinden birisi 'bilince yönelik çağdaş eğitim' idi.
"Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" sözü o'nundur.
Bugünün siyasal iktidarı için geçerli eğitim hedefi bütünüyle değişmiştir.
Siyasal iktidarın eğitim hedefi, 'inanca yönelik sermayenin hizmetine uyarlı insan gücü yetiştirmek'tir. Din temelli toplumun eğitim amaçları her yolla devreye sokulmaktadır.
Bunu görmemek, görüp de kabul etmemek, kabul edip de bu durumu 'demokrasi sanmak' 'TEHLİKELİ CEHALET'tir.
Demokrasi, bütünüyle bir kurallar ve kurumlar politikasıdır.
Demokrasinin temeli laikliktir.
Laikliğin temeli dindar-dinsiz ayrımı yapmamaktır.
Laiklik olmazsa yurttaş eşitliği olmaz.
Yurttaş eşitliği olmazsa demokrasi olmaz.
Bunu bilip de bilmezden gelmek, bunu bilip de görmezden gelmek, 'TEHLİKELİ CEHALET'tir.
***
Neden 'TEHLİKELİ CEHALET' toplumların başına bela olur?
Çünkü, toplumların bir bölümü bu durumdan büyük çıkarlar sağlar.
Geri kalan bir bölümü de küçük çıkarlarla yetinir.
Bir bölümü, ilerde kendisinin de çıkar sağlayacağını umar, bir bölümü durumu görür, toplumu uyarmaya çalışır, ama gücü yetmez.
İşte böyle durumlarda da felaket kapınızı çalmıştır ve gelmektedir.
***
Bu durumun en yaygın araçları kitle iletişim araçlarıdır.
Televizyon en yaygın biçimde bu doğrultuda çalışmaktadır.
En izlenen saatler 'toplumu gerçek bilgilerden uzak tutmak' amacıyla kullanılmaktadır.
Ivır zıvır eğlencelikler, boş zevzeklikler, pırıltılı eğlencelikler hep bu amaçla hazırlanmaktadır.
Düşünmeye alışmamış beyinler de böylece oyalanıp gitmektedir.
Düşünen beyinlerin de bu durumu önlemeye gücü yetmemektedir.
'TEHLİKELİ CEHALET', farkına varmadan bu tuzağın içine düşüp eğlenmektir.
Bunu bilip de bilmezden gelen, görüp de çıkar sağlayanlar, sonra da 'işte özgürlük budur' diyenlerse toplumun asıl belalarıdır.
Bilmemiz gereken budur.
Görmemiz gereken budur.
Anlamamız gereken budur.
Mücadelemiz de bu olmalıdır...
"Kötüler Tanrý'yý, Tanrý ise iyileri kullanýr!.."
(Giordano Bruno)
...
|
"
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.