Dini mahkum eden ülke: Çin

Çin'de yaşıyor ve bir de dini inanışlarınız varsa hayat sizin için oldukça zordur. Çinliler ancak hükümetin düzenlediği dini yaşayabiliyor.

Bunun tek istisnası ise Uygur Müslümanları.
Khotan'da, bu vaha şehrinde her hafta binlerce Müslümanın cazibe merkezi olan büyük cami Müslümanların ziynetleriyle oldukça görkemli bir görüntü kazanıyor: namazda Müslümanların üzerine diz çöktüğü tozlu yün halılar, özenle başa sarılmış sarıklar, kimilerinde ise desenli takkeler ve de duvara boydan boya kazınmış Arap çöllerindeki kutsal Mekke şehri motifi...

Fakat caminin girişinde Kurani öğretiler yerine Komünist Parti yönetmelikleri listelenmiş.
Kurallara göre Cuma namazı kıldıran imamın hutbesi yarım saatten fazla uzun olamaz. Halkın başka bir camide namaz kılması ise zaten yasak. Khotan sakinlerinin şehrin dışındaki camilerde de namaz kılma şansları yok.

Yine Komünist Parti'nin aldığı bir karara göre hükümet çalışanları ve Müslüman olmayanlar camiye ziyaret maksadıyla bile olsa giremezler.
Hükümetin ceza vermesinden korkarak sadece isminin baş kısmını vermek isteyen Muhammed isimli bir öğretmen, caminin avlusunda, "Elbette bu insanları kızdırıyor" diyor ve ekliyor, "İnsanlar hükümetin yaptığının yanlış olduğunu düşünüyor. Onlar devlet çalışanlarının da ibadet etme hakkı olduğunu düşünüyorlar."




Çin'in kuzeybatısındaki Sincan diye bilinen özerk bölgede Müslümanlar karmaşık ve dinin yayılmasını engellemeyi planlanan baskıcı kanunlar altında yaşıyorlar ve Uygur Türkleri Çin kanunlarından huzursuzluklarını her fırsatta dile getiriyorlar.
Devlet Müslümanların hayatının her kademesine müdahale ediyor. Yetkililer Kur'an'ın sadece kanunlara uygun öğretilerinin yaşanabileceğini ve öğretilebileceğini söylüyorlar. Bu sebeple özel Kur'an eğitimi ülkede yasak. Ancak devlet okullarında din dersi verilebiliyor. O da yoğun bir denetim altında.

İslam'ın iki sütunu olan hac ve oruç da devletin yoğun kontrolü altında. Öğrenciler ve devlet çalışanlarının oruç tutması yasak, onlar Ramazan'da yemek yemeye zorlanıyorlar ve illegal bir yolculuk yapmaları engellenmek için Sincan'daki Uygurların pasaportları da hac mevsimi boyunca devlet yetkililerince ellerinden alınıyor. Bu şekilde sadece devletin izin verdiği kadar Uygur hac yolculuğu yapabiliyor.

Devlet çalışanlarının hiçbir şekilde İslami simge taşımasına izin verilmiyor. Örneğin bir kadının başörtüsü takması burada imkansız.
Image
Çin'e bağlı özerk eyalet Sincan'ın Khotan şehrindeki ibadete açık tek camide dua eden bir Uygurlu

Resmi olarak ateist olan Çin hükümeti sadece beş dini tanıyor: İslam, Protestanlık, Katolizm, Taoizm ve Budizm. Bu dinler sıkı bir şekilde denetim altında. Bunun yanısıra Çin yönetimi en çok Sincan'da denetimde zorlanıyor. Çünkü Müslüman Uygurlar Çin'de hükümet güçlerine karşı şiddete başvuruyorlar ve Doğu Türkistan olarak da bilinen bu bölgede İslamcı direniş alevleniyor.

Yetkililer Çin için en büyük güvenlik tehdidini Sincan'daki direnişçi grupların oluşturduğunu söylüyorlar. Hükümet Sincan'da üç büyük "ayrılıkçı, terörist ve aşırı dinci" örgüt olduğunu söylüyor. Onlar bu örgütlerin bölgeyi istikrarsızlaştırdığını savunuyor.
Çin yönetiminin tayin ettiği imamlar da bu gruba mensup olanların dinle alakası olmadığını söylüyorlar. Yönetime endişe veren ise milyonluk Sincan'da bu hareketlerin hızla güç kazanması ve dünya geneline yayılmış olan küresel cihadçı ideolojinin en çok taraftarı Doğu Türkstanlılardan kazandığını gösteren raporların artması. Sincan halihazırda Çin yönetiminin bağrında çıkmış bir çıban gibi görülüyor.

Geçtiğimiz Ramazan ayında had safhaya çıkan şiddet, bölgede en az 22 güvenlik yetkilisinin canını aldı. Sincan'da 1990'lardan bu yana şiddet zirve noktasına çıkmış durumda.
Bölge yönetimi Sincan'da dinin kontrolünü tamamiyle kaybettiklerini itiraf ediyor. Onlara göre yasadışı din eğitimleri bölgede aşırılığı arttırıyor ve bir şekilde dinin yeniden kontrol altına alınması gerekiyor.

Uygurlar Sincan'da 19 milyonluk nüfusun %46'sını temsil ediyor ve en büyük etnik grup olma özelliğini taşıyor. Onlara göre Han Çinlileri bölgede egemen kılınıyor. Yani devlet etnik ve dinsel ayrımcılık yapıyor. Uygurlar Çin'den bağımsızlıklarını ilan etmek istiyorlar.

pressmedya




0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.