(anadoluhaber) Fwd: Yeni duyuru: Ergenekon Savcılarının Bittiği Gün…(Davayı Kim Sulandırıyor?)- Fatma Sibel Yükse

Bütün bunları bilip de;    ruh sağlığımızı nasıl yerinde tutacağız bilemediğim işte bu!!!!!Sevgiler.Sili



Ergenekon Savcılarının Bittiği Gün…(Davayı Kim Sulandırıyor?)- Fatma Sibel Yüksek

http://www.acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=7906

--------------------------------------------------------------------------------

Bir diğer şaşırtıcı itiraz da sanık Mehmet Murat Yücel'in avukatından geldi. İddianamede, "eski özel harekâtçı" olduğu belirtilen ve "örgütün" polis ve istihbarat içindeki bağlantısı olarak uzun uzun anlatılan Mehmet Murat Yücel, bırakın özel harekâtçı olmayı, Özel Harekat Birimi'nin önünden bile geçmemiş…



Peki neymiş mesleği sanığın?



Bunu da avukatı ve duruşma salonunda bulunan yakınları açıkladı:



Beden eğitimi öğretmeni!


--------------------------------------------------------------------------------

Dünkü, yani  06.11.2008 tarihli Ergenekon davası duruşmasında çok önemli sahneler yaşandı. Henüz savunmalara geçilmediği halde,  dar biçilen elbisenin dikişleri  daha şimdiden öyle bir patlamaya çatlamaya başladı ki, Türk hukuk sisteminin bu skandalı nasıl toparlayacağını merak etmeye başlamakta fayda var


Gazeteci Vedat Yenerer'in avukatı Vural Ergül, iddianameyi son derece teatral bir tarzda, ses vurgularını abartarak ve keyifle okuyan Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in tabiri yerindeyse, fiyakasını çok fena bozdu..



Şöyle ki:



Sayın Savcı, kendisini kaptırmış bir şekilde bin 763. sayfayı falan okuyordu ki,  Vural Avukat söz aldı ve "Sayın Hakim, izninizle sayın savcılara sıcağı sıcağına bir şey sormak istiyorum. Yazılı veya sözlü olarak verecekleri her cevap peşinen kabulümdür. İddianamenin bazı bölümlerinde neden mavi, kırmızı renkler, boldlanmış  büyük harfler falan kullandılar? Neyi vurgulamak istediler? Böyle bir yazış tarzına kim karar verdi?" diye sordu…



Savcılar şaşkın…



Mahkeme Başkanı  Köksal Şengün, iddia  iddia makamının soruya verecek cevabı olup olmadığını sordu. Mehmet Ali Savcı ile Nihat Savcı birbirlerini baktılar; sonra Mehmet Ali Savcı duyulur duyulmaz bir sesle, "Cevabımız yok" dedi..

Başkan Şengün, Avukat Ergül'e dönüp "Cevap yok" diye tekrarladı. İşin peşini bırakmaya niyetli görünmeyen genç avukat ısrar etti: "Kim yapıyor iddianamedeki bu renklendirmeleri?"



Bu arada, kendisini toparlama fırsatı bulan Pekgüzel,  "İddianameyi biz de kâğıt üzerinde siyah-beyaz görüyoruz, renk falan yok"  karşılığını verdi.



Bunun üzerine Vural Ergül, önündeki bilgisayarı kucaklayıp (aynı bilgisayar savcılarının önünde de var) "Bakın, görüyor musunuz şu mavileri, kırmızıları… Kim ve neden yapıyor bunu?" diyerek savcılara doğru döndürdü.



Savcılar yine birbirlerine baktılar. Pekgüzel, dijital ortamda tutanak tutmakta olan katiplere bakarak, yine duyulur duyulmaz bir sesle, "Herhalde arkadaşlar yapıyorlar, bilemiyorum" gibi bir şey mırıldandı. Aniden böyle bir suçlamanın altında kalan zabıt kâtibi çocuğun gözleri faldaşı gibi açıldı, o da yanındaki arkadaşına baktı şaşkın şaşkın…



Avukat Vural Ergül'ün bu garabet durumu gündeme getirmesinin bir nedeni var. Bazı avukatların iddiasına göre-ki bunu duruşmada da gündeme getirdiler-Ergenekon iddianamesini savcılar yazmadı! Evet, çok önemli bir iddia bu…Peki kim yazdı? Yine avukatların iddiasına göre, "Emniyet'te yazıldı…"



Savcıların iddianamedeki renklendirmelerden habersiz olduğu ortaya çıkınca, Avukat Ergül, "Savcılar iddianameden habersiz!" diye bağırdı. Ergül'ün kayıtlara geçen bu sözlerine Savcılar, "Bu bize hakarettir, ne demek iddianameden habersizler" falan diye kıyameti koparmadan yine birbirlerine baktıktan sonra iddianameyi kaldığı yerden okumaya devam ettiler…



Bir diğer şaşırtıcı itiraz da sanık Mehmet Murat Yücel'in avukatından geldi. İddianamede, "eski özel harekâtçı" olduğu belirtilen ve "örgütün" polis ve istihbarat içindeki bağlantısı olarak uzun uzun anlatılan Mehmet Murat Yücel, bırakın özel harekâtçı olmayı, Özel Harekat Birimi'nin önünden bile geçmemiş…



Peki neymiş mesleği sanığın?



Bunu da avukatı ve duruşma salonunda bulunan yakınları açıkladı:



Beden eğitimi öğretmeni!



Evet, "Ergenekon terör örgütünün polis içindeki bağlantısı, eski özel harekâtçı" olarak sayfalarca anlatılan sanık aslında beden eğitimi öğretmeniymiş!

S

avcılar buna da sessiz kaldılar. Başkan  Şengür de ne diyeceğini bilemedi…



Daha neler olmadı ki...



Sanıklar ve müdafileri tarafından daha sorgulara geçilmeden ortaya atılmaya başlanan  somut çelişkiler, aslında davayı başlamadan bitirdi. Bu dava artık hukuken değil, tamamen siyaseten sürüyor…



Dünkü duruşmadan tarihe geçecek anektodları aktarmaya devam edelim:



Sanık Nusret Senem: "Bilgisayar ortamında tutulan tutanaklarda üçüncü kişinin anlatım ifadesi kullanılıyor. Bu kesinlikle yasalara aykırı;  tutanaklar hakimin dilinden yazılmalıdır. Bütün detaylar kelimesi kelimesine kaydedilmelidir. Özetleme dili kullanılıyor. Ayrıca, tutanaklar savunma tarafına verilmiyor, bu tutanaklara anında sahip olmak bizim savunma hakkımızdır.Ses ve görüntü kayıtları aynı gün bize verilsin"



Sanık Kemal Kerinçsiz: "9 no'lu gizli tanık Osman Yıldırım'ın gizli tanık ifadelerini istemiştim, savcı gönderdi.. Ancak, bana verilen yazı, gizli tanığın detaylı ifadeleri değil, sadece bir üst yazı. Zekeriya Öz'ün imzasını taşıyan bu üst yazıda, 'ifadenin kayda alınmış halinin çözümlerinden elde edilen metinler, soruşturma sürdüğü için gizlilik nedeniyle sunulamaz' deniliyor. Savcı Öz, kendisini mahkemenin üstünde mi görüyor. Yıldırım'ın ifadelerini mahkemenize göndersin, mahkemeniz gerekli görürse bazı bölümlere gizlilik tedbiri uygulayabilir. Savcı Öz mahkemeden delil mi saklıyor?

Ayrıca, burada sayın savcılar, Tuncay Güney için "şüpheli firari" sıfatını kullandılar. Demek ki hakkında açılmış bir kamu davası yok..İşin merkezinde yer alan bu kişi için 'yeterli şüphe yoktur' zannıyla mı dava açılmıyor? İddia makamı bu soruşturmayı neden özenle Tuncay Güney'den uzak tutuyor? Aralarında gizli bir anlaşma mı var?"



Sanık Hayrettin Ertekin: "Cezaevi yönetimi beni zorla psikiyatri servisine götürmek istiyor. Gece uyurken elimi kolumu bağlayıp götürmeye kalkışıyorlar. Benim psikolojik sorunum yok, kalp ve tansiyon sorunum var. Beni neden zorla Silivri'de bir bayan psikiyatriste götürüyorlar? İfadem sırasında bana zorla bir belge imzalatmak istediler, sol kulak zarımı patlattılar, bana imzalatmak istedikleri belge, Susurluk raporunun bir bölümüydü…"



Sami Hoştan'ın avukatı: "Sayın Başkan, müvekkilim hakkında dosyada 4 adet silah bulunduğuna dair zabıt var…Zabıt var da Sayın Hakim'im, silahların kendisi yok! Acaba bu silahlar nerede? Silahların bulunmasını talep ediyoruz…"



Muzaffer Tekin'in avukatı: "İddianamede, Muzaffer Tekin'in örgüt içinde 'Zafer' kod adını kullandığı öne sürülüyor. Muzaffer Tekin'in 25 yıl önceki düğün davetiyesini dosyaya sunduk. Burada damadın ismi Zafer Tekin olarak geçmektedir. İnsanın aile içinde kullanılan isminden kod isim olur mu?



Sanık Kemal Kerinçsiz: "İddianamede, hükümeti yıkmak adına katıldığım ileri sürülen hangi izinli gösteriler hakkında soruşturma açıldığını sormuştum,bu konudaki resmi yazı Emniyet'ten geldi. Bu yazıya göre, burada hükümeti yıkmaya çalışmakla suçlanan 86 kişiden  sadece 3 kişi yani,Doğu Perinçek, Kemal Kerinçsiz, Sevgi Erenerol hakkında toplam 5 soruşturma açılmış. Bunların hepsi de takipsizlik veya beraatle sonuçlanmış..Bu nasıl hükümet yıkmak?"



Duruşmaya ara verildiği sırada, tutuklu sanıklar arasındaki en renkli simalardan biri olan Doç. Dr. Emin Gürses, kendine özgü laz şivesiyle yaptığı konuşmalarla jandarmaları bile güldürdü. Avukatlara, "Ne tahliye talep edip duraysunuz uşağım, savunma yapulmadan tahliye mi olur da? Burada 9 ay tutmişlar benu..öyle kolay pırakurlar mu?" dedi…Ev sahibinin cezaevi adresine "tahliye ihtarı" çektiğini söyleyen Gürses,"Pen senun evunde oturmayrum ki, cezaevunde yatayrum da..Bana ne diye tahliye ihtarı çekeysun" diye yakındı.


Gürses'in yakınlarıyla sohbeti sırasında, tutuklu Emekli Orgeneral Hurşit Tolon hakkında söylediği bazı sözler de basına eksik ve yanlış yansıdı. Benim tanık olduğum bölümde Gürses aynen şöyle söyledi: (İzninizle bu kısımda laz şivesi kullanmayacağım):



"İnsanların hayatlarını mahfettiler. Şener Eruygur canıyla uğraşıyor, bilinci yerinde değil. Kuddusi Okkır hayatını kaybetti. Tolon Paşa Kandıra'dan buraya getirildiğinde psikolojik olarak büyük bir yıkımın içindeydi.. Sürekli "Ben neden buradayım" diye soruyordu. Allah korusun, intihar psikolojisi içindeydi. Koğuş arkadaşı Veli Küçük  Paşa'nın destekleriyle kendini toparladı…"



Evet, Gürses aynen böyle konuştu. Bazı internet siteleri ve gazetelere yansıdığı gibi, "somut bir intihar olayından" değil, bir "intihar psikolojisinden" söz etti..



6 Kasım 2008 tarihli duruşmada olanlar özetle böyle.



Şamil Tayyar,yine "Ergenekon davasının sulandırılmak istendiğini" yazmış. İddianameye ve duruşma salonunda olanlara bakıp böyle bir 'sulandırmayı' esas kimin yaptığını, elini vicdanına koyarak cevaplasın. Bir zahmet gelip duruşmaları da izlesin. İyi alıştı belge ve bilgi servisiyle köşe yazmaya…





Kaynak: Fatma Sibel Yüksek-Açık İstihbarat

Bu gelen duyuruları kapatmak isterseniz, profilinizden bunu kolayca yapabilirsiniz.

Bu link'i takip ederek duyurunun tamamını görebilirsiniz:

http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=3715.0

Saygılar,
 T   O   G   E   Ç


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
        Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."

            *Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım  grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.